- 4 Ekim 2007
- 248
- 0
- 316
- 43
- Konu Sahibi Cirkin Peri
- #1
Beşiktaş'ta eskiden çay bahçelerinin bulunduğu duvara çöktü genç kız. Uzaklarda bir yerlere daldı ve gözlerinden akan bir damla yaşla gülümsedi gökyüzünde hareketlenen bulutlara.
-Hiç vazgeçmiyorsunuz değil mi? Hiç vazgeçmeyecek ve terk etmeyeceksiniz beni...
Elini göğsüne koydu, kalbini hissetmiyordu.. Sökülmüştü de sanki yerinden, tekrar gidip almaya gücü yoktu. Parça parça akıyordu hüznü denize, deniz çalkalanıyor bu kadar acıyı kabul edemem dercesine atıyordu geri genç kızın bedenine. Tekrar tekrar ağlamayacağım diyerek siliyordu gözlerini ya hani, yine de dinlemiyordu onu gözyaşları... Sicim gibi akıyordu, ince ince ama yangın yerine çevirerek dört bir zerresini.
-Nedenlerle uğraşmaktan bıktım Allah'ım...
diyerek bağırdı , sabit karşıya bakıyordu ve birden gökyüzüne çevirdi başını...
-Yoruldum anlıyor musun, yoruldum. Tam mutluyum diyorum ve birden puffff her şey bir şakaydı diyorsun bana. Neden demekten, ağlamaktan,acı çekmekten öyle yorgun düştüm ki..
Sonra birden yaptığının farkına vardı. Bu sefer hıçkırmaya başlamıştı...
-Özür dilerim, özür dilerim niyetim isyan değil sana. Sen hep iyisini bilirsin , hani doğrusunu bilirsin ya... Bu acı öyle farklı ki, biliyorsun işte ne kadar yanıyor ruhum. Her sabah uyandığımda kalbim yerinden sökülmüş gibi acıyor canım. Sonra odamın dört bir yanından parçalarını topluyorum ben; oyuncaklarımın üzerinden,kurumuş çiçeklerden...Hepsinden parça parça toplayıp yerleştirmeye çalışıyorum tekrar ama olmuyor... Olmuyor işte... Geçecek, elbette geçecek ya şu zamanın acımasızlığına dayanamıyorum. N'olur sen bul bir yol bana...
Sustu, birden kesildi ağlaması... Tek değildi artık birileri daha gelmişti bu nedenle sustu. Telefonunu aldı derken eline...
İsimler sırayla geçiyordu gözünün önünden ve o daha bir düşünmeye başladı baktıkça telefon rehberine.
Kimsesiz değildi o,tam tersi çevresinde hep olması gerekenden fazla insan vardı. Asla dinlendiğini düşünmediği insanların arasında sürekli kaçabilme umuduyla yaşardı.
Ara sıra kasabalara bakardı nereye gidebilirim, ne yapabilirim diye.
Kimsiz'di o, gitse kimse üzülmezdi ya sorun gitmekteydi.
Aslında sorun gitmekte de değildi, sorun ilk defa kimsiz hissetmemesindeydi kendini.
Yani o varken, o gitmemişken...
Telefonu çaldı tamda düşünürken bunları genç kız, red etti… Sonra tekrar çaldı, tekrar red etti. En sonunda kapattı telefonunu… Kalktı oturduğu yerden ve yürümeye başladı. Her adımında biraz daha uzaklaşmaktı amacı sevdasından. Her adımında biraz daha kaybolup gitmekti aslında istediğin. Herkesi silmişti listesinden, onu hatırlatacak herkesi silmiş ve görünmez bir kimliğine bürünüp yeniden başlamaya karar vermişti ya sadece vermişti.
Bir adım atıyor düzeleceğim diyordu, diğer adımında nasıllarla boğuşuyordu…
Bir adım… Unutucam seni..
Diğer adım… N’olur dön geri…
Bir adım… Biti, sen daha önce de yoktun ki hayatımda..
Diğer adım.. Neden…
Her adımda bir şey vardı söyleyebileceği ama sadece o kadardı…
Yürürken ardında bırakıyordu ruhunun izlerini. Biraz daha belirsizleşiyordu her adımında ve bu nedenle çok duraksadı , geri dönmek istedi ya genç kız dönemedi… Yediremedi gururuna, bir sefer olsun hiçbir şeyi belli etmeyip güçlü olmayı seçti…
Gitmesen, gitmesek yada…
Kalsak sevgili hani, eskisi gibi kalsak…
Eski zaman dilimlerinden birine hapsolsak ve hiç çıkmasak
Hiç kaybolmasak…
Susturdu dilini, yazmamaya söz vermişti çünkü… Yazmayacaktı bir daha asla almayacaktı kalemi eline ya bu yüzden sustu ve hızlandırdı adımlarını, saymadan bu sefer…
Sanki son treni kaçıracakmış ta yetişmek istiyormuş gibi koşturmaya başladı…
Ve birden duraksadı yolda, bulduğu ilk banka çöktü ve kimse yokken hazır tüm güçsüzlüğünü çıkardı ortaya…
Ağladı…Ağladı…Ağladı….
Meral BİLGİÇ