- 2 Aralık 2011
- 2.939
- 8.881
- 408
:)Aa nereye? Mşglsn glba nyse...
Cnm skldı cnm yaa.
Hrks bze sygı duyamdı ondn bnm moral sıfr sıfr sıfr bebşm.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
:)Aa nereye? Mşglsn glba nyse...
isterseniz önce neyi tartışıyoruz, ona karar verelim, teşhirciliği mi, yoksa eşcinsellerin yürüyüş yapma ve diğer haklarını mı?başka yerdeydimde anca geldimm ..tc kanunları demişsin eyvallah eee peki insani kanunlar ne olacak arkadaşımm.. elbette eşcinsellik şuç değil haa bana görede olmasın zaten suç nedir bu eylemi yaparlarken anadan üryan sevişmeleri işte biz buyuz demeleri burada edep girer edep hani insanların koyduğu edep kuralı varya işte oo..
bakin sizde son cumlenizde nasil yaznissiniz "normal disi erkek bireylerin sexi tabu"...normal olan disi ve erkegin cinsel hayati yani sizde bunun normal digerlerinin anormal oldugunu bastan kabul etmissnz belli.tiplumda bu tip gosterilerle normallestirme ve mesrulastirma calismalari toplumun yapisina ters Turkiye kabul edemez bunu.
isterseniz önce neyi tartışıyoruz, ona karar verelim, teşhirciliği mi, yoksa eşcinsellerin yürüyüş yapma ve diğer haklarını mı?
eğer teşhirciliği tartışıyorsak, bu zaten yanlış. yani yanlış demeyeyim de bence saçma
açıkçası daha önceki konuda da söyledim, şimdi de söyleyeyim; hem açılan pankartı hem de teşhirciliği, gereksiz bir provokasyon olarak görüyorum.
hiçbir faydası olmadığı gibi gereksiz bir tepki de çekiyor.
eşcinsellerin yürüyüşüne gelirsek; toplantı ve yürüyüş hakkı bakidir. nasıl ki Doğu Türkistan, Filistin, Hayvan Hakları, Kadın Hakları için yürüyüş yapılabilirse eşcinseller için de yürüyüş yapılabilir. demokrasi bunu gerektirir.
tıpkı müslümanların, tıpkı ateistlerin, tıpkı türbanlıların, tıpkı kadınların, tıpkı hayvan severlerin, tıpkı çevrecilerin biz burdayız deme hakkı olduğu gibi eşcinsellerin de buradayız deme hakkı vardır. toplumdaki bir ya da birçok grubun bundan hoşlanmaması bu hakkı engellemez, demokrasi her ne kadar sadece şimdiye kadar bulunan sistemlerin en iyisi olsa da çoğunluğun hakkını değil azınlığın ben buradayım deme hakkını korur.
insani kanun diye bir şey yoktur. benim insani kanunlarım mesela sarışınları ya da Buda'ya inanmayanları öldürmeyi emrediyorsa ne olacak?
o yüzden insani kanunlara göre bir şey yapamayız.
bende öyle demiştimTürkiye kim allah aşkına kabul etme etmeme değil. Var olan bir şey var. Görmezden gelin boşverin. Size ne?
Mune , Kazen forumda bu tip mesajlar yazabiliyor muyuz?Arkadaslar oncelikle sunu yazmak istiyorum karsinizdaki insanin hangi dine mensup oldugunu bilmeden yorumuna ahkam kesmeyin ben elhamdurillah muslumanim.Ve islamda kur-an da yazan bir ders vardir Cenabi Allahin yokettigi bir kavin Lut kavmi ve bi ilk escinsellik ciktiginda ve sapkinlastiginda yaradanin verdigi bir derstir.Bu genetik bisey diyenlere Allah onu kisiye sinav olarak verir ve o o kisinin sinavidir cennetlik cehenlemlik bunu Yaradan bilir.Ama bu kitaba inanan insana yoldan cikmis bir hristiyan kur-ana inanmayan bir kisinin yazdigi tweetle saldirmayin.
Ek.
LUT KAVMİ VE YIKILAN ŞEHİR
Lut kavmi de uyarıları yalanladı. Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lut ailesini (bu azabtan ayrı tuttuk onları seher vakti kurtardık; Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz. Oysa andolsun zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp-yalanlamakta direttiler.
