Neden ben diye sormamayı öğrenmek de bir beceridir… çocuk sahibi olmak isteyen herkesin hikayesi mutluluklar ve hayal kırıklıkları ile doludur. Mutluyken daha az mutlu olayım, aman bebeğe çok bağlanmayayım da bir terslik olursa daha az üzülürüm sanırsın. Halbuki yalandır, üzüntünün boyutu sevincinin boyutu ile doğru orantılı değildir. Üzüntü hep kocamandır. 8 aylıkken karnında bebeği ölen bir anne adayının acısı ile 8 haftalık bebeğinin kalbi durduğunda kürtaj olmak zorunda kalan anne adayınınkini karşılaştırabilir misiniz? Bence herkesin acısı kendisi için en büyüyüdür, en azından o an için.Sonunda “resmi olarak” hamile kalmayı başardığımda bu kadar kısa süreceğini düşünmemiştim elbette. Tam 2 ay geçirebildim minik bebeğimle. Dolu dolu tam 2 ay. İlk ögrendiğim gece tuvaLETE kalkıp test yapmıs heycanla kocamı uyandırmıstım. Elimde test sarılmıstık kalkıp salep içmiştik. Evet ben hamileydim sonra Akşamları şişmeye başlayan göbeğime baka baka hayaller kuruyor, mutluluktan uçuyorduk. Artık 3 kişi olaabilecegimiz dusuncesiyle herseye daha cok dikkat ediuordum. Kocama daha cok asıktım. Ama ikimiz arasındaydı. Akıllı bir hareketle sadece çok yakın çevremize konu hakkında bilgi vermiş, çok dallandırıp budaklandırmamıştık. Her şey yolunda gibiydi, içimdeki kötü hisler hariç! 6 hafta 1 günlükken gittiğim kontrolde sağlıklı bir gebeliğin göstergesi kalp atısını görmus fakat henüz kalp atışı duyulamamıştı. Doktor bunun e gayet normal olabileceğini söyleyip, geç döllenen bebeklerde yaşadığımız bir durumdur diyerek beni rahatlatmıştı. 2 hafta sonra geldi gumbur gumbur sesleri duyarsın demişti. Fotosunu alıp uzaklasmıstım.kendi doktorumdan bebeğim tam 8 haftalıkken kalp atışını duymak üzere doktora gittik. Hayatlarında bir hamilelik yaşayıp onu da sağlıkla doğuran anneler genelde ultrason görüntülerinden hiçbir şey anlamadıklarını söylerler. Heycanla bakıyordum bende ekrana sanki anlıyacakmısım gibi.Doktorun suratı bambaşka bir şekle girinceye kadar! Bir tek kocam anlamadı ne olduğunu. İçgüdüsel bir şekilde bana bakmaya başladığında gözyaşlarım ip gibi süzülüyordu.içimden evet atmıyordu kalbi. Ayrıntılı ultrason ve fetüs canlı değil ! doktorum “Şans, sadece kötü şans, doğal seleksiyon, sağlıksız bir bebeğin vücut tarafından istenmemesi, “ sözleri bana teselli değildi. Sadece kocamın omzu ve sessizce aglamak. .Bir süre sonra toparlanıp komustugumuzda, 8 haftanın çok uzun bir süre olduğunu, kendi kendine düşmesini beklersek çok ağrılı ve zor bir süreç olacağını, bu psikoloji ile öyle bir şey yaşamamı istemediğini, eğer kabul edersem hemen kürtaj yapmak istediğini belirtti. Gerisi benim dışımda gelişti. Sabah itibariyle yine bol gözyaşı zor bir bayılma ve berbat bir ayılma!Baygınken çok net sabit bir kalp atışı duyuyordum, tıpkı filmlerdeki atlı süvari ordusu gibi bir ses. Duyduğum ses iki yatak yanımda yatan 9 aylık hamile bir bayanın NST sesleriymiş! umutsuz bir sürü kadının yanına nispet yapar gibi yatırıyorsunuz bu hamileleri ! ” diye.Kürtaj fiziksel olarak kolay, ruhen zor bir operasyon. Hiçbir ağrım, şikâyetim olmadığı halde rapor alıp takip eden 8 gün boyunca işe gitmeyip kendime gelmeye çalıştım. Neden ben dedim sonra kendimden utandım. Acılar kıyaslanmaz elbet ama çok şükür sağlıklıydım. Evlat acısı yaşamamıştım. Daha fazla bu girdabın içinde kaybolmaya gerek yoktu. Gerçek anlamda ilk kez kendimi olayların akışına bırakmaya karar verdim. “Benim bir tanıdığım var yıllarca olmadı, tam vazgeçti işte o sırada oldu.” gelir. Tamam, belki haklılık payı var bu hikayelerde ama takmamak için bir öneriniz var mı mühim olan budur. Bir de “Çok moralsizsin, önce senin inanman lazım” teranesi vardır ki bu da insanı çileden çıkartır. Bunun için de kendini suçlarsın yeterince inanmıyor muyum, yeterince istemiyor muyum diye? Bu durumdaki birinin yanında olmak, ona gerçekten moral vermek istiyorsanız, her gün bebeğine kavuşmasına bir gün daha az kaldığını söyleyebilirsiniz.Bu ruh hali içerisinde bir karar verdim. Tarihini bilmediğim kavuşma gününe kadar takvime çentik atacak, zamanı hızlı akıtabilmek için de her dakikamı dolduracaktım. Bu durumda çalışan bir kadın olmak daha kolay,. Ama o akşamlar, sinir bozucu sessiz akşamlar işte onlar nasıl geçecekti? Kocaya biraz daha gezmek istediğimi söylesem birkaç gece daha dolardı. Geriye kalan akşamları da yeni bir hobi edinerek geçirmeye karar verdim derken o gün tekrar gelicelti ! umut her zaman vardır dua edelimm birlikte '' alıntı