Muhabbet şiirleri 2023

Keşfedesim Var

Nisan ayı, hava ısınmak üzere
Özlediğim yüzmektir havuzlarda
Güvercinler böcek peşinde
Sıla-i Rahim yapasım var bugün
Yeni geldim bu şehire
Bir çay ocağı keşfedesim var bugün
Birde Menzil köyüne gidesim
Seyyid Abdülbâki Sultanı göresim
Sıcak çorbasını içesim
Hayır duasını alasım var

Misafirhanesinde yatasım var bugün
Allah'ım iyilerle beraber etsin
İyilerle beraber olasım var bugün
Bayram bugün Ramazan Bayramı
İstiklal Caddesini düşünürüm, son günlerde
Dolaşmak ,isterim arada
Allah'a tövbe edesim var bugün
Ya Rabbi pişmanım diyesim

Barış Sağlam
 
Lokmacı

Lokmacı döktü hamurları tablasına
Kızarttı hamurlarını özel yağıyla
Şerbeti ile hayatıma renk de kattı
Afiyet ile yedim lokma tatlısını

Önde saf tuttum bugün en önde hutbede
Yönümüz Kâbe günümüz aynı gaflet de
Hutbemiz Ramazan ayı , aylar Sultanı
Razı mı gidiverdi , razı olmadan mı

Evliyaları anlayamadım, dert nedir
Rabbimizin bizlerden istediği nedir
Allah rızasını kazanmak kolay derler
Tüm insanları tövbeye davet ederler

Vardır tanıdığım evliya, dua eder
Gavs ı Sani Seyyid Abdülbaki dert eder
Adıyaman Menzil de ikamet ederler
Şifalı çorba ve ekmek ikram ederler

Barış Sağlam
 
Üç Tablo

Üç tablosu ile başladı ticarete
Kucakladı ve gitti şehir merkezine
Çam ağacı iğneleri dökülmüş yere
Aldı süpürgeyi ve süpürdü güzelce

Bağırmaz satışta müşterisi gelir der
Misafiri de bolcadır, muhabbet çeker
Mesai boyu dertli olanları bekler
Arada sırada akan musluğu izler

Turşu simitçiden gelen müziği dinler
Sıkıntısı var mıdır yok mudur ben bilmem
Aşıklardan mıdır sevdalı mıdır bilmem
Gönlündeki kimdir hangi güzel var bilmem

Giymiş ceketi diyor sadece on lira
Bereket vermiş Allah, sadece on lira
''Bana da lazım bereket ne yapmak gerek''
''Duası makbûl olana gitmeli'' dedi

Tekrar sordum '' duası makbûl olan kimdir''
Dedi ki ''Adıyaman Menzil'de seyyiddir
Sultan Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki'dir
Hem kamili mükemmil şeyhdir, hem seyyiddir''

Barış SAĞLAM
 
Gelemedim

Sandım ki Yâr beni öylece bırakıyormuş
Sanki köşeden köşeye beni atıyormuş
Çokça ihmal ettim ziyaretine gitmeyi
Nasıl anlatsam söylesem halim, gelemedim

Düşmüşüm banyoda, hatıram çok hastanede
Ameliyat oldum, kaç ay kaldım hastanede
Aylar aylar boyu yatalaktım, yattım kaldım
Çalışıp para kazanamadım, gelemedim

Hayallerin yetmedi ki, hasretim kokuna
Yeni ayaklandım, çok dardayım yokluğunda
Yol parası biriktiremedim, bulamadım
Biçare kaldım, henüz yanına gelemedim

İşte, sonunda buldum, o an tam beş yüz lira
Koltuk altlarımda iki yol arkadaşıyla
Ne yapayım ömrü ve günü sensiz on para
Biçareyim, sizinle olamadıktan sonra

Biletim önce Adana oradan da Kahta
Aklımdadır da evladım, benden çok uzakta
Aklımdadır evladım, Düzce'de siz Kahta'da
Evladımı da göremedim oda uzakta

Eşim ve evladımdan vazgeçtim, size geldim
Menzil köyünün tozuna yüz sürmeye geldim
Hatalarıma, günahıma tövbeye geldim
Menzil köyüne, dermanımı bulmaya geldim

Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki size geldim

Barış Sağlam
 
Çay

Bıraktım çaya şeker atmayı, bu çay şekersiz deme
Bir yudumcuk sevdiğim içer, çay sever tavsiye eder
Bardağımızda iz kalan yerlerden ,bir yudumcuk da ben
Bal ile tatlanır da çayımız , baldan tatsızdır deme

Barış Sağlam
 
Kış Bu Gece

Besmeleyle başlasam günüme
Sabahtan ilk sen çıksan önüme
Baksam doya doya gül yüzüne
Ayrıyız, kış bu gece, sensizim

Çimen parka gitsem, gelsen bana
Çocuklar şendir bir bak onlara
Abdest alsam sen gelmeden bana
Ayrıyız, kış bu gece, sensizim

Barış Sağlam
 
Kalıp Aynalar


Kalıp ayna görmüş idim genç emekçi ellerinde
Dört kişiler, iki kişisi kamyonet üzerinde
Gençlerin, ayna ellerinde ve taşıma işinde
Var mıdır peki daha âlâsı kamyonet işinde

Daha âlâsı benim olanı, benim kamyonetim
Başka araçla olmuyor illa benim kamyonetim
Çay söyledim çay ocağından şekeri demi iyi
Yudumladım çayı sıcaklığı demi ile benim

Kıymetlidir elim canım kıymetlidir yüzüm gözüm
Bulduysam beni seven daha kıymetlidir gözümden
Bulduysam beni çokça seven kıymetlidir yüzümden
Canımdan, ömrümden kıymetlidir işte o sevdiğim

Bulduysam beni çokça da seveni bana ne âlâ
Aman sakın rica edeyim de bana küsmesin ha
Eyvah eyvah küstüğünde ise çiçekler kucakta
Allah inciniyor günahlarımızdan hemen sonra

Neyleyim beni en çok seveni unuttuktan sonra
Bir tek özürdür bir tövbedir günahlarımdan sonra
Benden isteği bir tövbedir günahlarımdan sonra
Aman sakın tövbe edeyim incitmeyeyim sakın

Bunu öğretiyor mürşidi kamiller, tasavvufta
Tövbeye davet ediyorlar biz halkı, tasavvufta
Adıyaman Kahta Menzil köyü misafir ediyor
Menzil'de şifalı çorba ve ekmek ikram ediyor

Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki bizi düşünüyor

Barış Sağlam
 
Hediyemi Alınca

Birimiz kaleci olur, tek kale top oynardık
Kardeşlerle gol atmaya doymaz idik çocukken
Küçücük şeylerle mutlu olur idik, çocukken
Tebessümler saçar keyifler ederdik çocukken

Sevdiğim hediye verince kıpraşır yüreğim
Yâr'in tebessümü en güzide hediyelerim
Hediyeyi alınca heyecanlanır yüreğim
Hayaliyle mutlu olur, hızlı çarpar yüreğim

Hava bulutlu bugünlerde içim ise mutlu
Kapalı havalar mı ki, kalbin huzursuzluğu
O öyle değil, günahlar derler kalbi karartan
Günah is gibi iz yapar engeller mutluluğu

Yıkamam lazım hemen kalbimi tövbeler ile
Mürşidimle yapıyor isem bu nasuh tövbedir
Tövbe, Allah'a yaparım, haşa mürşide değil
Mürşid kalp doktorudur, haşa kabul eden değil

Mürşidimdir Seyyid Gavs-ı Sani tövbe anlatır
Tüm insanlığa ziyaret verir, tövbe anlatır
Adıyaman'ın Menzil köyünde tövbe anlatır
İsteyen her an gidebilir, giden dua alır

Barış Sağlam
 
Yenigün

Borçları sıkıştırdı yeniden işportacıyı
Yeni güne besmele çekip sağından başladı
Aldı da malını yola koyuldu tezgah açtı
Derdi borçları ödemek, çocuğunun harçlığı

Sadece güngörmüş işportacıda mı var bu dert
Peki öğrenciler, gençlerimizde yok mu bu dert
İşçide, esnafta, emekçide yok mudur bu dert
Zorluk, geçim sıkıntısı, kimimizde ortak dert

