- 25 Eylül 2009
- 1.399
- 291
- 373
Ay, hepiniz ne kadar da hassasmışsınız canım! Nasıl olur da bu halk göz göre göre oyunu AKPye verirmiş? Bunun adına katiline âşık olmak denirmiş... Böyle bir ülkede yaşamak artık olanaksız hale gelmiş... Bu iktidarın değişeceğine olan inancınız kalmamış! Zaten herkes layık olduğu iktidar tarafından yönetilirmiş...
Bir sürü laf, laf, laf!
Sözüm sana; seçim yenilgisi şokunu üzerinden atamayan, üzgün, yılgın saf vatandaş:
Hemen aklını başına topla, kendine gel!
Yoksa senin bu yılgınlığından, bezginliğinden öyle bir yararlanırlar ki; işte o zaman gerçekten kaçacak delik ararsın...
***
Gün, ağlayıp sızlanma günü değil...
Pes edip, kaçıp gitme günü, hiç değil!
Gün, direnme günü!
Pasif ama kararlı bir direnişin tam zamanı artık!
Sokaklara çıkmak, bağırmak çağırmak, öfkelenmek, sinirlenmek yok bu direnişte...
Öğren artık iyi niyetli arkadaş; seçimle gelir bunlar... Ama asla seçimle gönderemezsin!
Çünkü demokrasi, insanlığının ve yurttaşlığının bilincinde olan insanların çoğunlukta olduğu ülkeler için ideal bir sistemdir.
Bizim gibi okuyup yazmayı bilene ve dört işlemden ikisini güç bela yapana aydın denilen ülkelerde demokrasi, sadece zorbalara hizmet eder!
***
Peki; biz ne yapacağız o zaman? diyorsan...
İşte; doğru soruyu buldun nihayet!
Demokrasicilik oyununun adaletten ve çağdaşlıktan uzaklaştığı, diktatörlüklerin aracı haline getirildiği toplumlarda, aklını çalıştıracaksın...
Sosyalizm, emekçilerin üretimden gelen güçlerini kullanmaları esasına dayanır...
Günümüz toplumu ise üretim değil; tüketim toplumu...
O zaman biz de tüketimden gelen gücümüzü kullanacağız!
***
Eğer üreten bizsek, vergi veren, bu toplumu ayakta tutan, artı değer yaratan, aklını çalıştıran ve tüm bunlara karşın kendini ifade edemeyen, ezilen, itilen, kakılan yine bizsek...
O zaman tüketimi durdurmayı deneyeceğiz bir kez olsun!
Evet; tüketmeyeceğiz.
Tüketimi en aza indireceğiz bir süreliğine...
Birileri gibi evdeki paraları sıfırlama olanağımız olmasa bile alışveriş, eğlence, gezi harcamalarını sıfırlayacağız...
Yeme, içme, barınma ve giyinme harcamalarını kısabildiğimiz kadar kısacağız.
Gerekiyorsa arabaya binmeyip yürüyeceğiz...
Bu zalim değirmenin, bizim taşıdığımız sularla, yine bizi öğütmesine böyle tepki göstereceğiz.
Değerimizi anlayacakları güne kadar...
Heceleyerek söylüyorum:
TÜ-KET-ME-YE-CE-ĞİZ!
***
Bu kampanyaya da iktidarın emir kulu olan işadamlarının şirketlerini boykot ederek başlayacağız.
Bu zulme seyirci kalan firmalardan tek kuruşluk alışveriş yapmayacağız, gazetelerini almayacağız, sularını içmeyeceğiz, kredi kartlarını iptal edeceğiz, bankalarındaki paralarımızı çekeceğiz...
Hatta bırakın özel arabalarımızı, toplutaşıma araçlarına bile binmeyip yürüyeceğiz!
***
Bizi umursamadılar; çocuklarımızı öldürüp geçtiler...
Paramızın önünde kul olacaklarına adım gibi eminim!
GÜNÜN SORUSU
Seçim sonuçları ortada; ne ilginçtir ki üç parti de yenilgiyi kabul etmiyor! Tablo açık: Berkini vuranlar, ayakkabı kutularına para dolduranlar, baskın yapılacağından kuşkulanınca evdeki paraları sıfırlayanlar kazandı. Bu yüzden, bugüne kadar izlediğimiz mücadele yöntemlerini yetersiz buluyorum ve yeni bir kampanya başlatıyorum: TÜKETMİYORUZ! Sorum size:
Var mısınız?
TÜKETMİYORUM, ÇÜNKÜ...
Haydi; tam sırası: Sandıktaki gücümüzü küçümseyenlere, anlayacakları dilden yanıt verelim!
