Muhabbet şiirleri 2023

Ayakkabı Boyacısı

Ayakkabı boyacısı, namazlarda camide görüyorum
Bugün az kazandım dediğini ne hikmetse hiç duymuyorum
Zengin mi desem yani kanaat zengini midir bilmiyorum.
Allah'a, ibadetinden memnun kaldığı kullar güzel gelir
Ve söylerler'' ummadıkları yerden yardım eder '' böyle derler
Müjdeler olsun ummadığı yerden yardıma kavuşanlara

İşçisi dedi ise benim Patronum Allah, amenna saddak
Başka söze ne gerek vardır kabahat olur mu maaş sormak
Vardır böyle tanıdığım bir işçi oda der Patronum Allah
Mürşidinin sohbetine gider, yapıyor bir işler alnı ak
Adıyaman Menzil'de Mürşidi Gavs-ı Sani'dir, yakın desek
Birgün bizde beraber gidiversek hayır duasını alsak

Barış Sağlam
 
Benimdir Pazarı

Benimdir pazarımı açılmış yine
Kurban mı ediyorlar sofileri gene

Anlatırlar menkıbede;
Padişah Hazretleri, Hacı Bayram-ı Veli'ye
İltifat eder, Ankara bölgesin de
Vergi almaz Hacı Bayram-ı Veli sofilerinden
Kısa sürede Ankara'da mali denge bozulur
Vergi memurlarının aldığı cevap hep aynıdır
Memurlara halk ziyaretlerin de
''Hacı Bayram-ı Veli'nin sofisiyiz'' derler
Bunu duyan Hacı Bayram-ı Veli;
Celallenir ve büyük bir çadır kurdurur
Elinde de kurban bıçağı vardır
Halkı toplar orada meydan da
''Eee sofilerim, şimdi sizleri,
kurban etsem gerek, gelin sofilerim''
Bir sofiyesi ve bir sofisi boyun bükerler
Ben senin sofinim derler

Çadırda kurban eder bir koyum
Halk sanar kurban edilen boyun
Al yaz der başka yoktur demiştir
''Bu iki kişi benim sofimdir''

Teslimiyet gerekir vuslat yolunda
Teslimiyet ister Mürşidler Allah yolunda
Hacı Bayram-ı Veli vefat etti
Ve vefatı ile irşadı bitti
Vuslat isteyene kapı çok Türkiye'de
Bir Sultan var Adıyaman Menzil'de
İrşadı devam eder ilden ile
Bir tövbedir irşat için şartı
Bir tövbedir öğrencisi olma şartı

Gavs-ı Sani çok çok özeldir
Seyyid Abdülbâki'dir adı
Maşaallah dillere destan
Mürşidimin cemâli, namı

Barış Sağlam
 
Dut Ağacı

Kırmızı ise, iz bırakır ellerde
Ekşidir yemesi lezzeti dillerde
Beyaz dut ise bolcadır kentimizde
Kuşlar ve börtü böcekler çokça yerler
Sadaka olur ekene kabirinde

Amel defteri kapanmaz üç şekilde
ilki hayırlı evlat, eğer nasipse
İlimdir, eğer ki ehlisünnet ise
Sadakadır, cami yapıldı Menzil’de
Medreseleri çoktur, ilim Menzil’de

İlim ehlide, öğrencisi de çoktur
İlim isteyen giden alır Menzil’den
Evlat isteyen dua alır Menzil’den
Hayır kapısı ise çoktur Menzil’de
Gavs-ı Sani Sultanım Kahta Menzil’de

Barış Sağlam
 
Eş Edecek

Takdire sabır, ilk görüşte başladı
Eş edecek Rabbisi rıza gösterdi
Günaha sabır, bakmaya kıyamadı
Nazar olmaması için dua etti

Sabır ilk anda gösterilendir derler
İlk anda sabırsızlık halinde ise
Sonraki haller alışkanlıktır derler
Ben bu şekilde de yaşarım halidir

Yüzük takacak gençler elleri ayrı
Sabredecek güzel gençler gözler ayrı
Gidip de evliya duası almalı
Seyyid Gavs-ı Sani Sultana varmalı

Menzil köyüne bir ziyaret yapmalı

Barış Sağlam
 
Mütevazi Güzel Rengi

Topraktır pamuğun başlangıç hikayesi, harikuladedir
Toplanır tek tek özenle oldukça hoş pamuğun işlenmesi
Önce harman hallaç, balyaların dizilmesi ve karışması
Tarak, cer, fitil, ring yada open end'dir ipliğin işlenmesi
Çok özeldir ipliğin mütevazi hikayesi güzel rengi

