Gebe bir kadında fazla miktarda salgılanan hormonlardan progesteron, gebe olmayan bir kadına oranla on kez daha fazla salgılanır.
Bu miktar gebe olmayan bir kadının yumurtalıklarının üç yılda ürettiği miktara eşittir.
Bu yüksek hormon seviyeleri anne adayını alıngan, kırılgan, panik, önemsiz olayları büyüten, öfke krizleri yaşayan, hatta depresif bir ruh halinde olmasına neden olur.
Gebeliğe bağlı fizik değişiklikler de anne adayının ruh halini olumsuz etkiler.
Normal bir kişinin kilo alma nedeni ile vücudunda yavaş bir şekilde oluşan değişikliklere uyum sağlaması bile zaman almaktadır. Gebeliğe bağlı dış görünüm değişiklikleri ise çok kısa bir süre içinde olur.
Ellerde, bacaklarda yüzde oluşan şişlik, kocaman bir karın, irileşmiş memeler, gebenin zaman zaman kendi vücudunu yabancılamasına, hatta kendini itici bulmasına neden olur. Doğal olarak eşinin kendini çekici bulmadığı korkusunu yaşar. Gebe vücudundaki değişikliklerin geçici olduğunu, doğumdan sonra vücudunun eski haline döneceğini aklında tutmalıdır.
Gebenin ruh hali değişkendir. Bir anda doğacak bebeği ile ilgili güzel şeyler hayal ederken, bir dakika sonra anne olarak alacağı sorumlulukları düşünüp, paniğe kapılabilir. Hatta iyi anne olup olmayacağı endişesini yaşayabilir. İnsanlar genellikle bilmediği şeylerden korkar. Doğum gebelerin daha önceden bilmediği, yaşamadığı ve kendi kontrolü dışında yaşayacağı bilinmezlerle dolu bir olaydır.
Tüm bunlar gebenin kafasında problem yaratıp gerilim içinde yaşamasına neden olur.
Gebe tüm endişe ve korkularını eşi, hatta ailesi ile oturup konuşmalı ve onlarla paylaşmalıdır.
Gebeliğin insan hayatında geçici bir sürede yaşanan doğal bir olay olduğunu bilmek, eşlerin toleranslı ve güven verici bir şekilde yaklaşımı anne adayını rahatlatacaktır.
Gebe gerilimini en düşük düzeyde tutabilmek için doğal olarak bilmediği tıbbi konularda doktoru ile iyi bir diyalog içine girip; tüm merak ettiği, aklına takılan şeyleri sorup doktorundan detaylı bir şekilde bilgilendirilmeyi istemelidir:
Anneliğe hazırlık amacıyla gebeler günde en az bir saat hiç bir iş yapmadan oturup bebeğini düşünüp, onunla ilgili projeler hazırlamalı, hatta bebeği ile diyalog kurmaya çalışmalıdır.
Doğum tarihi yaklaştıkça doğal olarak gerilimde artar. Artan gerilim sonucu gebeler daha sık bir şekilde rüya görürler ve bu rüyaları gebelikleri ile ilgili olarak yorumlamaya çalışırlar. Aslında bu rüyaların; gebeliğin ve bebeğin akıbeti ile hiç bir bağlantısı yoktur.