Bazen acaba buraya yazan kisilerin yas ortalamasi nedir düsüncesine kapiliyorum.
Bazen, acaba yarismadamiyim hissine kapiliyorum:) ( mesela sidik yarismasi)
" begenmiyorsan binme, eminim en önce sen bineceksin"
" hıııhhhhbinersem binerim size mi soracagim, sanki Basbakan kendi parasi ile yaptirdi"
" simdiye kadar hangi hükümet böyle hizmet yapiyordu, birazda takdir edin"
" neyi takdir edecegiz bea, neyi takdir edecegiz, bak ariza yapmis"
" ayy ariza yapsa sevineceksiniz zaten, bosuna beklersiniz"
" sanki kendi yapti tayyip, japonlar yapti övünecekse onlar övünsün"
" keske daha öncekilerde parayi verseydide bu ülkeye hizmet etseydi"
bala bala bala
bla bbla bla
bala bala bala
bla bla bla
Insanlar ne düsünüyor bilmiyorum ama bu durum beni fena güldürüyor:))
Forumun bu bölümünden bihaberdim. İyi ki de öyleymişim. Bu tür sanal tartışmalarda yer alan yorumlar karşısında herhangi bir hissiyata sahip olmamayı yıllar evvel çeşitli tecrübelerle öğrendim. Hatta "bilgi ve kemalat" içermeyen hiçbir siyasi ve tarihi tartışmanın içinde yer almamayı da... Bu noktada aferin beklediğim sanılırsa, üslubum affola.
Hep söylerim, yine söyleyeceğim. Tartışma kültüründen bihaber olan zatlar, tartışmamalı. Lise sıralarında başlayan münazaralarda dahi zihinler atalet halinde değildir. Zannediyorum yaş geçtikçe köreliyor hitabet ve saygı unsurları. Neredeyse tüm yorumları okudum. Kimisine güldüm geçtim, kimi cümlelerin zihnime ulaşmasını engelledim. Mümkünse orada ufacık bir yer dahi kaplamasın diye. Ufak çaplı bir araştırma sonucunda da farkına vardım ki, buradaki noksanlıklar yetmemiş başka topiklere de taşmış.
Tartışılan konu ve tartışma başlığı bizim toplumumuzda öncelik değildir. Biriken kinler ve kişilerin dayatmak için can attıkları fikirlerdir mühim olan. Örneğin başlık "kırmızı masanın kırık ayağı" dır. Başlığı açan zat "kırmızı masanın kırık ayağının neden kırıldığını ve dahi masanın aslında kaliteli olup olmadığını" sorgulamak istiyordur. Odaklanılması gereken konu da budur. Lakin yorumlar şu doğrultuda olur;
-Pembe masa olsaydı kırmızı masanın ayağı kırılmazdı.
-Zaten geçen yıl mavi masa alınmadığı için kırmızı masanın ayağı kırıldı.
-Bence en güzel masa beyaz masadır!
-Heheyt sen beyaza güzel diyorsun ama onun da üstünde çizik var!
-Ben en iyisini bilirim. Siyah masanın parlaklığına kurban olun siz!
-Aslında masa yok. O sadece bir yanılgı.
-Sümme haşa dinden çıktın masa yok olur mu hiç?
-Din dediniz de siz dini ne kadar yaşıyorsunuz ki?
-Ayol dinime küfreden müslüman olsa.
-İşte asıl sorun küfür!
-Küfür diyorsun da daha geçen gün küfür etmedin mi sen?
-Uff snne be slk!
Konu neydi? Kırmızı masanın kırık ayağı. Konu nereye geldi? Klasik türk kızı tribiyle son buldu. Üzücüdür ki esas konuya hiç değinilmedi. Naçiz varlığımla sizlere tartışmanın kültürünü öğretecek değilim. Böyle bir haddim de yok. Yapmak istediğim, öğrenilmesi gereken ilk şeyin nasıl tartışmak gerektiği olduğunu belirtmektir. Yerküredeki tüm diğer konular inanın ki bundan sonra gelir.
Başlık ve konu ile alakalı yorumuma gelecek olursam, ülkemdeki iyi olan tüm yeniliklerin kimin tarafından yapıldığından ziyade yapılmış olması ile ilgilenirim. Zira ülkenin gelişimi sanıldığı gibi siyasi ideolojilerin bir uzantısı değildir. Bağlantı vardır lakin uzantı değildir. Siyasi birikimlerin ve fikirlerin dışında tutulması gerekir ve aslolan da bu doğrultuda fikir beyan etmektir. Eksiklikler ve aksilikler bittabi mevcuttur. Ancak bir proje değerlendirilecekse bunu yaparken kişilerden ziyade projeye odaklanarak yapmak gerekir. Kekin kabarmıyor olmasının sonucunda öncelikle kekin neden kabarmadığı sorgulanır. Malzeme eksikliği araştırılır. Kek ve malzeme ile ilgili tüm sorulara yanıt bulunduğunda yapan kişinin becerisi sorgulanır. Lakin öncelik kektir.
