Pargalı Damat İbrahim Paşa (1493-15 Mart 1536) Kanuni Sultan Süleyman saltanatı döneminde 1523?-1536 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.
Kökeni
Bugün Yunanistan'da kalan Parga yakınlarındaki bir köyde doğdu. Değişik kaynaklarda doğumunda Rum ya da İtalyan kökenli olduğu belirtilmektedir. Babası bir balıkçıydı. (İbrahim Paşa'nın anne ve babasını Sadrazamlığı sırasında İstanbul'a getirttiği kayıtlara geçmiştir.) 6 yaşında korsanlar tarafından kaçırılarak Manisa'da satıldı. Kanuni şehzadeliği sırasında Manisa'da karşılaştığı ve arkadaşlık kurduğu İbrahim'i maiyetine aldı.
Yükselişi
Kanuni'nin maiyetinde idamına kadar geçirdiği yıllar boyunca onun yakın arkadaşı ve danışmanı oldu. Kanuni padişah olduktan sonra onunla birlikte İstanbul'a geldi ve Osmanlı Devletinde Sadrazamlık, Anadalu ve Rumeli Beylerbeylikleri ve Seraskerlik (1528?29-1536) dahil olmak üzere en üst düzeylerde görevlerde bulundu.
Kanuni'nin Padişah olması ile birlikte ilk önce Hasodabaşılık görevine atandı. Ve bu noktadan sonra kendi yetenekleri ve Kanuni ile aralarındaki sıradışı güven ve ilişki sayesinde görülmedik bir hızla yükseldi.
1521'de Belgrad'ın Fethinde görev aldı. 1522'de Rodos seferine katıldı. 1523'te (Çeşitli kaynaklarda 1522 ve 1524 olarak da tarihlenmektedir. E.J. Brill's first encyclopaedia of Islam, 1913-1936, Volume 2 By Martijn Theodoor Houtsma' a göre 27 Haziran 1524) sadrazamlığa getirildi. 1524'te Kanuni'nin kızkardeşi Hatice Sultan ile evlendi. Mısır'da asayişi sağlamakla görevlendirildi ve kendisine Mısır Beylerbeyi unvanı verildi. Macaristan seferine katıldı ve Mohaç Savaşının kazanılmasında önemli rol oynadı.
Daha sonra Anadolu'daki Kalenderi isyanlarını bastırmakla görevlendirildi. Anadolu'da aldığı tedbirlerle isyanları sona erdirdi. I. Viyana Kuşatması ile sonuçlanan 2. Macaristan seferine katıldı. Avusturya İmparatorunu Osmanlı Sadrazamına eşit sayan 1533 tarihli İstanbul Antlaşması'nın müzakerelerini yürüttü. Safevilere karşı düzenlenen Irakeyn seferine katıldı. Tebriz'i aldıktan sonra Kanuni'ni kuvvetleri ile birleşti ve Bağdat'ın fethinde görev aldı.
"Pargalı", "Frenk", "Damat", "Makbul ve Maktul" ve hatta "Gavur" lakaplarıyla anılan İbrahim Paşa, çelişkili kaynaklarda 1522 ile 1524 arasında gösterilen Sadrazamlığa getirilişinden 1536'da idam edilene dek bu makamında oturdu.
İktidarı
İbrahim Paşa'nın dönemindeki gücünü ortaya koyacak en önemli veri; Kanuni tarafından Seraskerlik makamına getirildiğinde İmparatorluğun o güne dek dört tuğla simgelenen gücü yedi tuğa çıkarılması ve İbrahim Paşa'nın da altı tuğ taşımaya yetkili kılınmış olmasıdır. Kanuni'den eksiği sadece Hilafet tuğudur. Osmanlı imparatorluğunun o dönemde bilinen dünyayı şekillendiren dominant dış politikasının kontrolü tamamen İbrahim Paşa'nın elindedir. Ayrıca Avusturya Kralı ve Hristiyan dünyasının neredeyse yarısının temsilcisi olan Ferdinand da Avusturya - Osmanlı barış anlaşması sırasında İbrahim Paşa'yı eşiti hatta ağabeyi olarak tanımış ve Osmanlı İmparatorluğu nezdinde temsilcisi olmasını istemiştir. Yani İbrahim Paşa Avusturya İmparatorluğunun da etkili bir ismi haline gelmiştir. Venedik diplomatlarının İbrahim Paşa'ya [[Kanuni]'ye atıfla "Muhteşem İbrahim" dedikleri kayda geçmiştir. Fransa ile yürütülen işbirliğinde önemli rolü vardır.
Gözden düşüşü ve idamı
İbrahim Paşa'nın idamında birkaç faktör etkili oldu. En önemlisi İbrahim Paşa'nın iktidarda ulaştığı güç ve bu gücün yarattığı kişisel hırs ve iktidar sarhoşluğudur. İbrahim Paşa'nın Kral Ferdinant'ın elçilerine söylediği aktarılan şu sözler onun bu hırsını ortaya koyar: "Bu büyük devleti idare eden benim; her ne yaparsam yapılmış olarak kalır; zira bütün kudret benim elimdedir. Memuriyetleri ben veririm, eyaletleri ben tevzi ederim, verdiğim verilmiş ve reddettiğim reddedilmiştir. Büyük padişah bir şey ihsan etmek istediği veya ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam gayr-ı vaki gibi kılınır. Çünkü her şey; harb, sulh, servet ve kuvvet benim elimdedir." Ve İbrahim Paşa'nın Serasker Sultan ünvanını kullanmakta ısrar edişi de bir tür meydan okuma olarak alınmış olabilir.
Bir başka faktör Kanuni'nin eşi Hürrem Sultan ile aralarındaki çekişmedir. Özellikle İbrahim Paşa'nın taht için Kanuni'nin ilk eşinden olan en büyük oğlu Mustafa'yı (Kanuni tarafından 1553'te boğdurularak idam ettirilmiştir.) açıkça destekliyor oluşu ve Kanuni üzerindeki Hürrem Sultan ile yarışan etkisi bu çekişmeyi yaratmıştır. İbrahim Paşa'nın Bağdat'ın Fethinin ardından Defterdar İbrahim Paşa'yı idam ettirmesi ve buna onay veren Kanuni'nin daha sonra duyduğu pişmanlık da İbrahim Paşa'nın gözden düşmesinde etkendir.
Geride Bıraktıkları
13 sene sadrazamlık yapan ve Farsça, Rumca, Sırpça ve İtalyanca bilen İbrahim Paşa, bugün Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan İbrahim Paşa Sarayından başka, İstanbul Mekke Selanik, Hezergrad (Razgrad) İbrahim Paşa Camii ve Kavala'da Cami, Mescid, Mektep, Medrese Zaviye, Hamam ve Çeşme gibi eserler inşa ettirmiş ve bunlara vakıflar tahsis ettirmiştir. Önemli bir sanat ve özellikle edebiyat hamisidir. (wikipedia)
Pargalı damat ibrahim paşa imiş
Megim doğru tahmin etmişsin hayatım