neden bu hale geldi?

peluss89 .!.:

ya arkadaşım ne olursun bırak artık hakaret etmeyi. ben sana benim açımdan bak demiyorum, yaptığıma hak ver hiç demiyorum.
en başından beri diyorum ki, ben konuştum evli bi adamla bigün ama sonra ona bitti dedim. sevgilime söyledim. nedenini ben bile kestiremiyorum, intikam içinmi yoksa gerçekten ayrılmayı göze alamıcak kadar sevdiğindenmi, oda beni affetti o telefon konuşmamızın sonunda.
neden hala burdasın diyenlere tekrar söylüyorum. ben evet hatamı anladım, bunun bahanesi osu busu olmaz. kılıfı olmaz dedim. ama işin birde 6 aydır yaşadığım yalnızlık, mutsuzluk kısmı var. ve şimdi birde benim aldatmam çıktı. ve bu kadarını kaldıramadım. zaten mutsuzdum şimdi iyice içim kötü. kendi mutsuzluğumu ne kadar tarif etsemde anlatamam.
tek istediğim burda paylaşmak içimi dökmekti. çnk bunu özel hayatımda bi arkadaşıma anlatamazdım. burda anlatmak istedim ama ztn pişman oldum. söylenenler de en az bnm yaptığım kadar çirkindi. anlatabildimmi kendimi?

Genişletmek için tıkla...

Serotonin .!.:

Ben seni çok sevdim...
Sana durmadan yazmak istiyorum, yazmayınca konuna dönüp bakıyorum özlemle.. Tek bir satır bile bir şey yazsan, hasretim diniyor gibi..
İlk kez yazıyorum bu forumda böyle cümleleri.. İlk görüşte bağlanma diyebilirsin...
Benim huyumdur, ilk görüşte bağlanmayı "çelişkili bir akıl" gördüğümde hemen yaşarım... üzülürüm çünkü.. Tam olarak ne hissettiğini kendisi de bilmiyor, eleştiriye göre kendisine yön veriyordur... Bazen üslubu çirkinleşirken, bazen "ha şunu istiyorum, böyle yazın işte... ben de bu yüzden..." gibi can simidi gördüğü cevaplara yanıt veriyordur...

Neden bu hale geldi?
Çünkü senin karakterin bu hale gelmesine yardım etti...
Sen aşırı ilgi seven, heyecan bağımlısı biraz da toy bir arkadaşımızsın... Olgunca, olayların akışında ilerlemesine izin vermeyecek kadar gençsin belki de... Oturmuş ilişki kavramındansa, sana güzel şeyler söyleyecek ve mümkünse "heyecan" tam hissedilsin diye "yasak" olacak bir ilişki yaşamalısın...
Düşüncesizce...

Bu arada.. Ben beddua görmedim yazılanlar içerisinde.. belki atladım... Bilemiyorum.. Beddua'dan korkma güzel kardeşim... "Adalet" ten kork...

Böyle bir cümle ile ara verdikten sonra son bir - iki paragrafla devam etmek istiyorum;
Sevgilini seviyorsan, kır dizini otur... İlgisi yetmiyorsa, başkasını bul, bekar olsun.. Çünkü ne yaparsan yap, evli erkeklerin sadece "arka bahçesi" olursun... Biraz hediye, biraz öpücük, biraz başka şeyler, heyecan falan derken, hissetmezsin... Ama aldatılan da yine sen olursun.. Bir bayan çalışıyor benim yanımda, yeni başladı.. Ne kadar saklamaya çalışırsa çalışsın, kendisini almaya gelen adamın evli olduğunun farkındayım bir süredir.. İçgüdü ama emin gibiyim.. Tam emin olmadan hareket etmek istemiyorum... "Aman ayaklarım yere değmiyor... Aman şöyle mutluyuz"... diyor bir gün.. Ertesi gün sanki kafasına mermer ile vurulmuş.. bitkin.. kahve üstüne kahve... El telefonda...

