Lozan

weiss

Hayr-ül a-bı dıde
Kayıtlı Üye
7 Mart 2012
3.387
428
198
Almanya
Evet Lozan hezimetinin yildönümü.
Ayni zamanda bir iki gündür tv, gazete, internet bütün medyada gözüme carpan bir haber " ingiltere nin veliat prensi dogdu".


Lozan;
Türkiye ve yunanistan arasindaki savasin son bulmasi icin yapilmasi istenilen antlasma.
Ama masaya Türkiyenin karsisina oturan yunanistan degil.
Tarihte antlasmalar hep savasan iki ülke arasinda olmustur, Lozan haric!

Lozan da masanin diger ucunda oturan ülkeler, ingiltere, fransa, italya, japonya, romanya, belcika falan filan.
Türkiye Cumhuriyeti henüz diger ülkelerce taninmamis bir ülke.
Bu nedenle lozandan bizim beklentimiz TC yi tanimalari.
Eger lozan antlamasi imzalanamazsa malup tek taraf olacak oda Türkiye.

Bati ülklerinin istedikleri ise acik!
Osmanlinin tamamen silinmesi, yazisinin, kanununun, osmanli hanedanliginin ve osmanliya ait ne varsa hepsinin silinmesi.
Yeni yazi kanunu, kiyafet kanunu, saltanatin kaldirilmasi, hilafetin kaldirilmasi.....istenilenlerin bir bir yerine getirilmesi....
TC nin acik bir sekilde Osmanlinin varisi olmadigini bildirmesi.
Tüm dünya ülkelerince taninmis bir imparatorluktan, tanimalari icin binbir taviz verilen yeni bir devlete.

Özellikle ingilizlerin bir istegi var.
Osmanlinin yerine, Osmanli ile tamamen baglari koparilmis, etliye sütlüye karismayan, istenildigi zaman basina vurulup susturulacak, ipleri ellerinde olan bir ülke kurulmasi.
Sadece ingilizlere verilen 5 milyon Osmanli akcesi ( bugünkü degeri 5,5 milyar sterlin)

Verilen bir yigin toprak, para ve taviz.
Osmanli hanedanliginin, kadin, coluk, cocuk hepsinin ceplerine konulan 2 bin sterlinle sürgün edilmesi.
Yillarca silinmeye calisilan, silemedikleri noktada, karalama, kötüleme, alcaltma taktikleri ile asagilanmaya calisilan Osmanli.
Bugün bile bati ülkelerinin,adini duyduklari zaman ürterdikleri Osmanli.

Sizin ne izinizi, nede adinizi silmeye gücü yetmez kimsenin.
Ecdadimsiniz!
Fatih, Beyazit, Yavuz, Kanuni, Murat.....
Birakin isminizi bu ülke üzerinde dolasirken ki ayak izlerinizi bile silmeye gücü yetmez kimsenin.
 
Son düzenleme:
Yeni yazi kanunu, kiyafet kanunu, saltanatin kaldirilmasi..Bunlar Atatürk'ün aldığı son derece isabetli kararlardır.İktidarı bir hanedanın elinden alıp halka vermiştir,Latin alfabesi kullanarak daha kolay okuma yazma öğrenilmesini ve batı medeniyetleriyle daha kolay iletişim kurulmasını sağlamaya çalışmıştır.Bunların içinde kötü birşey göremiyorum ben?
Osmanlı imparatorluğu ömrünü tamamlamış bir devletti.Çağın gerekliliklerine ayak uyduramamıştı ve bütün imparatorluklar gibi yıkılmaya mahkumdu.O yönetim şekliyle devam etmesi mümkün değildi,iyi ki de devam etmemiş zaten.Şahsen herhangi bir padişahın yönettiği bir ülkede yaşamak istemezdim,her ne kadar şimdikiler de kendini padişah zannetse de...
Bizim halkımız ecdad sevgisiyle Osmanlı özentiliğini birbirine karıştırıyor malesef.
 
