- 12 Kasım 2020
- 191
- 308
-
- Konu Sahibi portakalkeki
- #781
Siz şaka mısınız iki günde sihirli değnek mi değecek ahahEee ne oldu kentli olabildin mi portakal keki. Yani inşallah. Şu ramazanlıkta canımızı portakal keki çektiriyorsun sana da aşk olsun.
Bence davranışlar düşüncelerin yansımasıdır. Kendini köylü(!) gördüğün için köylü davranıyorsun. Misal veriyorum özgüvenli hissettiğim zaman mutluyumdur etrafa ışık saçarım. Arkadaşlarım yüzüme saçıma başıma bir şey yaptırıp yaptırmadığımı sorarlar. Tadım yokken de vasat dururum. Bu mevzu bence tamamen kafanda bitiyor.
Sana kolay gelsin valla. Bişi demicem. Kime laf sokuyorsan onu alıntıla direkt. Ay şu üyelerin başka yorumlar üzerinden laf sokmasina hayranımSiz şaka mısınız iki günde sihirli değnek mi değecek ahahevet köylü görüyorum zaten öyleyim tatlım, özgüvenden makyajdan ayrı daha derin bir mevzuydu aslında kastettiğim yüzeysel bakanlar da farklı yorumluyor yapcak bişi yok, benim köylülüğm iki günde geçmeyeceği gibi bazılarının anlayışsızlığı da iki günde geçmeyecektir
Haklısınız fakat köylülük deyince organik ürünlerle kısıtlamak eksik kalıyor köylülüğün artıları olduğu kadar eksileri de vardır köyden kente göç eden çocuklarla konuşursanız nasıl hakir görüldüklerini bilirsiniz, benim çevrem özelinde kimse beni hakir görmüyor ben gözlem yapıyorum ve bazı davranışların bazı ortamlara uygun gitmediğini çıkarıyorum kimse bakışıyla konuşmasıyla beni yermedi zaten ama hani bi davranış biçiminin başkalarının nasıl yaptığına bakınca kendinize özeleştiri yaparsınız ya öyle bi durumdu, teşekkürlerTürkiye’de köy diye bir şey kalmadı ki. Benim babam Çankırı’nın bir köyünde doğdu. 6 kardeşler. Hiçbiri köyde kalmadı. Keza annemlerde aynı köyden. Onlarda 6 kardeş. Sadece bir abileri köyde kaldı. O da okumadığı, başka imkanı olmadığı için. Şimdi Türkiye nüfusunun sadece %6,8’i köyde yaşıyormuş. Halbuki Atatürk “Köylü milletin efendisidir” demiş. Kötü politikalar sonucu köylü diye bir nüfus kalmadı. Bizde meyve-sebzeyi çürük çarık, hormonlu, eti kilosu 400 tl.den yiyoruz.
Sorunuza gelince de köylü olmaktan kurtulmanız gerekmiyor. Köylü olduğunuz için sizi hakir gören insanlardan kurtulmanız gerekiyor.
