Bugünlerde mantara dikkat
"Bir şey düştü o eski ormanda, belki fırtınaydı
bitkilerin ve humusun arasından süpüren,
ve düşen ağaç gövdelerinde mayalandı mantarlar"
Pablo Neruda
Küreselleşmenin mantar gibi biten mantar kentleri, mantar atma
kültürünün arenası oldular. Aman dikkatli olalım. Mantara basmadan yürümeye çalışalım.
Malum, bedenimizde yaşayan mantarlar da var. İyi biliriz ki onlar, son derece sinsi ve asalaktırlar. Bu yüzden her tür oportüniste sıfattırlar.
Mantarlar, en ilkel ve en basit canlılardır. Yapı itibarı ile bitkisel karakter taşırlar. Nemi sevdiklerinden karanlık ya da loş ortamları tercih ederler. Son derece sinsidirler. Masum görüntüler vererek, kendilerini bağışıklık hücrelerimizin imhasından korurlar. Birazcık sıcak ortam, çoğalmaları için yeter de artar. Asalaktırlar. Yani hiç bir yarar sağlamazlar. Üretmeyip avantadan beslenmektir tüm marifetleri. Oportünist yani fırsatçıdırlar, uygun zaman yakaladıklarında ortalığı talan ederler.
Mantar enfeksiyonu her yaşta görülür. Ama genel durum bozukluğu yaşayanlarda daha sıktır. Hastalık, yüzeysel ya da derin olabilir.
En sık karşılaştığımız tür, yüzeysel olan mantar hastalıklarıdır. Bunlar küf mantarları olarak da bilinir. Hastalık, derimizin üst tabakası, tırnaklar ve saçlı deride oluşur. Buralardan alınan örneklerin mikroskop altında incelenmesi ile kesin tanı konur. Ancak döküntüler karakteristik olduğundan tecrübe sahibi çıplak göz ile de tanı koymak olasıdır.
Derin mantar enfeksiyonları, sistemik mantar enfeksiyonları olarak da bilinirler. Burada etken sıklıkla maya mantarlarıdır. Küf mantarlarına göre hastalık yaratma güçleri daha fazladır.
Kan ya da solunum yolu ile iç organlara yayılırlar. Yayıldıkları organlarda son derece ciddi sorunlara yol açabilirler. Sistemik mantar enfeksiyonları genelde kanser, müzmin enfeksiyon, aşırı zayıflık, AIDS gibi vücut direncini azaltan koşullarda ortaya çıkarlar.
Mantar hastalıkları, insandan insana ya da hayvandan insana bulaşabilirler. İnsandan insana bulaşma doğrudan temas, ortak eşya ya da mekan paylaşımı ile olur. Terlik, havlu, saç fırçası, bulaşmaya yol açan ortak gereçlerdir. Spor merkezi, hamam, yüzme havuzu, sauna, hastalığın yayılabileceği alanlardır. Bu nedenle bu tür mekanlarda yalınayak dolaşmayın, olur olmaz uzanmayın, oturacağınız yere mutlaka kendinize ait bir havlu serin.
ISLAK KALMAYIN
Her gün çorap değiştirin, her gün duş alın. Duş aldıktan sonra kesinlikle ıslak kalmayın, iyice kurulanın. Ayaklarınızı pudralayın, ayakkabınıza ve çoraplarınıza pudra serpin. Ayakkabınızı çorapsız giymeyin.
Yüzeysel deri mantarları birkaç santimetre ebadında ortası soluk çevresi kızarık halka şeklinde görülürler. Parmak aralarında sulanma ve minik keseciklere neden olabilirler. Eğer bakteri enfeksiyonu eklenirse kokulu, irinli bir görüntü ortaya çıkar. Bu iltihaplar kabuk tutabilir. O zaman kültür yapılarak antibiyotik tedavisine başlanır.
