hayvanların kürkünün alınışını az çok biliyordum ama yazdıklarını okurken bir hoş oldum.vicdansızlık resmen.katılıyorum size bu konuda.
bazı arkadaşlar hayvanları sevmiyorum ama zarar da vermiyorum yazmış.aslında seviyorsunuz ama hayvan beslemiyor olabilirsiniz veya korkuyor olabilirsiniz.ben de böyleyim.hayvan besleyemem çünkü temas edemem onlarla ve çok korkuyorum ama seviyorum.hiçbirine zarar da veremem zarar verene de tepkimi koyarım.normal insanlar hayvanları da insanları da sever ve zarar veremez zaten.normal olmayandan herşey beklenir.
bir de evde hayvan beslenmesinin çocuğa etkilerinden bahsetmişsin.çok haklısın psikolojik a çıdan çocuğa çok faydası var ama evi bahçeli olanlar besleyebilir bence.ya da evde beslenebilecek hayvan kuş ve balıktır bana göre.hayvan besleyenler kızacak ama evin içinde köpek kedi falan varsa ben o evde birşey yiyemem kesinlikle.hayvan sevip sevmemek tercih meselesi olamaz ama bu tercih meselesidir işte.
şu anda bunları okurken kızımda kucağımda alın size bi güzellik
Eki Görüntüle 556997
kargaya yavrusu şahin gelirmiş
Ve şöyle bi açıklamada yapalım lütfen.Yedikule barınağına gidin bakın çok şey eksik.Kullanmadığınız yorgan battaniye havlu çarşaf eski çelik tencere tepsi tava vb.. eski gazete süt makarna kuru yaş mama vb... Lütfen yardımlarınızı esirgemeyin...Çantanızda 1 yaş mama ucuz olsun diyelim 3 4 lira..10 tane plastik kap olsa size 5 liraya gelir.Geçtiğiniz yerlere aç kedilerede mama verseniz onları ne kadar mutlu edersiniz... 5 lirayı nerelere harcamıyoruzki..Çantanızın bir kenarında dursa ve bir kaç hayvanı sevindirseniz..Lütfen lütfenhepimiz böyle duyarlı olsak en azından bir çare bulabiliriz..Yada bir kaç hayvanı yaşatabiliriz...
Şaşkaloz bakışlı şey
Bu da benim kedim
Eki Görüntüle 557000 Eki Görüntüle 557001
Eğer siz benim gibi sürekli hayvana yapılan işkence haberlerini okusaydınız, sürekli hayvanların ne kadar merhametsiz insanlarla karşı karşıya olduklarına tanık olsaydınız beni daha iyi anlardınız.
Etrafınızda bir köpeğe tecavüz edip ölümüne sebep olan bir sapık olabilir. Hatta bu kişi komşunuz olabilir. Nereden bileceksiniz bir köpeğe tecavüz ettiğini?
Tavuğa tecavüz ederken yakalanan bir adamın ÖZ KIZLARINA TECAVÜZDEN arandığını biliyor musunuz?
Seri katillerin çoğunun çocukken hayvanlara işkence ettiğini, yetişkinken de tecavüz ettiğini biliyor musunuz?
Çocuklara tecavüz edenlerin zamanında hayvanlarla başladığını biliyor musunuz?
Hayvana yapılan bir müddet sonra mutlaka insana yapılıyor. Bakın size de söylüyorum. Konumun başında "özellikle" belirtmeme rağmen hala anlaşılamamış. Hayvanlardan korkup uzak duran ama zarar vermeyenlerle hayvansevmeyip eziyet edenleri aynı kefeye koymadım. Hayvanlardan korkup uzak duranlar sözüm olmadığını özellikle belirttim ama kimse o cümleyi okumak istemiyor sanırım
Evet aynı kefeye koymadığınızı bilerek yazdım.
Size muhalif olmak için yazmadım,bence de ayrılmalı diyerek katıldım.Vurguladım diyelim :)
Bu sorduğunuz konuları özellikle araştırmış değilim açıkçası.
