- 6 Şubat 2023
- 12
- 8
- 6
- Konu Sahibi basileopator
- #1
herkese merhaba. öncelikle bu tarz bir olayın içinde olacağım aklımın ucundan geçmezdi. maalesef benim için pahalı ve acı bir tecrübe oldu. yaşadığım tecrübeyi bu işlerin içine giren ve girmeye hazırlananlara kılavuz olması için yazacağım.
yaklaşık 1 yıl önce kardeşim bizi kız arkadaşıyla tanıştırdı evlilik kararı almışlar
başlarda ılımlı olan kızımız, kendi ailesi işin içine dahil olunca yorucu ve yıpratıcı birine dönüştü.
ilk sıkıntı aileler arasında yüzük takılacağı gün yaşandı. evlerinin küçük olduğunu söyleyerek fazla kalabalık gelmememizi istediler. bizde çekirdek ailem ve kardeşimin yakın arkadaşıyla beraber çıktık yola. annem, babam,kardeşim ve arkadaşıyla beraber 5 kişiyiz. giderken de çikolata, çiçek ne icab ediyorsa aldık ve apartmana girdik. asansörün kapısı açılınca merdivenlere dizilmiş ayakkabıları gördük ve bütün moralimiz bozuldu. neyse içeri girdik. içerisi nasıl desem yani anlatamıyorum yazarken bile sinirim bozuldu. ortada koşuşan çocuklar vardı. kızın babası "şo delevizyonu gapatın la" diye bağırıyordu. kadının biri yere oturmuş ağlayan çocuğunu ayağında sallıyordu falan. ortam akıl hastanesinin bahçesi gibiydi resmen. bir ara gerçekten her şeyin rüya olmasını istedim. neyse içeri geçtik. sohbet, muhabbet faslı devam ederken gözüm masadaki getirdiğimiz çikolatalara takıldı. traşlarını babaları yapmış bir sürü patates kafalı çocuk gidip gelip çikolatanın içinden geçtiler ve kimse ne yapıyorsunuz evladım demedi. sonuç olarak yüzükler takıldı fakat ailesiyle ilgili olumsuz bir intiba oluştu bizde
geçen zaman içinde ufak ufak nişan hazırlıkları yapmaya başlandı. daha bir kaç ay önce dayısının köydeki mallara çökmesinden dolayı aile içinde çok büyük bir kavga ettiklerinden, aralarının bozuk olduğundan falan konuşmuştuk. sonra ne olduysa bir an da dayısından çok kıymetli biriymiş gibi bahsetmeye başladı. dayısına hediye olarak tween'den gömlek almamızı istedi. bir şekilde orta yolu bulup dayılara, halalara yapılacak bohça işini tatlıya bağladık.
bu arada ismini duyduğumuz fakat bu zamana kadar geçen süreçte işinden dolayı başka şehirde yaşayan ablası çıktı ortaya. ortalığı iyice karıştırdı çok afedersiniz. kıyma makinesi resmen. o derece dedikodu meraklısı ve evlerden ırak bir tip.
neyse çok uzattım kusura bakmayın ama yazınca insan gerçekten rahatlıyor.
kardeşim anlattı , bir gün arkadaşlarıyla beraber iş çıkışı bir cafede sohbet ederken sevgilisi aramış. ablası geliyormuş, otogardan alınması lazımmış. babanla, abin almayacak mıydı deyince onların işi çıktı demiş. ben arkadaşlarla oturuyorum önce beni al öyle gidelim demiş. ki arkadaşlarıyla planı olduğunu biliyordu. arabaya atlayıp sevgilisini almaya giderken çok tatsız düşünceler içine girmiş. yanındaki kızlara bakın tek lafımla ayağıma getiriyorum havasını atmıştı, babası veya abisinin yapması gereken işi de ona kitlemişti.
neyse otogara gelmişler. ablasıyla tanışırken elinin ucuyla tokalaşmış. ki kardeşimin en sevmediği harekettir. genelde bunu karşısındaki insanı küçük gören, kibirli insanlar yapar diye düşünür.! yolda uyuz uyuz konuşmaya, ne kadar büyük bir aile olduklarını vurgulamaya başlamış. kız kardeşime bişey olursa karşında beni bulursun falan gibi kral fm'den şarkı isteyen konfeksiyoncu kız jargonuna girince kardeşim dikiz aynasından gözlerine bakarak "abla yolculuk kötü mü geçti çok gerginsin" demiş. öyle deyince sevgilisi yandan elini cimciklemiş ve susmuş.
