- 19 Mart 2007
- 218
- 12
Bazı insanlar vardır hayatınızda.
Sizdeki kapının kendilerine sonsuza dek açık kaldığını düşünürler.
Yolcudurlar.
Yıllardır kaybolmuşcasına hiç ses çıkarmadan sizden uzaklarda yaşamlarını sürdürürler. Sizin kendilerini merak etmenizi istemezler. Oturup dinlenmek istediklerinde sizin limanınıza sığınırlar. Soluklandıktan sonra da yolcu olarak gitmeleri gerekmektedirler.
Nereye gidiyorsunuz diyemezsiniz, buna izin vermezler. Bu kişiler her gittiğinde ardından sadece bakarsınız; o nasıl size geleceğinden çok eminse, siz de onun size tekrar geleceğinden emin oluşunuzla sadece el sallarsınız.
İki tarafın unuttuğu bir şey vardır oysa. Limanlar da değişir yolcularda. Liman sahibi yolcunun bir daha geri dönmeyeceği fikrine inanmaz, yıllar geçse de kendisine dönüleceğine inanmıştır çünkü.
Yolcunun ise unuttuğu bir şey vardır. Bir gün geri döndüğünde, hep bırakıp bırakıp döndüğü limanı yerinde bulamayacağını. Hayatta yaşamlar değişirken gidip gelmelerin sonucu da değişecektir. Mutlaka giden ya da kalmış olan değişecektir.
Yolcu kalmayı sindiremez. O yolculuğun gerektirdiği seyyah ruhuyla omzunda bir sırt çantası dururken kalamaz aynı yerlerde.
Kimi insanlar vardır hayatınızda. Ne zaman kapısını çalsanız açılacağını sandığınız kapılar. Mutlu anlarınızda pek aklınıza gelmeyeceği ama en kötü günlerinizde sığınabileceğiniz. bu sınıflamada ise siz yolcu konumundasınızdır ve karşınızdaki kişi ise sizin limanınız. O kişilere belki sizin hayatınızdaki yolcularınızı anlatırsınız. Artık arda kalan olmaktan yıpranmış olmayı dile getirirsiniz. Susup sizi dinler, omzuna yaslar sizi. Bir sıcak bakışı ve gülümseyişiyle bulmak istediğinizi bulmuş gibi rahatlamış bir şekilde uzaklaşırsınız onun yanından.
O bir gün sizin ona yeniden geleceğinizi bildiğinden neden gidiyorsun demeden bir el sallar sadece.
Çünkü sizde ona yine geleceğinizden eminsinizdir.
__Alıntı__
Aslına bakarsak sanki yarım kalmış bir yazı ama bğendim ve paylaşmak istedim; sizinde yokmudur böyle limanlarınız....
Orda mısın her zaman olduğun gibi yine limanına o sessizliğine sığınmaya geldim . . . .