- 25 Kasım 2006
- 8.868
- 19
Çan seslerini duyunca aklıma düştü.
Bucada çok güzel bir evdi.Kocaman üç katlı bol odalı.Sürekli İtalyanca müzik çalardı.Hafiften,usulca..Türkçe konuşmazlardı yanımızda.Onların lisanını çabuk öğrenelim diye.Geçen hafta verdikleri ödevler kontrol edilirdi hemen.
Dersimiz bitince,kurallar...Akşam için yemek masasını bize kurdururlar.Sofra adabını öğretmek için.Tabak bardak,çatal,bıçak,kaşık nerelere yerleşecek.Ekmek nasıl kesilir,kumaş beyaz peçeteler.Herkesin adının baş harfi yazdığı..Yuvarlanır peçeteliklere konur of ne sıkılırdık,kurması toplaması hep kurallı.Kardeşim sıkılır kaçardı çoğu kez.Öğlen mutlaka uykuya yollanır ama uyur taklidi yapardık.
Gece radyo dinlenir,kitap okunurdu.Onlarca kitap seç seç oku.Bayılırdım.O senelerden kalmadır kitap sevişim.Hâla gece okumadan uyuyamam..Ve gittiğim her hafta yeni kitaplarla tanışırdım..
Ertesi gün pazar,onların kilise telaşları mutlaka gittikleri...Bizim eve dönüşümüz olurdu.Hep gitmek isterdim merakla,babamın tepki vermesinden çekinip,hiç götürmezlerdi..Sık sık törenler olsa diye sızlanırdım.Düğünler,kuzenlerin kominyonları gibi dört gözle beklerdim...O zaman giderdim.Babamın çok bozulmasına rağmen...Gittimde ne oldu dinimi mi değiştirdim yoo!Babamın huysuzluğu idi.Kırılırdı çocucukken annem..Sonraları dokundu onada.
Değişik gelirdi bana.Herkes şıktı,ayakkabılarla girilen,kadınlı erkekli oturulan orgun,koronun sesi,buhurdanlıktan tüten dumanın kokusu.Benim haz duymama neden olurdu..Tören bitiminde bahçedeki büyüklerin sohbetleri,çocukların koşuşturmaları,tül torbaların içinde dağıtılan badem şekerleri..
İyiki yaşamışım,ne güzel hatıralarımın köşesine yerleşmişler,çıkmamacasına.
Ne zaman bir yere gitsem,karşıma çıkan kiliselere gitmeyi adet haline getirdim.
Ama sanmayınki kendi dinimle çelişkilerim vardı.Asla..O başka bir şey.Dinim en yücesiydi..Yasak vardı ya,merakta fazlaydı.Yasaklardan kalma,yaşadığım anılarımın taa çinde.Zaten atmakta istemediğim.İyi geçiniyorum anılarımla, hayatıma katkı sağlayan her şeyden biraz biraz.
Madam ve ailesinin öğrettikleri zor gelirdi ama şimdi anlıyorum ne kadar önemliymiş.İki tarafı idare etmek ağırdı o yıllarda.İşin içinden çıkamazdım hangisi doğru,hangisi daha doğru diye...Gel gitlerim olurdu.Sorunca hepsi kendine uygun olanı anlatırdı.Zamanla öğrenecektim.İzlemeğe karar verdim.
Sorgulamadan,kırmadan,riyakarlık yapmadan...Saygıyla her iki tarafıda idare ederek.Hayatıma güzel bilgiler katarak...
Ama.. ayaklarımın üstünde nasıl durmam gerektiği öğretilmemişti.En kötüsü buydu işte.Yaşayıp öğreneceksin der gibi giderlerken,kanatlar kırılmış yürü yürüyebilirsen...Yürüdüm,tökezlemeden yürüdüm Allaha şükür...
Yeşilimin anılarından duyguları..
Bucada çok güzel bir evdi.Kocaman üç katlı bol odalı.Sürekli İtalyanca müzik çalardı.Hafiften,usulca..Türkçe konuşmazlardı yanımızda.Onların lisanını çabuk öğrenelim diye.Geçen hafta verdikleri ödevler kontrol edilirdi hemen.
Dersimiz bitince,kurallar...Akşam için yemek masasını bize kurdururlar.Sofra adabını öğretmek için.Tabak bardak,çatal,bıçak,kaşık nerelere yerleşecek.Ekmek nasıl kesilir,kumaş beyaz peçeteler.Herkesin adının baş harfi yazdığı..Yuvarlanır peçeteliklere konur of ne sıkılırdık,kurması toplaması hep kurallı.Kardeşim sıkılır kaçardı çoğu kez.Öğlen mutlaka uykuya yollanır ama uyur taklidi yapardık.
Gece radyo dinlenir,kitap okunurdu.Onlarca kitap seç seç oku.Bayılırdım.O senelerden kalmadır kitap sevişim.Hâla gece okumadan uyuyamam..Ve gittiğim her hafta yeni kitaplarla tanışırdım..
Ertesi gün pazar,onların kilise telaşları mutlaka gittikleri...Bizim eve dönüşümüz olurdu.Hep gitmek isterdim merakla,babamın tepki vermesinden çekinip,hiç götürmezlerdi..Sık sık törenler olsa diye sızlanırdım.Düğünler,kuzenlerin kominyonları gibi dört gözle beklerdim...O zaman giderdim.Babamın çok bozulmasına rağmen...Gittimde ne oldu dinimi mi değiştirdim yoo!Babamın huysuzluğu idi.Kırılırdı çocucukken annem..Sonraları dokundu onada.
Değişik gelirdi bana.Herkes şıktı,ayakkabılarla girilen,kadınlı erkekli oturulan orgun,koronun sesi,buhurdanlıktan tüten dumanın kokusu.Benim haz duymama neden olurdu..Tören bitiminde bahçedeki büyüklerin sohbetleri,çocukların koşuşturmaları,tül torbaların içinde dağıtılan badem şekerleri..
İyiki yaşamışım,ne güzel hatıralarımın köşesine yerleşmişler,çıkmamacasına.
Ne zaman bir yere gitsem,karşıma çıkan kiliselere gitmeyi adet haline getirdim.
Ama sanmayınki kendi dinimle çelişkilerim vardı.Asla..O başka bir şey.Dinim en yücesiydi..Yasak vardı ya,merakta fazlaydı.Yasaklardan kalma,yaşadığım anılarımın taa çinde.Zaten atmakta istemediğim.İyi geçiniyorum anılarımla, hayatıma katkı sağlayan her şeyden biraz biraz.
Madam ve ailesinin öğrettikleri zor gelirdi ama şimdi anlıyorum ne kadar önemliymiş.İki tarafı idare etmek ağırdı o yıllarda.İşin içinden çıkamazdım hangisi doğru,hangisi daha doğru diye...Gel gitlerim olurdu.Sorunca hepsi kendine uygun olanı anlatırdı.Zamanla öğrenecektim.İzlemeğe karar verdim.
Sorgulamadan,kırmadan,riyakarlık yapmadan...Saygıyla her iki tarafıda idare ederek.Hayatıma güzel bilgiler katarak...
Ama.. ayaklarımın üstünde nasıl durmam gerektiği öğretilmemişti.En kötüsü buydu işte.Yaşayıp öğreneceksin der gibi giderlerken,kanatlar kırılmış yürü yürüyebilirsen...Yürüdüm,tökezlemeden yürüdüm Allaha şükür...
Yeşilimin anılarından duyguları..