misty / Sevdiği Şiirler

Biz ki geceleri paylaştık, yastığı, şarkıları.
Biz ki sözleri paylaştık, kelimeleri.
Biz ki yüreği paylaşamadık, paylaşamadım galiba.
Nedendir bilmem, eksik kaldık korkulara.
Nutku tutulan gecelerin isimsiz sabahlarında, yanlış ve yangın kaldık.
Geride kalan kırık ezgiler ve yorgun ruhların dansı.





YORGUNUM senağlamasenağlama


Ellerine saglik canim a.s.
 
Saçlarının bakışlarına katran dökülmüş yar...
Işıltılı hayatlarda kalır ömür denilen yaşanmışlıklar.
Gün ortası özlemler çıkarır ateşimi.
Ayakta kalmaya takati kalamamış bir ruh
Ve beden birlikteliğiyle tutunuyorum gözlerine.
Deprem korkusuyla yaşayan bir yıkıntıdan
Fazla bir şey bekleme.
İstesem de dolduramıyorum alın boşluğumdaki üç noktaları.
Hatırası gizli düşünüşlerimi.
Takvimlerde herhangi bir gün adı
Ve sevdakeş bir mevsim kısalığı yaşıyor gecelerim.
Dört duvar ortasında eli bıçaklı kabuslar kovalıyor mahpusluğum.
Hep vurgun saatlerine düşmüş bir çığlığı ağlarken gözlerim
Yitirilmiş eldelerle yetinmeye çalışan
Tüccar defterlerine yazıyorum kayıplarımı.
Biliyorum ki nutfeye can veren Allah
Bir gün emanetini geri isteyecek.
Toprak olmaya mecbur bir vücut kalırken geride
Ruhumun medcezirleriyle birlikte,
Her güneş batışında gelecek pencerenin önüne.
Bir türkü serinliğiyle uyanacaksın.
Rüyaların dünlere tutsak özgürlükler yaşayacak.
Peşini bırakmayacak dünlerin izlerini taşıyan unutulmuşlar,
Yalanlar,eylüller,ocaklar,ağustoslar...
Unutmaya vurduğun her gönül darbesiyle kızıla boyanacaksın.
Bir dalgınlıktır alıp başını gidecek uzaklara,
Yağmurlar gülümseyecek her beni düşündüğünde.
Belki yalnızlık kokmayacak ömründeki dipnotların...
Elde kalanlarla yetinmeyi öğreneceksin,
Bir zamanlar yetinmeyi boş sayan rayihalar.
Nihavent hüzünler taşırken yangın
Pişmanlıklar susacaksın...
Ve beni düşünme nerdeyim, sadece bil yeter
Teğet geçen sevdaların
Mahkemesiz sanığı olarak müebbet yatıyorum,
idamımı infaza taşısa da saatler.
Teğet sevdalar hapishanesi burası
Ben aşkı dikenler teller ortasında esarete satıyorum...

alıntı
 
Konuşan çığlığıdır sönmeyen yüreğimin

Çıldırıyor sabrımın sabredemeyen sabrı!

Can çekişen kalbime,Bir ah de yeter…!
 
Disarda bir tipidir tutturmus gidiyor,
Soguk, insanin taa iliklerine kadar isliyor,
Alaca karanlik yetmezmis gibi;
Bir de sis bastirmis bombos sokaklari.
Ne bir insan yüzü, ne de arabalarin farlari
Hic ama hic birsey görünmüyor.
İste ben;
O sokakta yürüyorum
Yalniz ve caresiz…
Soguktan morarmis dudaklarimda
Sicak bir türkünün nagmeleri ile.
Elimde korkunc soguga aldirmaksizin yanan
Yarim bir sigara var.
Bacaklarim bana isyan ediyor.
Vücudunsa titremekte.
Fakat icimde öyle birsey var ki
Sanki sicak yaz günlerinden kalma.
Ne geceye, ne de soguga aldiris etmeden
Adeta onlara meydan okurcasina yanan
Sicak…simsicak bir kalp.
Düsüncelerim öylesine bulanik ve karisik ki
Bu sogukta, bu alaca karanlikta
Neden böyle dolastigimi bile düsünemiyorum.
Bildigim birtek sey varsa
O da…
Bu yolun sonunda bekleyenimin oldugu.
Belki yollar yürüyerek bitmeyecek farkindayim
Binlerce kilometre nasil biter ki yürüyerek.
Belki ona kavusamadan issiz sokaklarin birinde
Soguktan donarak can verecegim kimbilir.
Ciktim bir kere yola dönüsü yok.
Birtek gayem var artik
Her adimda ona biraz daha yaklasarak,
Vücudumun dayandigi, kalbimin atesinin söndügü yere kadar
Yürümek…yürümek…yürümek...

