günaydın kızlar
Yeraltı Demiryolu bitti.
Özgürlükler ülkesi' Amerika' daki kırbaçlanan, işkençe edilen, tecavüze uğrayan, mal olarak alınıp satılanların hikayesi bu. İçlerindeki umudun nasıl söndürüldüğünü de nasıl herşeye rağmen umutlarını yitirmediklerini de görüyorsunuz okurken. Roman kurgu olsa da bu anlatıanlara benzer şeylerin yaşanmış olduğunu bilmek içimi acıtıyor. Her sömürü hikayesi özellikle avrupa medeniyetinin nasıl bencil ve kendi dışındaki dünyaya eziyet etmeyi kendinde hak gören bir yapıda olduklarını gözler önüne seriyor.( kölelik kavramı çok daha eskilere dayanıyor elbette ancak kıtaların keşfi ile perişan durumdaki avrupalıların herşeye açgözle saldırmasıyla başlayan ve yükselen kapitalizm bu kavramı vahşet boyutlarına taşımız ne yazık ki) Bu bağlamda kitap sizi sarsabilir. Kitabın bildiğim kadarıyla üç önemli ödülü var bu ödüllerin bir günah çıkarma olduğunu düşünüyorum ben.
Kölelik çok merakımı cezbeden bir kavram. Bir insan başka bir insanı nasıl alıp satmayı düşünür aklım almıyor bir türlü. Afrika'daki köylerinden, aslında tüm hayatlarından gasp edilen siyahi ırkın gemilere istiflenerek taşındığı, açlık susuzluk, pislik içindeki uzun deniz yolculuğuna dayanamayanların denizlere atıldığı, sağ kalanların canları çıkana kadar kullanıldığı bir dünyayı aklım almıyor. Her türlü eğitimden, aile kurma arkadaşlık gibi insani her değerden uzak tutulan bir topluluğun ahmak, zeka özürlü olduğunu düşünebilme hadsizliğini de bir türlü anlamayacağım. Esasında bu yüzyıllar boyu kadınların da maruz kalmış olduğu ve günümüzde de ne yazık ki artan nüfus ve bundan da ziyade aşırı tüketim ve israfa yetişmek için kurulan hayvan üreti merkezi veya hayvan çiftilklerinde hayvanların maruz kaldığı bir durum bu. Biz esasında çok da uzak olmayan 1800 lü yıllarda yaşanan bu vahşete şimdi nasıl bakıyorsak içimdeki umut ışığı da belki yıllar sonra hayvan sömürüsüne öyle bakıyor olacağımızı fısıldıyor kulağıma. Umarım haklı çıkar. ( bazılarınız hayvanlara nerden bağladı şimdi diyebilir umuyorum birazcık da olsa dikkatinizi çekmiş olurum bu konuya katılmasanız da)
Özgürlükler ülkesi değiliz belki kendi içimizde hırgürümüz mevcut ama böyle bir katliamı geçmişimizde barındırmayışımıza şükrediyorum.