Binlerce ümmetiyle beraber fabrikada çalışmış idim
Ne hoş günlerdi arkadaşlar özeldir aklımdadır özledim
Tövbe aldım Mürşidimden adap yaptım tasavvuf hikayesi
Beş binden başladım zikir verdi, hatme duası ve nicesi
Tasavvuf konulu ilim dersi, sohbet okulu saatleri

Büyüklerim şöyle söyler; '' bir dağı iğneyle kazmaktan zordur''
Müridin nefis terbiyesidir zordur böyle derler büyükler
Zekeriya Can ve Ahmet Çakır dedemdir dostlar bilinesi
Rahmet olsun bu büyüklere bir Fatiha ikram edilesi
Mürşidimin sofileridir güzel ellerinden öpülesi

Gavs-ı Sani Adıyaman Kahta Menzil'de ikamet etmekte
Ziyaretçilerine dua etmekte , çorba ikram etmekte

Barış Sağlam
 
Kaçın Kaçın

Tefeci Habib adım adım
Çocuklarla karşılaşıyor an ve an
Çocuklardan sesler geliyor kulaklarına
''Kaçın kaçın tefeci Habib geliyor
Ayaklarından çıkan toz bize ulaşırsa
Biz çok zarar ederiz'' diyorlar
Buna üzülen tefeci Habib gidiyor ziyarete
Büyük bir evliyanın ziyaretine

Oracıkta tövbe ediyor Mürşidi ile
Yola koyuluyor Habib bu kez istikametine
Yolda karşılaştığı borcu olanlara
Helal eder hakkını hepsine helal
Çocuklarla yeniden karşılaşıyor Habib
Artık ona derler sofi Habib
Yine çocuklardan bir ses işitiyor
''Kaçın kaçın sofi Habib'e ulaşmasın
Ayaklarımızdan ona toz ulaşmasın
Yoksa çok zarar edenlerden oluruz''

Böyledir sofilik o ilk tövbe gününde
Kalp tertemiz olur ilk tövbe gününde
Bir Evliya var Adıyaman Menzil'de
Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki'dir adı
O gün hava sıcaktı, ziyareti kolaydı
Gittim ziyaretine çorbası sıcaktı
Bende tövbe ettim Kahta Menzil'de

Barış Sağlam
 
Naat-ı Şerif

Kabeye hasret idi kalbim, sızlıyordu

Hasretinden başka yöne bakamıyordu nemli gözlerim

Ziyaret lütuf etseniz,

Saadetli sık ve uzun kirpiklerinizi özlüyoruz

Saadetli 'nurlu cemalinize, nasıl bakayım yüzüm karalığıyla

Ehli Sünnetten başkasını istemez oldu gönlüm son zamanlarda

Yönüm Kâbe ama muradımdan çıkıverdi Kâbe son zamanlarda

Anneciğimden ve babacığımdan vazgeçtim başka memlekete gidiverdim

Evladımdan eşimden vazgeçtim de size yöneldim

Saadetli ve nûrlu cemalinizi özler oldu ufacık kalbim

Saadetli gönlü şerifiniz oldu yıllardır muradım

Saadetli tebessümleriniz oldu gönlü muradımız

Siz saadetli tebessünleriniz ile alemlere şenlik olursunuz

Siz saadetli tebessümleriniz ile,

Tüm müminlerin evlerine, işlerine, ibadetlerine bereket olursunuz

Bir saadetli tebessümünüz şehrimize ulaşsa,

Bir daha başka pınar aramaz olur bu gönlümüz

Dualarımda saadetli gönlü şerifinizi hoşnut etmek isteyiverdim

Dualarımda saadetli tebessümlerinize sebep olmak isteyiverdim

Biz göremiyoruz muradımızı, Ya Resulullah.