gergin bir atmosferde onları eve bırakmış ve arabayı bir yere yanaştırıp uzun uzun düşünmeye başlamış. arkadaşları dağılmamışlar tekrar yanlarına gidip onlarla konuşmuş. dertleşmiş kafası çok karışmış. başında tanıdığım kız aynı değildi sanki diyor. çocuklarla masadayken telefonu çalmaya başlamış. kız arkadaşıymış arayan. efendim der demez sinirli bir şekilde "nerdesin sen??" diye bağırmış çok utanmış, telefon hoparlörde değil ama herkes duydu diyor. hareketlerinden, mimiklerinden anladım diyor. yanlarından ayrılıp "çocuklarla birlikteyim neden bağırıyorsun?" deyince başlamış saydırmaya. işte ablasına büyük saygısızlık yapmışta, eve bırakırken yukarıya çıkıp anasına, babasına selam vermemiş de, zaten ailesine değer vermiyormuşuz da ağzına geleni saymış. ablasına saygısızlık dediği de, ablası valizini almadan arabadan inmiş yürümeye başlamış. kardeşim özel şoförü değil. valizi kaldırıma koyup yoluna devam etmiş nedense iki kardeş valizi kardeşimin taşıyacağı konusunda çok eminlermiş. neyse alttan almaya çalışıp, mevzunun uzamaması için uğraşmış ama her alttan alışında üstüne daha da üst perdeden konuşunca sabrının sonuna gelmiş ve "senin ablanı şeytan sikmiş" deyip kapatmış telefonu.
ayrılar tabi.
bir süre sonra aileler olarak bizler müdahil olup süreç içinde bu tarz tatsızlıklar olur, ortada büyük bir emek var diyerek tekrar konuşmaları hususunda ricacı olduk. onlarda üstlerindeki agresif duygulardan sıyrılarak birbirlerine tekrar bir şans verdiler ve nişanlandılar.
mevzu da çeyiz sandığı yüzünden koptu. zaten büyük bir olay çıkacağını biliyorduk sandık sebebi oldu. çeyizi almaya gittiğimizde adettir sandığın üstüne küçük bir çocuk veya kardeşi, kuzeni falan oturur. sandığı almak için odaya girdiğimizde sandığın üstünde şeytan tarafından istismara uğramış ablasını gördük. Hemen araya girdim ve çıkarıp 2 bin lira verdim. az buldu. bin daha verdim yine tatmin olmadı. bin daha verdim yine tatmin olmadı. bu sefer desteyi avucumun içine koyup düğünlerde şov yapan görgüsüzler gibi suratına suratına saydırıp "yeter mi?" dedim. ağlamaya başladı tabi. mevzu da koptu zaten. bağırış çağırış derken kardeşim aileden kim var kim yok herkesi topladı bizi çıktık evden.
Sonra sevgilisi beni aradı bende kardeşim ablasıyla muhatap olsaydı çok daha kötüsü olurdu ben iyi olsun diye araya girdim ama bu kadar aç gözlü olunmaz dedim küfürleştik.
Neticede ayrıldılar ama sağda solda onda o abla varken zor evlenir diyormuş daha görümce olmadan adım kötü görümce oldu
nedenshoulders
yaklaşık 1 yıl önce kardeşim bizi kız arkadaşıyla tanıştırdı evlilik kararı almışlar
başlarda ılımlı olan kızımız, kendi ailesi işin içine dahil olunca yorucu ve yıpratıcı birine dönüştü.
ilk sıkıntı aileler arasında yüzük takılacağı gün yaşandı. evlerinin küçük olduğunu söyleyerek fazla kalabalık gelmememizi istediler. bizde çekirdek ailem ve kardeşimin yakın arkadaşıyla beraber çıktık yola. annem, babam,kardeşim ve arkadaşıyla beraber 5 kişiyiz. giderken de çikolata, çiçek ne icab ediyorsa aldık ve apartmana girdik. asansörün kapısı açılınca merdivenlere dizilmiş ayakkabıları gördük ve bütün moralimiz bozuldu. neyse içeri girdik. içerisi nasıl desem yani anlatamıyorum yazarken bile sinirim bozuldu. ortada koşuşan çocuklar vardı. kızın babası "şo delevizyonu gapatın la" diye bağırıyordu. kadının biri yere oturmuş ağlayan çocuğunu ayağında sallıyordu falan. ortam akıl hastanesinin bahçesi gibiydi resmen. bir ara gerçekten her şeyin rüya olmasını istedim. neyse içeri geçtik. sohbet, muhabbet faslı devam ederken gözüm masadaki getirdiğimiz çikolatalara takıldı. traşlarını babaları yapmış bir sürü patates kafalı çocuk gidip gelip çikolatanın içinden geçtiler ve kimse ne yapıyorsunuz evladım demedi. sonuç olarak yüzükler takıldı fakat ailesiyle ilgili olumsuz bir intiba oluştu bizde
geçen zaman içinde ufak ufak nişan hazırlıkları yapmaya başlandı. daha bir kaç ay önce dayısının köydeki mallara çökmesinden dolayı aile içinde çok büyük bir kavga ettiklerinden, aralarının bozuk olduğundan falan konuşmuştuk. sonra ne olduysa bir an da dayısından çok kıymetli biriymiş gibi bahsetmeye başladı. dayısına hediye olarak tween'den gömlek almamızı istedi. bir şekilde orta yolu bulup dayılara, halalara yapılacak bohça işini tatlıya bağladık.