Kamer Suresi, 33-36
Lut peygamber, İbrahim peygamberle aynı dönemde yaşamıştır. Hz. Lut, Hz. İbrahim'e komşu kavimlerden birine elçi olarak gönderilmişti. Bu kavim, Kuran'da belirtildiğine göre, o güne kadar dünya üzerinde görülmemiş bir sapıklığı, eşcinselliği uyguluyordu. Hz. Lut, onlara bu sapıklıktan vazgeçmelerini söylediğinde ve onlara Allah'ın ilahi tebliğini getirdiğinde onu yalanladılar, peygamberliğini inkar ettiler ve sapıklıklarına devam ettiler. Bunun sonucunda da kavim, korkunç bir felaketle helak edildi.
Hz. Lut'un yaşadığı bu şehrin, Eski Ahit'te geçen ismi Sodom'dur. Kızıldeniz'in kuzeyinde kurulmuş olan bu kavmin aynı Kuran'da yazılanlara uygun bir şekilde helak edildiği anlaşılmıştır. Yapılan arkeolojik çalışmalardan anlaşıldığına göre şehir, İsrail-Ürdün sınırı boyunca uzanan Tuz Gölü'nün (Ölü Deniz) yakınlarında bulunmaktadır.
Bu helak olayının kalıntılarını incelemeden önce, Lut Kavmi'nin neden bu cezaya çarptırıldığına bakalım. Kuran'da, Hz. Lut'un kavmine yaptığı uyarı ve onların cevabı şöyle anlatılır:
Lut (kavmi) de, gönderilen (elçi)leri yalanladı. Hani onlara kardeşleri Lut: "Sakınmaz mısınız?" demişti. "Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir. Siz insanlardan (cinsel arzuyla) erkeklere mi gidiyorsunuz? Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz." Dediler ki: "Ey Lut, eğer (bu söylediklerine) bir son vermeyecek olursan, gerçekten (burdan) sürülüp çıkarılanlardan olacaksın." Dedi ki: "Gerçekten ben, sizin bu yaptığınıza öfke ile karşı olanlardanım." (Şuara Suresi, 160-168)
Kendilerini doğru yola davetine karşılık kavminin Hz. Lut'a karşı cevabı onu tehdit etmek olmuştu. Lut Kavmi, kendilerine doğru yolu göstermesinden dolayı Hz. Lut'a karşı öfke duyuyor, onu ve onunla birlikte iman edenleri sürgün etmek istiyorlardı. Başka ayetlerde olay şöyle anlatılır:
Hani Lut da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz? Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz." Kavminin cevabı: "Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!" demekten başka olmadı. (Araf Suresi, 80-82)
Hz. Lut, kavmini apaçık bir doğruya çağırıyor ve anlaşılır bir şekilde uyarıyordu. Ancak kavim hiçbir uyarıyı dinlemiyor ve Hz. Lut'u inkar etmeye ve onun haber vermekte olduğu azabı yalanlamaya devam ediyordu:
Lut da; hani kavmine demişti: "Siz gerçekten, sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı 'çirkin bir utanmazlığı' yapıyorsunuz. Siz, (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?" Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: "Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah'ın azabını getir" demek oldu. (Ankebut Suresi, 28-29)
Kavminden bu cevabı alan Hz. Lut, Allah'tan yardım istedi:
Dedi ki: "Rabbim, fesat çıkaran (bu) kavme karşı bana yardım et." (Ankebut Suresi, 30)
Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarından kurtar. (Şuara Suresi, 169)
Hz. Lut'un isteği üzerine Allah, erkek kılığına girmiş iki melek gönderdi. Bu melekler, Hz. Lut'a gelmeden önce Hz. İbrahim'e gitmişlerdi. Hz. İbrahim'e yaşlı karısının bir çocuk doğuracağı müjdesini veren elçiler asıl gönderiliş sebeplerini de açıkladılar: Azgın Lut Kavmi, helak edilecekti.
