- 18 Ağustos 2014
- 1.093
- 725
- Konu Sahibi gokalpiniremi
- #1
Kızlar... Bu sefer akıl almak için değil tamamen dertleşmek için geldim. Çünkü elimden başka hiçbir şey gelmiyor... Önceki konumdan biliyorsunuz demeyeceğim en baştan anlatacağım içim doldu taştı.
Üniversite okuyorum, evdeyim. İnsan madem benim özgürlük alanım neden zor durumdaki hayvanlara yardım etmiyorum diye düşünüyor en başta. Zaten bir odamız boş, onun ya da onların odası olur diye düşünüyor. Ama 4 ay boyunca sokakta hiç yavruş görmedim zaten soğuk dönem yaza doğru illaki olur diye beklemeye başladım. İllaki bir bebiş annesini kaybeder, illaki birileri hastalanır yardım bekler dedim. (Gidip satın almaya çok karşıyım, onun yerine yardıma ihtiyacı olan bir hayvan bakmak daha anlamlı.) 30 Aralık gecesi sevdiceğim beni bir hışımla uyandırdı. Bir baktım ki Facebook'tan biri ilan vermiş iki tane tontiş eğer birileri almazsa sokağa gidecekler... Daha önce de görmüştük aramıştık ama "siz öğrencisiniz yer değiştirirken atarsınız sokağa olmaz" cevabı almıştık. İnsan nasıl atar demeden kapanmıştı telefon... Deneyelim şansımızı o kadar zaman evde bakılmışlar sokakta yaşayamazlar dedik. O kadar da iyi anlaşıyorlardı ki... 10 km yol yürüdük yanlarına gittik, kuzucuklarım ilk çekindiler benden ama hiç hayır demediler atladılar kucağıma. Çantada rahatsız olmasınlar diye kucağımızda atladık taksiye öyle geldik. (Kusura bakmayın her ayrıntıyı yazıyorum, yazdıkça içim boşalıyor...) Küçücüklerdi, tüyleri dökülüyordu, koltukların altlarından çıkmıyorlardı... Alıştılar. Üstüme atlamaya başladılar, gece beraber uyumaya başladık, aynı tabaktan aynı bardaktan yeyip içtik. Gerçi hala öyle. Sevdiceğim şımartmadığı için onu pek sevmediler kaçtılar hep ondan. Okuldan geldiğimde kapıda karşıladılar... Gözümden sakındım uyku uyumadım onları izledim, canımı veririm onlar için. Çocuklarım onlar benim, hayatımın anlamları... Onlar bensiz kalmasın diye ailemin yanına gitmedim onlarla kaldım. Ama olmuyor işte. Olduramıyorum. Olduramıyoruz. Sabahlara kadar internette araştırma yapıyorum kendim yemiyorum onlara yediriyorum, şu durumlarını bir görseniz korkarsınız. Sanki sokakta aylardır aç, sürekli dayak yiyor arabalar üstünden geçiyor gibi... Bu mu yani? Gözümden sakınıyorum diye mi böyle oluyor? Büyük olan, Fıstık, ilk geldiğinde ishaldi kan geliyordu poposundan. Gençlik hastalığı kesin bu bırakacak beni diye günlerce ağladım. Lapalar ilaçlar fayda etmedi. Kafasu şişip şişip indi. Neyseki düzeltebildim biraz. Şu an daha iyi durumda. Tam normale dönüyoruz kızlarımla çok mutlu olacağız derken küçük kızım Fındık oyun oynarken dekoderi üzerine düşürdü omuriliğini çıkardı. Günlerce şırıngayla besledim kafasını hareket ettiremedi, yine beni bırakacak diye ağlamalar... Neyseki o da düzeldi. Veteriner felç asla doğru düzgün yürüyemez falan demişti ama canavar gibi şimdi. Tam ona sevinirken bugün gene Fıstık... Son noktama geldim artık kızlarım geldiğinden beni ağlamaktan öldüm. Bursum yatmadan veterinere de götüremiyorum... Kafasındaki tüyleri döküldü kanlar aktı kabuklar bağladı... Bu sabah esneye esneye uyandık beraber, okula gittim. 