**alıntı**
 
GARİPLİK

Babam kırdı beni ilkönce babam
Dosttan gördüm kahrın daniskasını
Nankör çıktı iyilik ettiğim adam
Sevdiğim kız da savdı sırasını

Bendim hayal üstüne hayal kuran
Gözüm kapalı olduğu zamanlar
Benim başımı taştan taşa vuran
Sandığım gibi değilmiş insanlar

Garibim dünyada garip nafile
Gelse boynuma dolansa da bahar
Kendi hoş kendi masum sesinizle
Siz söyleyin garipliğimi kuşlar

CAHİT SITKI TARANCI
emegine yüregine saglıkk canımmm.....
 

sağol,senin de emeğine yüreğine sağlık canıma.s.
 
Aralıksız batan sözcüklerinin, an be an yüzünü ölüme çevirdiği yerden yazıyorum sana. Dinleme.

Ne bundan önce söylediklerimi ne de bundan sonra söyleyeceklerimi...

Bu defa dinleme!
Attığım her adımda bir parça daha yıkılan duvarların altında kalmaktan, ayıramadığın dakikaların geceler boyunca sinirini taşımaktan yoruldu ruhum. Ben çabuk yoruldum. Hiç bir masalın kahramanı olamayacak kadar uykum var. Sesinden esirgediğin yüreğin gibisin. Varlığının bir anlamı olsun derken, sen en çok da anlamsızlığa yakıştın nedense. Oysa bu değildi sana dair başlattığım yolculuğun sonu. Böyle olmamalıydı.


Adresimi de sil adımlarından;sanırım bundan böyle evde olmayacağım.

Nefesimle çoğalacakken, nefesimi tıkadın sen! Geçen her günde, soyunurken tüm kelimelerim yavaş yavaş sana, sen, durdurak tanımadan yeni bir kıyafetle çıktın karşıma.

Parmak uçlarımda kaybediyorum sıcaklığını. Yazdıkça uzaklaşıyorum sesinden, teninden ve bakışlarından


Seni unutmak istiyor kalbim çok acıyor.Susuyorum ağlamıyorum sensizliğe alışıyorum artık kan yaşları akıtıyorum.

hava kararmaya başlayınca, daha çok arıyorum sanki seni. soğuktan mı korkum, karanlıktan mı, sensizlikten mi, yalnızlıktan mı, nöbetlerimden mi, çaresizlğimden mi...
bil(m)iyorum....____________kahırdan

artık hissetmiyorum... unutmaya başladım; kokunu, sevdiğin şeyleri, söylediğin şarkayı, bana bakışını, sevişini, sarılışını...

yaşadık mı sahi senle?

gülüyordum galiba. sen yüzüme çok yakıştığını söylüyordun gülmenin. ben gülünce sen gülüyordun. sen gülünce denizler duruluyordu gözlerinde. şimdi fırtına var.

gülmek bana yakışmıyor (mu) !!!

edebiyatı seviyor(d)um. sana olan aşkımı yüreğimden sonra en iyi o anlatıyordu. ben de hep yazıyordum. bak yine yazıyorm...

küstüm,

gel____(me) artık.
aşk acı çekmekse
sev____(me) artık.
kara gecelerde ben bulurum yoldaş kendime,
kork____(ma)
çekmem fişini hayatın!!!
yoruldum,
kuramıyorum artık.
nolur,
gel_____(me)!!!

Bunların yalan olduğunu kimseye söyleme. Herkes ben gelmeni istemiyorum bilsin.Sen ne olur gel be!!!