İçimden diyorum ki "Kim aldatılıyor acaba.. Farkında mı?"...
Şahsiyetli kadındır "aldatılan kadın"... bir süreye kadar "aldatıldığını, ikinci bir kadın ile gönül eğlendirildiğini bilemz"....
Şahsiyetsiz kadın, başka bir kadın varken adamın "ikinci karısı" rolünü oynamaya çalışan kadındır aldatılacağını bile bile...
Bu yüzden bu hikayede aldatılan kadın sizsiniz...

Adam zaten söylemiş, evliliğinde mutlu.. Biraz da sizi kullanmak istemiş çok mu...
İzin verdiğiniz için müteşekkirdir...

Selamlar,

Genişletmek için tıkla...

Serotonin .!.:

Ben seni çok sevdim...
Sana durmadan yazmak istiyorum, yazmayınca konuna dönüp bakıyorum özlemle.. Tek bir satır bile bir şey yazsan, hasretim diniyor gibi..
İlk kez yazıyorum bu forumda böyle cümleleri.. İlk görüşte bağlanma diyebilirsin...
Benim huyumdur, ilk görüşte bağlanmayı "çelişkili bir akıl" gördüğümde hemen yaşarım... üzülürüm çünkü.. Tam olarak ne hissettiğini kendisi de bilmiyor, eleştiriye göre kendisine yön veriyordur... Bazen üslubu çirkinleşirken, bazen "ha şunu istiyorum, böyle yazın işte... ben de bu yüzden..." gibi can simidi gördüğü cevaplara yanıt veriyordur...

Neden bu hale geldi?
Çünkü senin karakterin bu hale gelmesine yardım etti...
Sen aşırı ilgi seven, heyecan bağımlısı biraz da toy bir arkadaşımızsın... Olgunca, olayların akışında ilerlemesine izin vermeyecek kadar gençsin belki de... Oturmuş ilişki kavramındansa, sana güzel şeyler söyleyecek ve mümkünse "heyecan" tam hissedilsin diye "yasak" olacak bir ilişki yaşamalısın...
Düşüncesizce...

Bu arada.. Ben beddua görmedim yazılanlar içerisinde.. belki atladım... Bilemiyorum.. Beddua'dan korkma güzel kardeşim... "Adalet" ten kork...

Böyle bir cümle ile ara verdikten sonra son bir - iki paragrafla devam etmek istiyorum;
Sevgilini seviyorsan, kır dizini otur... İlgisi yetmiyorsa, başkasını bul, bekar olsun.. Çünkü ne yaparsan yap, evli erkeklerin sadece "arka bahçesi" olursun... Biraz hediye, biraz öpücük, biraz başka şeyler, heyecan falan derken, hissetmezsin... Ama aldatılan da yine sen olursun.. Bir bayan çalışıyor benim yanımda, yeni başladı.. Ne kadar saklamaya çalışırsa çalışsın, kendisini almaya gelen adamın evli olduğunun farkındayım bir süredir.. İçgüdü ama emin gibiyim.. Tam emin olmadan hareket etmek istemiyorum... "Aman ayaklarım yere değmiyor... Aman şöyle mutluyuz"... diyor bir gün.. Ertesi gün sanki kafasına mermer ile vurulmuş.. bitkin.. kahve üstüne kahve... El telefonda...

İçimden diyorum ki "Kim aldatılıyor acaba.. Farkında mı?"...
Şahsiyetli kadındır "aldatılan kadın"... bir süreye kadar "aldatıldığını, ikinci bir kadın ile gönül eğlendirildiğini bilemz"....
Şahsiyetsiz kadın, başka bir kadın varken adamın "ikinci karısı" rolünü oynamaya çalışan kadındır aldatılacağını bile bile...
Bu yüzden bu hikayede aldatılan kadın sizsiniz...

Adam zaten söylemiş, evliliğinde mutlu.. Biraz da sizi kullanmak istemiş çok mu...
İzin verdiğiniz için müteşekkirdir...

Selamlar,

Genişletmek için tıkla...