ben sizi tekrar tekrar tebrik etmek istiyorum.devlet okullarında aradığım öğretmensiniz.yalan yanlış ders işleyip zaman doldurup ay sonu da maaşımı alayım diyenlerden değilsiniz.bilinçsiz veliler öğretmenle dalga geçen dil öğreneceğine ders kaynatmayı seçen yeni bilgi talep etmeyen öğrenciler yüzünden maddiyatımı zorlayarak özele geçtik 6.sınıfta.yoksa liseyi bile bitirse doğru dürüst dili olmayacaktı.dünya insanı olmayı dil öğrenmeyi başta çocuklar sonra da aileleri ısrarla talep etmeli öğretmenlerden.ama valla billa etmiyorlardı.yalandan aldıkları notlar yetiyordu onlara.ben sizi bir kez daha tebrik ediyorum.lütfen yılmayın ve değişmeyin mücadele edin hocam.İyi akşamlar herkese. Sizlere, başlarda istemeden de olsa -neredeyse- çoğu insan tarafından gıpta edilen mesleğin bir alt dalının gerçek yüzünü göstermek, ardından da işinin ehli insanlardan yardım istiyorum.
İngilizce öğretmenliğinde ikinci yılımdayım. Bu yıla biraz daha tempolu bir şekilde başladım dahil edildiğim bir projeden dolayı (şu an onun yürütücülerinden biriyim). Hayallerim çok büyük çaplı olmasa da, her günüm plan yaparak, derse yardımcı araç-gereç hazırlayarak ve ''öğrencileri derste daha aktif hâle getirebilirim, kendimi daha çok nasıl geliştirebilirim'' diye kafa patlatarak geçiyor. Kitaptan yazı yazdırmak, kuru kuruya ders işlemek ve sırf Türkçe konuşmak asla tarzım olmadı. Gelgelelim, bu çabalarımın bir yere gidemediğini görüyorum.
Bu ülkede çalışan ve ''salla başını, al maaşını'' mentalitesini taşımayan tüm İngilizce öğretmenleri bilir ki, bize fakültelerde ve formasyon eğitimlerinde anlatılan çoğu teknik ve yöntem bizim toplum yapımıza ters. Hatta bireyci bakış açısıyla daha açıklayıcı olayım, bizim toplumdaki insanların çoğu kendisini ezenlere saygı gösteriyor. Bunun gerçek bir saygı göstergesi olmadığını bilen bilir zaten.
Çalıştığım lisede hep ''asabi, işini ciddiye alan'' biri olarak tanındım. Yine de artık öğrencinin yabancı dil öğrenmeye olan önyargısını kırmak bir yana, sadece sınıftaki faaliyetleri sekteye uğratmamasını beklemeye başladım. Olmuyor. İşin acısı, mizacım gereği bağırdığım kimseyle aynı ortamda bulunmak istemiyorum. Yapıcı bir şekilde uyarıyorum, dersime yaptığı müdahalenin tüm sınıfa saygısızlık anlamına geldiğini anlatıyorum, sınıf rehber öğretmenlerini araya sokuyorum. Yine aynı sonuç. Yıprandığımı hissediyor, isteksizliğe sürükleniyorum artık. 28 yaşıma doğru böyle bir hüsrana kapılmam normal midir, siz karar verin.
Bana yol göstermenizi bekliyorum. Şimdiden teşekkür ederim.
Merhaba meslektaşım. Sizden 10 yaş büyüğüm ve özel sektörde edebiyat öğretmeniyim. İşine aşık dedikleri cinsten biriydim... Ta ki bu yıla kadar. Aynı hisleri paylaşıyorum sizinle.İyi akşamlar herkese. Sizlere, başlarda istemeden de olsa -neredeyse- çoğu insan tarafından gıpta edilen mesleğin bir alt dalının gerçek yüzünü göstermek, ardından da işinin ehli insanlardan yardım istiyorum.