bu arada ismini duyduğumuz fakat bu zamana kadar geçen süreçte işinden dolayı başka şehirde yaşayan ablası çıktı ortaya. ortalığı iyice karıştırdı çok afedersiniz. kıyma makinesi resmen. o derece dedikodu meraklısı ve evlerden ırak bir tip.
neyse çok uzattım kusura bakmayın ama yazınca insan gerçekten rahatlıyor.
kardeşim anlattı , bir gün arkadaşlarıyla beraber iş çıkışı bir cafede sohbet ederken sevgilisi aramış. ablası geliyormuş, otogardan alınması lazımmış. babanla, abin almayacak mıydı deyince onların işi çıktı demiş. ben arkadaşlarla oturuyorum önce beni al öyle gidelim demiş. ki arkadaşlarıyla planı olduğunu biliyordu. arabaya atlayıp sevgilisini almaya giderken çok tatsız düşünceler içine girmiş. yanındaki kızlara bakın tek lafımla ayağıma getiriyorum havasını atmıştı, babası veya abisinin yapması gereken işi de ona kitlemişti.
neyse otogara gelmişler. ablasıyla tanışırken elinin ucuyla tokalaşmış. ki kardeşimin en sevmediği harekettir. genelde bunu karşısındaki insanı küçük gören, kibirli insanlar yapar diye düşünür.! yolda uyuz uyuz konuşmaya, ne kadar büyük bir aile olduklarını vurgulamaya başlamış. kız kardeşime bişey olursa karşında beni bulursun falan gibi kral fm'den şarkı isteyen konfeksiyoncu kız jargonuna girince kardeşim dikiz aynasından gözlerine bakarak "abla yolculuk kötü mü geçti çok gerginsin" demiş. öyle deyince sevgilisi yandan elini cimciklemiş ve susmuş.
gergin bir atmosferde onları eve bırakmış ve arabayı bir yere yanaştırıp uzun uzun düşünmeye başlamış. arkadaşları dağılmamışlar tekrar yanlarına gidip onlarla konuşmuş. dertleşmiş kafası çok karışmış. başında tanıdığım kız aynı değildi sanki diyor. çocuklarla masadayken telefonu çalmaya başlamış. kız arkadaşıymış arayan. efendim der demez sinirli bir şekilde "nerdesin sen??" diye bağırmış çok utanmış, telefon hoparlörde değil ama herkes duydu diyor. hareketlerinden, mimiklerinden anladım diyor. yanlarından ayrılıp "çocuklarla birlikteyim neden bağırıyorsun?" deyince başlamış saydırmaya. işte ablasına büyük saygısızlık yapmışta, eve bırakırken yukarıya çıkıp anasına, babasına selam vermemiş de, zaten ailesine değer vermiyormuşuz da ağzına geleni saymış. ablasına saygısızlık dediği de, ablası valizini almadan arabadan inmiş yürümeye başlamış. kardeşim özel şoförü değil. valizi kaldırıma koyup yoluna devam etmiş nedense iki kardeş valizi kardeşimin taşıyacağı konusunda çok eminlermiş. neyse alttan almaya çalışıp, mevzunun uzamaması için uğraşmış ama her alttan alışında üstüne daha da üst perdeden konuşunca sabrının sonuna gelmiş ve "senin ablanı şeytan sikmiş" deyip kapatmış telefonu.
ayrılar tabi.
bir süre sonra aileler olarak bizler müdahil olup süreç içinde bu tarz tatsızlıklar olur, ortada büyük bir emek var diyerek tekrar konuşmaları hususunda ricacı olduk. onlarda üstlerindeki agresif duygulardan sıyrılarak birbirlerine tekrar bir şans verdiler ve nişanlandılar.
mevzu da çeyiz sandığı yüzünden koptu. zaten büyük bir olay çıkacağını biliyorduk sandık sebebi oldu. çeyizi almaya gittiğimizde adettir sandığın üstüne küçük bir çocuk veya kardeşi, kuzeni falan oturur. sandığı almak için odaya girdiğimizde sandığın üstünde şeytan tarafından istismara uğramış ablasını gördük. Hemen araya girdim ve çıkarıp 2 bin lira verdim. az buldu. bin daha verdim yine tatmin olmadı. bin daha verdim yine tatmin olmadı. bu sefer desteyi avucumun içine koyup düğünlerde şov yapan görgüsüzler gibi suratına suratına saydırıp "yeter mi?" dedim. ağlamaya başladı tabi. mevzu da koptu zaten. bağırış çağırış derken kardeşim aileden kim var kim yok herkesi topladı bizi çıktık evden.
Sonra sevgilisi beni aradı bende kardeşim ablasıyla muhatap olsaydı çok daha kötüsü olurdu ben iyi olsun diye araya girdim ama bu kadar aç gözlü olunmaz dedim küfürleştik.
Neticede ayrıldılar ama sağda solda onda o abla varken zor evlenir diyormuş daha görümce olmadan adım kötü görümce oldu
nedenshoulders
Son düzenleme: