- 8 Mayıs 2007
- 719
- 6
Çok tuhafım..
Çok üzgünüm..Çok öfkeliyim.
Mahallemizin tüm elektrik işlerini,anten işlerini yapan, bir elektirikçi dükkanını işleten iki genç vardı.
Bir tanesi,küçük olanı,şimdilerde 18 yaşlarında olan..Bir zamanlar öğrencimdi.İkisi de mahallede dürüst ve sevilen insanlardı ve kimse elektrik işi olduğunda onlardan başkasını aramazdı.
Büyük ağabey,daha terbiyeli,daha ağırbaşlı,daha tok gözlü olduğu için o daha çok tercih edilirdi,eve çağırılırken.
Bir gün yine elektrik işimiz oldu,aradık..Cebi kapalıydı.Biz de dükkanı aradık.Babaları çıkardı her zaman ama bu kez bir çırak açtı telefonu.
"***** ağabey,babasıyla darıldı..çekti gitti buralardan..Fethiyeye yerleşmiş,isterseniz ben gelebilirim" dedi..
Üzüldük tabii..Severdik ne de olsa.Güvenirdik.Çırak eve geldiğinde,eşim de ben de meraktan sorup durduk,niye kızdı babasına,niye öyle çekip gitti diye.
Eşim fikir yürüttü,
-Bu çocuk çok sessiz sakindi..kesin babası çok üzerine gitmiştir..Gençtir,döner gelir....dedi.
Dönmedi..
Sonra,yani dün,biz asıl olayın iç yüzünü öğrendik.
Bizim ağırbaşlı elektrikçimiz,dükkanlarının olduğu sokakta,bir inşaat bodrumunda,onbir yaşlarında bir kız çocuğunu kötü emellerine alet etmek üzereyken,kızcağızın çığlıklarına yetişen ailesi tarafından,o vaziyette yakalanmış ve don paça kaçmayı becermiş.Sonra?
Sonrası yok işte..kaçış o kaçış..Polis her yerde onu arıyormuş ama izini kaybettirmiş.
Mahalleli dükkanın camını çercevesini aşağı indirmiş galeyana gelip.
Yazık...hem de çok yazık.
Mahvettiği gençliğine mi acırsın,bunca sapıklığı hiçkimseye hissettirmeden etrafında bu kadar iyi biri olarak tanınıp ta...
İçim bir şeylere çok acıdı.
Çok..
Neye olduğunu bir türlü anlayamadım.
Oğlumu artık kendi başına gönderdiğim berber ağabeyine tek başına göndermeyeceğim.Dünya çok garip.Belli ki kurunun yanında yaş ta yanıyor ama o kızcağızın ailesi de mutlaka o delikanlıya güveniyordu.
Hayatta hiç kimseye güvenemeyecek miyiz artık?
Sahiden çok yazık....
Çok üzgünüm..Çok öfkeliyim.
Mahallemizin tüm elektrik işlerini,anten işlerini yapan, bir elektirikçi dükkanını işleten iki genç vardı.
Bir tanesi,küçük olanı,şimdilerde 18 yaşlarında olan..Bir zamanlar öğrencimdi.İkisi de mahallede dürüst ve sevilen insanlardı ve kimse elektrik işi olduğunda onlardan başkasını aramazdı.
Büyük ağabey,daha terbiyeli,daha ağırbaşlı,daha tok gözlü olduğu için o daha çok tercih edilirdi,eve çağırılırken.
Bir gün yine elektrik işimiz oldu,aradık..Cebi kapalıydı.Biz de dükkanı aradık.Babaları çıkardı her zaman ama bu kez bir çırak açtı telefonu.
"***** ağabey,babasıyla darıldı..çekti gitti buralardan..Fethiyeye yerleşmiş,isterseniz ben gelebilirim" dedi..
Üzüldük tabii..Severdik ne de olsa.Güvenirdik.Çırak eve geldiğinde,eşim de ben de meraktan sorup durduk,niye kızdı babasına,niye öyle çekip gitti diye.
Eşim fikir yürüttü,
-Bu çocuk çok sessiz sakindi..kesin babası çok üzerine gitmiştir..Gençtir,döner gelir....dedi.
Dönmedi..
Sonra,yani dün,biz asıl olayın iç yüzünü öğrendik.
Bizim ağırbaşlı elektrikçimiz,dükkanlarının olduğu sokakta,bir inşaat bodrumunda,onbir yaşlarında bir kız çocuğunu kötü emellerine alet etmek üzereyken,kızcağızın çığlıklarına yetişen ailesi tarafından,o vaziyette yakalanmış ve don paça kaçmayı becermiş.Sonra?
Sonrası yok işte..kaçış o kaçış..Polis her yerde onu arıyormuş ama izini kaybettirmiş.
Mahalleli dükkanın camını çercevesini aşağı indirmiş galeyana gelip.
Yazık...hem de çok yazık.
Mahvettiği gençliğine mi acırsın,bunca sapıklığı hiçkimseye hissettirmeden etrafında bu kadar iyi biri olarak tanınıp ta...
İçim bir şeylere çok acıdı.
Çok..
Neye olduğunu bir türlü anlayamadım.
Oğlumu artık kendi başına gönderdiğim berber ağabeyine tek başına göndermeyeceğim.Dünya çok garip.Belli ki kurunun yanında yaş ta yanıyor ama o kızcağızın ailesi de mutlaka o delikanlıya güveniyordu.
Hayatta hiç kimseye güvenemeyecek miyiz artık?
Sahiden çok yazık....