İngilizce öğretmenliğinde ikinci yılımdayım. Bu yıla biraz daha tempolu bir şekilde başladım dahil edildiğim bir projeden dolayı (şu an onun yürütücülerinden biriyim). Hayallerim çok büyük çaplı olmasa da, her günüm plan yaparak, derse yardımcı araç-gereç hazırlayarak ve ''öğrencileri derste daha aktif hâle getirebilirim, kendimi daha çok nasıl geliştirebilirim'' diye kafa patlatarak geçiyor. Kitaptan yazı yazdırmak, kuru kuruya ders işlemek ve sırf Türkçe konuşmak asla tarzım olmadı. Gelgelelim, bu çabalarımın bir yere gidemediğini görüyorum.
Bu ülkede çalışan ve ''salla başını, al maaşını'' mentalitesini taşımayan tüm İngilizce öğretmenleri bilir ki, bize fakültelerde ve formasyon eğitimlerinde anlatılan çoğu teknik ve yöntem bizim toplum yapımıza ters. Hatta bireyci bakış açısıyla daha açıklayıcı olayım, bizim toplumdaki insanların çoğu kendisini ezenlere saygı gösteriyor. Bunun gerçek bir saygı göstergesi olmadığını bilen bilir zaten.
Çalıştığım lisede hep ''asabi, işini ciddiye alan'' biri olarak tanındım. Yine de artık öğrencinin yabancı dil öğrenmeye olan önyargısını kırmak bir yana, sadece sınıftaki faaliyetleri sekteye uğratmamasını beklemeye başladım. Olmuyor. İşin acısı, mizacım gereği bağırdığım kimseyle aynı ortamda bulunmak istemiyorum. Yapıcı bir şekilde uyarıyorum, dersime yaptığı müdahalenin tüm sınıfa saygısızlık anlamına geldiğini anlatıyorum, sınıf rehber öğretmenlerini araya sokuyorum. Yine aynı sonuç. Yıprandığımı hissediyor, isteksizliğe sürükleniyorum artık. 28 yaşıma doğru böyle bir hüsrana kapılmam normal midir, siz karar verin.
Bana yol göstermenizi bekliyorum. Şimdiden teşekkür ederim.
kafalar tıngır tıngır bomboş o çocuklarda ve ergenlerde ama egolar tavan.insanlarla dalga geçmeyi saçmasapan espriler yapmayı akran zorbalığını okulda populer olmayı bir şey sanıyorlar.onlar yüzünden de gerçekten okuma hevesindeki çocukların çoğuna yazık oluyor.hem kendileri ders dinlemiyor hem de onları engelliyorlar.tembel ama zararsız öğrenciyi bin kere tercih ederim böylelerine.sizin öğrencilik dönemizde de sınıfınızda böyle durumlar yaşanıyordur muhtemelen öğrencilerin büyük kısmı okula isteyerek gelmiyor bir eğitim öğretim ile alakalı bir amaçları yok varsa da ona göre hareket etmiyorlar ve bu kişiler sınıfın populerleri oluyor kızların sevdiği erkekler erkeklerin sevdiği kızlar :) toplum böyle malesef kibarlık zayıflık olarak görülüyor niye böyle bilmiyorum
