9 da başlayan mesaiye 5 te kalkmıyoruz başka şehirlerde ama maalesef insanların robot gibi, yüzlerinde hiçbir ifade olmadan, zombi gibi gezip, kimsenin kimseyi görmediği ,selam vermediği durumlar her şehirde var.ben de bazen delleniyorum.ama kendi kendime sakinleşiyorum.başka yapacak birşey yok.Merhabalar,bugün İstanbul trafiğinde ağır ağır ilerlerken bunaldığımı hissettim.Sanki İstanbul’a ilk defa gelmiş gibi etrafı gözlemledim.
Devasa büyüklükte binalar,son model arabalar,insan kalabalığı…
Poff..dedim.
30. katta oturmayı hayal bile edemiyorum mesela.Site hayatını hiç sevmiyorum.İnsanların birbiri ile bağı yok.Metropol sanki insanları yutuyor.
Evler mezar gibi geliyor.
Arkadaşım 14. Katta.Balkona çıkmaya korkuyorum.Sitede yabancı yabancı insanlar.Kimse birbirini tanımıyor.
Kız yan dairesinde oturanı bile tanımıyor.
Bu arada ben beş katlı bir apartmanın birinci katında oturuyorum.Yalıtım yetersiz.Yukarıdan gelen çocukların ayak sesleri beni o kadar rahatlatıyor ki,o seslerle uyuyorum .Yukarıda oturanlar nasıl teşekkür ediyor bilseniz,hiç şikayette bulunmadım diye minnet duyuyorlar…
Yüksek katta olan bir dairede hiç oturmadım.Yüksek katlardan aşırı korkuyorum.Daha doğrusu kasvet basıyor,anksiyetem tutuyor.
Her yerde ofisler,ofis hayatları.Herkes çalışıyor,para kazanıyor,para kazanmak için yaka değiştiriyor ama kimse ağız tadı ile harcayamıyor.İnsanlar 9’da başlayan mesaiye 5’te kalkıp gitmek zorunda kalıyor.Sanki herkes çok mutsuz.
Metropol hayat böyle mi olmalı?İlişkilerin sıfır olduğu,insanların robot gibi olduğu,kimsenin kimseye selam bile vermediği bir hayat mı olmalı?
Çok sıkıldım.Çok daraldım valla…
Şu an için yok maalesef ama yaşadığım diğer şehirlerde de benzer durumlar mevcut.Başka bir şehre taşınma imkanınız var mı memleket vs
Ben sarıyerde yaşıyordum nispeten daha yaşanılabilir bir yerdi. Yine de kötüydü. Ki istanbulu sevdiğim halde dayanamadımIstanbulda mutlu olmak için yalılardan birine sahip olmak gerek.Benim için öyle en azindan.
Benim Istanbulda yaşiyorken oturdugum yer bogaza yurume mesafesiydi. Yuruyus icin orman alana gidiyorduk vs yani iyi bir semtteydim ama yine de olmuyor.
Nufus çook fazla insanlar yollarda bile üst üste, trafik öyle insanlar gergin.
Evden adimini atmak en az 1 saatini goturuyor.
Sonuçta bir yerlerde yaşamak durumundayız.Ben sarıyerde yaşıyordum nispeten daha yaşanılabilir bir yerdi. Yine de kötüydü. Ki istanbulu sevdiğim halde dayanamadım
Ben Adapazarı'nda yaşıyorum yine herkes çok mutsuz. Şehirle alakası yok bence. Ülkeden kaynaklı olabilir.Sonuçta bir yerlerde yaşamak durumundayız.
Ben Adanalıyım,evet orda mahalle hayatı var insanlar birbirlerine selam veriyor ama kapı önü dedikodularu yok mu?
İnsanlar her yerde aynı.Hatta metropol insanlarının kendilerinden başka kimseyle de sorunu yon.Sadece mutsuzlar.
Adana çok güzel bir şehir bence yaz mevsimi dışında. Yemyeşil, trafiği çok daha sakin, meyve sebzesi çok güzel, insanları sıcakkanlı yardımsever. İstanbul hem çok kalabalık hem kaoslu hem pahalı hem de büyük deprem riski var bence imkanı olan kaçıp kendini kurtarmalıSonuçta bir yerlerde yaşamak durumundayız.
Ben Adanalıyım,evet orda mahalle hayatı var insanlar birbirlerine selam veriyor ama kapı önü dedikodularu yok mu?
İnsanlar her yerde aynı.Hatta metropol insanlarının kendilerinden başka kimseyle de sorunu yon.Sadece mutsuzlar.
Ben sarıyerde yaşıyordum nispeten daha yaşanılabilir bir yerdi. Yine de kötüydü. Ki istanbulu sevdiğim halde dayanamadım
Ben de öyle küçük bir çevrem olur yeni arkadaşlık bile kurmam ama trafik deprem korkusu kalabalık bunaltıyordu. Şimdi de adapazarındayım çok mu farklı değil ama en azından evim müstakil. Canım istediğinde her yere yakınımInsan iliskileri benim cok umurumda degil yani seviyeli sekilde olunca hayir demem ama olmazsa da yok diye sorun yaşamam. Ama ekonomiyle birlikte millet iyice mutsuz oldu gergin kalabalik iyice cekilmez olmustu. Istanbuldan gitmek icin günleri aylari sayar olmustum hiçte özlemiyorum aksine ne zaman işlerim oldugu icin Istanbula gelsem bir an önce işimi bitirip gitmeye odaklandim.
Tam anlattığınız gibi işe gitmek için yaka değiştiriyorum, sekizde başlayan işe gidebilmek için sabah altıda kalkıyorumMerhabalar,bugün İstanbul trafiğinde ağır ağır ilerlerken bunaldığımı hissettim.Sanki İstanbul’a ilk defa gelmiş gibi etrafı gözlemledim.
Devasa büyüklükte binalar,son model arabalar,insan kalabalığı…
Poff..dedim.
30. katta oturmayı hayal bile edemiyorum mesela.Site hayatını hiç sevmiyorum.İnsanların birbiri ile bağı yok.Metropol sanki insanları yutuyor.
Evler mezar gibi geliyor.
Arkadaşım 14. Katta.Balkona çıkmaya korkuyorum.Sitede yabancı yabancı insanlar.Kimse birbirini tanımıyor.
Kız yan dairesinde oturanı bile tanımıyor.
Bu arada ben beş katlı bir apartmanın birinci katında oturuyorum.Yalıtım yetersiz.Yukarıdan gelen çocukların ayak sesleri beni o kadar rahatlatıyor ki,o seslerle uyuyorum .Yukarıda oturanlar nasıl teşekkür ediyor bilseniz,hiç şikayette bulunmadım diye minnet duyuyorlar…
Yüksek katta olan bir dairede hiç oturmadım.Yüksek katlardan aşırı korkuyorum.Daha doğrusu kasvet basıyor,anksiyetem tutuyor.
Her yerde ofisler,ofis hayatları.Herkes çalışıyor,para kazanıyor,para kazanmak için yaka değiştiriyor ama kimse ağız tadı ile harcayamıyor.İnsanlar 9’da başlayan mesaiye 5’te kalkıp gitmek zorunda kalıyor.Sanki herkes çok mutsuz.
Metropol hayat böyle mi olmalı?İlişkilerin sıfır olduğu,insanların robot gibi olduğu,kimsenin kimseye selam bile vermediği bir hayat mı olmalı?
Çok sıkıldım.Çok daraldım valla…
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?