- 14 Kasım 2008
- 967
- 362
yanlız gerçektede mehmetin su çiçeğinden öldüğü fakat bunuda bir komplo olduğundan şüpheleniliyor diye okumuştum hastalıklarda ...tabi allah bilir doğruyu
- Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
Kadınlar Kulübü'ne ücretsiz üye olmak için tıklayın...
Muhteşem Yüzyıl Star Tv
- Konu Sahibi nilim
- Başlangıç Tarihi
yanlız gerçektede mehmetin su çiçeğinden öldüğü fakat bunuda bir komplo olduğundan şüpheleniliyor diye okumuştum hastalıklarda ...tabi allah bilir doğruyu
- 10 Ocak 2011
- 14.966
- 47
Bir şey dikkatimi çekti yalnız
Hürrem mustafayı öldürmek isterken hürremi savunuyordunuz ,evlatları için ,ne yapacak şartlar öyle vs
Ama tam tersi durumda mahiyi acayip taşladınız.
Hürremi baya bay seviyorsunuz kızlar
Hoş ben ikisini de sevmiyorum ama bu durum acayip dikkatimi çekti
ama şuanda mahinin oğluna dokunanmı vardı herkes hürremi öldü bilirken neden korktuda memde kıydı demekki sorun hürrem değilmiş
Canım ya ben mahiyi savunmak için yazmadım yanlış anlaşılasın.Aralarındaki rekabet umrumda da değil.Sadece mustafam böyle savunulmamıştı
dur daha ölmedi ölünce onu da savunuruz sen üzülmeeeeeeee
- 2 Aralık 2010
- 20.686
- 469
Yazdığımı yanlış mı anladınız acaba.:26:
Diziden yada olanlardan bahsetmiyorum.Ben diyorum ki mustafamı niye savunmadınız hürrem öldürmek isterken
Tabiki mahi suçlu bunun başka açıklaması yok
- 10 Ocak 2011
- 14.966
- 47
Canım ya ben mahiyi savunmak için yazmadım yanlış anlaşılasın.Aralarındaki rekabet umrumda da değil.Sadece mustafam böyle savunulmamıştı
mutafaya çok yazık etmişler tabiki eğer o ölmeseydi osmanlıya padişah olsaydı çok daha farklı olurdu eminim ama cadı mahi o çocuğuda zehirlerdi kanına giriyor melek gibi çocuğun
tamm tersi mahi cook iyi hanim sultan onu uzdukleri icin hurremde payini aliyor o yuzden
- 2 Aralık 2010
- 20.686
- 469
dur daha ölmedi ölünce onu da savunuruz sen üzülmeeeeeeee
Savunun onuda savunun çöpten bulmadılar ki onu oda şehzade
- 18 Ağustos 2009
- 4.943
- 3.438
Sultan Süleyman birtek Mehmet' şehzadelerin en güzidesi diye şiir yazmış 
''....Oysa, oğullarının ikbali penceresinden ne hayaller kurmuştu koca sultan. Özellikle Şehzade Mehmed’i, diğer kardeşlerinden apayrı tutmuş, onun eğitiminden gelişmesine dek her anını özenle izlemişti. Genişleyen imparatorluğu, istidat gördüğü bu şehzadesinin yönetmesini istiyordu çünki. Bu emelini gerçekleştirmek için de 22 yaşına geldiğinde onu sultanlığa giden basamak olan Manisa Valiliği’ne atamıştı. Mehmed'i herzaman diğer şehzadelerinden daha farklı severdi. Kimi tarihçiler Hürrem Sultan'dan olma ilk oğlu, evladı olmasına da bağlar bunu.
Ne var ki, hayallerini bitiren acı haberi aldığında takvimler hicri 950 milâdî 1543 senesini gösteriyordu. Macaristan seferinin muzaffer komutanı (Estergon seferi olarak da anılır) dönüş yolunda Belgrad menzilinde almıştı kara haberi. Dört kıt’aya yayılan zafernamenin muştusuyla Osmanlı coğrafyasında bayram yaşanırken, ‘şehzade-i güzin’in ölüm haberi uğrak yeri Belgrad’ı koca sultana zindan etmişti. Gözbebeği Mehmed’i, çiçek hastalığından ölmüştü. Fakat Sultan Süleyman şehzadesinin ölümünü uzun süre araştırtmış ve suikast olduğunu söylemiştir.Bütün menzilleri yıldırım hızıyla aşıp geçmiş, İstanbul’a ulaştığında şehzadesinin tabutuna kapanıp iki saat ağlamıştı. Günlerce dairesinden çıkmamıştı.
Padişahla birlikte Şehr-i İstanbul dahi yasa boğulmuş da, esnaf 7 gün kepenklerini açmamıştı. Kırk gün boyunca oğlunun kabrini ziyaret eden Pâdişâh-ı âlem-penâh 40 günün sonunda, Mimar Sinan’ı huzuruna çağırıp “Şehzadeler güzidesi Sultan Mehmed’im Merkad—i Sultan Mehemmed bad Firdevs—i ebed”. Mısrasıyla tarih düşürdüğü merhum necabetlû şehzade hazretlerinin hatırasını yad edecek bir cami ve medresenin yapım emrini vermişti.