Köküne yakın gövdesinden kesmişler ağacı
Bu ağacın derdi su ve yeniden uzamak mı
Gözlerimle izledim de uzun süre ağacı
Bu çam ağacı, mis kokusu hatıramda canlı

işi olmayan kardeşim kapı kapı dolaşır
Dolaşır iş bulur borçlarından kurtulamaz mı
Birinden ödemek niyeti ile borç alana
Allah yardım eder bu ümmete özel unutma

Allah'ın yardımı bana ne zaman gelir bilmem
Geç mi ulaşır erken mi ulaşır ene bilmem
Dua etsem de borçlarımı erkenden ödesem
Günah duanın kabûlünü uzatır mı bilmem

Sordum yaşları yakınca iki erkek çocuğa
''Duanın çabuk kabûlü için'' gitsek olur mu
Seyyid Abdülbâki Sultana gitsek oluyor mu
''Olur'' dedi çocuklar; elbet duası makbûldür

Kahta Menzil köyünde muhabbet dolu sokaklar

Barış Sağlam
 
Kırlangıç

Kimi elim yanar kibrit ateşiyle
Kimi yüzüm yanar kızartma yağıyla
Kimi gönlüm yanar hasret ateşiyle
Yine gelemedim dizlerin dibine

Kırlangıçlar yuvasını yaptı yine
Yuvalarını yaptı evim önünde
Birkaç parçadır çamurdandır yuvası
Kaç dünya parası, madeni olası

Yaralı kuş yuvasını Allah yapar
Ordulu o büyüğüm Allah yapar der
Yuvamız bir olsun bitsin de hasretim
Ayrı illerde sevdamıza kim ne der

Evlenmek istediğim dedim nazikçe
Hayır duasını aldım kalpten kalbe
Allah dostundan, Adıyaman Menzil'de
Dua istedim biz bize içten içe

Seyyid Gavs-ı Sani dua etti bize

Barış Sağlam
 
Ebedi Aşk

Tane yedi buçuk üç tane yirmi lira
Sepette çorap fiyatları lira lira
Simit dükkanında simit dört adet lira
Altı sıfır atıldı, rahatladı akfâ

Baz istasyonları da yanı başımızda
İnternet kimi an cepte kimi ekranda
Eskiyi özlüyor insan eski olanı
Ha şuan eskiler moda, taklit onlarda

Kimi bisikletler vardır kimi tabloda
Kimi siyah beyaz renkler kimi tabloda
Günahlarım nasıl ola, hangi tabloya
Hangi tabloya nasıl ola nasıl sığa

Amâl-i Hasene silemez her günahı
Günah dolu tablom nasıl afif ola ki
Şuan bu durumda neyi yapmak gerek ki
Mürşidim ziyareti şifa olur mu ki

Öyle demişti Gavs-ı Kasrevi sofisi
''Mürşid ziyaretidir bu işin gereği''
Mürşid ziyaretine başlarım niyetle
Iraklar o an yakın olur bir niyetle

Adıyaman Menzil'e gittim bir nefesle
O anda öyle bir döndüm enfes sıhhatle
O an şifamı buldum, dermanımı buldum
O anda hepsine takat buldum Menzil'de

Nefessizdim nefesim buldum ciğerime
Göremiyordum gözlerim buldum başıma
Dilsiz idim dilim buldum dudaklarıma
Duyamam, kulağım buldum sağım soluma

Ebedi aşka yöneldim ebedi aşka
Acizdir gönlüm şimdi Maşuk tartısında
Ufacık bir zerredir güller arasında
Sultan Seyyid Abdülbâki gülüstanında

Barış Sağlam
 
Emri Ferman

Kalabalıktan hızlıca kaçarım bazen
Kalabalık içlerine koşarım bazen
Cadde sokak, çarşılar, birde sevgi yolu
Kaldırım tozları yutarım gezer iken

Aslen gönlüm hoşnut olur kalabalıkta
Ara sıra kafamı dinlerim hanemde
Kalemimi alır, silgimi alırım da
Bir şeyler yazarım silerim ajandam da