ALINTI
 
suçlu kimse ona gidin yada kendinizde kalın..
Farkındayım!
Herşeye hazır geldin bu defa!
Son rolüm yazılmıstı!
Senaryo burda son buluyordu
Asıl kız Gidiyor ve yeni bir aşka yer veriyordu asıl oğlan!!!
Belliydi sonumun böyle olacagı..
Konuşma dedin...
Sustum...

Sen istedin ben oynadım
Sen Bitirdin ben Bittim!!!
Eksik vardi bu oyunda
Geride kalanın ne yapacagı belli degildi
Gönderiyordun ama Nereye!!!
Sorma Git Dedin..
Gittim...

Son kez dedim ,Son kez Bak Yüzüme !!!
Tek rol istedim Sadece Veda Sahnesi olsun!!!
Sıkıca sarıl Sever gibi yolla beni dedim
Yapamam !!! dedin
Ağladım...



kendi acılarınızın bedellerini insanların hayatlarıyla oynayarak çıkartmayın!!suçlu kimse ona gidin yada kendinizde kalın..
 
YarıM Bir TebeSSüM


Yalancı baharı yaşıyorum yüreğimde
bir ikilem içindeyim,
anlatılmaz
bir yanım, çöl sıcağında suya hasret
öbür yanımı sorma;
sanki kıyamet
bir çift zeytin karası gözde, kayboldunuz mu hiç,
vücüdunuz, baştan aşağı titredi mi?
elleriniz buz kesmişken,
kan yerine lavlar aktı mı
damarlarınızda?
yarım bir tebessüm,
yarım bir şaşkınlıkla buluşmadı mı yüzünüzde?
başınızı yastığa koyduğunuz gibi mi uyandınız?
yoksa sabaha kadar yıldızları mı saydınız?
hiç mi yalpalamadınız yürüdüğünüzde,
hiç mi yaşamadınız
yaşadıklarımı?
öyleyse, neden bu titremeler ellerimde,
yüreğimde, gözlerimde,
her yanımda
adı aşk mı acaba, beni böyle titreten
yoksa,
yine üstü açık mı
uyudum?


alıntı..
 
YAŞAMAK ADINA
Doldurdu gırtlağını kalbinden esen rüzgar
Dağıldı sessizce yaralarına
Kalbin ki susarak neler söyledi
En güzel şiirler bile uzaktı ona

Şimdi uykusunda kıpırdayan çocuklar
Rüzgarlarınla uçuşan kar gibidir
Ve dalgın gözlerin şevkatle aralanıp
Kelebekler döküyor onların kanatlarına
Uzanıp gidiyorsun belli belirsiz
Bir tutam kan sıcak nefesiyle dostların
Kakül gibi kıvrılıyor alnında
Süngülenmiş bahar kadar dokunaklısın
Süngülenmiş bahar kadar incelen hayal
Tanımsız duygularla katıldı sana
Gülümsedin papatyadan örülmüş bayırlar gibi
Kuşlar doldu koynuna gülümserken
Hasretin derinleştiği anda
Kapıştılar kabaran bağrındaki dehşeti

İşte derelerin kıyısında sevişen serçelerin
Arılar topluyor sevinçlerini
Oynarken gölgesinde ürküyor sncap
Sabahın boşluğuna serpildi kırlangıçlar

İşte yayla serin boylu boyunca
Kan sıcak
Ses yankı veriyor mağara önünde
Yıldız dökmek isteyene zorlu dağlar var

alıntı........
 
ahh ahah çokgüzel baylaşımın için sağol.....mısty..........
 
Her çocuk biraz ben şimdi;
öncesiz,
sonrasız,
zamansız...

Hafızasının tozlu sayfalarını çevirdi
şeker rengi şarkılarını aradı
hanımeli kokan düşlerinin arasında
ipten bir salıncakta uyuyakalınca çocukluğu
açılmıştı gözleri masallara

Hiçbir masalın son cümlesine yetişemedi çocuk
koştu - yoruldu...

Pas tutmuştu beklemekten
açamadı diline vurulan kilidi
eksik melodilerde asılı duran sol anahtarı
yoktu geri dönecek bir yeri
nereden geldiğini bilmeyen sessizliğin

Masalın orta yerinden kaçamadı çocuk
sus pus ...

