• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Metropol hayat,bunalım…

İstanbul'un en nezih semti Bahçeşehir 'de 2.5 yıl yaşadım ex eşimle milletvekillerinin kaldığı ultra güvenlikli bir sitede - daha doğrusu villada -acayip bunalırdım insan azlığından sessizlikten yalnızlıktan çok ürkerdim geceleri. Ormanın içindeydik.

Küçük dayım Bebek'te oturuyordu. Diğer dayım Sarıyer 'de.

Arabamız olduğu halde onları ziyaret etmek benim için eziyetti. Gittiğimde bir hafta kalırdım ama yine de doğma büyüme Bursalı olarak yok yani İstanbul'da yapamam ben asla.

Asgari ücret ve bi tık üstü geliri olan biri için İstanbul'da kalmak delilik olmalı.

Memleketim Bursa çok mu iyi ? Hayır değil. İstanbul kadar olmasa da trafik yoğun sonuçta sanayi şehri.

Bence Türkiye de artık yaşanılmaz. Başlarda çok özlüyordum ama artık gündemi arada sırada takip ettikçe eşime hak veriyorum neden beni Finlandiya ya zorla getirdiğini.

Memur olsaydım İç Anadolu ve Doğuda yaşardım ev kiraları daha uygun olduğunu söylüyor liseden öğretmen olmuş arkadaşlarım..

Özel sektörde çalışan için maalesef Istanbul Gebze Kocaeli Yalova Bursa hattı zaruri..

Deprem tehlikesi de var tabi

Can güvenliği olmayışı , sığınmacı sorunu nüfus yoğunluğu trafik hayat pahalılığı Istanbul ve çevresi insan ömrünü kısaltıyor ömür yolda geçiyor

Bi keresinde Marmaray'da istifra edip ağlamıştım kalabalıkta zaten ilk ve son binişimdi :)

Allah sabır versin bacım.
Çok haklısınız.
Ben memurum.Ailem İstanbul’da yaşadığı için başka yerde yaşamayı hiç düşünmedim.
Sanırsam artık düşünmeye başlamalıyım.
 
Her sabah 2 saat, akşam 2 saat yol gidiyorum. İlk metroya binmem mümkün bile değil, insanlar inerken bekleyen yolcunun arasından zor geçiyor. Çünkü gerçekten kaldırmıyor artık, başka bir şehirde bir evim var ama gidemiyorum. Yine de doğup büyüdüğüm, tüm çevremin olduğu bu keşmekeş şehri bırakamıyorum. Ayrıca daha yaşanılası şehirlere gidenler gerçekten haklılar ve en iyisini yaptılar. Bu arada memleketim İstanbula 1,5 saat falan sürüyor. Bazen of diyorum gideyim, sonra yapamam diye vazgeçiyorum.
 
Merhabalar,bugün İstanbul trafiğinde ağır ağır ilerlerken bunaldığımı hissettim.Sanki İstanbul’a ilk defa gelmiş gibi etrafı gözlemledim.
Devasa büyüklükte binalar,son model arabalar,insan kalabalığı…

Poff..dedim.
30. katta oturmayı hayal bile edemiyorum mesela.Site hayatını hiç sevmiyorum.İnsanların birbiri ile bağı yok.Metropol sanki insanları yutuyor.
Evler mezar gibi geliyor.
Arkadaşım 14. Katta.Balkona çıkmaya korkuyorum.Sitede yabancı yabancı insanlar.Kimse birbirini tanımıyor.
Kız yan dairesinde oturanı bile tanımıyor.


Bu arada ben beş katlı bir apartmanın birinci katında oturuyorum.Yalıtım yetersiz.Yukarıdan gelen çocukların ayak sesleri beni o kadar rahatlatıyor ki,o seslerle uyuyorum .Yukarıda oturanlar nasıl teşekkür ediyor bilseniz,hiç şikayette bulunmadım diye minnet duyuyorlar…
Yüksek katta olan bir dairede hiç oturmadım.Yüksek katlardan aşırı korkuyorum.Daha doğrusu kasvet basıyor,anksiyetem tutuyor.


Her yerde ofisler,ofis hayatları.Herkes çalışıyor,para kazanıyor,para kazanmak için yaka değiştiriyor ama kimse ağız tadı ile harcayamıyor.İnsanlar 9’da başlayan mesaiye 5’te kalkıp gitmek zorunda kalıyor.Sanki herkes çok mutsuz.