Cami'yi izlemeyi severim camımdan
Yıldırım Bayezid Cami hemen karşımda
Kilise vardır bakış açımda solumda
Sultan yıktırmadı Emri Ferman, tablada

Hristiyan misafirleri var kilisenin
Şehrimin kapısı açık Alaşehir'in
Mürşidim Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki
Sofileri gülleridir Alaşehir'in

Kafile var yine Adıyaman Menzil'e
Alaşehir'den kalkıyor Menzil köyüne

Barış Sağlam
 
Kırlangıçlar Şehre Göçtü

Rabbim, ayakkabım eskidi bana ayakkabı ikram et
Kalbim muhabbete acıktı, kalbime muhabbet ikram et

İyi insanları çok seviyorum, iyi dostlar lütuf et
Sevdiğimi fazlaca özledim, onu fazlaca mutlu et

Kırlangıçlar şehre göçtü, kuşları ve yuvasını koru
Seyyid Abdülbâki Sultana beni sofi et, münkir etme

Günah işleyen bir kulunum, bir mürşidle tövbe nasip et

(amin)
 
Sırtını Okşamış

Sarışın, alaca, beyaz üçü yan yana
Maşaallah güzellikleri fevkalâde
Tekirdir cinsleri mama sever belliki
Dua ettim bu güzellikleri sevene

Sırtını okşamış saadetli zamanda
Bu hayvana ''sevimli'' demiş ve sevmiştir
Peygamberimiz saadetli o zamanda
Salih ameller lazımdır ahir zamanda

ilaç yüzdesine parası eksik kaldı
Borç istedi, önce Allah'a dua etti
Borç para bekler iken gördüm bu garibi
Allah'ım yardım etti ve de sevindirdi

Elimi açmam lazım Rabbimden istemem
Dua etmem lazımdır Rabbimden istemem
Gördüğüm garipten ibret aldım istedim
Bunca dertlerime dermanımı istedim

Dertlerime derman, yoluma istikamet
Borcuma ödeme kolaylığı istedim
Derviş, sofi olmak istedim, cömert olmak
Göz aydınlığı eş istedim kendime eş

Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki Sultana
Derviş olmayı istedim, Menzil'e gitmek
Sıcak çorbasından istedim, ekmeğinden
İyi dostlar istedim, Rabbimi istedim

Barış Sağlam
 
Özel Melekler

Allah görevlendirir iki meleğini
Ana Rahminde, ana baba kıymetlisi
Görevi ana karnında ilgilenmesi
Merhamet dolu iki meleğin görevi

Doğumdan hemen sonranın şudur sohbeti;
Alır Allah iki melekten merhameti
Verir anne babasına o merhameti
Bebek Allah'ı arar ilk duyduğu sesi

Tıpkı Kalu Bela'da duyduğu ses gibi
Mis kokuludur ana baba merhameti
Aşık olmuştur ya kul ilk o güzel sese
Rabbin merhametli sesi, O'nun sesine

Allah'ım çokça sevsin o iki meleği
Beni yetiştirip seven iki meleği
Ana babama merhametini devreden
O iki sevgi dolu mübarek meleği

Barış Sağlam
 
Sevdalıdır Gider Aşkından

Maşuk nazını çekemem der
Maksadıdır çektirsin ister
İnsanın fıtratında vardır
Kaçan devamlı kovalanır

Bazı uzar gider kavuşmak
Uzadıkça heyecan artar
Bazı imkansızdır kavuşmak
Üstat şair, Mihriban'ıdır

Mihribandır dillere destan
Şairimize çoktur hayran
Allah aşkıdır bilen bilir
Karakoç'un anlattığı an

Sevdalıdır gider aşkından
Yüzlerce kilometre handân
Bir tek tövbe ister yaratan
Günahımın hemen ardından

Tövbe tavsiye eder mürşid
O anda tövbe eder mürid
Müridin yönü halka dönük
Mürşidini anlatır mürid

İmam lazımdır cemaate
Müezzin lazım cemaate
Olmaz ki imamsız cemaat
Tekbir lazımdır cemaat

