- 20 Haziran 2007
- 4.250
- 27
- 45
"Ben kötülük görmüyorum ve kötülüğe inanmıyorum. Ben korkunun varlığına inanıyorum ve insanları başkalarına sevgisizce davranmaya iten şeyin korku olduğuna inanıyorum. Doğmuş olan hiçbir kimse yoktur ki içinde sevgi bulunmasın. Hiçkimse. Fakat korku sevgiyi bulut gibi örter ve sevecen olmayın der, çünkü sevecek olursanız, incinmeye açık olursanız birisi sizi incitecektir. Eğer bu incinmeyi yalnızca incinme olarak kabul edebilirseniz ve bütün hayatınızı incitilmeden, acıdan kaçarak geçirmeye çalışmazsanız, farkına
varacaksınız ki dünyanız tümüyle değişiyor. Bırakın sizi incitsinler. Herhangi biriniz bu yüzden öldünüz mü? Hepiniz incitildiniz, bitip tükenmezcesine çok kez incitildiniz, ama hala
buradasınız, hala canlısınız ve iyi durumdasınız. Öyleyse bu korkunç şey size ne yaptı ki? Kaçıp kurtulmaya çalıştığınız acı ve ıstırap korkusu yalnızca bir hayalettir. Keder olmadıkça siz sevinç de duyamassınız, onlar aynı dünyanın iki yüzüdürler. Öyleyse bırakın, insanlar hakkınızda kötü şeyler söylesinler ya da bunları size söylesinler. Bu gerçekten önemli mi?
İzninizle size şunu söyleyeyim dostlarım; kötü sözler işittiğiniz anda, yapacağınız bir seçim var. Ya buna karşı duyduğunuz tepkiyi terkedersiniz ya da dramı cüretle, her anının tadını çıkararak oynarsınız. Fark etmez! Eğer üzüntü,sıkıntı ve suçluluk duygusu çekmek hoşunuza gidecekse pekala hadi öyle yapın! Bunu cesurca ve canlı bir biçimde yapın. Yani canla başla ve gerçek biçimde yapın. Zorluk, bu şıklardan herhangi birini seçmediğinizi söylediğinizde ortaya çıkar. Sizin seçimsiz olduğunuz düşüncesidir sizi incinmeye açık kılan! Eğer her an seçimlerle dopdolu olduğunuzu görebilseydiniz herşey değişirdi. Sizi için için yıkan şey olaylar değil, sizin onlara verdiğiniz karşılıklardır. Bunları hepiniz bıkıncaya kadar dinlediniz. Fakat bir tek kez, bütün varlığınızla gerçekten dinlerseniz, anlayacaksınız ki sizi inciten olaylar değil onlar karşısındaki kendi tavrınızdır''
sevgiyle kalına.s.
varacaksınız ki dünyanız tümüyle değişiyor. Bırakın sizi incitsinler. Herhangi biriniz bu yüzden öldünüz mü? Hepiniz incitildiniz, bitip tükenmezcesine çok kez incitildiniz, ama hala
buradasınız, hala canlısınız ve iyi durumdasınız. Öyleyse bu korkunç şey size ne yaptı ki? Kaçıp kurtulmaya çalıştığınız acı ve ıstırap korkusu yalnızca bir hayalettir. Keder olmadıkça siz sevinç de duyamassınız, onlar aynı dünyanın iki yüzüdürler. Öyleyse bırakın, insanlar hakkınızda kötü şeyler söylesinler ya da bunları size söylesinler. Bu gerçekten önemli mi?
İzninizle size şunu söyleyeyim dostlarım; kötü sözler işittiğiniz anda, yapacağınız bir seçim var. Ya buna karşı duyduğunuz tepkiyi terkedersiniz ya da dramı cüretle, her anının tadını çıkararak oynarsınız. Fark etmez! Eğer üzüntü,sıkıntı ve suçluluk duygusu çekmek hoşunuza gidecekse pekala hadi öyle yapın! Bunu cesurca ve canlı bir biçimde yapın. Yani canla başla ve gerçek biçimde yapın. Zorluk, bu şıklardan herhangi birini seçmediğinizi söylediğinizde ortaya çıkar. Sizin seçimsiz olduğunuz düşüncesidir sizi incinmeye açık kılan! Eğer her an seçimlerle dopdolu olduğunuzu görebilseydiniz herşey değişirdi. Sizi için için yıkan şey olaylar değil, sizin onlara verdiğiniz karşılıklardır. Bunları hepiniz bıkıncaya kadar dinlediniz. Fakat bir tek kez, bütün varlığınızla gerçekten dinlerseniz, anlayacaksınız ki sizi inciten olaylar değil onlar karşısındaki kendi tavrınızdır''
sevgiyle kalına.s.