Ben anaç bir insanım. Kızımla 2 sene yapışık yaşadık ama zaten özgürlüğümü feda etmeye hazırdım çocuk yaparken, yani öyle çok da koymadı bana o 2 sene. Sonra kreşe başladı, şimdi 2. kızım yolda ve yıllardır evden çalışıyorum, dolayısıyla sosyal hayatım çok büyük ölçüde azaldı. Eşim evde olduğu zamanlar her işe el atar, kızımı ona bırakır gece arkadaşlarımla dışarı çıkabilirim. Kızım her çocuk kadar aksi, sevgi dolu, inatçı, insanı bazen çıldırtan, bazen mest eden bir bücürük. Şimdi ben anaç, az da olsa kendine zaman ayırabilen, bazı şeyleri oturtmuş bir anneyim ama o hissettiğiniz isyanı ben de ara sıra hissediyorum. İnsan bazen tüm sorumluluklardan azade, o daha hafif hissettiği günleri özlüyor. Bir de siz zaten anne olmaya çok düşünerek karar vermemişsiniz. Keşkelerle başlayan cümleler için de çok geç. Şuan tek yapabileceğiniz kendinize nefes alabilecek alanlar yaratmak. Bakıcı olur, çocukları eşe bırakıp, kendiniz için bir şeyler yapmak olur, aileden birilerine bırakıp eşle baş başa bir şeyler yapmak olur.
Bir de "bu kadar anne olmak isteyen kadın varken, çocuğu olmayan insan varken" laflarıyla yaklaşmayın artık böyle konulara yahu. Herkesin derdi kendine. Allah isteyen herkese evlat versin, bunu gönülden söylüyorum ama her evlat sahibi olan da nirvanaya erip, mutluluğun sırrını keşfetmiyor. Hepimizin hayat şartları, beklentileri, dertleri, kişilikleri farklı. İnsanın hissettikleri, başkalarının sahip olduklarına ya da olmadıklarına göre şekillenen bir şey değil, yaşadıklarına göre şekillenen bir şey.