Hz. Mevlana şöyle buyurur:
"Hak'la beraber olmak isteyen kimse, velilerin huzurunda otursun. Velilerin huzurundan uzaklaşan kişi, küll'ü olmayan bir cüz?dür, helak olur. Şeytan yolunu kaybedene musallat olur. Onu hileyle mağlup edip başını yer. Gönül sahiplerinden bir an bile ayrılmak şeytanın hilesidir, ey nüktedan!? ?Bir kimsenin rehberi Hakk'ın gölgesi olursa Allah onu hayal ve gölgeden kurtarır. Hakk'a gerçekten kul olan O'nun gölgesidir. O Allah ile diri, bu alemde ölüdür. Onun eteğini bir şüpheye düşmeden yakala ki, ahir zamanın afetinden kurtulursun... Gönülleri temiz olanlar, renkten ve kokudan kurtulmuşlar, daima Hakk'ın lütfuna (sıratil mustakime:doğru yola) gönül bağlamışlardır. O sakınanlar kabuğa bakmaz, öze itibar ederler (Sünneti Seniyeye sımsıkı uymalarına). Ayne'l yakin (birşeyi görerek bilip anlama) bayrağını çekmişlerdir.?
Gelin bu konuya, Kur’an dan cevap arayalım. Acaba Allah, benden başka güveneceğiniz, yardım isteyeceğiniz veliniz, dostunuz yok derken, nelerden bahsediyor ve bu konuda bizleri nasıl uyarıyor.
Araf 3: (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'NDAN BAŞKA VELİLERE UYMAYIN. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
Zümer 3: Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O’NUN YANINDA BİRİLERİNİ DAHA VELİLER EDİNEREK, "BİZ ONLARA, BİZİ ALLAH'A YAKLAŞTIRMALARI DIŞINDA BİR ŞEY İÇİN KULLUK ETMİYORUZ." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz, Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.
İki ayette de çok açık Allah, din ve iman adına ardı sıra gidilecek, yalnız Allah dır diyor. Çünkü Allah dan ve onun gönderdiği kitaptan başka, güvenilecek kaynağımızın olmadığını açıkça bizlere iletiyor. Hatta elçisine de, sana indirdiğim Kur’an ile onlara hükmet diyerek, konuyu açıklığa kavuşturuyor bir başka ayetinde. Allah ın yanında hiçbir beşeri veli, yani güvenilecek dost edinerek, bu yolla Allah a yaklaşacağını zannedenlerin, yanıldıklarını belirtiyor
Tevbe 116: Göklerin ve yerin mülkü yalnız Allah'ındır. O diriltir ve öldürür. SİZİN İÇİN ALLAH'TAN BAŞKA NE BİR DOST NE DE BİR YARDIMCI VARDIR. (Diyanet vakfı meali)
Nisa 45: Allah DÜŞMANLARINIZI SİZDEN DAHA İYİ BİLİR. GERÇEK BİR DOST OLARAK ALLAH YETER, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir. (Diyanet vakfı meali)
Yunus 106: SANA NE BİR YARAR, NE DE BİR ZARAR VEREBİLECEK DURUMDA OLMAYAN VARLIKLARI ALLAH'LA BERABER ANIP, ONLARA YALVARIP YAKARMA: çünkü eğer böyle yaparsan muhakkak ki zalimlerden olursun!
Secde 4: Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a kurulandır. SİZİN İÇİN O’NDAN BAŞKA HİÇBİR DOST, HİÇBİR ŞEFAATÇİ YOKTUR. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Diyanet meali)
Allah çok açık bir şekilde bizleri uyarıyor ve diyor ki, inancını yaşarken, sakın Allah dan başka hiç kimseye güvenme, yardım isteme. Çünkü güvenilecek yardım istenecek yalnız Allah tır. Nedeni de açıklıyor ve bakın ne diyor.
Kalem 7: Doğrusu Rabbin, YOLUNDAN SAPANI EN İYİ BİLENDİR. HİDAYETE ERENİ DE EN İYİ BİLEN O'DUR.