Mantar, saçlı deride yerel kelliklere neden olabilir. Bu, okul çağı çocuklarda daha sık görülür. Saçlarda cansızlık, kuruluk ve dökülmeye neden olur. Uygun tedavi ile tamamen düzelir.
Tırnaklar önce sertleşir sonra yumuşar. Çabuk kırılır, enine ya da boyuna çizgiler oluşabilir. Kendiliğinden düşebilir de. Tırnak mantarları, en inatçı yüzeysel mantar enfeksiyonlarındandır.
Yüzeysel mantar tedavisine öncelikle yerel merhem, şampuan, fitil ya da solüsyonlar ile başlarız. İnat ederse ağızdan bazı ilaçlar kullanırız. Bu tür ilaçları kullanırken karaciğer üzerine olabilecek muhtemel yan etkilere dikkat ederiz. Bunun için de belirli aralıklarla karaciğer fonksiyon testlerini kontrol ederiz.
Çok daha ciddi durumlarda ilacın iğne formlarını kullanırız.
Pek çok yüzeysel mantar hastalığında 15 ile 30 gün arası bir tedavi yeterli olur. Tırnak mantarları ise daha inatçıdır. Bunların tedavi süresi 6 ayı aşabilir.
Apış arası da dediğimiz genital bölgede sessiz bakteriler ve mantarlar yaşarlar. Şartların lehlerine olgunlaşması ile buradaki mantarlar çoğalarak hastalığa neden olurlar. En sık karşılaştıklarımız Kandidyalar olup; kadınlarda daha çok görülür. 4 kadından 3'ü yaşamlarının bir döneminde vajinal (genital) mantar enfeksiyonu geçirir. Bu son derece yüksek bir orandır.
Vajinal mantar hastalığında şiddetli bir kaşıntı, kokusuz peynir kesmiği görünümünde bir akıntı mevcuttur. Hastalığın idrar yollarını etkilemesi, idrar yaparken yanma ve sızlamaya neden olabilir. Ayrıca bir bakteri enfeksiyonu eklenmiş ise kötü kokuya neden olabilir.
Gebelik, şeker hastalığı, klorlanmış yüzme havuzu, uzun süreli anbiyotik kullanımı, östrojen hormonu, sıkı iç çamaşırı, vajinal mantar hastalığına zemin hazırlar. Gebelerde de görülür, gebeliğin özellikle son üç ayında daha sıktır.
Yüzme havuzu, içerdiği kimyasallar ile vajen kimyasını bozup sessiz olan mantarların çoğalmasına neden olur. Yani havuz doğrudan mantar kaynağı değil, kimyasal tetikleyicidir. Bu nedenle havuzdan hemen sonra kurulanmak ve mayo değiştirmek gerekir.
Cinsel ilişki, mantarın bulaşma yollarından bir tanesidir. Ancak mantar hastalığı cinsel bir hastalık değildir. Aktif cinsel yaşamı olmayan herkes de görülebilir. Bu arada kasık bölgesindeki her kaşıntının mantar olarak değerlendirilmemesini, alerji olabileceğini de hatırlatmak isterim.
Pamukçuk, bebeklerde görülen bir mantar enfeksiyonudur. Ağız içinde ve dilde süt tortusu gibi yaygın beyaz lekeler vardır. Doğum esnasında anneden bulaşmış olabilir. Tedavi ile kısa sürede iyileşirler.
Ne yapmalıyız?
* Her gün çamaşır değiştirin
* Pamuklu iç çamaşırı kullanın
* Sıkan ayakkabı giymeyin
* Ayakkabınızı çorapsız giymeyin
* Özel giysi ve gereçleri paylaşmayın
* Tırnaklarınızı düz kesin
* Önden arkaya temizlenin
Kimler risklidir?
*Bağışıklık sistemi zayıflayanlar
*İyi beslenmeyenler
*Uzun süre antibiyotik kullananlar
*Şeker hastaları
*Östrojen kullananlar
(ALINTI)