Yapilan yeniliklerin gerekli olup olmadigini tartismiyorum.
Yapilanlarin kimlerin istegi oldugunu dile getiriyorum.
Atatürk ün karari demissiniz:)
Bu sizin zanniniz sadece.
Ingilizlerin serv den beri planladiklari seydi o yapilanlar.
Ayrica evet Osmanli imparatorlugu sön dönemlerinde iyice cökmüstü.
Cünkü bati özentiligi ve yillarin düsman ülkelerini dost edinmesi sonunu hazirladi.
Padisahin yönettigi bir devlet olmamasi icin, Osmanliya ait ne varsa silinmesi gerekmiyordu.
Hanedanin kadin coluk, cocuk hepsinin cebine 2 bin sterlin koyup, bati ülkelerinine sürgün etmek ve yillarca zulüm görmelerini saglamakta gerekmiyordu:)
Ama ingilizin istedigi buydu!
Osmanli tamamen silinmeli.
Bugün " ingiliz kraliyet ailesinin son veliahti dogdu" diye bangir bangir bagiriliyor.
Demek ki ülkenin yeni bir düzene gecmesi ve meclisin kurulmasi icin hanedani yok etmek gerekmiyormus:)
Ama Osmanliyi yok etme planinin icinde hanedaninda yok olmasi gerekliligi oldugu icin bu yapildi.
Ecdat sevgisi ve özentiligi karismiyor.
Sadece lozanla baslatilan Oamanliyi yok etme ve karalama calismalarina karsi sonuna kadar ecdadina sabip cikan yüce gönüllü insanlar ve bu insanlarin sözleri var:)
 
Ben de kimin fikri olduğunu tartışmıyorum.Yapılanlar yerinde miydi?Evet bence yerindeydi.
Toprak kayıplarından filan bahsetmiyorum.Onlar malesef bu ülkenin istikbali için ödemesi gereken bedeller oldu.
Hanedan sürgün edilmeli miydi?Evet bence de edilmeliydi.O dönemin şartlarında bu gerekliydi.
Belki daha iyi şartlar altında yaşamaları sağlanabilirdi yurtdışında ama yine de sürgün edilmeliydi.
Çünkü hala gördüğümüz gibi bu millet "tebaa" olmaya çok alışık,çok gönüllü.
Cumhuriyet ilan edilse bile padişahın soyundan gelenlerin 3-5-10-20 yıl sonra asker toplayıp,daha da kötüsü seçmen toplayıp tekrar ülkenin başına geçmeye kalkışmayacağının garantisi var mıydı?
O "yüce gönüllü(!) insanlar" bunları da bir düşünse iyi olur bence.
Ha "bizim istediğimiz de buydu zaten" derlerse,o zaman iş başka.
Hem İngiltere'den bize ne?Batı özentiliği işte bu :)Batının gereksiz yönlerine özenmek.
Ayrıca İngiliz halkı da çoğunlukla kraliyet ailesini istemiyor artık.Sürgün edilmezler ama,büyük ihtimalle iyice atıl kalıp magazin haberleri dışında bir etkinlikleri kalmayacak gibi duruyor.
 
Iyide konunun acilis sebebi lozan hezimeti:)
Yani kimin fikirleri dogrultusunda neler yapilarak, ne tavizler verilerek imzalanan lozan hezimeti!
Yapilanlar birilerinin emri ile yapilmis ise benim icin hezimet krarlarindan öteye gecemez.
Tekrar okuyun yazilani.
Inhgilizler, Osmanliya ait ne varsa silinsin isterken, yeni kurulan cumhuriyetin baskenti bile degisik olmali emri verirken, kalkip kendi kraliyet ailesini el üstünde tutmasi oldukca dikkat cekici.
Bu millet kendinsi yönetecek kisilerin kim oldugunu gayet iyi biliyor zira 10 yildan fazladir istikrarla sectikleri bir hükümet var.
Yani kim hakediyorsa onu secmesini bilen bir millet bu millet.
Milleti asagilayip, "tebaa olmaya alisik" demek ancak körlüktür.
GEcmistede, gelecektede, hakedene hakettidi cevabi vermesini bilen bir millettir bu millet.
Ayrica evet cok yüce gönüllülerdir!
 

bu bilgilerinizi aldığınız kaynakların tek tek isimlerini istiyorum sizden...kitapsa kitap, dergiyse dergi, belgeyse belge ya da kişi...
 

oradaymışsınız, siz de şahit olmuşsunuz gibi konuşamazsınız...bu durumda siz ancak -mış diyebilirsiniz...planladıkları şeyMİŞ, şeyDİ değil....
 
bu bilgilerinizi aldığınız kaynakların tek tek isimlerini istiyorum sizden...kitapsa kitap, dergiyse dergi, belgeyse belge ya da kişi...