Ben internette (Lütfen TIKLAYIN) adresinde Tüketmiyoruz diye bir sayfa açtım... Sayfa anında büyük ilgi gördü ve bir günde binden fazla katılımcısı oldu... İster bu sayfadan, ister kendi sayfalarınızdan bu kampanyanın yangınlaşmasını sağlayın.
Yaptırabiliyorsanız; küçük el ilanları, broşürler, afişler, çıkartmalar yaptırıp; duraklara, araçlara, apartmanlara... Yani bırakabildiğiniz her yere bırakın!
Dinci ve bölücü şirketlerle bu baskı düzenine hizmet eden firmaların ürünlerini almayın, hizmetlerine para ödemeyin...
Bu kampanyayı eşinize, dostunuza, arkadaşlarınıza ve ulaşabildiğiniz herkese duyurmaya çalışın.
Kısacası:
Onurlu bir insan olduğum için TÜKETMİYORUM!
Berkinin ve Haziran direnişi şehitlerinin katilleri bulunmadığı için TÜKETMİYORUM!
Ülkem bölünmeye götürüldüğü için TÜKETMİYORUM!
Birilerinin ayakkabı kutularının daha fazla dolmasına katkıda bulunmamak için TÜKETMİYORUM!
Yargı, iktidar tarafından ele geçirildiği için TÜKETMİYORUM!
Bu ülkede nefes bile alamaz hale geldiğim için TÜKETMİYORUM!
Bizi bugüne kadar bir tüketim makinesine dönüştürenleri protesto etmek için TÜKETMİYORUM!
Bu iktidardan kurtulacağım güne kadar TÜKETMİYORUM!
Bu ülkeye sevdalı ve mücadele etmekten yorulmuş herkesi, bu pasif direnişe katılmaya davet ediyorum!
GÜNÜN İSYANI!
İsyanım, yeni kampanya önerisini daha okur okumaz, Tutmaz diye burun kıvıran bezgin okurlara:
Tutup tutmaması senin elinde... Önce bir dene! Bu tiranların şirketlerine para kazandırma... Kamu arazisi yağmalanarak yapılan o evleri alma... Yüzde 60ı vergiden oluşan otomobillere binme... İktidar yalakası işadamlarının sahibi olduğu mağazalardan giyineceğine, pazardan giyin! Yeter ki yenilgiyi kabullenip, 1.80 uzanma! Kısacası... Hadi beyim; yılmak yok... Unutma ki her yıkım, yeni bir başlangıç için fırsattır!
Bir sürü laf, laf, laf!
Sözüm sana; seçim yenilgisi şokunu üzerinden atamayan, üzgün, yılgın saf vatandaş:
Hemen aklını başına topla, kendine gel!
Yoksa senin bu yılgınlığından, bezginliğinden öyle bir yararlanırlar ki; işte o zaman gerçekten kaçacak delik ararsın...
***
Gün, ağlayıp sızlanma günü değil...
Pes edip, kaçıp gitme günü, hiç değil!
Gün, direnme günü!
Pasif ama kararlı bir direnişin tam zamanı artık!
Sokaklara çıkmak, bağırmak çağırmak, öfkelenmek, sinirlenmek yok bu direnişte...
Öğren artık iyi niyetli arkadaş; seçimle gelir bunlar... Ama asla seçimle gönderemezsin!
Çünkü demokrasi, insanlığının ve yurttaşlığının bilincinde olan insanların çoğunlukta olduğu ülkeler için ideal bir sistemdir.
Bizim gibi okuyup yazmayı bilene ve dört işlemden ikisini güç bela yapana aydın denilen ülkelerde demokrasi, sadece zorbalara hizmet eder!
***
Peki; biz ne yapacağız o zaman? diyorsan...
İşte; doğru soruyu buldun nihayet!
Demokrasicilik oyununun adaletten ve çağdaşlıktan uzaklaştığı, diktatörlüklerin aracı haline getirildiği toplumlarda, aklını çalıştıracaksın...
Sosyalizm, emekçilerin üretimden gelen güçlerini kullanmaları esasına dayanır...
Günümüz toplumu ise üretim değil; tüketim toplumu...
O zaman biz de tüketimden gelen gücümüzü kullanacağız!
***
Eğer üreten bizsek, vergi veren, bu toplumu ayakta tutan, artı değer yaratan, aklını çalıştıran ve tüm bunlara karşın kendini ifade edemeyen, ezilen, itilen, kakılan yine bizsek...
O zaman tüketimi durdurmayı deneyeceğiz bir kez olsun!