Benim için takdir edilecek bir projedir. Aynı zamanda eksiklikleri barındıran ve tam manasıyla bitmemiş bir projedir. Siyasi kimliğim ve fikirlerimi zihnimin en derinlerine gömerek belirtiyorum fikrimi. Vesselam.
Dün otobüsteydim arkamda oturan 2 adam Marmaray projesini konuşuyordu. Adamlardan biri "Bi kaza olsa da ortalık şenlense oylarımızı artıralım derken iyice dibe batsalar" dedi. Şok oldum. Dönüp cevap verecektim ama değmez dedim kendi kendime bu zihniyet için kendini yormaya değmezBunun gibi örnekler çok var bu dediğim abartı gelebilir size ne yalan söyleyeyim başkası anlatsa bende inanmazdım ama malesef gerçek.
O yüzden burada ki Marmaray'ı savunmaya çalışanlara tavsiyem kendinizi yormayın. Çünkü bu zihniyet her zaman eleştirecek birşey bulur. Başka partiye oy verilebilir tabi ki herkesi düşüncesi farklı ama sırf A partisi yaptı diye körü körüne muhalefet olmak çok komik.
Lütfen muhalefet olan arkadaşlar biz kaza bela mı istedik diye çıkışmasın siz istediniz demiyorum ben duyduğumu söylüyorum. Hangi partiden olduklarını da bilmiyorum herhangi bir partiyi kötülemek için vermedim yani bu örneği.
Tartışılan konu ve tartışma başlığı bizim toplumumuzda öncelik değildir. Biriken kinler ve kişilerin dayatmak için can attıkları fikirlerdir mühim olan. Örneğin başlık "kırmızı masanın kırık ayağı" dır. Başlığı açan zat "kırmızı masanın kırık ayağının neden kırıldığını ve dahi masanın aslında kaliteli olup olmadığını" sorgulamak istiyordur. Odaklanılması gereken konu da budur. Lakin yorumlar şu doğrultuda olur;
-Pembe masa olsaydı kırmızı masanın ayağı kırılmazdı.
-Zaten geçen yıl mavi masa alınmadığı için kırmızı masanın ayağı kırıldı.
-Bence en güzel masa beyaz masadır!
-Heheyt sen beyaza güzel diyorsun ama onun da üstünde çizik var!
-Ben en iyisini bilirim. Siyah masanın parlaklığına kurban olun siz!
-Aslında masa yok. O sadece bir yanılgı.
-Sümme haşa dinden çıktın masa yok olur mu hiç?
-Din dediniz de siz dini ne kadar yaşıyorsunuz ki?
-Ayol dinime küfreden müslüman olsa.
-İşte asıl sorun küfür!
-Küfür diyorsun da daha geçen gün küfür etmedin mi sen?
-Uff snne be slk!
Konu neydi? Kırmızı masanın kırık ayağı. Konu nereye geldi? Klasik türk kızı tribiyle son buldu. Üzücüdür ki esas konuya hiç değinilmedi. Naçiz varlığımla sizlere tartışmanın kültürünü öğretecek değilim. Böyle bir haddim de yok. Yapmak istediğim, öğrenilmesi gereken ilk şeyin nasıl tartışmak gerektiği olduğunu belirtmektir. Yerküredeki tüm diğer konular inanın ki bundan sonra gelir.
.
Neyse canim,
AKP'nin ille de Cumhuriyet Bayramina acilisini yetistirecem diye inatlasmasi sayesinde yillarin buyuk projesinin basarisi yillarin en buyuk rezilligine donustu. Dunya gozunde unumuze un katildi. Sayelerinde, daha acildigi haftadan yolcularinin deniz altindaki milyarlarca dolarlik tuneli, hem de iki kez yuruyerek gecmek zorunda kaldigi ilk ve tek ulke olduk. Ha bir de Asya'dan Avrupa'ya, bir kitadan bir kitaya denizaltindan yuruyerek gecen ilk millet de biz olduk, gururlansak mi ne bu basari ile?
Neguzel iste bir ilk marmarist acilisi bizde izledik millete vatana hayirli olsun ne yapiliyorsa Insallah hersey yolunda gider milletin yuzu guler helal olsun yapanlara basaranlara .............