Metropol hayat böyle mi olmalı?İlişkilerin sıfır olduğu,insanların robot gibi olduğu,kimsenin kimseye selam bile vermediği bir hayat mı olmalı?
Çok sıkıldım.Çok daraldım valla…
Bu düşünceler yüzünden radikal karar aldım. Şu an ohh kafam rahat çok şükür. İnsanların ne söylediklerine değil ne istediğime baktım.
İmkanınız varsa yeni kararlar alın.
 
Asla köyde yaşayamam.esimin köyüne gittiğimizde bı gece dahi dayanamiyorum.siz uzaktan köyleri falan güzel saniyorsunuz ama o dizilerdeki gibi olmuyor.sartlar çok kötü hiç istemem köyü.depremi yaşadık on gün köyde kaldık ben kafayı yiyecektim nerdeyse.metropol hayatını seviyorum gel villada otur deseler gitmem lüks bı sitede yaşamayı isterim.arada gitmek güzel ama sürekli yaşamak bana göre degil
 
Bunların hepsinin sebebi elimizdeki telefonlar arkadaşlar.

Telefonlar ve sosyal medya en yakın arkadaşımız, komşumuz oldu.

Başımızı bir an.kaldırıp etrafa bakmıyoruz bile.

Evet, Büyük Şehir, koşuşturma, yorgunluk çabası ama insanların birbirinden uzaklaşması Cep telefonlarının artık her şeyi karşılıyor olması..
 
Doğma büyüme istanbulluyum ve bu şehirden nefret ediyorum seven kişiyi anlayamıyorum inanılmaz heterojen bir yapı inanılmaz bir enerji karmaşası. Burda doğdum büyüdüm okudum evlendim boşandım .Herşeyiyle insanı down eden bir şehir Survivor modu daima açık . Ki resmen şehir merkezindeyim. Bu senenin sonuna doğru Tekirdağ taraflarına kaçmayı düşünüyorum bende işlerimi ayarlayıp . Malesef bu şehirde bence mutluluk yok . Yok boğazin güzelliği yok tarihi doku yok iş imkanları sosyallik bla bla bla gram ilgimi çekmedi çekmiyor sevemedim .
 
Doğma büyüme istanbulluyum ve bu şehirden nefret ediyorum seven kişiyi anlayamıyorum inanılmaz heterojen bir yapı inanılmaz bir enerji karmaşası. Burda doğdum büyüdüm okudum evlendim boşandım .Herşeyiyle insanı down eden bir şehir Survivor modu daima açık . Ki resmen şehir merkezindeyim. Bu senenin sonuna doğru Tekirdağ taraflarına kaçmayı düşünüyorum bende işlerimi ayarlayıp . Malesef bu şehirde bence mutluluk yok . Yok boğazin güzelliği yok tarihi doku yok iş imkanları sosyallik bla bla bla gram ilgimi çekmedi çekmiyor sevemedim .


Biraz abartılıyor evet, Tekirdağ merkez oldukça büyük, yani İstanbula göre kısmen daha az kalabalık sayılır. İlçeleri falan daha sakindir tabii.
 
Örnek verebilir misiniz?
Önceden ise gitmek için hep servise binmek için yol yürümem gerekiyordu. İş yeri evime yakın ona rağmen bile servis güzergahına yıllarca yürüdüm. Araba almadım. Çünkü bu servis yüzünden gerek duymadım. (Şu an iyi ki almamışım diyorum o ayrı.) iş hayatı beni boğuyordu. Sabah -aksam arası tüm günüm ipotek edilmiş gibi hissediyordum. Kapital sistemden nefret ediyorum. Emir eri olarak çalışacak bir yapım da yok maalesef. Evime yakın olmayan hiçbir işe başvurmama karari aldım. İst.gibi bir şehirde bu zor. Hatta anam babam bu karara sıcak bakmasa da umursamadım. Günün sonunda mutsuz olan bendim.Ama bunu kendim için yapmak zorundaydım. Bana uzak olan,servisi olmayan,kendi semtin dışındaki hiçbir yeri kabul etmedim.. Yol çok yoruyor. Beni psikolojik olarak çok etkiliyordu. İse gitmeden yoruluyorsun.
Peki bu dönemde ne yapabilirim dedim. Birikim yapabilirim evden ufak çaplı işlerle. Çok şükür başariyorum. Haa birikim yapabildiğim için mutluyum. Canım ne istiyorsa onu yapıyorum. En sevmediğim şey de hastane , postane işleri için eğilip bükülmek. Gün ölüyor. 3 günlük dünya zaten. Mutlaka farklı yollar olmalı. Şehir değiştiremiyorsak kendimize alan oluşturmamız lazım.
 