Bu yaşadığımız;

Güzelliklere anlam veremiyoruz, izler mi düşüyor kalbimize ,

Pınarlar niçin akıyor bu sebepten mi bilmiyorum

Sizi özlüyor ve yakarıyor kalplerimiz

Seyyid Muhammed Mübarek efendimdir, efendimdedir vuslatım

Sizsiz olmamayı murad ediverdim, efendimden isteyiverdim

Menzil köyüne hasretiz Sevgili Biricik Peygamberim

Barış Sağlam
 
Böyle midir Aşk Nimeti



İlk sevdiğini sorsalar mesela

Sorulduğun da acaba ne derler

Gizler mi, açar mı sevgisini

Hangisi acaba dahaca sever



Allah;

Bir beldeye helak emri verir

Eski ümmetler zamanın da

Helaka giden melekler korkarlar

Yanaşamazlar mümin kuluna

Geri döner melekler sorarlar

Sorarlar Rabbimize

Yarabbi biz mümin kulunun

Zikrinden korktuk helak edemedik

O nu damı helak edeceğiz

''ilk önce onu helak edeceksiniz''

Buyurur Rabbimiz

''Biz ona zikir nimeti verdik

O bunu halka anlatmadı''

Buyurur Rabbimiz



Böyle midir aşk nimeti acaba

Acaba açsam şimdi sevgimi

Sevdiğimi sizlere

Daha damı güçlü eder sevgimizi

Muhabbetimizi acaba, Rabbimiz.

Sevdiğim Adıyaman Menzil'dedir

Mürşiddir, Seyyiddir

Açık kapalı ayırt etmez

Uyuşturucu içene bakmaz

Tövbe verir misafirlerine

Sever biz ümmeti kalbi ile

Mürşidim Seyyid Muhammed Mübarek'dir

Menzil'dedir, ziyareti kolay yerdedir



Barış Sağlam
 
İstişare İle



İlk tanışma anı oluyor ya kulda hani

Öylece mi, bazen öyle değil hayat hani

Öncesi de oluyor bazen daha öncesi

Anlatayım da biraz bu tanışma anını

Sanki diyen olur mu, ileriyi görüyor



Sanki diyenler oluyor mu tahmin ediyor

Teklif bile etmeden sevgilisi sanıyor

Söyler gibi, şair anlatmaya çalışıyor

İki gün önceydi dinleyenlere anlattım

İstişare yaptım ehli ile karar o nun



Ebu Bekir Sıddık Pirim demiştir;

Zenginlik pinti de, silah korkakta

Karar yetkisi cahilde iyi değildir



Ehline gittim danıştım istişare ile

Tövbe aldım Mürşidimden istişare ile

Mürşidimdir, anlatırlar onu dilden dile

Adıyaman Kahta Menzil'de Seyyiddir hemde



Varacağım inşaallah sohbet meclisine

İçeceğim çorbasını enfes ve güzelce

Seyda Seyyid Muhammed Mübarek onun adı

Misafirleri bekler ve de özler her anı



Barış Sağlam
 
Ud Ağacı



Adem Babamız kovulmuş idi Cennet den

Yaprak istiyordu gördüğü ağaçtan

Ağaçlar ağız birliği yapmışlar gibi

''Veremeyiz yaprak, kovulana Cennet den''

Diyorlardı Adem Babamıza diyorlardı



Ud ağacına gitti Babamız o an

Yaprak istedi Ud ağacından

''Olur dedi'' verdi yaprağını o an

Güzel oldu sevindi mi melekler o an

Çektiler makama sordular Ud ağacına;



''Sen Cennet den kovulana niçin verdin

Yaprağını çekinmeden niçin verdin''

''O Allah'ın Peygamberidir'' dedi Ud

''Yaprağımı sevdim de verdim''

''O halde'' dediler Ud ağacına

''Sen çok ama çok güzel kokacaksın

Ama insanlar kokun için seni yakacaklar''



Böyledir ümmet olmak herhalde

Ateşte iken dosta uzanan el olmak

Dut da olabilirsin meyveni yerler

Dut da olabilirsin gölgende dinlenirler

Ud da olabilirsin ateşten kurtarabilirsin

Ud da olabilirsin ümmeti kurtarabilirsin

Seyyid Abdülbâki Sultana varabilirsin

Sende bir niyetle ziyaret yapabilirsin

Sende pişman olup, tövbe edebilirsin



Barış sağlam.
 