Evet; tüketmeyeceğiz.
Tüketimi en aza indireceğiz bir süreliğine...
Birileri gibi evdeki paraları sıfırlama olanağımız olmasa bile alışveriş, eğlence, gezi harcamalarını sıfırlayacağız...
Yeme, içme, barınma ve giyinme harcamalarını kısabildiğimiz kadar kısacağız.
Gerekiyorsa arabaya binmeyip yürüyeceğiz...
Bu zalim değirmenin, bizim taşıdığımız sularla, yine bizi öğütmesine böyle tepki göstereceğiz.
Değerimizi anlayacakları güne kadar...
Heceleyerek söylüyorum:
TÜ-KET-ME-YE-CE-ĞİZ!
***
Bu kampanyaya da iktidarın emir kulu olan işadamlarının şirketlerini boykot ederek başlayacağız.
Bu zulme seyirci kalan firmalardan tek kuruşluk alışveriş yapmayacağız, gazetelerini almayacağız, sularını içmeyeceğiz, kredi kartlarını iptal edeceğiz, bankalarındaki paralarımızı çekeceğiz...
Hatta bırakın özel arabalarımızı, toplutaşıma araçlarına bile binmeyip yürüyeceğiz!
***
Bizi umursamadılar; çocuklarımızı öldürüp geçtiler...
Paramızın önünde kul olacaklarına adım gibi eminim!
GÜNÜN SORUSU
Seçim sonuçları ortada; ne ilginçtir ki üç parti de yenilgiyi kabul etmiyor! Tablo açık: Berkini vuranlar, ayakkabı kutularına para dolduranlar, baskın yapılacağından kuşkulanınca evdeki paraları sıfırlayanlar kazandı. Bu yüzden, bugüne kadar izlediğimiz mücadele yöntemlerini yetersiz buluyorum ve yeni bir kampanya başlatıyorum: TÜKETMİYORUZ! Sorum size:
Var mısınız?
TÜKETMİYORUM, ÇÜNKÜ...
Haydi; tam sırası: Sandıktaki gücümüzü küçümseyenlere, anlayacakları dilden yanıt verelim!
Ben internette (Lütfen TIKLAYIN) adresinde Tüketmiyoruz diye bir sayfa açtım... Sayfa anında büyük ilgi gördü ve bir günde binden fazla katılımcısı oldu... İster bu sayfadan, ister kendi sayfalarınızdan bu kampanyanın yangınlaşmasını sağlayın.
Yaptırabiliyorsanız; küçük el ilanları, broşürler, afişler, çıkartmalar yaptırıp; duraklara, araçlara, apartmanlara... Yani bırakabildiğiniz her yere bırakın!
Dinci ve bölücü şirketlerle bu baskı düzenine hizmet eden firmaların ürünlerini almayın, hizmetlerine para ödemeyin...
Bu kampanyayı eşinize, dostunuza, arkadaşlarınıza ve ulaşabildiğiniz herkese duyurmaya çalışın.
Kısacası:
Onurlu bir insan olduğum için TÜKETMİYORUM!
Berkinin ve Haziran direnişi şehitlerinin katilleri bulunmadığı için TÜKETMİYORUM!
Ülkem bölünmeye götürüldüğü için TÜKETMİYORUM!
Birilerinin ayakkabı kutularının daha fazla dolmasına katkıda bulunmamak için TÜKETMİYORUM!
Yargı, iktidar tarafından ele geçirildiği için TÜKETMİYORUM!
Bu ülkede nefes bile alamaz hale geldiğim için TÜKETMİYORUM!
Bizi bugüne kadar bir tüketim makinesine dönüştürenleri protesto etmek için TÜKETMİYORUM!
Bu iktidardan kurtulacağım güne kadar TÜKETMİYORUM!
Bu ülkeye sevdalı ve mücadele etmekten yorulmuş herkesi, bu pasif direnişe katılmaya davet ediyorum!
GÜNÜN İSYANI!
İsyanım, yeni kampanya önerisini daha okur okumaz, Tutmaz diye burun kıvıran bezgin okurlara:
Tutup tutmaması senin elinde... Önce bir dene! Bu tiranların şirketlerine para kazandırma... Kamu arazisi yağmalanarak yapılan o evleri alma... Yüzde 60ı vergiden oluşan otomobillere binme... İktidar yalakası işadamlarının sahibi olduğu mağazalardan giyineceğine, pazardan giyin! Yeter ki yenilgiyi kabullenip, 1.80 uzanma! Kısacası... Hadi beyim; yılmak yok... Unutma ki her yıkım, yeni bir başlangıç için fırsattır!