Demek ki bizlerin doğru bir insan zannettiği, yanlış yola sapmış bir insan olabilirmiş. Yanlış yolda zannettiği de belki de, en doğru bir insan olabileceği uyarısını yapıyor Kur’an. BİZLER BİLEMEYİZ AMA ALLAH BİLİR. Bu yargı yalnız, Allah ın tekelindedir, lütfen kendi aklımızca değerlendirmeler yaparak, kendimizi yanıltmayalım. İşte onun içindir ki Allah, sakın Allah ın yanında veliler, dostlar, şeyhler, efendiler edinmeyin diye özelikle bizleri uyarıyor. Hatta edindikleri velileri, bunlar mahşerde bizlerin şefaatçileri olacak diyenleri de, bakın nasıl ikaz ediyor.
Enam 51: Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Onlar için ALLAH'TAN BAŞKA NE BİR DOST, NE DE BİR ŞEFAATÇİ VARDIR. Gerekir ki Allah'tan korkarlar. (Elmalı Hamdi meali)
Bunca açık ayetleri gördükleri halde, hala Allah ın yanında veliler, dostlar edinenlere sözüm olamaz. Çünkü herkes, yaptıklarının hesabını verecektir. Allah sizleri bu dünyaya imtihan için gönderdim diyor ve imtihanımızı da birilerine yükleyerek, ardı sıra giderek yaşamamızı yasaklıyor. Kur’an ın uyarılarına kulak asmayıp, veliler edinerek, İslam ı onların hükümranlığında yaşayanların, mahşer günü nasıl pişman olacaklarını ve pişmanlıklarını nasıl dile getireceklerini, bakın Rabbimiz şimdiden bizlere nasıl bildiriyor.
Furkan 28. “Yazıklar olsun bana, KEŞKE FALANI DOST EDİNMESEYDİM!”
29. “Andolsun, KUR’AN BANA GELDİKTEN SONRA BENİ ONDAN O SAPTIRDI. Zaten şeytan insanı yardımcısız bırakıverir.”
Ahzab 67: Yine şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! BİZ ÖNDERLERİMİZE VE BÜYÜKLERİMİZE İTAAT ETTİK DE BİZİ YOLDAN SAPTIRDILAR.” ( Diyanet meali)
Gerçektende günümüzde, öyle insanlar vardır ki, Allah ın Kur’an da emrettiğinin tam tersini, bunlar Kur’an dan dır, Allah emridir diye topluma anlatıyorlar. Sizce bu yanlış bilgilere inanırsak, bu sözlerin peşi sıra gidersek, mahşer günü aynı yakarışları bizlerde söyleyip, pişman olanların safında olmaz mıyız? Karar ve yorum sizlerin.
Allah ın bu uyarıları, tüm iman edenleredir lütfen unutmayalım. Allah elçisi yoluyla, bizlere Kur’an ı tebliğ etmiş ve onun sınırlarını aşmadan, yalnız Kur’an ın ipine yapışarak İslam ı yaşamamızı emretmiştir.
PEYGAMBERİMİZİN YAŞADIĞI DÖNEMDE, ALLAH ELÇİSİNE KESİNLİKLE UYULMASINI İSTEMİŞTİR. ÇÜNKÜ ALLAH, ELÇİSİNİN HER ANINI KONTROL ALTINDA TUTUYORDU. Peygamberimizin devrinde yaşayanlar, elbette bizden daha şanslı, onların başöğretmenleri yanlarındaydı. AMA BİZLERİNDE BÜYÜK ŞANSI, PEYGAMBERİMİZİN BİZLERE EMANETİ, ALLAH IN KORUMASINDAKİ KUR’AN, SAPASAĞLAM ELİMİZDE DURUYOR.
Pişman olmak istemeyen, bu güzel uyarıları dikkate alır. DUYMAZLIKTAN GELEN İSE, HESAP GÜNÜ PİŞMAN OLACAKLARIN SAFINDA YER ALIR.