Koyul Menziline

Bazısı eczacıdır ilaç sağlamış
Bazısı çaycıdır çayları demlemiş
Öğrencisi de çoktur eğitimdeymiş
Bazısı emekli el emeği vermiş

Aynı anda, birden gürledi sesleri
Zaten aynı andadır muhabbetleri
On on beş dakika evvelini gördüm
Diz dize idi iletildi dertleri

Öyledir Resulullah'ın meclisidir
Müslümanların hep ziyaret yeridir
Adıyaman Kahta Menzil Şubesidir
Sofilerin güzide nöbet yeridir

Adıyaman Menzil'de muhabbet çoktur
Gündüzü akşamları ziyaret çoktur
Gavs-ı Sani Sultan Seyyid Abdülbâki
Ümmete kucak açar seveni çoktur

Sende gel kardeş Adıyaman Menzil'e
Çorba iç, şifa bul koyul menziline

Barış Sağlam
 
Hastane Açılışı

Hastane açılışıydı dostun sohbeti
Doktorlar tayin edilmiş, makamlarında
Hemşireler hastaların, hizmetinde
Hizmetliler, danışmanlar görevlerinde
Duvarlar sağlam çelikler sağlam
Beton direkleri, camları ve tabelası
Mermer merdivenler döşeli
Kaç para harcanmıştır bu binaya
Kaç işçi çalışmıştır
Kaç hastaya şifa olacaktır

İşte denetim ânı
Ve İşte o özel denetim ânı
Sohbetçi şöyle devam etti;
Mübarek elleri arkada geldi
Sadece dedi sadece sohbetçi
Görevliler, tabloları düzelttiler
Çiçekleri düzenlediler

Sonra anladın bu ilimdir
Gavs-ı Sani yaşamıştır bu ilimdir
Sıralı ve simetrik diye hatırlıyorum
Düzenli ve tertiplidir eşyalar, diye hatırlıyorum

Düzenli ve tertipli eşyalar demiş idik
Dostlar sohbetinde;
Tövbe ile başlar tasavvuf demiş idik
Şahit tutarsın tövbeye Mürşidi
Öyle başlar tasavvuf öğrenciliği
Ardından adap yaparsın güzelce
Bir abdest, bir duadır adap dediğimiz

Evlilikte öyle başlar ya
Ya teklif edensindir yada edilen
Yüzükler gelir hemen ardından

Şeyhim Seyda Seyyid Muhammed Mübarek'dir
Adıyaman Menzil'dedir, Mübarek yüzü gülendir
Tövbeye davet eden, zikir sevendir

Barış Sağlam
 
Yeni Yaş

Yeni yaşa girince sevinirdim çocuk iken
Biraz koltuk kabartırdım genç iken
Otuz üç yaşa hayran kaldım, bu yaşta iken
Otuz üç yaşa ise Cennet yaşı derler

Otuz üç metre boydan bahsederder
Kollardan enlemesine otuz üç metre derler
O kadar merhametlidir ki Rabbimiz
Zerre kadar iman yeterlidir derler

Bir Mürşidi kamil sofileri ile gider iken
Bir başkaca ilden bir başkaca ile
Dinlenirler bir çardak altında, sofileri ile
Namazda dır birgün bu Mürşidi kamil
Namazda elini yana doğru savurur
Bir kere savurur iki kere savurur
Sorarlar nazlı sofileri efendim haliniz nicedir
Anlatır Allah dostu halini, çardağının altında
Dinlendiği adamın sekerat, ölüm halini
Kendini borçlu hissetmiş olaki
''Şeytan bu adamın imanını çalacaktı
Bir mani olduk iki mani olduk
İmanını çalamadı biizniilah, imanı kurtardık''

Böyledir Bir mürşidin elinden tutmak
Son nefestir mürşidin, ümmete duası yetişmiştir
Mürşidim Seyda Seyyid Mübarek'dir, Adıyaman Menzil'dedir

Barış Sağlam
 
Yeşildir Yeşil

İlacımı alırım hem de ücretsiz
Devlet veriyor ilacımı ücretsiz
Rabbimiz razı olsun devletimizden
Hizmet devridir, engelliye ücretsiz

Kartımızın rengidir, yeşildir yeşil
Çimenler ağaçlar hep yeşildir yeşil
Havale ettim derdimi Sultanıma
Engellinin derdi hep de beklenilir

Adıyaman Menzil'dedir Gavs-ı Sani
Sofisi çoktur Gavslığın alameti
Tövbedir tasavvufa girişte tek şart
O da kolaycacıktır üşenemem ki

Bugün de yudumladım Menzil çorbası
Ahiret de tek diyeceğim ameldir
İçtim diyeceğim Menzil çorbasını
Rabbime diyeceğim, Menzil çorbası

Barış Sağlam
 
Bülbül

sultanımin bülbülüdur konuşur
Bülbülün sözleriyle konuşuruz
Bülbülün sakimasi mıdır yakan,
Kavuran o ciğerlerimi yakan

