Kıbrıs tüp bebek uzmanı Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen ile tüp bebek hakkında herşey

MENAPOZ

Menapozun tam olarak kelime karşılığı ''adetten kesilme''dir. Kadınlarda menapoza bağlı adetten kesilme, yumurtalıkların işlevlerinin sona erdiğini ve artık kadınlık hormonlarının salgılanamadığını işaret eder. Menapoz, rahmin değil yumurtalıkların işlevinin sona ermesidir. Yumurtalıklarda yeni yumurta oluşumu gerçekleşememekte ve hormon üretimi yapılamamaktadır. Yeterince östrojen ve progesteron hormonları üretiminin olmamasına bağlı olarak adetten kesilme gerçekleşmektedir.


Menapoza Girildiği Nasıl Tespit Edilir ?
Menapoz öncesi dönemde yaşanabilecek bir önemli durum da geç farkedilen gebeliklerdir. Adet gecikmeleri her zaman menapozun işareti olmayabilir. Bu nedenle menapoza tam olarak girene kadar etkin bir doğum kontrolü yöntemi uygulanmaya devam edilmelidir.
Kural olarak adet gören her kadın, gebe kalma potansiyeline sahiptir. Yaşa bağlı bu olasılık gittikçe azalsa da teorik olarak hiçbir zaman sıfır değildir.
40 yaşını aşmış her kadında, adet gecikmelerinin olması durumunda öncelikle bir gebelik testi yapılmalıdır. Eğer gebelik yoksa menopoza geçiş durumu düşünülerek yumurtalık fonksiyonlarını ölçen bir takım hormon testleri yapılır ve bu şekilde bir menopoz durumunun olup olmadığı anlaşılabilir. Böyle bir kadın en az 6 ay boyunca adet görmemişse bu durum menapoz olarak kabul edilebilir.
Yani, kesin olarak menapoza girildiğini görmek açısından en azından 6 aylık adet kesilmesi şeklinde bir dönemin geçmesi gerekir.

Menapoz Teşhisinde Laboratuvar Testleri Nelerdir ?
Menapozun laboratuvar yönünden tanımlanması için kanda FSH, LH ve Estrojen hormonları (E2) değerlerine bakılır.
FSH ve LH artmış, Estrojen azalmışsa bu durum yumurtalıkların (overlerin) tükendiğini göstererek menopoz tanısını koydurur.
Overlerin (yumurtalıkların) yalnızca estrojen ve progesteron hormonlarını salgılamakla kalmadığı ve daha pek çok madde üretimi ile kadın fizyolojisinde yer aldığı son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda gözlemlenmiştir. Bir kadın için düzgün olarak çalışan yumurtalıklar en önemli organlardandır.
 
maxresdefault.jpg
 
AMH (Anti-Mullerian Hormon) Nedir?

AMH, doğrudan yumurtalıktan salgılanan bir glikoproteindir. Kişinin yumurta sayısı ile ilgili fikir edinmek amacı ile yapılan bir kan testidir. Kadında mevcut yumurta miktarını gösteriyor. Yumurta sayısı azaldıkça kan düzeyleri düşüş göstermektedir.

AMH değeri kaç olmalı?
AMH (Anti-Mullerian Hormon), genel olarak 1-3 ng/dl arası normal kabul edilir. 1'in altındaki değerler over (yumurta) rezervinin azaldığını göstermektedir.
 
Polikistik Over Sendromu Tanısı Nasıl Konulur?

PCO sendromu tanısı hastanın tipik şikayetlerine bakılarak konulabilir. Yapılan fizik muayenede erkek tipi tüylenme artışı (kıllanma) izlenir. Tüylenme artışına tıbbi literatürde “hirsutism” adı verilmektedir. Hirsutism artan erkeklik hormonlarının etkisine bağlı bir durumdur.
polikistik-over-sendromu-jpg.2044368

Ultrasonda yumurtalıkta hastalığa özgü 3-6 mm çapını geçmeyen bir çok sayıda kist ile ovulasyon yani yumurtlamanın olmaması izlenir. Yumurtlamanın olmamasına “anovulasyon” denir. Ayrıca yumurtalıkların hacmi de normale göre artmıştır, yani yumurtalıklar normalden daha iri görünüdedir.
 
