Zaten ne zaman sakin denizlere sahip oldu ki benim yüreğim. Ne zaman duruldum ki... Bana yardım etmeniz lazım...
Arap sevgilimle ayrılmıştık. Eski başlığı okuyanlar bilir. Üç hafta kadar hiç görüşmedik. O arada çok yakın bir arkadaşımın ısrarı ile biriyle tanıştım. Oturduk muhabbet ettik. Ahlaklı, temiz, iyi huylu bir adam. Ailesini zaten arkadaşımdan dolayı çok yakından tanıyorum. Çok iyi insanlar. Telefondan filan konuştuk bir kaç kere. Sonra ben duydum ki bu adam bana aşık olmuş görür görmez. Arkadaşımı arayıp arayıp yalvarıyormuş ne olur olsun çok beğendim çok seviyorum diye. Sonra bir kere daha görüştük yüzyüze. Açık açık konuştu. Hayatında ilk kez birinden bu kadar etkilendiğini kaybetmek istemediğini vesaire anlatmaya başladı. Ben ona daha hiç tanımadığımı benden bu aşkına sevgisine henüz karşılık beklememesi gerektiğini anlattım. Ama işin doğrusu beni bu kadar çok seviyor olmasından da etkilendim. Sonra bir hafta sonu iş yerimle ilgiili bir problemden ötürü moralim çok bozuktu. Telefonda sesim çok kötü geldi diye tek tatil günü olan pazar gününün 12 saatini yolda geçirmek pahasına yaşadğı yerden kalkıp yanıma geldi. Etkilendim etkilenmesine ama bir kaç da problem var mesela ben akademisyenim, ama bu arkadaş lise mezunu. Mesleklerimiz çok uygun değil. Büyük ihtimalle bir kaç sene içinde ondan çok daha yüksek bir maaş alıyor olacağım. Üstelik benim asli kadrom doğuda ve bu arkadaş özel sektörde çalışıyor. Oraya gittiğinde işsiz kalma ihtimali çok yüksek, iş bulsa bile şu anki gibi bir ücretle çalışma ihtimali oldukça düşük. O bunu problem etmeyeceğini birbirimize destek olursak herşeyi çözüleceğini filan söylüyor ama ben bu konuya nereden bakmam gerektiğini kestiremiyorum.
Diğer yandan eski sevgilim geçen hafta evimi resmen basarak beni apartman sakinlerine de bir güzel rezil etti. Önce bağırıp çağırdı sonra oturdu ağladı. Pişman olduğunu kaybetmek istemediğini vesaire söyledi. Affetmedim seni ama düşüncem dedim ona. Niyetim uzaklaşmaktı ama aynı yerde çalışıyoruz her gün görüyoruz birbirimizi. Telefonla sürekli arıyor, açmazsam evime kadar geliyor. Her seferinde bir şekilde konuşmak için zaman yaratıyor. Bir kaç kez böyle olmaz beni kendi halime bırakman gerek dediysem de kaybedeceğini anladığı için sıkıştırmaya başladı beni...
Ve yüreğim. Ben onu hala seviyorum. Yüreğim cayır cayır yanıyor bazen. Ama çok kızıyorum böyle severken onu güvenimi bu kadar sarstığı için elini taşın altına koyamadığı için. Ne göze alabildi ne gözünü alabildi derler ya bana bunu yaşattığı için çok kızıyorum. Yüreğim aşk bu diyor bulunmaz bekle diyor...
Mantığım, seni deli gibi seven bir adam var ağzından çıkan iki kelime için dünyayı yakabilecek diyor. Ailesi, kültürü, ahlakı on numara uyuşan bir adam. Bir kaç problem var ama yüzde yüz kafana uyanı bulamayacaksın. Tevekkül et ve bu adamla devam et diyor.
O kadar sıkıştım ki köşeye. Kendimi iki adamı aynı anda idare eden liseli avareler gibi hissediyorum. Ne ona gidiyor ayaklarım ne ona. Sevmek mi önemli evlilikte yoksa seviliyor olmak mı? Maddiyat mı önemli bağlılık mı? Diploma mı önemli, anlaşmak mı? Aşk mı önemli mantık mı?
Canım yanıyor, cehennem azabı çekiyorum...
Niyetim ondan zaman isteyip eski sevgilimle olan durumu çözmek ve ona göre mantıklı bir karar almaktı. Bana zaman ver dedim, koskoca adam aşkından çocuklar gibi hüngür hüngür ağladı telefonda. Kaybetmekten korktuğu için... Eski sevgilim nerdeyse hergün başımda, yalvarıyor yakarıyor. Mesajlar, hediyeler, özürler.... Ne yapacağım ya Rabbim. Hiç haketmedikleri şeyler yaşatıyorum insanlara...
Uzun oldu belki kızlar ama ne olur bana fikir verin, akıl verin... Ne yapacağım...