Biraz abartılıyor evet, Tekirdağ merkez oldukça büyük, yani İstanbula göre kısmen daha az kalabalık sayılır. İlçeleri falan daha sakindir tabii.
İstanbul'a da bir saat . İstanbul bence abartılmış bir şehir en azından bizim yuzyilimiz için . Hayır ne yaşıyorsun da bu kadar övüyor olabilirsin ömrün Zincirlikuyu metrobusunde beklemekle geçiyor yani .
 
Önceden ise gitmek için hep servise binmek için yol yürümem gerekiyordu. İş yeri evime yakın ona rağmen bile servis güzergahına yıllarca yürüdüm. Araba almadım. Çünkü bu servis yüzünden gerek duymadım. (Şu an iyi ki almamışım diyorum o ayrı.) iş hayatı beni boğuyordu. Sabah -aksam arası tüm günüm ipotek edilmiş gibi hissediyordum. Kapital sistemden nefret ediyorum. Emir eri olarak çalışacak bir yapım da yok maalesef. Evime yakın olmayan hiçbir işe başvurmama karari aldım. İst.gibi bir şehirde bu zor. Hatta anam babam bu karara sıcak bakmasa da umursamadım. Günün sonunda mutsuz olan bendim.Ama bunu kendim için yapmak zorundaydım. Bana uzak olan,servisi olmayan,kendi semtin dışındaki hiçbir yeri kabul etmedim.. Yol çok yoruyor. Beni psikolojik olarak çok etkiliyordu. İse gitmeden yoruluyorsun.
Peki bu dönemde ne yapabilirim dedim. Birikim yapabilirim evden ufak çaplı işlerle. Çok şükür başariyorum. Haa birikim yapabildiğim için mutluyum. Canım ne istiyorsa onu yapıyorum. En sevmediğim şey de hastane , postane işleri için eğilip bükülmek. Gün ölüyor. 3 günlük dünya zaten. Mutlaka farklı yollar olmalı. Şehir değiştiremiyorsak kendimize alan oluşturmamız lazım.
Ben de başka bir Şehire geçtiniz diye düşündüm..

Şu konuda katılıyorum işyeri evimize yakın olmalı ( İstanbul için bu çok büyük bir şans)

Ben de özellikle tayin zamanı buna dikkat etmiştim. Evimle çalıştığım yer arasında birkaç durak var.

Ama eşimin iş yeri çok uzak.. Ömrü Metrobüslerde geçti. Bu çok yıpratıcı onun yorgunluğu bize de geçiyor ister istemez .

Ben de bana göre radikal kararlar alma evresindeyim. Tamamen Şehir değiştirmek istiyorum..
 
Ben YouTube’da bir kızı takip ediyorum takipçisi filan da yok böyle 600 kişi filan takip ediyordur onlar da İstanbul’da bir Ege şehrine taşınmış . Mesela oradaki kızla şey demişti bir gün metroda giderken camdan yansımama baktım mutsuzdum etrafımdaki insanların yüzlerine baktım hepsi mutsuzdu ben böyle yaşamak istemiyorum deyip göç etme kararı almışlar çok haklılardı aklıma nedense sizin konunuzu okuyunca o kişiler geldi hatta Instagram’dan da takip ediyorum çok tatlı bir çift
 
İstanbul'a da bir saat . İstanbul bence abartılmış bir şehir en azından bizim yuzyilimiz için . Hayır ne yaşıyorsun da bu kadar övüyor olabilirsin ömrün Zincirlikuyu metrobusunde beklemekle geçiyor yani .


Aynen öyle İstanbulu yaşamaya vaktin mi var sanki?
Anca kaosu yaşıyoruz biz, zaten belli yerleri var nezih olan, orada yaşamıyorsan da İstanbulun sadece çilesini çekiyorsun demektir.
 