“Ee ne oldu kentli olabildin mi portakal keki” dolayısıyla muhatabım sizdinizSana kolay gelsin valla. Bişi demicem. Kime laf sokuyorsan onu alıntıla direkt. Ay şu üyelerin başka yorumlar üzerinden laf sokmasina hayranım
Siz makyaj dersiniz ben gerçeklik derim. Bakış açısı ve yaşam tarzı.“Ee ne oldu kentli olabildin mi portakal keki” dolayısıyla muhatabım sizdiniz
Size işin en kolay sırrını veriyorum.Haklısınız fakat köylülük deyince organik ürünlerle kısıtlamak eksik kalıyor köylülüğün artıları olduğu kadar eksileri de vardır köyden kente göç eden çocuklarla konuşursanız nasıl hakir görüldüklerini bilirsiniz, benim çevrem özelinde kimse beni hakir görmüyor ben gözlem yapıyorum ve bazı davranışların bazı ortamlara uygun gitmediğini çıkarıyorum kimse bakışıyla konuşmasıyla beni yermedi zaten ama hani bi davranış biçiminin başkalarının nasıl yaptığına bakınca kendinize özeleştiri yaparsınız ya öyle bi durumdu, teşekkürler
Ay yok daha neler. Lgsden sonra bir çok öğrencimi köyden kente fen liselerine yolladık. Hepsiyle iletişimimiz var, konuşuyoruz. Yaşadıkları sorunları dinliyorum. Hiç böyle bir şey duymadım. Kendi adınıza mı konuşsanız?Haklısınız fakat köylülük deyince organik ürünlerle kısıtlamak eksik kalıyor köylülüğün artıları olduğu kadar eksileri de vardır köyden kente göç eden çocuklarla konuşursanız nasıl hakir görüldüklerini bilirsiniz, benim çevrem özelinde kimse beni hakir görmüyor ben gözlem yapıyorum ve bazı davranışların bazı ortamlara uygun gitmediğini çıkarıyorum kimse bakışıyla konuşmasıyla beni yermedi zaten ama hani bi davranış biçiminin başkalarının nasıl yaptığına bakınca kendinize özeleştiri yaparsınız ya öyle bi durumdu, teşekkürler
Şimdi sosyal medya çağındayız köydeki çocuğun kentliden bir farkı kalmadı ki atıyorum muz çikolata doksanlarda ulaşılamaz şeylerken ve bir üstünlük göstergesiyken günümüzde herkesin popüler kültür nesnelerine ulaşımı kolaylaştı ve ortada kıyaslanacak bir durum kalmadı kentli açısından , bir de aileler daha bilinçli ve çocuğu mahrum kalmasın diye durumu kötüyse bile arkadaşlarına uymaya çalışıyor bu da çocuklardaki özgüveni destekliyor diğerine alay edilecek bir nokta bırakmıyor , öğretmenlerin sınıfta meslek sorunca ailem kapıcı diyen çocuğun utancı inkar edilemez değil mi çünkü sınıfta dalga geçilir çocuklar acımasızdır ( şimdi kapıcı güzellemesi de yapacaklar neyse) ben kendi jenerasyonuma göre yorum yaptım tabi günümüzde evet yoktur öyle ayrımlar fakat bir nesil bu ayrımlarla büyüdü kabul edelim ben de Fransız değilim ülkenin gerçeklerine, bir de ajitasyon demişsiniz alakası yok köylü güzellemelerine olumsuzluklarını yazarak cevap verince acitasyon olmuyor bu evet sabahlara kadar çocuk ellerimle tütün kırmak acılıydı ama ah vah demedim zorluğunu da anlatayım bir zahmet , şunu da gene belirteyim birileri beni hakir gördüğü için sormadım ben ama size göre demek ki insan ancak öyle durumlarda kendini geliştirme ihtiyacı hissetmeli oysa bir öğretmen olarak bu kadar tepkisel bakmanıza şaşırdım insan kendini bir üst noktaya taşımak istemeli kimse onu hakir görmese bile,yanlışları olduğunu sezebilmeli, ben de evde leydi pozları kesmeliyim demiyorum fakat her ortamda da bizim samimiyet sandığımız şeylerin öyle görülmeyeceğini idrak ettim diyorum, birbirimize olumlu yorumlar yaparak gelişiriz dalga geçmek karşıdakinde öfke yarattığı gibi gelişme isteğini de köreltir ben bana özellikle sataşana kadar kimsenin olumsuz yorumuna ters cevap vermedim zaten şu videolu hanımefendi gibilerin üslubuysa sadece üzücü toplum içinAy yok daha neler. Lgsden sonra bir çok öğrencimi köyden kente fen liselerine yolladık. Hepsiyle iletişimimiz var, konuşuyoruz. Yaşadıkları sorunları dinliyorum. Hiç böyle bir şey duymadım. Kendi adınıza mı konuşsanız?