Hem bana neden özellikle tecavüzle ilgili sorular geldi anlamadım yahu :)
Ve bu:
Kedi mırlaması kemikleri iyileştiriyor!!!
Dr Elizabeth'in hipotezine göre; evimizdeki kediden, vahşi kedi ailesinin diğer üyelerine kadar kedigiller, kendi kendini mırlama sesiyle iyileştirmeyi biliyor ve hatta istersek bizi dahi iyileştirebilir. Nasıl mi? Yanıbaşımızda yatmalarına ve mırlamalarına izin vererek tabii ki.
Bu keşfin ortaya çıkış hikayesi gerçekten çok ilginç; Dr Elizabeth, çalıştığı araştırma merkezinde vahşi kedilerin kafeslerinin önünden geçerken, bu kedilerin mayışmış bir şekilde derinden mırladıklarını duyuyor. Ofisine geldiğinde hala bu mırlamaları düşünürken Dr Elizabeth'in aklına, daha önce National Geographic* dergisinde okuduğu ilginç bir araştırma geliyor; bu araştırmada, tavukları belli frekansta titresen bir platforma, 20 dakikalığına koymuşlar ve tavukların kemikleri bu süre zarfında inanılmaz bir şekilde büyümüş. İki ayrı olayla bağlantıyı kuran Dr Elizabeth, bu araştırmayı yapan bilim adamını arıyor ve araştırmada kullandıkları ilgili frekansların ne olduğunu soruyor.
Aldığı yanıt, bu frekansların 20- 90 Hz arasında olduğudur ve verilere göre kemik büyümesinde en etkili olan frekanslar 25-50 Hz arasında olanlardır. Dr Elizabeth, ertesi gün mikrofonu, sanatçı doktor, tekir ev kedisine tutuyor ve mırlamasını bilgisayara kaydediyor. Bu kaydın sonuçlarına baktığında temel frekansın 25 Hz olduğunu ve harmonim yapısının ise 50-75... diye yükseldiğini buluyor. Bunun üzerine çevresinde bulduğu her kedinin mırlamasını kaydetmeye başlıyor. Kedigiller ailesinden çeşitli vahşi türler üzerinde yaptığı kayıtlar sonucunda; mırlama frekanslarının 20-140 Z arasında olduğunu, ev kedilerimizin ise ortalama 20-50 Hz arasında mırladığını buluyor.
Kedinin mırlamasında bulunan bu frekansların, kemikleri iyileştirme ve büyütmedeki gücü çeşitli bilim çevrelerince bir suredir araştırılmakta ve dergilerde yayınlanmaktadır. Dr Elizabeth bu verilerle, kendi verilerini ve kediler hakkında yapılmış tüm araştırmaları birleştirdiğinde hipotezini dünyaya sunuyor. Kedigiller 20-50 Hz frekanslarındaki mırlamalarıyla kendilerini iyileştirebilme özelliğine sahip ve en önemlisi bu mırlama insanlarında kemik ve kas hastalıklarının daha çabuk iyileşmesine yardımcı olabilir. Bu hipotez birçok çevreden destek görmüş; özellikle de veterinerlerden. Kedinin birçok kemik hastalığına hiç derecede yakalanmadığı da veterinerlerce uzun yıllardır biliniyor. Öyle ki ünlü bir veterinerlik deyişi dahi var ve bu halen okullarda öğretilmektedir;
"Bir kediyi kırılmış kemiklerle bir odaya kapatın, bir süre sonra kemikler iyileşecektir."
Alıntı.
ay ben her dışarı çıktığımda 3 5 lira nekadar olursa hep elimde bi kuru mama poşetiyle gezerim dağıta dağıta nişanlım bana mahallenin delisi der hatta
bide hayvan seven her hayvanı sever zaten ben sinek arı böcek falan hiç birini öldürmem yakalar dışarı atarım
Bir şey soracağım, çocuklarınıza köpeklerden korkmamaları konusunda telkin mi verdiniz yoksa zarar verecek diye düşünüp tedirgin olmaya devam mı ettiniz?
Benim köpeğim çocukları hiç sevmiyor. Kuzenlerimden küçüğüne-9 yaşında- sinir olurdu hatta. Ne kadar sevmezse sevmesin zarar vermeyeceğinden adım gibi eminim, kuzenim üzerine gitti köpeğimin. Sevdi, mıncıkladı, devirdi, yeri geldi oyun oynarken dişlendi, köpeğim hırladı vs vs.
Sonuç, her birbirini gördüklerinde tepinip duruyorlar evde.
ay ben her dışarı çıktığımda 3 5 lira nekadar olursa hep elimde bi kuru mama poşetiyle gezerim dağıta dağıta nişanlım bana mahallenin delisi der hatta
bide hayvan seven her hayvanı sever zaten ben sinek arı böcek falan hiç birini öldürmem yakalar dışarı atarım
Ilk kizimi hastaneden eve getirdigimizde giysilerini koklatmistim köpek tanisin kokusuna alissin diye. Cocuklarimin hayvanlari sevmesini onlardan korkmamasini tabiki de arzu ediyorum. Diyorum ki kizim o yemek istiyor cok acikmis o yüzden sana geliyor sen verirsin belki diye. Onlara anlatiyorum onun da annesi babasi vardi ama simdi yok. Biz sevmezsek yalniz mi kalsin veya onun cok az oyuncagi var o yüzden sizin oyuncaginizi kiskaniyor istiyor diyorum. Kopegin agiz kismini kendim tutup sirtini oksatiyorum elletiyorum onlara. Büyüyünce siz tarayacaksiniz tüylerini, tuvalete siz götüreceksiniz diyorum. Yani köpegi sevsinler benimsesinler korkmasinlar diye elimden geleni yapiyorum. Ama simdi bu cocuklarin biri 5 digeri de 3 yasina yeni girdi. Kendilerini korumalari imkansiz. Cünkü agzina alip kopartmadan parcalamadan birseyi geri verdigini görmedim daha.
Ben bu kadar olumlu ilimli yaklasiyorken hem de yeni dogmus bebekle köpegin ayni evde bulunmasini tehlikeli veya yanlis bulmuyorken karsimdakinden de biraz yaklasim istemekte haksizmiyim? Cocuklar boya yaparken devamli etraflarinda havlayip hirlayinca köpegi biraz uzaklastirmalarini istemeye veya 3 yasindaki cocugu arkasindan kosarak itip kafasini masanin kenarina carpmasina sebep olunca kizmaya hakkim yok mu? Bu itme de bir iki kere olan birsey de degil. Her an tetikte olmak lazim. Cünkü merdivenli bir ev ve hic belli olmuyor ne zaman saldirganlasacagi. İnanin kizim bir kere dayanamayip oyuncak bebek arabasiyla itti diye köpekten özür dilettim. Annecim canini acittin onun ama diye. Kayinpederim malesef benim gösterdigim sayginin anlayisin karsiligini vermiyor.
Köpek cocuklari cok bunaltsa bile en azindan bir süre odasina koyabilir degil mi? Bu cocuklar eger ileride köpekten korkarsa sorumlusu ben miyim yoksa asiri köpeksever kayinpederim mi?
Bazen oyun oynarlarken bebeklerini veya diger oyuncaklarini cekistiriyor. Kurtarabiliyorlarsa ne ala yok eger kaptiysa unutun oyuncagi. Benim bahsettigim köpegi isterseniz bir arastirin önce. Ingiliz bulldog diye belirtmistim. Öyle yuvarlanilacak bir cins degil. Büyük kizim 18 kg. Bu köpek 28 kg. Çene gücü 1,5 2 ton.
Mac sesinden rahatsiz oluyor diye esim mac varken seyredemiyor. Ama bu köpegin zaten bir odasi var. Yatagi ayri kanepesi ayri. Mac seyredilsin diye iceri konsa kime zarari var. Uyuyor diye biz de oturuyoruz sessiz sessiz. Bunun dogru oldugunu veya olmasi gerektigini savunan zihniyeti ben anlamiyorum malesef. Hayvanlari tabiki de sevelim ama ben cocuklarimi pozitif yönde yetistiriyorsam hayvan sahibinin de bana bir adim atmasini isterim.
Ilk kizimi hastaneden eve getirdigimizde giysilerini koklatmistim köpek tanisin kokusuna alissin diye. Cocuklarimin hayvanlari sevmesini onlardan korkmamasini tabiki de arzu ediyorum. Diyorum ki kizim o yemek istiyor cok acikmis o yüzden sana geliyor sen verirsin belki diye. Onlara anlatiyorum onun da annesi babasi vardi ama simdi yok. Biz sevmezsek yalniz mi kalsin veya onun cok az oyuncagi var o yüzden sizin oyuncaginizi kiskaniyor istiyor diyorum. Kopegin agiz kismini kendim tutup sirtini oksatiyorum elletiyorum onlara. Büyüyünce siz tarayacaksiniz tüylerini, tuvalete siz götüreceksiniz diyorum. Yani köpegi sevsinler benimsesinler korkmasinlar diye elimden geleni yapiyorum. Ama simdi bu cocuklarin biri 5 digeri de 3 yasina yeni girdi. Kendilerini korumalari imkansiz. Cünkü agzina alip kopartmadan parcalamadan birseyi geri verdigini görmedim daha.
Ben bu kadar olumlu ilimli yaklasiyorken hem de yeni dogmus bebekle köpegin ayni evde bulunmasini tehlikeli veya yanlis bulmuyorken karsimdakinden de biraz yaklasim istemekte haksizmiyim? Cocuklar boya yaparken devamli etraflarinda havlayip hirlayinca köpegi biraz uzaklastirmalarini istemeye veya 3 yasindaki cocugu arkasindan kosarak itip kafasini masanin kenarina carpmasina sebep olunca kizmaya hakkim yok mu? Bu itme de bir iki kere olan birsey de degil. Her an tetikte olmak lazim. Cünkü merdivenli bir ev ve hic belli olmuyor ne zaman saldirganlasacagi. İnanin kizim bir kere dayanamayip oyuncak bebek arabasiyla itti diye köpekten özür dilettim. Annecim canini acittin onun ama diye. Kayinpederim malesef benim gösterdigim sayginin anlayisin karsiligini vermiyor.
Köpek cocuklari cok bunaltsa bile en azindan bir süre odasina koyabilir degil mi? Bu cocuklar eger ileride köpekten korkarsa sorumlusu ben miyim yoksa asiri köpeksever kayinpederim mi?
Bazen oyun oynarlarken bebeklerini veya diger oyuncaklarini cekistiriyor. Kurtarabiliyorlarsa ne ala yok eger kaptiysa unutun oyuncagi. Benim bahsettigim köpegi isterseniz bir arastirin önce. Ingiliz bulldog diye belirtmistim. Öyle yuvarlanilacak bir cins degil. Büyük kizim 18 kg. Bu köpek 28 kg. Çene gücü 1,5 2 ton.
Mac sesinden rahatsiz oluyor diye esim mac varken seyredemiyor. Ama bu köpegin zaten bir odasi var. Yatagi ayri kanepesi ayri. Mac seyredilsin diye iceri konsa kime zarari var. Uyuyor diye biz de oturuyoruz sessiz sessiz. Bunun dogru oldugunu veya olmasi gerektigini savunan zihniyeti ben anlamiyorum malesef. Hayvanlari tabiki de sevelim ama ben cocuklarimi pozitif yönde yetistiriyorsam hayvan sahibinin de bana bir adim atmasini isterim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?