Önce ikili diyaloglarda kullanilmasi gereken uslubu ögrenin:)
"istiyorum sizden" diyemezsiniz, ancak rica edebilirsiniz.
Bazilari gibi KURUSIKI, EZBERE konusacak insan degilim ben.
Arastirmalarimi ve kaynaklarimida ancak karsisindakine saygili olan kisilerin ricalari karsisinda paylasabilirim:)


oradaymışsınız, siz de şahit olmuşsunuz gibi konuşamazsınız...bu durumda siz ancak -mış diyebilirsiniz...planladıkları şeyMİŞ, şeyDİ değil....
Siz mi bana nasil konusacagim konusunda ögüt veriyorsunuz:)
Yukarda alintilanmis mesajinizi ve ona verdigim cevabi okuyun:)
 
ben sizi tanımıyorum o yüzden kurusıkı atmayacağınızı bilemem ve o yüzden hala ısrarla kaynak ismi istiyorum...

laf kalabalığı yapmanıza gerek yok fazla uzatmayacağım, kısaca bir kaç kitap ismi, kişi ismi vereceksiniz ki herkes okuyup sizin gibi alim (!) olsun...

ha bu arada ben size nasıl konuşacağınız konusunda öğüt vermiyorum söylediklerim ilkokulda öğrendiğim dilbilgisi kuralarıdır...kişi başkasından duyduğu geçmiş zamanla ilgili konuşurken -mış zaman kipini kullanır...

ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim "osmanlı yazısı" diye bişey yoktur ....Osmanlı Devleti arap alfabesi ile yazılan farsça arapça ve türkçe karışımı bir dil kullanır...yani "osmanlı yazısı" dediğiniz şey arap yazısıdır....

sizi bir kaç konudan biliyorum, o zamanlar okuyup araştırmaktan öte duyduklarınızla yorum yaptığınızı düşünmüştüm ve şimdi bu düşüncemi perçinlediniz...eşimle konuşur sohbet ederim demiştiniz bi ara muhtemelen ondan duyduklarınızı gelip burada yazıyorsunuz...şimdi bana kaynak ismi vermek yerine üslup, kibarlık bilmem ne laflarıyla dolu bir cevap yazarsanız iyice emin olacağım...ha ama bu laflarla dolu cevap bilimsel kaynaklar da içerirse ben de sizden özür diileyeceğim (bakın bilimsel diyorum orada burada dolaşan kimin yazdığı belli olmayan kitaplar değil o yüzden yazarları hakkında bilgi verirseniz fena olmaz)

bu forumda böyle konuşmuşluğum azdır karşı görüş bana göre en büyük zenginliktir fakat böyle önemli bir konuda gelip bilgisizce, kulaktan dolma bilgilerle ahkam kesmeniz, etrafı değerli, yıllarını bu bilime vermiş tarihçilerle dolu bir insan olarak canımı sıktı ...
 
Son düzenleme:
ben sizi tanımıyorum o yüzden kurusıkı atmayacağınızı bilemem

eşimle konuşur sohbet ederim demiştiniz bi ara muhtemelen ondan duyduklarınızı gelip burada yazıyorsunuz.....

Su yukarda ki iki cümleniz bile sizi anlatmaya yetiyor bana:)
Hem beni tanimioyr hemde hakkimda fikir yürütüyosunuz:)
Ayrica yanlis bilgi veriyorsunuz! "Gecmiste olan ve baskasindan duyulan seyler aktarilirken -mis denir" demissiniz.
Sizin bu sözünüz belgesi olmayan hikaye gibi anlatilan seyler icin gecerlidir.
Birde beni tehdit eder gibi " yine belge ismi vermezseniz emin olacagim'" diyorsunuz ama hala rica etmeyi beceremiyorsunuz.
Karsisinda ki kisiye emrivari konusan kisinin neyden emin olacagi neden umrumda olsun:)

Ama yine de sizin icin degil, bu konuyu okuyan kisiler icinn bir belge sunabilirim.
böyle önemli bir konuda gelip bilgisizce, kulaktan dolma bilgilerle ahkam kesmeniz, etrafı değerli, yıllarını bu bilime vermiş tarihçilerle dolu bir insan olarak canımı sıktı
su yukardaki cümlenize atfen:)



Marian Kent:Belge 24/116
CP 2275
ek D
s. 7-8.