katılıyorum size de.ama niye her okulda eğitim kalitesi aynı olamıyor?ordaki eğitim aşkıyla yanan çocukların ne suçu var?adrese dayalı çıkıyor okullar.gidemiyorsun bile iyi devlet okuluna.ya da çok uzak oluyor büyük şehirlerde.öğretmenler başedemiyor davranış bozukluğu olan çocuklarla.onlara biraz sert çıkışsanız önce aileye sonra müdüre cimere e kadar gidiyor iş.evde kendileri bağırırlar şiddet uygularlar çocuklarına ama okulda öğretmen kızsa yaptırım uygulasa ovvvv.bunlardan veli olarak o kadar bıktım o kadar doldum ki yıllar içinde.öğretmenler ne yapsın?Farklı branştan meslektaşınız olarak ben de sizi takdir etmeye ve yılmayın demeye geldim. Kaç yıldır aynı okuldasınız bilmiyorum ama kendi tecrübemden bahsetmek gerekirse benim de ilk çalıştığım okul öğrenmeye kapalı öğrencilerle dolu mesleğimi yapamadığım öğrenciyi 40 dk olaysız sınıfta tutabilsem dua edeceğim bir okuldu. O okulu görünce eğitim bitmiş dedim. İnsan bir an ümitsizliğe kapılıyor bulunduğu çevreyle aynı olduğunu düşünüyor her yerin ama başka bir dünya daha var emin olun. Öğrenmeye açık öğrencilerin olduğu okullar sınıflar da var ya da bir sınıfta en azından üç beş öğrencinin gözünde gördüğünüz ışık size umut olabiliyor. Tayin hakkınız varsa okul değiştirmenizi öneririm. Hatta proje okulları ara dönemlerde öğretmen ihtiyaçlarını okullara yazıyla bildiriyorlar onları da takip edin. Bir de tavsiyem lise kademesini tercih edin. İlköğretimde sınıf tekrarı olmadığından öğrenci nasılsa geçeceğim dye çalışma gereği duymuyor. Yani daha yazılacak çok şey var sadece öğrenci de değil mesele öğretmenin çabasını gören destekleyen idari kadro olması da önemli ama dört dörtlük okul yok emin olun varsa da genç öğretmenlere kalmıyor zatenumarım bir nebze umut olabilmişimdir
halbuki mesleğiniz dil bilmeyi gerektiriyor değil mi?benim çocuğa sen sınıfın en iyisisin dediler verdiler yüzleri ing ce de.ama bu yıl koleje geçtik baktık ki hemen hemen hiçbirşey bilmiyor.o kadar zorlanıyor ki anlatamam.ek telafiler etüdler koydular.e hani bu çocuk 100 lükdü hani en iyisiydi?Bir de ben dış ticaret bölümü mezunuyum. Ama inanın o dönem hocalarımız bizi hiç zorlamadi. Hep oku geç, ezberle geç vs ile bitirdik mezun olduk. Dil yok, bilgi yok... Muhasebede çalıştım sadece. Şimdi açıktan lisans tamamlamak istiyorum ama zor olacak benim için...
Maalesef çok saçma. O anda bize tabi iyi geliyor zorlanmiş olmamakhalbuki mesleğiniz dil bilmeyi gerektiriyor değil mi?benim çocuğa sen sınıfın en iyisisin dediler verdiler yüzleri ing ce de.ama bu yıl koleje geçtik baktık ki hemen hemen hiçbirşey bilmiyor.o kadar zorlanıyor ki anlatamam.ek telafiler etüdler koydular.e hani bu çocuk 100 lükdü hani en iyisiydi?