Muhteşem Süleyman’ın muhteşem mimarı evlât acısıyla inleyen bir yüreğin nağmelerini taşlara ustalıkla işlemişti. Yaslı babanın toprağa verdiği civanına yaktığı ağıt Şehzade Camii ve külliyesi adıyla tecessüm etmiş heybetli bir yalnızlığa ve ağırbaşlı bir sükunete bürünmüştü. Babanın hüznü de inancından aldığı destek ve caminin külliyesindeki işlenen sadaka-i cariyelerle her geçen gün biraz daha hafifleyerek sönmeye yüz tutmuştu...''
Bu sahne de iyi güzel.. sülümanın hürrem diyişine çalan müziğe kurban olunur..:) amma velakin..aah şurdan çıkıp gerçek olan hürremim ineydi o at arabasından..bu türkçe nedir..bizim kız böyle mi konuşuyodu yahu..yoo yapamıcam içime sinmiyo nerdesin be hürremm
aşkla bak accık..ya bu yaşlı kadın kim yaaaaa 
bari malkoçoğlum gitmese
''....Oysa, oğullarının ikbali penceresinden ne hayaller kurmuştu koca sultan. Özellikle Şehzade Mehmed’i, diğer kardeşlerinden apayrı tutmuş, onun eğitiminden gelişmesine dek her anını özenle izlemişti. Genişleyen imparatorluğu, istidat gördüğü bu şehzadesinin yönetmesini istiyordu çünki. Bu emelini gerçekleştirmek için de 22 yaşına geldiğinde onu sultanlığa giden basamak olan Manisa Valiliği’ne atamıştı. Mehmed'i herzaman diğer şehzadelerinden daha farklı severdi. Kimi tarihçiler Hürrem Sultan'dan olma ilk oğlu, evladı olmasına da bağlar bunu.
Ne var ki, hayallerini bitiren acı haberi aldığında takvimler hicri 950 milâdî 1543 senesini gösteriyordu. Macaristan seferinin muzaffer komutanı (Estergon seferi olarak da anılır) dönüş yolunda Belgrad menzilinde almıştı kara haberi. Dört kıt’aya yayılan zafernamenin muştusuyla Osmanlı coğrafyasında bayram yaşanırken, ‘şehzade-i güzin’in ölüm haberi uğrak yeri Belgrad’ı koca sultana zindan etmişti. Gözbebeği Mehmed’i, çiçek hastalığından ölmüştü. Fakat Sultan Süleyman şehzadesinin ölümünü uzun süre araştırtmış ve suikast olduğunu söylemiştir.Bütün menzilleri yıldırım hızıyla aşıp geçmiş, İstanbul’a ulaştığında şehzadesinin tabutuna kapanıp iki saat ağlamıştı. Günlerce dairesinden çıkmamıştı.
Padişahla birlikte Şehr-i İstanbul dahi yasa boğulmuş da, esnaf 7 gün kepenklerini açmamıştı. Kırk gün boyunca oğlunun kabrini ziyaret eden Pâdişâh-ı âlem-penâh 40 günün sonunda, Mimar Sinan’ı huzuruna çağırıp “Şehzadeler güzidesi Sultan Mehmed’im Merkad—i Sultan Mehemmed bad Firdevs—i ebed”. Mısrasıyla tarih düşürdüğü merhum necabetlû şehzade hazretlerinin hatırasını yad edecek bir cami ve medresenin yapım emrini vermişti.
Muhteşem Süleyman’ın muhteşem mimarı evlât acısıyla inleyen bir yüreğin nağmelerini taşlara ustalıkla işlemişti. Yaslı babanın toprağa verdiği civanına yaktığı ağıt Şehzade Camii ve külliyesi adıyla tecessüm etmiş heybetli bir yalnızlığa ve ağırbaşlı bir sükunete bürünmüştü. Babanın hüznü de inancından aldığı destek ve caminin külliyesindeki işlenen sadaka-i cariyelerle her geçen gün biraz daha hafifleyerek sönmeye yüz tutmuştu...''
Bu sahne de iyi güzel.. sülümanın hürrem diyişine çalan müziğe kurban olunur..:) amma velakin..aah şurdan çıkıp gerçek olan hürremim ineydi o at arabasından..bu türkçe nedir..bizim kız böyle mi konuşuyodu yahu..yoo yapamıcam içime sinmiyo nerdesin be hürremm
aşkla bak accık..ya bu yaşlı kadın kim yaaaaa bari malkoçoğlum gitmese Son düzenleme:
- 2 Aralık 2010
- 20.686
- 469
O yüzden bu anaları hiç sevmiyorum hürremide sevmiyorum mahiyide.Keşke birbirlerini öldürselerdide şehzadelerim sağ kalasaydı
- 22 Aralık 2010
- 8.942
- 402