Alfabe aldım öğretmenden
Öğrendim de öğretmenimden
Cemaat imamsız olmazken
Alfabe öğretmen ileyken

Hayatım Mürşidimle güzel
Adıyaman Menzil'de özel
Aşk Gavs-ı Sani ile güzel
Maşuk Gavs-ı Sani'ye özel

Barış Sağlam
 
Evliyaların Usûlü

Logo tasarımını arkadaşından aldı, yazar
Kendi de yapardı, hediye aldı yazar
Şöyle derler bir sohbette;

Bir Cami'yi yaptırınca bir kişi
Alır bir Cami sevabını bir kişi
Bir Cami'yi yaptırınca bin kişi
Alır birer Cami sevabını bin kişi

Evliyaların usûlüdür
Bir hayır işi olduğunda
Ortak arar bulur, talibi olduğunda
Allah'ın cömertliğinden de
Hiçbir şey eksilmez derler
Allah'ın rahmetinden de
Hiçbir şey eksilmez derler

Bu sohbetleri işitmiştim dostlardan
Öyle bir dost ki, Mürşidi Kamili ;
Adıyaman Kahta Menzil'den
Seyyid Abdülbâki'dir
Hem Seyyid'dir Hem Gavs-ı Sani'dir

Barış Sağlam
 
Cebi Penseli Türkler

Yüksek olan bir tepenin üstünde gördüm
Kıble yönündedir yeri ise gönülde
Çam ağaçlarının arasında gördüm de
Dalgalanıyor esen rüzgar eşliğinde

Güzeldir Türk Bayrağıdır bu dalgalanan
Özeldir Türk Bayrağı bu gönülde olan
İki Türk genci gördüm cepleri penseli
Ceplerinde pensesi, elleri emekçi

Türk gencidir anlattığımız Ceddi Şehit
Yörüğüm, Türküm, şairim ve adım Türktür
Arabıda Türktür de Çerkezide Türktür
Lazıda Türktür ve Abazasıda Türktür

Adıyaman Kahta Menzil'de Türklerindir
Bolu, Düzce, Akçakoca da Türklerindir
Seyyid Sultanım Gavs-ı Sani Abdülbâki
Mürşidimdir Kahta Menzil ikametidir

Duası alınca hayatım daha güzel
Dertlerime deva bulurum teker teker
Şifalı çorbası ise özel mi özel
Ziyaretçilerine ilgisi çok güzel

Barış Sağlam
 
Beş Bin Zikir

Kiramen Katibin'dir, iki melek iki görevli
Günahlar sevaplar işleridir bunu bilemem ki
Hafaza'dır korur kulu kötülükten ve şerlerden
Nasıl koruyorlar, kaç kişiler bunu bilemem ki

Bir günah işlediğimde beklerler benden tövbemi
Tövbe edeyim ki yazılan günah silinsin de mi
Şer olduğunda bilemem Hafaza'nın işlerini
Abdestim alayım ki işlerim kolaylaşsın de mi

Uzmanlık ister tövbe, kolay da olur son nefeste
Kişi sevdiğini zikreder kalbim zikir çekmekte
Aldım da Mürşidimden, Beş Binden başladım zikrime
Allah zikri güzel olsun kalbimde, son nefesimde

Mürşidim Gavs-ı Sani Sultan Seyyid Abdülbâki'dir
Zikri, tövbeyi sevendir ve de tavsiye edendir

Barış Sağlam
 
Beş Bin Zikir 2

Aldım da Mürşidimden, Beş Binden başladım zikrime
Dilim damağımda, yöneldim sol yanıma, kalbime
Allah dedim o anda başlayıverdi yeni perde
Siyah beyazdı renkler artık renkli tuval, ve perde;

Daha mı iyi duyuyorum artık tüm sesleri, ne!
Daha mı iyi görüyorum artık tüm hayatı, ne!
Mutlu muyum ne! huzurlu muyum ne, kendimde miyim
Hürriyetimi mi buldum, özgür müyüm şuanda ne!

Mürşidim Gavs-ı Sani Sultan Seyyid Abdülbâki'dir
Zikri, tövbeyi sevendir ve de tavsiye edendir

Barış Sağlam
 
X