sistem taa ilkokuldan yanlış.herkese takdirler teşekkürler yağdırılıyor.notlar bol bol veriliyor.bizim zamanımızda sınıfta 2 3 kişi zor alırdı takdir 3 4 kişi de teşekkür.son yıllarda sınıfın yüzde 80 i alıyor.vayyy ben neymişim diyor.ondan sonra da önce lgs de sonra da üniversite sınavında görüyorlar günlerini gençler.sistem değiştirilmeli.iilokuldan sonra olmalı sınav ortaokuldan sonra değil.bizim zamanımızda anadolu lisesi sınavları vardı.kazanan çocuklar 11 yaşşında kurtulurdu tembel davranış bozukluğu olan okumakta gözü olmayan çocuklardan.ama bu sistemde mecburlar liseye kadar en az birlikte okumaya.Maalesef çok saçma. O anda bize tabi iyi geliyor zorlanmiş olmamak
Her okulda müfredat aynı halbuki değil mi ama eğitimin kalitesini etkileyen o kadar çok etken var ki… sadece öğretmen kaynaklı değil emin olun işin içinden biri olarak söylüyorum öğretmen çok gayretlidir ama idare pasif kalırsa veliden öğrenciden korkarsa disiplin suçu gerektiren ciddi olaylarda bile disiplin uygulamazsa bir süre sonra iyi öğrencileri de kaybediyoruz. Türkiye’nin en kalabalık şehirlerinden birinde sürgün yeri sayılan okulun birinde görev yaptım. Ancak idari kadro öyle sağlamdı velinin öğrencinin karşısında öyle dik duruşu vardı ki ben orada gerçekten mesleğimi yapabildiğimi hissettim. Aynı dik duruşu işini yapmayan öğretmene karşı da gösteriyorlardı o yüzden öğretmenin kafa sallayarak maaş alma durumu söz konusu bile olamazdı. Öğretmen disiplin disiplin deyince veliler ayağa kalkıyor sanki çocukları kırbaçlayacağız gibikatılıyorum size de.ama niye her okulda eğitim kalitesi aynı olamıyor?ordaki eğitim aşkıyla yanan çocukların ne suçu var?adrese dayalı çıkıyor okullar.gidemiyorsun bile iyi devlet okuluna.ya da çok uzak oluyor büyük şehirlerde.öğretmenler başedemiyor davranış bozukluğu olan çocuklarla.onlara biraz sert çıkışsanız önce aileye sonra müdüre cimere e kadar gidiyor iş.evde kendileri bağırırlar şiddet uygularlar çocuklarına ama okulda öğretmen kızsa yaptırım uygulasa ovvvv.bunlardan veli olarak o kadar bıktım o kadar doldum ki yıllar içinde.öğretmenler ne yapsın?
ilkokulda zorlama, ortaokulda zorlama, lisede zorlama, üniversitede zorlamaBir de ben dış ticaret bölümü mezunuyum. Ama inanın o dönem hocalarımız bizi hiç zorlamadi. Hep oku geç, ezberle geç vs ile bitirdik mezun olduk. Dil yok, bilgi yok... Muhasebede çalıştım sadece. Şimdi açıktan lisans tamamlamak istiyorum ama zor olacak benim için...
ben en az öğretmenleri suçlayanlardanım.herşeyin farkındayım çünkü.öğretmen azimli de olsa idare arkasında değilse veliler bilinçli değilse hiçbirşey yapamıyor.öğretmen çocuğu ders de yaptıklarından idareye gönderiyor.idarede bir yaptırım yok çocuk bana hiç bir şey olmaz diye gülerek öğretmene de sırıtarak üstünlük taslayarak geliyor geri sınıfa.yüzde doksan iyi öğretmenlerimiz vardı ama bu koşullarla mücadele edemedim pes ettim koleje verdim.burada en azından velilerin bilinçlilik oranı daha fazla.hedefleri olan çocukların sayısı daha yüksek.hiçbir planı amacı okula neden geldiğini bilmeyen çocuklar var çocuk bile değil ergenler var hatta.üzücü ama durum bu hocam.size kolaylıklar diliyorum.Her okulda müfredat aynı halbuki değil mi ama eğitimin kalitesini etkileyen o kadar çok etken var ki… sadece öğretmen kaynaklı değil emin olun işin içinden biri olarak söylüyorum öğretmen çok gayretlidir ama idare pasif kalırsa veliden öğrenciden korkarsa disiplin suçu gerektiren ciddi olaylarda bile disiplin uygulamazsa bir süre sonra iyi öğrencileri de kaybediyoruz. Türkiye’nin en kalabalık şehirlerinden birinde sürgün yeri sayılan okulun birinde görev yaptım. Ancak idari kadro öyle sağlamdı velinin öğrencinin karşısında öyle dik duruşu vardı ki ben orada gerçekten mesleğimi yapabildiğimi hissettim. Aynı dik duruşu işini yapmayan öğretmene karşı da gösteriyorlardı o yüzden öğretmenin kafa sallayarak maaş alma durumu söz konusu bile olamazdı. Öğretmen disiplin disiplin deyince veliler ayağa kalkıyor sanki çocukları kırbaçlayacağız gibiama nasıl ki burada çocuk eğitiminde verilen en önemli tavsiyelerden biri kural sınır olması gerektiğiyse okullarda toplu yaşantının olduğu yerlerde disiplin kural olması şart. Zaten disiplini istemeyen de kurallara uymayacak kişiler oluyor. Ne kadar çok disiplin dedim ama bahsettiğim okulda çalıştıktan sonra bunun ne kadar önemli olduğunu gördüm
O takdir teşekkür alan çocuklar liseye geçer geçmez çakılıyor Veli de gelip bizden hesap soruyorsistem taa ilkokuldan yanlış.herkese takdirler teşekkürler yağdırılıyor.notlar bol bol veriliyor.bizim zamanımızda sınıfta 2 3 kişi zor alırdı takdir 3 4 kişi de teşekkür.son yıllarda sınıfın yüzde 80 i alıyor.vayyy ben neymişim diyor.ondan sonra da önce lgs de sonra da üniversite sınavında görüyorlar günlerini gençler.sistem değiştirilmeli.iilokuldan sonra olmalı sınav ortaokuldan sonra değil.bizim zamanımızda anadolu lisesi sınavları vardı.kazanan çocuklar 11 yaşşında kurtulurdu tembel davranış bozukluğu olan okumakta gözü olmayan çocuklardan.ama bu sistemde mecburlar liseye kadar en az birlikte okumaya.
çocuk sınavlardan 55 60 anca alıyor.100 alan gibi takdir veriliyor.sözlülerle yükseltiliyor o notlar.idareler böyle istiyor çünkü.e çok çalışan çocuklar diyor ki o da takdir aldı ben de.bu nasıl olur?O takdir teşekkür alan çocuklar liseye geçer geçmez çakılıyor Veli de gelip bizden hesap soruyorbenim çocuğum şimdiye kadar çok çalışkandı nasıl böyle oldu dye. Komşunun çocuğuna ders çalıştırıyorum bön bön yüzüme bakıyor zeka seviyesi sıfırın altında ama sene sonunda takdir teşekkür havada uçuşuyor. Bizim zamanımızda sayılı öğrenci alırdı o belgeyi ve alanlar gerçekten iyi öğrencilerdi.
Evet çok haklısınız gerçekten. Kardesimde de benzer etkileri hep gördük. Geçen sene üniversite sınavına girdi ben yaparım ederim dedi ama istediği bölüm olmadi yeterince hazırlanmadı çünküsistem taa ilkokuldan yanlış.herkese takdirler teşekkürler yağdırılıyor.notlar bol bol veriliyor.bizim zamanımızda sınıfta 2 3 kişi zor alırdı takdir 3 4 kişi de teşekkür.son yıllarda sınıfın yüzde 80 i alıyor.vayyy ben neymişim diyor.ondan sonra da önce lgs de sonra da üniversite sınavında görüyorlar günlerini gençler.sistem değiştirilmeli.iilokuldan sonra olmalı sınav ortaokuldan sonra değil.bizim zamanımızda anadolu lisesi sınavları vardı.kazanan çocuklar 11 yaşşında kurtulurdu tembel davranış bozukluğu olan okumakta gözü olmayan çocuklardan.ama bu sistemde mecburlar liseye kadar en az birlikte okumaya.
Bizim ilkokul, ortaokul ve lise dönemimiz iyiydi. Ama sonradan çok değişti sanırım. Sadece üniversite boş geçti benim, hiç hayalimdeki gibi olamadıilkokulda zorlama, ortaokulda zorlama, lisede zorlama, üniversitede zorlama
ne ara bir şey öğrenecek de bir işe yarayacak bu çocuklar, büyüyünce ne yapacak diyen yok...