Zamanında 29. Katta oturdum. Eşimle ilk evimizdi. Komşuluk da az çok vardı, yan dairede oturan aileyi tanıyordum, asansörde herkes birbirine selam verirdi. Hep metropolde büyüdüm apartmanlarda, sitelerde... Şu an yine bir sitedeyim ve kimseyi tanımıyorum. Aynı apartmanda 3 kat üstte kiracım var oğlumu parka götürünce falan karşılaşıyorum yüzüme bakmıyorlar. Kimseyle bir iletişim halinde olmamak gerçekten çok zor, büyük şehirde yalnızlık gerçekten çok fazla. Yapacak bir şey yok ki insanlar ekmek parasının derdinde
 
İstanbul doğumluyum . Annem hatta annemin babası bile burada doğmuş düşünün.

Ancak İstanbul Türkiye'nin en büyük köyü çok değişik eski İstanbul değil

Gitmek istiyoruz ancak gidemiyoruz

Sabah 5,30 da kalkıp 7:00 de yollara düşüp 9:00-9.15 arası işte olmak çok cazip olmasada maalesef burada doyuyoruz.

Başka yerde iş yok mu illaki vardır bulunur sonuçta atla develer almıyoruz iş yerlerimizde

Ancak ayağımızı bağlayan nedenler çok bizde.

Herkes robot gibi olmuş kalabalık cabası

Metrodan in , vapura bin koyun misali öndeki takip etmek gibi

Günden güne kalabalık oluyor

Dağı taşı altın değil

Şairlerin yaşadığı aşkı hiçbir zaman yaşamadım İstanbul'la ben

Var bi hayalimiz rabbim sen duy hayırlısıyla
 
İstanbul doğumluyum . Annem hatta annemin babası bile burada doğmuş düşünün.

Ancak İstanbul Türkiye'nin en büyük köyü çok değişik eski İstanbul değil

Gitmek istiyoruz ancak gidemiyoruz

Sabah 5,30 da kalkıp 7:00 de yollara düşüp 9:00-9.15 arası işte olmak çok cazip olmasada maalesef burada doyuyoruz.

Başka yerde iş yok mu illaki vardır bulunur sonuçta atla develer almıyoruz iş yerlerimizde

Ancak ayağımızı bağlayan nedenler çok bizde.

Herkes robot gibi olmuş kalabalık cabası

Metrodan in , vapura bin koyun misali öndeki takip etmek gibi

Günden güne kalabalık oluyor

Dağı taşı altın değil

Şairlerin yaşadığı aşkı hiçbir zaman yaşamadım İstanbul'la ben

Var bi hayalimiz rabbim sen duy hayırlısıyla
İstanbul gelişmemiş şehirlerden aldığı göçlerle o şehirlerin kültürünü taşımaya başladı.gelen İstanbul'a uyum sağlamak yerine geri kalmış kültürlerini getirdi. Örneğin kadınlara sokakta şort giyiyor diye tekme atan erkekler vardı, başka hangi ülkenin İstanbul gibi bir şehrinde şu saçmalığı duyarsınız?
 
İstanbul gelişmemiş şehirlerden aldığı göçlerle o şehirlerin kültürünü taşımaya başladı.gelen İstanbul'a uyum sağlamak yerine geri kalmış kültürlerini getirdi. Örneğin kadınlara sokakta şort giyiyor diye tekme atan erkekler vardı, başka hangi ülkenin İstanbul gibi bir şehrinde şu saçmalığı duyarsınız?
Aynısı yazacaktım ağzınıza sağlık gelen uyum sağlamak yerine onların kültürüne uymamızı istiyor.

Sitede artık kimin nasıl tepki vereceğini bilmediğim için bazen yazmaya çekinir oldum.

Ne varmış kültürümüzde , beğenmedim mi ? v.s gibi yorumlara cevap vermek yerine zamanla çekinir oldum yazmaya

Kimseyle uğraşmak istemiyorum hele hele tanımadığım klavye delikanlılığı yapanlarla hiç uğraşamam ki zaten seviyem onlara yetmez.

Konu başka yerlere evrildi yazdıklarımla kusura bakmayın.

Sağlıkla kalın
 
Back