Konu sahibinin evlilik öncesiyle ilgili sorularımızı ısrarla cevapsız bıraktığı için kendisinin evlenmeden önce kitap sevmediğini eşinden gizlemiş olup olmadığını malesef bilemiyoruz veya "vice versa". Bu mesajımda kendi evliliğimden varsayımda bulunacağım.
Ben evciyimdir, yabancı dizi/film izlemeyi severim. Haftasonunu iple çeker, evimden çıkmak istemem ki evden çıkınca da anneme veya eşimin annesine gitmek isterim. Eşim kendini gizlemiş olsa ve evlendikten sonra devamlı yüzeysel bir sohbet isteyen, aynı zamanda dinlediğim müziği ve okuduğum kitabı kendince aşağılayan veya ilgimi çeken bir mevzu üzerine konuşurken beni "nezaketen" dinleyen biri ile evli olduğumu anlasam büyük hayal kırıklığı yaşardım ki ben de öğretmenim, henüz yeni olmama rağmen mesleki deformasyonun etkilerini bazen kendimde gözlemleyebiliyorum. (Kim ilgi gösteriyor, kim umursamıyor çoğu kişi gibi anlayabiliyorum. Bazen eşimin bilmediği bir konu ile ilgili konuşurken sınıfta ders anlatıyormuşum gibi öğretmen karakterimi takınıyorum.) Eşim ilgi göstermediğindeyse hemen konuyu değiştirir ve susar, konuyla ilgili soru sormadığı sürece de geri dönmem o konuya. Küsmem ama burulur içim.
Eşiniz elegant, kitapsever bir edebiyat öğretmeni olduğu için sanıyorum duygusal bir insan. Size kırılmış, ortak ilginizi çeken bir mevzu bulamadığı için kitaplarına kapanmış ve onu anlayan arkadaşlarına dönmüş olması kuvvetle ihtimal.
Yalnızca eşinizi bize kötülemek için değil, çözüm yolu aradığınızı düşünerek diyorum ki öncelikle eşinizle konuşun ve sevdiklerinizi birleştirmeye çalışın. Mesela siz dışarı çıkmak istiyorsunuz, o kitap okumak. Güzel, manzaralı, sakin bir kitap kafeye gidin. El ele, diz dize kitap okuyun veya pikniğe çıkın, yemeğinizi yiyin, kitabınızı okuyun, sarılın, birlikte kaliteli vakit geçirin. Ortam muhabbeti de beraberinde getirecektir. Yahut birbirinizin ilgi alanını keşfetmeye çalışın. Bu zevklere sahip bir öğretmenin tiyatro seveceğini tahmin etmek güç değil. Evde film izlemeyi sevmiyorsunuz ama dışarıda tiyatroya gitmek hoşunuza gidebilir. Tiyatro çıkışında yemeğe gider, izlediğiniz oyun hakkında konuşursunuz. Konu konuyu açar, sohbet edecek kaliteli konularınız olmuş olur.
Evlilik çift taraflı emek ve fedarkarlık ister. Her evliliğin dinamikleri farklı olsa da evlenince her saniye sarmaş dolaş oturacaksınız, hiç susmadan sabahlara kadar konuşacaksınız diye bir kaide yok. Aynı evde olunsa dahi eşler bazen ayrı vakit geçirmeli diye düşünüyorum. Tekrara düşeceğim ama birbirinizin muhabbetinden zevk aldıktan sonra zaten daha çok yakınlaşır, aranızda bir bağ oluşturabilirsiniz. Telepati değil, empati lazım. Yoksa, eşler arası paylaşımı olmayan bir evlilik ne kadar sağlıklı ve uzun ömürlü olur ki?