Süpürüp halıların altına gizledi
hiçbir çöplüğe yakıştıramadığı korkularını
kaybetti repliklerini;
doğaçlama bir masalda askıda duyguları
ne bulduysa geçirdi yüreğine
büyük durdu kimi
ya da uymadı

Bir masalın son cümlesinden kaçtı çocuk
sayamadı;
gökten kaç elma düştü ...

her çocuk biraz ben şimdi;
dünsüz,
yarınsız,
masalsız.......


alıntı

Dilek Akın
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Sonbaharın uçurduğu yaprak gibiydi göz yaşlarım
Birer birer dökülüyordu yanaklarımdan..
Belki silersin,dokunursun diye bekledim
Ama ne dokunuş,ne de kuruluk hissettim.

Rüzgar koştu yine imdadıma.
Yaprakları savurup,ağacın dibini temizlediği gibi,
Benim de göz yaşlarımı yanaklarımdan temizledi..

Kurudu yüzümde o inci yaşlar.
Ama sanma ki temelli silindi.
Hep bir umut besledim..
Kaldı izleri yüzümde..
Belki bir gün gelirsin de;
Silersin katılaşmış yüzümün,hasretli eserini..

Özledim seni…
Yalnızdım yine, gökyüzü karanlığındaki
Küçük bir yıldız kadar.
fark edilmiyordu belki varlığım, yokluğum..
Ama içimdeki hasretin o kadar büyüktü ki,
Sığamıyordu küçük sandığım yüreğime.

Özledim seni…
Bilmediğim kokunu,
Hissetmediğim ellerinin sıcaklığını.
Üşütüyor yokluğun en ayaz fırtına gibi.
Gel artık, özledim seni…
alıntı​
 
Ah içimdeki karanlık şehir

Siyahı mürekkebimin

Dönüp dolaşıp geldiğim kelimelerim

Kağıtlara sığdıramadığım cümlelerim

Yazdıkca yanan ellerim

Kaç veda sığdırdın tozlu sokaklarına

Gizli bir ateş alevlenirken

Kaç ayrılık düğümledin yollarına

Kısılırken sesi çığlıklarımın



Ah içimde sızlayan şehir

Serçeler ağladı dilsizliğine

Oysa korkusuz,

Güneşi tutacaktın avuç içlerinde

Yalınayak düşlerim gezinecekti kaldırımlarında

Sütten beyaz hayaller kuracaktı masum çocuklar

Mavi umutlar serecektin yollarıma



(S)esim

(U)mudum

(S)izin olsun

(T)ükendi

(U)sandı, dağıldı artık

(M)ürekkebim...



Hangi serçe direnebilir küçücük bedeniyle,

Şehrinde hoyratça savrulan rüzgara..?



(alıntıdır)

 
Gözlerin önce düşlerimi çaldı emanet diye... Sonra düşler


yarattı bir

aşk'ın niyetine..



Arsızdı; yetinmedi...
Gamsızdı ; avunmadı...
Peşindeydim; biliyordu...








Tesadüf,bir yalandı...





Ortada bir 'sır' varsa gözlerine kaçmıştır. Kocaman bir denizdi

senin



gözlerin.
Yetişemedim ayrılığa... Nefesim öpüşüne yetmedi! Demedin ki her
öpüş bir
nefeslikti!..








Şikâyet gönüldendi. Senden benden çalma değil ki...





"Beni baktığın yerde asılı tut...Yoksa düşerim..." Bahaneydi

gözlerin, zaten



gidecektim...








Dün yine gözlerindeydim, içine dalgın dalgın akıyorken...Bir

dalga bir dalga



daha... Parçalandım sonunda!..








Bir şehri kuş bakışı seyretmekti gözlerin...

Bir anlık değil bir ömürlük!..







Kaçak bir hüznün içine boşalmış gibi utangaç... Bir suçu

gizler gibi,geceydi



gözlerin.








Bana öyle bakma.. Zaten söyleyecektim.Ya da kapa gözlerini o

bakışınla...



Bakmasan da sevecekti seni yüreğim...








Gözlerine birkaç diyar öteden geldim.Bir deli gülüş senin

yüreğindeki...



Senin gözlerine asilik bulaşmış...








Benim sözlerime bir cümle yapışıp kalmış ....


alıntı
 

Benzer Konular

Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…