Yumurta Donasyonunda Başarı

Yumurta donasyonunda başarı şans yüzdesinin arttırılabilmesi adına donör ve çiftlerin araştırılmasının her anlamda tam yapılması gerekir.

Genel sağlık taramasının eksiksiz olması donörün 20-29 yaş aralığında bulunması, vücut kitle endeksinin ve kilosunun uygun aralıklarda yer alması, geçmiş sağlık durumunun araştırılması şarttır.

Kişilerin kendilerinin yanı sıra; ailelerinin geçmiş sağlık durumlarının araştırılması da gerekmektedir. Çift ve donör değerlendirilmesinde kan değerlerinin ve RH durumunun karşılaştırılması ve uyumlu bulunması şart. Bunların haricinde ruh sağlığına da dikkat etmek gerekiyor. Kullanımı gerçekleştirilen ilaçlar ya da maddelerin önceden bilinmesi gerçekten önemli.

Tüm bu verilerin detaylı olarak toplanması halinde başarı oranı artacaktır.
 
İnfertilite Tedavisinin Seçenekleri Nelerdir?

Daha önceden bebek sahibi olabilmeyi başarmış olan çiftler için bile olsa aybaşına gebelik şansı %25 oranlarında seyir etmekte. Tedavi yöntemleri lle de aybaşına sınırlı olmamakta. Bundan dolayı en basit tedavi yönteminden başlamakta fayda bulunur. Daha önce çok sayıda ya da fazla oranlarda tedavi seçenekleri denenmiş ise; ya da kadın 35 yaş üzerinde ise; ileri tekniklere kısa süreler içerisinde karar vermekte yarar bulunmakta. Tercih edilen tedavi yöntemleri şunlardır:

*Ovülasyonun uyarılması
*İntrauterin Inseminasyon
*Tüp Bebek
*Mikroenjeksiyon

logo-k-jpg.2044374
 
TÜP BEBEK

Çevre kirliliği, yaşam koşulları ve daha pek çok faktöre bağlı olarak çiftlerin kısırlık problemi ile karşılaşma olasılığı ciddi seviyelere ulaşmış durumdadır. Çok eski dönemlerden bu yana insanlığın ortak problemlerinden biri olsa da son yıllarda görülme olasılığı ciddi düzeylere ulaşmıştır. Bunun altında yatan en önemli faktörlerden biri de yaşamın baştan sona değişmiş olmasıdır. Zararlı alışkanlıklar, kirlenmiş doğa, hareketsiz yaşam, genetik faktörler ve çok daha fazlası çiftlerin bebek sahibi olma hayallerini suya düşürüyor. Tüp bebek yöntemi ile umutları da yeniden yeşeriyor.

Anne adayından alınan yumurta hücrelerinin baba adayından alınan sperm hücreleri ile bir araya getirilmesi ve laboratuvar ortamı kontrolünde döllenmesi neticesinde oluşturulan embriyonun anne rahmine yerleştirilmesi mantığına dayanan alternatif tedavi yöntemi sayesinde her yıl on binlerce çift bebek sahibi olmayı başarıyor. Bebek sahibi olmayı başaramamış çiftlerin ilk aklına gelen yöntem ise; tam olarak tüp bebek yöntemi oluyor.

Yumurta hücreleri ile alakalı problemler yaşayan bayanların bu durumdan kurtulmaları öncelikli olarak gerekli görünüyor çünkü; sağlıklı bir gebeliğin oluşabilmesi noktasında gerek yumurta hücrelerinde gerekse, sperm hücrelerinde bir problemin bulunmaması şart. Başka nedenlerden dolayı doğal birleşme yoluyla oluşmayan gebeliğin laboratuvar kontrolünde oluşturulması mantığı ise; gayet başarılı sonuçlarla karşılaştırabiliyor. Yumurta hücrelerinden dolayı problem yaşayan kadınlar için ise; yumurta donasyonu öneriliyor. Sağlıklı yumurta hücrelerine sahip olan kadınlardan alınan hücrelerin süreçte kullanılması mantığına dayanıyor.
logo-k-jpg.2042806
 