Şunu deseniz anlarım, bu ülkede bölgesel olarak ayrım yapılan yerler var. Eğer doğulu isen ağzınla kuş tutsan x bölgenin insanına yaranamazsın. Bu konuda bir hakir görme olayı var. Bunu gördük, tecrübe ettik ama köylü olmakla hiçbir alakası yoktu.
Bence anlatım tarzınız yanlış olmuş, bana göre başlık da yanlış ve küçümseyici. Burada defalarca değişmek isteyenlerin konularını okuduk, yorumlarımızı yaptık. Hiç kimse de vay efendim neden değişmek istiyorsun, değişme demedi. Türkiye'nin hiçbir yerinde ultra şartlara sahip büyük bir kitle yok. Çoğuyla muhatap değiliz. Mesela kendi yaşadığım ilden örnek vereyim, annemin kuzenleri çok zengin buranın seçilmiş(!) insanları ve insanlara tepeden bakıyorlar, aynı yerden çıkan insanlar, tamamen sonradan görmeliğin verdiği bir davranış. Büyük illerdeki konu komşularımı düşünürsem onlar da farklı illerden zor şartlarda bir yere gelmiş insanlardı. Ben de sıcağın alnında kayısı topladım belim büküle büküle. Herkes bir kültür harmanından geliyor. Değişim her kitle herkes için şarttır, sonuçta ot değiliz yer değiştiriyoruz, görüyoruz öğreniyoruz.Şimdi sosyal medya çağındayız köydeki çocuğun kentliden bir farkı kalmadı ki atıyorum muz çikolata doksanlarda ulaşılamaz şeylerken ve bir üstünlük göstergesiyken günümüzde herkesin popüler kültür nesnelerine ulaşımı kolaylaştı ve ortada kıyaslanacak bir durum kalmadı kentli açısından , bir de aileler daha bilinçli ve çocuğu mahrum kalmasın diye durumu kötüyse bile arkadaşlarına uymaya çalışıyor bu da çocuklardaki özgüveni destekliyor diğerine alay edilecek bir nokta bırakmıyor , öğretmenlerin sınıfta meslek sorunca ailem kapıcı diyen çocuğun utancı inkar edilemez değil mi çünkü sınıfta dalga geçilir çocuklar acımasızdır ( şimdi kapıcı güzellemesi de yapacaklar neyse) ben kendi jenerasyonuma göre yorum yaptım tabi günümüzde evet yoktur öyle ayrımlar fakat bir nesil bu ayrımlarla büyüdü kabul edelim ben de Fransız değilim ülkenin gerçeklerine, bir de ajitasyon demişsiniz alakası yok köylü güzellemelerine olumsuzluklarını yazarak cevap verince acitasyon olmuyor bu evet sabahlara kadar çocuk ellerimle tütün kırmak acılıydı ama ah vah demedim zorluğunu da anlatayım bir zahmet , şunu da gene belirteyim birileri beni hakir gördüğü için sormadım ben ama size göre demek ki insan ancak öyle durumlarda kendini geliştirme ihtiyacı hissetmeli oysa bir öğretmen olarak bu kadar tepkisel bakmanıza şaşırdım insan kendini bir üst noktaya taşımak istemeli kimse onu hakir görmese bile,yanlışları olduğunu sezebilmeli, ben de evde leydi pozları kesmeliyim demiyorum fakat her ortamda da bizim samimiyet sandığımız şeylerin öyle görülmeyeceğini idrak ettim diyorum, birbirimize olumlu yorumlar yaparak gelişiriz dalga geçmek karşıdakinde öfke yarattığı gibi gelişme isteğini de köreltir ben bana özellikle sataşana kadar kimsenin olumsuz yorumuna ters cevap vermedim zaten şu videolu hanımefendi gibilerin üslubuysa sadece üzücü toplum için
Biraz daha tutsaydınız kendinizi dağılıyorduk biz deHiç yorum yapmamışım gereksiz çünkü
