Merhaba kızlar :) Hem kızıllardan bahsedip azıcık da dertleşelim.. Kızıl konusunda ''Kızıl sevenlerin paylaşım alanı'' adı altında bir konu açıldığının farkındayım. Oraya neden yazmadım, çünkü orada çok eski üyelikler var ve bir çoğu artık üye değil. Ben herkese ulaşabilmek adına yeni bir konu açtım.
Öncelikle kızıla olan aşkımla başlamak istiyorum. Biz imkansız aşıklar gibi hep böyle uzaktan baktık birbirimize. O alev alev yandı ben kahve kahve dibine vurdum. Saçımı ilk kez evlendikten sonra uçlarına sarılar attırarak boyamaya başladım. Doğallıktan ilk vazgeçişti. Ombreler sombreler derken beni baştan çıkaracağını günü sessiz sessiz bekliyor karşıdan. Beni benden daha iyi tanıyor çünkü, bütün o şeytanlığıyla bekliyor kızıl.
Ve sonunda hipnoz olmuş bir şekilde belime kadar olan uzun saçlarımı boyatmak üzere kuaföre gidiyorum. Bu bana bir çeyrekliğe mal oluyor o zamanlar. Kıyıyorum valla. Diyorum ki, ''Kızıl olmak istiyorum. Ama bana öyle bir kızıl yap ki yıkadıkça soğan kabuğu rengi almasında, daha güzel bir kızıla dönüşsün. Çünkü ben sürekli saç boyamak istemiyorum. Henüz saçlarımdan o kadar vazgeçmedim.'' Kuaför bana mor gösterdi. Kızılla hiçbir alakası olmayan bildiğiniz koyu mor. ''Bu viyole'' dedi. Bu mor olacak sen yıkadıkça kızıllaşacak. Boyadık ben mosmor döndüm eve. Mutlu değildim. Haklıydı, tekrar boyatmadan uzun süre kullandım ama gerçek bir kızıl mı, hayır. Yıkandıkça rengi kopkoyu bir kızıla döndü. Hatta kızıl kahve gibi bir şey oldu. Belki de önce rengini açıp sonra boyasaydı tam istediğim renk olacaktı ama bu sefer çok çabuk akacaktı, doğru. Ben yönlendirmiştim biraz.
Şimdi benim olayım şu, ben çok sık saç boyatan boyayan biri değilim. Saçlarım çok yıpransın istemiyorum. Kızıl da saç düşmanı bir renk. Devamlı bakım istiyor, cila istiyor. Sık boyama istiyor. Çok çabuk akıyor. Matlaşıyor. Ama bunun yanında renk tam bir aşk tam bir cilveloy
Saçlarım iyice aktı.. Beni kızıldan vazgeçirdiler. ''Boşver. Zaten o kadar da akıttın ne güzel, gel keselim bunu kahve yapalım'' dediler bana
İyi dedim.. Kestirdim saçlarımı kahveye boyadık. . Üstüne 6 ay geçti. Aynaya bakıyorum mutlu değilim. Monoton bir hayat yaşıyorum. Çocukla ilgileniyorum, yemek pişiriyorum, habire çamaşır asıp çamaşır kurutup çamaşır katlıyorum. Sosyal hayat kalmadı. Dibim gelmiş 6-7 cm dip. Bari diyorum saçlarımda bir atraksiyon olsun. Sıkıcı kahve olmasın. Şöyle aykırı bir şeyler.. Derkeeeeen, saç uçlarımda biçare kalmış kahverengiyle üzeri kapatılmış kızıllarım yine hayatıma girdi. Kurtulmaya çalışayım derken yine istedim. Çünkü hiç kendimi istediğim gibi bir kızıl olarak görmedim. Hayatıma girdi dedim ama, henüz bütün olay kafamda. Şuan kararımı verdiğim için hayatıma almış sayıyorum kendimi. Bende diğer kızıl severler gibi uzun süreli kızıl saç kullanmak istiyorum. Beyaz tenliyim. Bende istiyorum!
İki gündür google'ın anasını ağlattım. Arama geçmişim;
Kızıl saçın çabuk akmaması için neler yapılabilir
Kızıl saçın matlaşmaması için neler yapılabilir
Sülfat içermeyen şampuan
Tamamen doğal şampuan
Kızıl saçlar için şampuan ve saç kremi
Saça parlaklık veren saç ürünleri
Durulanmayan saç köpükleri
Sonuç; Saçın çabuk akmaması için sülfat içermeyen şampuan kullanmak gerekiyormuş. Suyun içinde de sülfat var aslında ama şampuanda istemiyoruz. Sülfatsız şampuan araştırdım, youtube da blooger'ların neler kullandığına baktım. Şampuan fiyatları 150, 90 arası değişiyor. Kızıl saçla ilgili veya sülfatsız olsun dediğinde ki fiyatlar bu şekilde. Bir blooger'in argan yağı içeren doğal sampuan kullandığını gördüm fiyatıda uygun geldi. Ama sülfat var içinde. Ama yine de doğalmış, kızıl saçlıydı öneriyordu. Bilemiyorum.. Sonra şu lorealin çıkardığına baktım sülfatsız olanına. Yorumlarda hiç beğenilmemiş, Ağırlaştırıyormuş saçı.
Ilık suyla yıkamak, kurutma makinesi kullanmamak penyeyle kurutmak, ısıl işlem uygulamamak ve sık yıkamamak yapılacaklar arasında. Bazen diyorum ulan gerek var mı bu kadar zahmete. Bir saç boyatıcaksın bir sürü ön hazırlık ön araştırma, bir sürü ön ürünler.. Kıyabilecek misin o kadar paralara diyorum.
Evet yapıcam
Ama o kadar harcamalar yapma kısmına hayır diyorum. Durumlar malum.. Mesela siz kızılcılar, ne kullanıyorsunuz? Gerçekten şu kızıl saçlara özel üretilen ürünlere o kadar para vermeli miyim? Veya sülfatsızlar? Bu saçı nasıl daha uzun dayandırıyorsunuz? Bir de şunu merak ediyorum. Bir cila olayı var, saç matlaşınca normal boyatmak yerine cila yapılıyormuş. Onuda araştırdım, su, şampuan ve az bir şey boya karışımıyla bekletip yıkıyorlarmış saçı. Bu saçı yormuyormuş. Siz bu şekilde mi ilerliyorsunuz? Tekrar bir komple boyanızı ne zaman yaptırıyorsunuz? Bu cila hangi durumlarda ne sıklıkla yapılıyor?
Ben bone takarak sadece vücudumu yıkayarak saçlarımı kurtarsam ve haftada bir saçlarımı yıkasam, ya da 2 haftada bir yıkarım olsun. Göze aldım artık. Ama neyle yıkasam? Saçlarım nasıl matlaşmasa? Haftada bir yapılan hindistan cevizi yağı saçlarımı parlak göstermeye yeter mi? Bütün bunları uygulayarak saçlarım ne kadar süre iğrençleşmez? Yardımlarınızı esirgemeyiniz