Kıbrıs Donasyon İmkanları

Son dönemlerde uygulaması gerçekleştirilen ve çiftler tarafından son derece büyük ilgi gören tüp bebek yöntemleriyle çocuk sahibi olma hususu on binlerce ailenin umut kaynağı olmaya devam ediyor. Doğal yollarla oluşturulamayan gebeliklerde çiftlerin alternatif tedavi yöntemlerine yöneldikleri ve bunlar aracılığıyla bebek sahibi olmaya çalıştıkları dikkat çekiyor. Günden güne gelişen ve değişen dünyamızda birçok alternatif yöntemin bulunduğunu söylemek mümkün.

Tüp bebek yönteminde başarı oranları son derece yüksek seviyelerde. Defalarca deneme yapılmasına rağmen bu yöntem ile de çocuk sahibi olunamaması halinde o çiftin çocuk sahibi olamayacağı düşüncesi günümüzde altı boş bilimsel olmayan bir düşünce olacaktır. Kıbrıs Yumurta Donasyonu imkanları ile kadın adayların yumurta üretimi bulunmaması durumunda bu konuda son derece sağlıklı donörlerden alınan yumurta hücrelerinin değerlendirilmesi ve çiftlerin bu vesile ile çocuk sahibi olması planlanmakta.

Erkek kaynaklı sperm problemlerinde de yapılabileceklerin bulunduğunu unutmamalısınız. Menisinde hiç sperm hücresi bulunmayan ya da bebek sahibi olabilme noktasında spermleri yeterli yeteneklere sahip olmayan erkeğin sperminin kullanılması yerine sağlıklı donörlerden elde edilmiş sperm hücrelerinin değerlendirilmesi mantığı ile hareket edilen yönteminde yüz güldürücü sonuçlarla karşılaştırdığını söylemek mümkün. Günümüz şart ve olanaklarında bebek sahibi olmayan kalmayacak! Teknolojik ve tıbbi bakımdan yeterli merkezlerde yapılacak işlemlerle gerçekten hoş sonuçlarla karşılaşacaksınız. Bu yönde gerekli titizliğe sahip olmalı ve hassas bir şekilde hareket etmelisiniz. Gelişmiş merkezlerde tedavilerinizi yürütmelisiniz. Sperm donasyonu yöntemini de unutmayınız!
www.tupbebekmerkezlerikibris.com

received_1531880316870508-jpeg.2040878
 
Yumurta Donasyonu/Nakli Neden Gerekli?

Normal şartlar altında çiftlerin birleşimi neticesinde kanaldan ilerleyerek rahime tutunan sperm hücrelerinin herhangi bir problem yaşamaması halinde dölleme sağlayarak gebeliği ortaya çıkardığı bilinmekte. Fakat; anne adayının yumurta hücrelerinde bir problemin olması durumunda problem çözülemiyor ise; yumurta donasyonu akıllara gelir. Yumurta hücresi üretimi bulunmayan kadınlarda tercih edilecek bir yöntem olduğunun altını çizelim.

Yaş faktörünü dahi devre dışı bırakacak kadar etkili bir yöntem olan donasyonun ileri yaşta bile anne olabilmeyi vaat ettiğini söylemek mümkün. Nakil denince ilk akla gelen sorunlardan biri genetik ya da bulaşıcı hastalıkların bulunup bulunmadığıdır. Bu tarz hastalıkların yumurta hücrelerine bulaşmıyor oluşu da işin en güzel yanlarından birtanesi. Yani; bağışçı olarak yumurta bağışı yapacak kişinin taşımış olduğu birtakım geçişsel hastalıkların bebeğinizde yer almayacak olması sağlıklı bir bebek sahibi olma yolunda önemli bir adım olacaktır. Yumurta bağışında bulunmak isteyen kadınlar ince elenip sık dokunuyor. 20-27 yaş aralığında olması, genetik bir hastalığa sahip olmaması, psikolojik bir soruna sahip olmaması, kan grubunun bilinmesi, uyuşturucu kullanmaması gibi birçok kriter bakımından incelenerek donör olarak kabul ediliyor. Bunlardan birinde ya da birkaçında problem olması halinde donörlüğü reddediliyor. Böylelikle sağlıklı gebelikler neticesinde sağlıklı bebekler dünyaya getiriliyor.
www.tupbebekmerkezlerikibris.com
 