(İbrahim) dedi ki: "Şu halde sizin asıl isteğiniz nedir, ey elçiler?" "Doğrusu biz, suçlu-günahkar bir kavme gönderildik" dediler. "Üzerlerine çamurdan (iyice sertleşip kaskatı kesilmiş) taşlar yağdırmak için. (Ki bu taşların her biri,) Rabbinin katında ölçüyü taşıranlar için (herkese ayrı ayrı) işaretlenmiştir." (Zariyat Suresi, 31-34)
Ancak Lut ailesi hariçtir; biz onların tümünü muhakkak kurtaracağız. Ama karısını (kurtaracaklarımız) dışında tuttuk, o, geride kalanlardandır. (Hicr Suresi, 59-60)
Elçilikle görevlendirilmiş melekler Hz. İbrahim'in yanından çıktıktan sonra Hz. Lut'a geldiler. Elçileri tanımayan Hz. Lut önce endişeye kapıldı, ancak onlarla konuştuktan sonra yatıştı:
Elçilerimiz Lut'a geldiği zaman, onlardan dolayı kaygılandı, göğsünü bir sıkıntı bastı ve: "Bu, zorlu bir gün" dedi. (Hud Suresi, 77)
(Lut) Dedi ki: "Sizler gerçekten tanınmamış bir topluluksunuz." "Hayır" dediler. "Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik. Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz. Hemen aileni gecenin bir bölümünde yola çıkar, sen de onların ardından git ve sizden hiç kimse arkasına bakmasın; emrolunduğunuz yere gidin." Ve onlara şu emri verdik: "Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilecektir." (Hicr Suresi, 62-66)
Bu sırada kavim, Hz. Lut'un konuklarının geldiğini haber almıştı. Bu konuklara da sapıkça bir eğilimle yaklaşmaktan çekinmediler. Evin etrafını çevirdiler. Konuklarına mahçup olmaktan endişelenen Hz. Lut, kavme şöyle seslendi:
(Lut onlara) "Bunlar benim konuğumdur, beni utandırıp-dillere düşürmeyin" dedi. "Allah'tan korkup-sakının ve beni küçük düşürmeyin. (Hicr Suresi, 68-69)
Kavminin cevabı ise, Hz. Lut'a çıkışmak oldu: "Dediler ki: 'Biz seni 'herkes(in işin)e karışmaktan' alıkoymamış mıydık?" (Hicr Suresi, 70)
Elindeki tüm imkanları kullanan Hz. Lut, misafirlerine ve kendisine bir kötülük yapılacağı endişesiyle şöyle dedi: "Size yetecek gücüm olsaydı veya sağlam bir yere sığınabilseydim." (Hud Suresi, 80)
"Misafirleri" ise, Hz. Lut' a Allah'ın elçileri olduklarını hatırlatarak şöyle dediler:
(Elçiler) Dediler ki: "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va'dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?" (Hud Suresi, 81)
Şehir halkının azgınlığının son noktaya varmasıyla beraber Allah, meleklerin yardımıyla Hz. Lut'u kurtardı. Sabah vakti de, kavmin üzerine Hz. Lut'un uyardığı azap gönderildi:
Andolsun onlar, onun konuklarından da murad almak için baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. "İşte azabımı ve uyarmamı tadın." Andolsun onları bir sabah vakti erkenden, üzerlerinde kararını kılmış bir azab yakalayıp-bastırıverdi. (Kamer Suresi, 37-38)
Ayetlerde, kavmin helakı şöyle tarif ediliyor:
Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi. Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık. Elbette bunda 'derin bir kavrayışa sahip olanlar' için gerçekten ayetler vardır. O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hâlâ) durmaktadır. (Hicr Suresi, 73-76)
Böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık; Rabbinin katında 'belli bir biçime sokulmuş, damgalanmış' olarak. Bunlar zalimlerden uzak değildir. (Hud Suresi, 82-83)
Sonra geride kalanları yerle bir ettik. Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık; uyarılıp-korkutulanların yağmuru ne kötü. Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler. Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır esirgeyendir. (Şuara Suresi, 172-173)
Kavim helak olurken içlerinden Hz. Lut ve sayıları ancak "bir ev halkı" kadar olan iman edenler kurtarıldı. Hz. Lut'un karısı iman etmemişti ve o da helak edildi:
Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve ailesini kurtardık; o (karısı) ise (helake uğrayanlar arasında) geride kalanlardandı. Ve onların üzerine bir (azab) sağanağı yağdırdık. Suçlu-günahkarların uğradıkları sona bir bak işte. (Araf Suresi, 83-84)
Böylece Hz. Lut karısı dışındaki ailesiyle ve kendisine inananlarla beraber kurtarıldı. Sapık kavim ise, yerle bir oldu.
Sonuc buuu
Sevmeyene niye sevmiysun diyememezsin bu kimsenin haddi degil
Hasan Karakaya'nin yazisi
LGBT yürüyüşü... Sanki Lût Kavmi hortlamış, Taksim’e gelmiş!02 Temmuz 2015 Perşembe 08:15
Önce, “iğneyi” kendimize batıralım ki, başkasına “çuvaldız” batırmaya hakkımız olsun!.. Bazı “entel-dantel” ve de “radikal”Müslümanlar, niye “savrulma” yaşıyor, anlayamadım...
Mesele, şu LGBTİ yürüyüşü!..
“LGBTİ”nin anlamını bilmeyenler, taşıdıkları“rengârenk” flâmalara bakınca, onların “barış çocuğu” filân olduğunu sanıyor!..
Oysa onlar, “sapıklar ve sapkınlar güruhu”“hastalıklı birey”leridir!..
L harfinin anlamı “Lezbiyen” demek... Yani,“kadın sevici” demek!.. Daha açıkçası; “kadın kadına sevişen, kadın kadına evlenen”(!) demek!..
G’nin anlamı da “Gay” demek!.. Peki, “Gay” ne demek?..
“Tüfek icat olup da, mertlik bozulmadan önce” yaşayan atalarımız, bu “gay”lere “ibne”derlerdi!..
Bu sapıklıkları deşifre olunca, bu defa onlara“Gay” denilmeye başlandı ki, herhalde yakında“Üçüncü Cins” demeye başlarlar!..
Ne derlerse desinler;
Nihayetinde “hastalıklı”dırlar,
“Sapık ve sapkın”dırlar!..
BUNLAR MI İNSAN?
İşte bu LGBT’liler, geçtiğimiz Pazar günü yani28 Haziran Pazar günü, “HDP ve CHP’nin desteği” ile, Taksim’de bir yürüyüş yaptı... Daha doğrusu yapamadı, polis engelledi!..
Yürüyüş sırasında Üç Aylar gibi; insanların ibadete daha fazla yöneldiği, Şaban, Recep, Ramazan aylarının adları üzerinden gönderme yaparak, “Şaban’la Recep’in aşkına Ramazan engel olamaz” gibi rezilce bir pankart taşıdılar!..
ODTÜ’lüler ise; hem rezil, hem kepaze, hem de“Gezi Zekâlı” bir pankart açmışlar!..
“Bir ay” “bira y” yazmışlar ki, kıt akıllarınca, Ramazan ayında “bira”ya gönderme yapacaklar!..
Ama, o pankartta;
Ne “zekâ” var, ne “espri!”
En ufak bir “zekâ parıltısı” olmadığı gibi,“mizah” da yok!..
Tam, “odunca” bir pankart!..
Her neyse... Devlet; hem “ahlâk katili”, hem de“Türkçe katili” bu güruha engel olmakla kalmamalı, belli merkezlerde toplamalı“psikolojik tedavi” süreçleri başlatmalı ve iyi olmadan da insan içine salmamalıdır!..
Bu insanlar “rahatsız”dır, “psikolojik ve tıbbi desteğe” ihtiyaçları vardır. Devlet bu konuda sosyal devlet olarak üstüne düşeni yapmalıdır!..
Bu yürüyüşün bir tek amacı vardır: Cinsel sapıklık eğilimlerini meşrulaştırmaya çalışmak!..
Şu mübarek Ramazan günlerinde “sapık eğilimleri meşrulaştırıcı” bir eylem yapmak, üstüne üstlük “Müslümanın inancına saldıran bir slogan” atıp, pankart taşımak, düpedüz“or.....k”tur!..
Kadınının da, erkeğinin de yaptığı, tek kelimeyle “oro......k”tur!..
Biliyorum, diyecekler ki;
“Biz zaten or.......uz!.. Biz, zaten fahişelik yapıyoruz!”
Haklısınız... Siz sadece “hasta” değil, aynı zamanda “seks”ten para kazanan “sapık orospular”sınız!..
Eğer, sadece “tedaviye muhtaç bir hasta”olsaydınız, sizi bir “insan” olarak görür ve elimden bir şey gelmese bile, size acır,“merhamet” beslerdim!..
Ama size;
“İnsan” gözüyle bakamıyorum...
Siz “sapık”sınız!..
Tedavi kabul etmez bir sapık!..
Öyle bir “sapık”sınız ki;
“Hayvandan da aşağı!”
İNSAN RADİKAL OLUNCA!
Duydum ki;
Taksim’de yürürken, “ayaküstü seks”yapmışsınız!..
Bu da gösteriyor ki; sizin amacınız“mağduriyetlerinizi dile getirmek” filân değil, düpedüz “sapıklığı meşrulaştırmak”tır!..
Bunu başardınız, tebrikler!..
“Uydurulmuş(!) değil, indirilmiş bir dine inanan radikal Müslümanlar” bile“propaganda bombardımanı”na teslim olup,“Polisin, LGBT yürüyüşüne müdahalesine karşı çıktı ve saçma bulduğunu” açıkladı ya, bunu başaran LGBT’lileri tebrik ediyorum!..
Bu “radikal”ler, size az bile destek vermiş...
“Dudak ruju” renginde “kıpkırmızı bir pantolon” giyip de Taksim’e çıksalardı, hem daha radikal, hem daha “entel-dantel”olurlardı!..
ELDE CEVŞEN, DİLDE KÜFÜR!
İtiraf edeyim ki;
Bizim “radikal” görünümlü “entel-dantel”lerin yazdıkları, Zaman yazarı Şahin Alpay’ın önceki gün yazdıklarının yanında, solda sıfır kalır!..
Aynı zamanda Mehtap TV’de program da yapan Şahin Alpay; ellerinde “cevşen” ve“tesbih” taşıyan, başlarında “örtü” ve “takke”ile “teheccüd namazları” kılan insanların okuduğu Zaman gazetesinde, bir yazı yazıp, demiş ki;
“Yaşananlar, Türkiye’de LGBT’nin karşı karşıya olduğu sorunlara bir kez daha dikkat çekiyor. Bugün dünyada çoğu Müslüman 79 ülkede eşcinsellik suç sayılıyor. Türkiye’de 1858’den bu yana suç değil.
Ancak eşcinseller evlenemiyor, evlat edinemiyor, askerlik yapamıyor.(..) temel hak ve özgürlüklerin kabul görmesi, ayrımcılığın son bulması için Türkiye’nin gidecek çok yolu var...
LGBT’li bireylerin maruz kaldıkları ayrımcılık.. ‘Onur yürüyüşü’.. insanlık onuru için verilen mücadelelerin bizde de er geç kazanılacağına dair..”
Tamam; Şahin Alpay, kaleminden “küfür”fışkıran bu yazıyı “himmet paraları” ile kurulanZaman’da yazmış, Mehtap TV’de konuşmuş; peki bu yazıyı gazeteye koyan, bu programı televizyonda yayınlayan “Abi”lere ne demeli?!?..
Bu adamın sözleri bir “küfür”se, bu küfrün yayılması için “çanak tutanlara” ne demeli?!?..
HEYY GÜLEN, OKU DA AĞLA!
Ya da, şöyle soralım:
Sırf “Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı”dolayısıyla; böyle bir adamın “sapıklara destek” olan yazı ve konuşmalarını yayınlayanZaman gazetesi ile Mehtap TV’nin en tepesindeki Fetullah Gülen’e ne diyelim?..
O Fetullah Gülen ki;
Bir yandan; “Allah, eski devirlerde bu türlü mülhitlerden, Lut kavmi gibi bazılarını yerin dibine batırmış, Ad kavmi gibilerini fırtınayla cezalandırmış, Semud kavmi gibi inatçıları da bir sayha ile hâk ile yeksân etmiştir” derken, bir yandan da “eşcinsellerin evlenemediğinden, temel hak ve özgürlüklerini kullanamadığından” dem vurup, bunları “dert” edinen bir “Zaman yazarı”na nasıl göz yumar, bu sapıklığı nasıl onaylar?!?..
“AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı” gözlerini bu kadar mı kör etti?..
Bu kadar mı körleştiler, bu kadar mı sağırlaştılar, yürekleri bu kadar mı taşlaştı ki;“Lût Kavmi’nin helâkine sebep olan bir sapıklığı” meşru göstermeye çalışıyorlar?!?..
Heyy, “cevşen” taşıyanlar, heyy “tesbih”çekenler, heyy “teheccüd namazı” kılanlar, neredesiniz?..
Bunlar mı sizin “imam”larınız?..
Bunlar mı “Abi”leriniz?!?..
SANKİ LÛT KAVMİ HORTLAMIŞ!
İnanın, adeta şoktayım...
Hadi, Gay’i Lezbiyen’i, Transeksüel’i derken, bilumum “sapık”lar taifesi toplanmış,“sapıklıklarını meşrulaştırmaya” çalışıyorlar, bunu anlarım...
Peki ama; “Feminist”inden “Radikal”“Abi”sinden “İmam”ına; bizim Müslümanlara ne oluyor?.. Bu “savrulma” niye?..
Bu “eziklik” niye?.. “Karşı mahalleye yaranacağım” derken, “sapıklara destek”noktasına gelmek niye?..
Tamam; “adil” olalım, “hakperest” olalım,“anlayışlı” olalım!..
Ama, önce “insan” olalım!..
“Hayvandan da aşağı bir mahlûkat sürüsü”ne hiç anlayışlı olunur, hiç sahip çıkılır mı?..
O “sapıklar güruhu” ki;
Hangi toplumda yaşadığına bakmadan;“Şaban’la Recep’in aşkına Ramazan engel olamaz” diye aşağılık ve müptezel bir pankart taşıyacak ve ben sırf “demokrat görünmek”pahasına, onların haklarını savunacağım, öyle mi?..
Tükürürüm böyle “demokrasi”nin, böyle“hoşgörü”nün içine!..
Onlar ayaküstü düzüşecekler ve ben onlara anlayış göstereceğim öyle mi?..
Siz ne dersiniz “entel-dantel”ler, “radikal”ler ve “yumuşakça” Zaman’e imamları?!?..
Sizi bilmem ama;
Ben şoktayım!..
Ümit Şimşek’in yazdığı gibi; olan-bitene hayretle bakıyorum ve Taksim’deki manzarayı görünce, diyorum ki; “Lût kavmi hortlamış!”
NASIL HELÂK OLDULAR?
Lût Kavmi, malûm...
Ümit Şimşek’in de vurguladığı gibi, Lût Kâvmi,“cinsel sapıklıklar”ın yaygınlaştığı “günahkâr bir kavim” idi!..
Peygamberleri Lût Aleyhisselâm, onları bu hayasızlıktan vazgeçirmek için çok çabalamıştı.
“Sizden evvel dünyada hiç kimsenin yapmadığı iğrenç bir işi nasıl yapıyorsunuz?”diyordu Lût Aleyhisselâm onlara.
Fakat onlar bu çirkin fiilin kendi tercihleri olduğunu ve bu tercihlerine kimsenin karışma hakkının bulunmadığını düşünüyorlar, Peygamberlerine de “Biz seni el âlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?”diyorlardı.
Daha da ileri giderek, Hz. Lût ile beraberindekileri sürgün etmeye kalktılar. Çünkü, öyle “temiz insanlar”ın böyle “rezil bir kavim” içinde yeri yoktu.
“Çıkarın bunları ülkeden” dediler;
“Bunlar temizliğe fazlasıyla düşkün insanlar!”
Sonunda, en ziyade azgınlaştıkları ve kendilerine karşı koyacak bir gücün bulunmadığını sandıkları bir zamanda Allah onları helâk etti.
Âyet; “İnce anlayışlılar için bunda ibretler vardır” diyor.
Dünyanın bugünkü hali de bu tespiti doğruluyor ve böyle bir hadiseden ibret almak için gerçekten de ince anlayış sahibi olmak gerektiğini gösteriyor.
HERKES DİRENMELİ
Herhalde farkındasınız; “sapıklık” “cinsel tercih” kavramına doğru bir “evrim”geçirmeye başlıyor. Sözüm ona bir kısımuzmanların, yazanların, konuşanların dilinden, bu tür ahlâksızlıkların bir tür cinsel terciholduğunu duymaya başlıyoruz.
Ondan sonra da, kimsenin araba modeliseçmesine veya öğle yemeğinde ne yiyeceğine karar vermesine karışma hakkımız bulunmadığı gibi; ahlâksızlığı tercih eden ve bunu toplumda yaygınlaştırmayı ilke edinen kimselere de karışma hakkımız kalmıyor!..
Sadece karışmak değil, bu durumu ahlâksızlıkolarak nitelemek bile suç haline getiriliyor:
Tıpkı Lût kavminin Peygamberlerine karşı tepkisi gibi: “Çıkarın bunları ülkeden; bunlar temizliğe fazlasıyla düşkün insanlar!”
Lâkin Kur’ân-ı Kerim’in bu konudaki sakındırmaları son derece nettir ve inanan insanların tüylerini ürpertecek kadar dehşetlidir.
Tabii, inanan insanların…
Zaten âyet de “İnce anlayışlılar için bunda ibretler vardır” diyor.
İnceden inceye düşünen, araştıran, dikkatle bakan, inceleyen, telkinlere kapılmadan kendi kararını verebilen insanlar için.
Yani, mü’minler için.
İşte bu yüzden, Sevgili Peygamberimiz,“Mü’minin ferasetinden sakının; çünkü o Allah’ın nuruyla bakar” buyurduktan sonra bu âyet-i kerimeyi okumuştur.
Şunu herkes bilsin ve “kalın kafa”larına iyice soksunlar;
“Sapıklık ve ahlâksızlıkların bu ülkede normalleştirilmesine ve cinsel sapıklıkların meşrulaştırılmasına asla izin vermeyeceğiz!”
En azından, ben direneceğim!..
Hiç kimse; bana, “sapıkça bir yaşam tarzı”dayatamaz ve bu yaşam tarzına destek olmamı bekleyemez!..
Herkes haddini bilsin!..
Fetullah Gülen ve cemaati(!) de!
****************************************************************************
http://m.yeniakit.com.tr/yazarlar/h...lut-kavmi-hortlamis-taksime-gelmis-11171.html
Tamam ben de sordum zaten. Sakıncası yoksa yok yazarlar.Neden yazilmasin din tartismasi degil bu paylasim var mi sakinca ben mi yanlis biliyrum Mune
Yokkk ben oyle biliyrm din tartismak yasak diyeTamam ben de sordum zaten. Sakıncası yoksa yok yazarlar.
Iki taraf oluyor destekleyenler ve benim gibi desteklemeyenler yazmamdaki amac neden desteklemesigim icindi dini tartismaya girmek degil sadece m.ö yasanan bir olayi anlatmak istedim.Hanımlar,
Günlerdir LGBT yürüyüşleriyle ilgili ne kadar konu varsa Sağolun kapattırdınız yorumlarınızla.
Dini yorum yapmayın diyorum yapıyorsunuz, saygı da duyabilirsiniz duymayabilirsinizde, bu da sizin kişisel hakkınız fakat herşeyi kenara bıraktığınızda kişisel haktır tercihler.
LGBT'de cinsel tercih olduğu için garipseniyor olabilir, buna da birşey diyemem lakin sonuçta hakları var mı vatandaş olarak seslerini duyurmaya? Evet var.
Seslerini duyururken yaptıkları bazı şeyler tasvip edilmeyebilir, buna da amenna ama rica ediyorum tartışırken ne dini değerlere laf sokulsun, ne de LGBT'lilerin tercihlerine laf sokulsun.
evlaefe,Iki taraf oluyor destekleyenler ve benim gibi desteklemeyenler yazmamdaki amac neden desteklemesigim icindi dini tartismaya girmek degil sadece m.ö yasanan bir olayi anlatmak istedim.