Kisileri ne kadar kolay ve ne kadar ezbere karaliyorsunuz:)
Bir bilgili sizsiniz evet:)
Evet evet cok bilgilisiniz:)


Belgeyi bulacaginiz kitabida siz bulun artik.
Sizin gibi emrivaki konusan biri icin bu kadari bile cok!
 
Son düzenleme:


teşekkür ederim

:)) tahmin ettiğim gibi, bir kez daha maalesef yanılmadım.... üslubu bozuk birinin tavsiyesini ciddiye alırsanız size naçizane tavsiyem tarihi gerçek tarihçilerden öğrenmeye çalışın, araştırmacı (!) köşe yazarlarından değil....
 
Tekrar okumama gerek yok,zira tekrar tekrar okunacak birşey yok ortada.
İngiltere tekrar güçlenebilecek bir Osmanlı istemezdi burası aşikar,fakat bizim için de gerekli olan buydu zaten.
O seçmeyi çok iyi bilen yüce gönüllü(!) dediklerinizin seçtiği hükümetlerin,özellikle o istikrarla seçtiklerinin yaptıkları da genelde başkalarının emriyle oldu ama bilmem farkında mısınız?
Millet kendi eliyle seçip başa getirdiği lideri mitinglerde "padişahım çok yaşa" ya da internette fb sayfalarında "son osmanlı padişahımız" diyerek anıyorsa,sorgusuz sualsiz her dediğine inanıyorsa "tebaa" en yerinde tabir olur.
Kim kör kim görüyor ortaya çıkacak ama o zaman da çok geç olacak.
Bu uslüpta biriyle tartışmak çok yersiz ama insanları yanlış düşüncelere sürükleyecek yazılar görünce dayanamıyorum işte.
 
İhtiyacımız olan şey at gözlüklerini çıkarıp atmak sadece. Tarih kitaplarında yazanların "ne diyorlarsa o" olmadığını gözümüzle görmek. Kurtuluş savaşını kazandıysak neden Kerkük ve Musul bizim değil, neden Ege'de adalar bizim karasularımızda olduğu halde yunanlılara verildi, neden madenlerimizi biz işletemiyoruz, neden özümüze ait belgeler tahrif ediliyorken aleyhimize olan belgeler yüceltiliyor, neden müslüman bir ülkede avrupalı gibi yaşamaya zorlandık? Bir yerlerde hezimet varsa vardır. Bunu kabul etmememiz olmadığı anlamına gelmiyor maalesef. Osmanlı avrupanın en büyük kabusuydu ve şuan tamda onların istediği gibi yaşıyoruz. Osmanlıyı kötülüyoruz (ki kendileri İstanbul'u fethetmiştir), osmanlı alfabesini okuyamıyoruz, osmanlıdaki gelenekler, değerler, bir bir unutturudu. Bunlar yapılmadan da bir Türkiye Cumhuriyeti kurulabilirdi. Onlar bizim geçmişimiz dahası var mı? Şurada baksanız 150 yıllık ya var ya yok olan Amerika bile kendine kültür oluşturmaya çalışıyor. Biz kaç bin yıllık kültürümüzden utanıyoruz dahası var mı? İngiltere kendine büyük britanya diyor. Bizse anlı şanlı Osmanlı demeye çekiniyoruz yazık...
 
Osmanlı alfabesi diye birşey yok.Osmanlı arap alfabesini kullanırdı.
Osmanlı,türk tarihinin "kaç bin yıllık" parçası değil,yaklaşık 800 yıllık bir parçası.
A.B.D. devletinin ömrü ise yaklaşık 250 yıllık ama birleşik devletten öncesi koloniler 400 yıla yakın.
Tartışacaksak doğru bilgilerle konuşalım.


Madem orjinal türk alfabesi değil de yabancı alfabe kullanıyoruz,arap alfabesi yerine okuması-yazması ve dolayısıyla öğrenmesi daha kolay olan latin alfabesini kullanmak en mantıklı seçim.
Kimsenin osmanlıdan utandığı filan yok hatta büyük çoğunluk hala göğsünü gere gere "ben osmanlıyım" diye geziyor.
Gelenek görenekler desek,eh 100 yıl öncekiyle aynı hayatı yaşayacak halimiz yok heralde.
Hezimete gelince,biz asıl hezimeti Osmanlı hükümeti tarafından imzalanan Sevr'de yaşadık.Topraklarımızın çoğunu orada kaybettik.Orada kaybettiklerimizi Lozan'da alabildiğimiz kadar geri aldık.
 