Yumurta donasyonu(nakli) bir tüp bebek tedavi yöntemidir. Yumurta bağışıolarak da adlandırılır. Yumurta donasyonu ile tüb bebek tedavisi , özenle seçilmiş yumurta donörlerinden (bağışcısı) yumurta toplama yöntemi ile elde edilen yumurtaların, baba adayından alınan embriyo olmaya uygun spermler ile yumurtaların döllenme işlemine denir. Elde edilen yumurtalar ve spermlerin döllenmesinden sonra embriyo oluşur ve oluşan embriyo 3 ile 5 gün arasında anne rahmine transfer edilir.

Yumurta Donasyonu Tedavisine Ne Zaman Başvurulur ?
Yumurta donasyonu tedavisine, yapılan tüm testler sonucunda anne adayında embriyo olmaya uygun yumurta bulunmaması sonucunda başvurulur. Yani klasik tüp bebek süreci izlenmez. Böylelikle anne adayına tüp bebek sürecinde kullanılan ilaç ve iğneler kullanılmaz. Çünkü embriyo için gerekli yumurta başka bir yumurta bağışçısından toplanır. Bu yüzden klasik tüp bebek yönteminde kullanılan yumurta geliştirici iğne ve ilaçlar, yumurta bağışçısı yapacak bayana uygulanır. Bu süreç işlerken yumurta nakli yapılacak anne adayına, nakil yapılacak olan embriyoların rahim içine tutunmasını sağlamak için rahmin iç duvarını geliştiren ilaç tedavisi uygulanır.

Yumurta nakli sürecinde profesyonel tüp bebek ekibi tarafından %100 başarı amaçlanır ve bunun için olağanüstü bir çaba sarfedilir. Yumurta donasyonunda her nekadar da %100 başarı amaçlansa da , anne adayının yaşı , fiziksel ve hormonsal sağlığı başarı oranını çok etkilemektedir.
 
Yumurta Bağışçısı (Donörü) Nasıl Seçilir ?
Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi’mizde yumurta bağışcısı (donörü) seçimi çok titiz bir süreç sonrası seçilir. Yumurta bağışçısına sağlıksal tüm testler yapılır. Donörün aile yapısı, fiziksel ve ruhsal sağlık durumu, genetik hastalıkları incelenir ve bu etkenlerin sağlıklı olduğundan emin olunur. Ayrıca yumurta bağışçısının kaş, saç, göz rengi, vücut yapısı, ten rengi gibi özelliklerine titizlikle dikkat edilir ve yumurta nakli yapılacak alıcı çifte en uyumlu donör seçilmesine büyük ölçüde önem verilir.

Yumurta Nakli Hangi Durumlarda Önerilir ?

Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi’mizde yumurta donasyonu (yumurta nakli) tedavisine aşağıdaki maddelerde bulunan durumlarda başvurulur.

  • Çok az veya hiç kaliteli yumurta bulunmayan anne adaylarına,
  • Erken menapoz sürecine giren bayanlara,
  • Adet döneminin 2. Günü FSH değerleri 15 ‘den fazla olan bayanlara,
  • Birçok kez tüp bebek tedavisi gören fakat gebelik sağlanmayan anne adaylarına,
  • Gerçirdiği bir rahatsızlık sonucu itibari ile yumurtalıkları operasyon ile alınan veya yumurtalıklarında doku kaybı olan kişilere,
  • Kanser hastalığı süreci sonrası kemoterapi veya radyoterapi sonrası yumurta hücreleri zarar görmüş yada kaybolmuş kişilere,
  • Ailesinde veya kendisinde genetik bir hastalık olan kişilere önerilmektedir.
logo-k-jpg.2027586
 
X