Bülbül derki ;
Gavs yani kutup tekbir Alimdir
Kul şifa ister Rabbimizden
Şifa gönderir Rabbimiz kula
Lakin Şifa ilk evveli Gavsa gönderilir
O üçlere verir şifayı
Üçler yedilere
Yediler kirklara verir şifayı
Kul içerken ilacını su ile
Şifayı katar kirklar suya
Kul sanirki şifa ilaçtan
Şifa Allah'tan

Nakşibendi bülbülüdur sofiler
Seyda Seyyid Mübarekdir Yâr Sultan
Adıyaman Menzil dedir yâr Sultan

Barış Sağlam
 
O'nun adı

Önce Niğde'ye sonra Düzce'ye
Oradan gittim Alaşehir'e
Dolaştım da şehirden şehire
Anlattım Yâr'imi dilden dile
Güzelliği çiçekle böceğe
Duyurmak mi lazımdır güzelce
Seyyid Mübarek'dir onun adı
Bilmem lazım gelir mi her anı

Barış sağlam
 
Seni Seviyorum Büyük İlmi

İlmin yarısı Bilmiyorum demek ise
İlmin geri kalanı Peygamber’in
Şemaili şerifi dersleri olsa gerek
Diye düşünüyorum, pardon kardeş
Tamamı diye düşünüyorum ve oradan
O ilim deryasından özel bir ilim
Seni Seviyorum ilmi, kime denir
eş, bekler, mürşit bekler, evlat bekler
sıcacıktır bu ilim. Peki başka
Sevgili Biricik Peygamber’im sav.
Seni seviyorum.
Peygamber’in şemaili şerif dersleri
Seni seviyorum.
Allah’ım seni seviyorum.
Yemek sofrası seni seviyorum.
Melekler seni seviyorum.
Korunmuş sır seni seviyorum.
Ya Bâki entel Bâki Özelsin Gavs-ı Saki
Seni seviyorum.
En kısa zamanda menzil köyüne geliyorum.
Ya Bâki entel Bâki nadide Gavs-ı Saki
Bir kerecik gülsen ne olur yani.

Meczup Barış
 
Öpesimiz var Naat-ı Şerif

Anlatırlar bize Sahabeler O bıldırcın yumurtasına benzer halini
Öpesimiz var Saadetli Nübüvvet mührünü Sahabe efendimiz gibi

Hayal ederim bembeyaz nûranî hayalimde, içiyorum kahve elimde
İyi ki molla var memleketimizde, sorarım ilim bana gerektiğinde

Emekleyerek gelirim huzura, yanaşırım cemalinize, yanınıza
İçim çekerim Hilye-i Şerife bakar iken, sevgiyle özel Hilyenize

Antikadır heybem Efendim lütfûnuz ile kıymetlilerinizi taşırlar
Koku şişesi tarak ayna makas misvak sürme sürmedanlık saç için ayraç

Yanınızdan hiç ama hiç ayırmadığınız bu eşyaları satıyoruz biz
İnternette başladık pazarlamaya dualar isteriz Peygamberim biz

Meczup Barış
 
Dertleşme Naat-ı Şerif


Kadının şiir okuması caizdir diyorlar biricik efendim
Ben Avni ve Muhibbi’den dinledim çok özel şiirler efendim

Peynir Yedim Mardin Kızıltepe’de Sevgili biricik efendim
Ben kendimi borçlu hissediyorum güzel evliyalara efendim

Kabirler de serbestlik varmıdır biz ahir zaman ümmetinize
Kabir azabıda biz ümmetinize artık kalksa ya efendim

Bizler çok çekiyoruz alev alev yanıyoruz bizler ümmetiniz
Dünyadaki gaflet, zulmet bize yetse olmasa kabir azabı bize

Benim yazdığım muradımdır Meczubum efendim, öyle etti Rabbi
Memnunum halimden öyle etti beni Rabbi Muhammed’in Rabbi

Seyyid Mehdi El-Haleli ismini anınca gül tadı oldu ağzım
Vakıflarına ve Medreselerine merhamet,dua bekleriz efendim

Meczup Barış
 
Tokat

Ne ola ki el kaldırırsın be kardeşim o eş
Çocuk terbiyesinde de el ağırdır be kardeş
Hiç etmesen bu işi kaş çatman bile yetecek
Evlat celaline bile itibar mı edecek

Bende söz bitti bu şiir de, kıymayasın ona
Evlat hatrın bilinecek ki baba bilinecek
Kasri Arifan Camiinde Aşkın Sultanıdır
Tepeören Tuzla’da Nakşibendi Tarikatıdır

Meczup Barış
 
X