japonya,, cin güney kore latin alfabesini kullanmadiklari icin batiyla iletisime gecemiyorlar durumlari icler acisi, halen ay takvimini kullanan da var yazik. osmanli über bir devlet degildi, hatalari ve sevabi ile bizim gecmisimiz. tipki selcuklu göktürkler gibi. ne toptan inkar ne de yüceltme. Türkiye Cumhuriyeti gökten inmedi, osmanlinin küllerinden dogdu hatasi ile sevabi ile bizim devletimiz. ikisini de elestirir, ikisinide severiz.
 
içler acısı mı?Kime yazık?Şaka mı yaptınız anlamadım valla:26:
 
"Taraf" olarak kişisel görüşler yazmak yerine somut gerçekler, resmi belgeler üzerinden giderseniz konu polemik ve tartışmaların odağı değil, bilgi paylaşımı yapılan bir konu olur ve güzel olur...
 
"Taraf" olarak kişisel görüşler yazmak yerine somut gerçekler, resmi belgeler üzerinden giderseniz konu polemik ve tartışmaların odağı değil, bilgi paylaşımı yapılan bir konu olur ve güzel olur...


teşekkür ederim mune ... ben tam da bu sebeplerden dolayı konunun kapatılmasını isteyecektim aslında...çünkü gerçek tarihçilerin araştırmaları yerine araştırmamacı köşe yazarlarının ortaya attığı "sav" lar üzerine konuşmak çok gereksiz faydasız, bu şekilde çok iyi biliyormuş gibi ahkam kesmek ise tehlikeli...hiç bir iddiada bulunmadım, şu şöyledir bu böyledir demedim yapamam buna bilgim yetmez...hele böyle önemli bir konuda iki köşe yazısı okuyup orda burda konuşmam...

iki isim vereceğim ; bu tezi ortaya atanlardan birisi Mustafa Armağan bir köşe yazarı ve İlber Ortaylı; bir bilim insanıi dünyanın en iyi tarihçilerinden birisi...buyurun ikisinin gözünden bilgisinden bu olayları araştırın...

ben kendi adıma bilimi ciddiye almayı tercih ederim...

ha bu arada gerçek tarihçiler bu iddiaları ciddiye bile almıyorlar belirtmek isterim...
 
Bu konuda köse yazarlari ne demis diye hic okumadim, umrumdada degil:)
Ben olaylari bizzat kaynagindan arastiririm.
Asagida Lozan görüsmelerinden bazi özetler var.

Tarihleri ile bazi Lozan görüsmesi özetleri;
Masa basindaki diger ükelerin, Istanbulu isgal tazminati istemeleri üzerine Ismet pasanin " Türkiye nin Istanbul da isgalci oldugunu kabul ederiz ama isgal tazminatini
ödeyemeyiz cünkü finansal durumumuz bunu karsilayamaz" dedigi, bunun üzerine M. VENIZELOS un söz alarak, Türk- Yunan savasinda tek sorumlunun
Türkiye oldugunu, Türkiye nin isgalci oldugunu kabul edip, tazminat ödememesinin kabul edilmeyecegini,
tazminati kesinlikle istediklerini söyledigi, sonrasinda Barrere nin söz alip, Arnavutlugun tazminattan pay istedigini söyledigi 29 Kasim 1922 Carsamba görüsmesi.

Ismet pasanin " bogazlarin kontrolünü bize vermiyorsunuz, en azindan bize geliboluda bir garnizon kurma izni verin , böylece istanbulun
korunmasini saglamis oluruz" dedigi ve Lord Cuzon un " diger devletler ile görüselim size bir cevap veririz"
dedigi 5 subat 1923 pazartesi görüsmesi. ( sonra ki görüsmelerde, ismet pasanin bu istegi reddedilmistir)

Lord Curzon ve Ismet Pasa arasinda, gece yapilan özel görüsmede, Lord Curzon un "Osmanli nin varisi olmadiginizi söylüyorsunuz, bu halde Osmanli ile olan tüm baglarinizi kopardiginizi
ve Türkiye nin bizimle paralel bir yolda yürüyecegini bize istap edin, artik "evet " yada " hayir" " dedigi ve ertesi sabah
yani 6 subat 1923 sali günü, ismet pasa nin " Musul, 12 adalar ve kapitilasyonlar haric diger bütün sarlari kabul ettiklerini" söyledigi 6 subat 1923 sali görüsmesi.