Biraz daha tutsaydınız kendinizi dağılıyorduk biz de
Haklısınız çok kafaya takmadan yaşayıp gitmesidir belki de doğru olan, teşekkürlerBence anlatım tarzınız yanlış olmuş, bana göre başlık da yanlış ve küçümseyici. Burada defalarca değişmek isteyenlerin konularını okuduk, yorumlarımızı yaptık. Hiç kimse de vay efendim neden değişmek istiyorsun, değişme demedi. Türkiye'nin hiçbir yerinde ultra şartlara sahip büyük bir kitle yok. Çoğuyla muhatap değiliz. Mesela kendi yaşadığım ilden örnek vereyim, annemin kuzenleri çok zengin buranın seçilmiş(!) insanları ve insanlara tepeden bakıyorlar, aynı yerden çıkan insanlar, tamamen sonradan görmeliğin verdiği bir davranış. Büyük illerdeki konu komşularımı düşünürsem onlar da farklı illerden zor şartlarda bir yere gelmiş insanlardı. Ben de sıcağın alnında kayısı topladım belim büküle büküle. Herkes bir kültür harmanından geliyor. Değişim her kitle herkes için şarttır, sonuçta ot değiliz yer değiştiriyoruz, görüyoruz öğreniyoruz.
Belki de köyden gelen insanlara, köy kökenli insanlara hakir bakılmasının nedeni o insanların sonradan görme olmalarıdır. Kendinizi çok yormayın bu düşüncelerle. Tabiki öğrenin gelişin değişin ama şöyle de bir şey var ki geldik, gidiyoruz. Yaşayın gitsin.
Çok mantıklı ve işe yarar bir yöntem. Portakalkeki bunu not al buzdolabına falan yapıştırSize işin en kolay sırrını veriyorum.
O insanlarla hayatınız boyunca pijamalarınızı giyip sohbet edemeyecek, aynı evde kalmayacak bir bağa sahipseniz işvereniniz gibi davranın. Eğer ki o insanlarla hayatınız boyunca değil aynı evde kalmak, beraber denk gelip buluşmak bile yılda sayılı olacaksa müdürünüzün de müdürü gibi davranın. Giyim, hitabet, duruş, saygı ve iletişim dili, alınan hediye, sohbetin derinliği, alınacak çiçek böcek, gereksiz detay, paylaşım zart zurt şeylerin hepsini bu düzeyde tutun.
Bu çizgide ilerlerseniz konuda örnek verdiğiniz ‘tatil ne kadara mal oldu’ gibi bir soru yöneltmezsiniz.
ben sizi anladım, insanlar gereksiz yere saldırmışlar. Evet, bence de bir kişinin tatiline ne kadar mal oldu falan gibi sormak hoş değil. Genel olarak başkalarının harcamalarına, tatiline, evine arabasına ne kadara aldınız demek bence de kibar bir davranış değil. İlk yazdığınız ev yapımı birşeyler götürme mevzunda bence şöyle: şehirde kimsenin misafirliğe giderken 1-2 saat ugrasıp kek, ekmek vs yapacak vakti yok. Yani ben çok güzel yapabilsem bile ne gerek var derim, ugrasıcam bosuna, dışarıdan güzel birşey alırım.Çok değişik bir site iki dakikada herkes nasıl saldırmışköylülüğümden utanıyorum demedim buraya da belirttim zaten aksine becerilerim konusunda mutluyum fakat atıyorum bir iş yemeği ya da resmî bir ortamda bazı şeylerden emin olamıyorum mesela eşimin akrabası hakim onlar tatillerinden bahsediyordu ben de ne kadara mal oldu demiştim aslında bir bayanın böyle şeyler sorması hoş değil para sorma demişti eşim benim aklıma kaba olacağı gelmezdi , bu tip detaylar demek istiyorum anlatabildim inşallah