Diger ülkelerin, ismet pasaya " tazminatlari ödeme konusundaki tutumunuzu
degistirmeniz icin size ültimatom veriyoruz aksi halde müzakerelere son veririz"
dedikleri 11 haziran 1923 pazartesi görüsmesi.


Ayrica antlasma imzalandiktan sonra , 11 Agustos 1923 te, trenle Türkiye ye dönen ismet pasanin, trende kendileri ile birlikte dönen, Rumlar, Ermeniler ve Yahudilere
bir parti vermesi ve Türk kadinlarin partide dans etmesi ( özellikle "party with Turkish women" vurgusunun yapilmasi cok ilginc), biraz sohbetin ardindan Ismet pasa nin, daha
önce Abdulhamid in kullandigi, Abdulhamid icin özel hazirlanmis kompartimana gecmesi. ( " After speeches and presentations Ismet Pasa resumed his journey in
Abdul Hamid's State compartment" bunun vurgulanmasida cok ilgimi cekmisti)

Bunun gibi sayisiz görüsme özeti sunabilirim.

Burada cikip, hicbir bilgileri olmadigi halde, sanki bütün bunlar olmamis gibi davrananlara cevap vermeyecegim.
ismet inönü hayatta iken, Ali Naci Karacan a yazdirilan "lozan konferansi ve ismet pasa" isimli kitapta Ismet Inönünün "Ben, lozanda tavizi son haddine vardirdim,
bütün fedakarligi yaptim, herseyi kabul ettim, " dedigi konusmasi da bu olanlarin özetidir.

Lozanda bogazlarin kontrülünü Türklere birakmamislardi.
Ama Türkiye ye sunduklari bazi sartlar vardi. Bu sartlar, Türkiye tarafindan yerine getirilirse bogazlarin kontrolü Türklere birakilacakti.
Atatürk ün son olarak, 1934 te Mecelle yi tamamen kaldirilmasindan sonra, bütün sartlar yerine getirilmis oldu.
Böylece, 1936 da Montrö Bogazlar sözlesmesi ile bogazlarin kontrolünü Türklere verdiler.
Cünkü Mecelle nin kaldirilmasi Osmanlinin tamamen silinmesinin son noktasiydi.

Yapilan yenilikler arasinda saltanatin kaldirilmasida vardi.
Saltanat kaldirildi, Mesclis kuruldu sözde millet yöneticisini kendi sececekti.
Ama 1950 li yillara kadar bu millete secim yaptirilmadi, hatta baska parti kurulmasina bile izin verilmedi.
Gerci 1950 lerden sonra izin verildi de ne oldu?
Milletin sectigi yöneticileri astilar kestiler, yine kendi saltanatlarini sürdürdüler.
Simdi adama sormazlar mi?
Hani millet kendi yöneticisini secsin diye saltanati kaldirmistiniz?
Siz kendi sultanliginizi devam ettirmek icin mi kaldirdiniz saltanati diye?

Natoya üye olmak istedigimizde, bizden, kore ye asker göndermemizi isteyip, yüzlerce mehmetcigin kani karsiliginda bizi Nato üyesi yapanlarin,
Türkiye Cumhuriyeti ni, kanimizi son damlasina kadar icmeden, tüm isteklerini yaptitrmadan tanidiklarini zannedenlerin konusmalari bana komik geliyor.

Ne oldu zannediyorsunuz?
Ismet inönü nün kadirizme bagladigini, toplanti odasina girdigini ve müttefik ükelerine " Bizi taniyacaksiniz üleeeeyyyn " dedigini
onlarinda titrek sesle "emrin olur abiii, nereyi imzalayalim" dedigini mi zannediyorsunuz?:)
 
Tabi biz orada değildik,o yüzden çok süper bilgili arkadaşlar kadar bilemiyoruz hangi konuşmaların geçtiğini,trende kimleri oynattıklarını felan...Atatürk de sultan kızını alıp rahat etmek varken hem kendi sultanlığını ilan etmek için hem de macera olsun diye cepheden cepheye koştu,meclis filan kurdu,kanun,kitap yazacağım derken ömrünü tüketti gitti.

O değil de son söz olarak şu linkleri vereyim belki okumaya üşenmeyen birilerinin işine yarar
https://tr.wikipedia.org/wiki/Lozan_Antlaşması
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sevr_Antlaşması
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…