3 saat sonra telefon; "Fıstık hareketsiz yatıyor, ağzından burnundan kan geliyor, çişi kanlı..." eve nasıl geldiğimi bilmiyorum. Bakamadım fıstığıma. Gözleri kıpkırmızı çizgi filmlerdeki yaratıklar gibi...Kafası mosmor şişmiş... Ve ben veterinere götüremedim. Bir yandan da götüreceğim 3 gün sonra ya çok kötü şeyler söylerlerse korkusu var. Ya bu 3 gün önemliyse korkusu... Beni görünce nasıl sevindi hareketlendi kucağıma gelmek için... Kızlar biz ne zaman sağlıklı doğru düzgün bir hayat yaşamaya başlayacağız? O kadar kötüyüm ki artık... Tuvalete gittiğimde aklım onlarda kalıyor. Canın yanıyor mu dünyanın en güzel kedişi diyorum zar zor kaldırıyor patisini göz yaşlarımı siliyor... Hep okuyorum herkesin kedisi çok sağlıklı, neden biz böyleyiz? Daha ne yapabilirim? Onları çok seviyorum kızlar, ya beni erkenden bırakıp giderlerse... Ne olur bir şeyler söyleyin...
Üniversite okuyorum, evdeyim. İnsan madem benim özgürlük alanım neden zor durumdaki hayvanlara yardım etmiyorum diye düşünüyor en başta. Zaten bir odamız boş, onun ya da onların odası olur diye düşünüyor. Ama 4 ay boyunca sokakta hiç yavruş görmedim zaten soğuk dönem yaza doğru illaki olur diye beklemeye başladım. İllaki bir bebiş annesini kaybeder, illaki birileri hastalanır yardım bekler dedim. (Gidip satın almaya çok karşıyım, onun yerine yardıma ihtiyacı olan bir hayvan bakmak daha anlamlı.) 30 Aralık gecesi sevdiceğim beni bir hışımla uyandırdı. Bir baktım ki Facebook'tan biri ilan vermiş iki tane tontiş eğer birileri almazsa sokağa gidecekler... Daha önce de görmüştük aramıştık ama "siz öğrencisiniz yer değiştirirken atarsınız sokağa olmaz" cevabı almıştık. İnsan nasıl atar demeden kapanmıştı telefon... Deneyelim şansımızı o kadar zaman evde bakılmışlar sokakta yaşayamazlar dedik. O kadar da iyi anlaşıyorlardı ki... 10 km yol yürüdük yanlarına gittik, kuzucuklarım ilk çekindiler benden ama hiç hayır demediler atladılar kucağıma. Çantada rahatsız olmasınlar diye kucağımızda atladık taksiye öyle geldik. (Kusura bakmayın her ayrıntıyı yazıyorum, yazdıkça içim boşalıyor...) Küçücüklerdi, tüyleri dökülüyordu, koltukların altlarından çıkmıyorlardı... Alıştılar. Üstüme atlamaya başladılar, gece beraber uyumaya başladık, aynı tabaktan aynı bardaktan yeyip içtik. Gerçi hala öyle. Sevdiceğim şımartmadığı için onu pek sevmediler kaçtılar hep ondan. Okuldan geldiğimde kapıda karşıladılar... Gözümden sakındım uyku uyumadım onları izledim, canımı veririm onlar için. Çocuklarım onlar benim, hayatımın anlamları... Onlar bensiz kalmasın diye ailemin yanına gitmedim onlarla kaldım. Ama olmuyor işte. Olduramıyorum. Olduramıyoruz. Sabahlara kadar internette araştırma yapıyorum kendim yemiyorum onlara yediriyorum, şu durumlarını bir görseniz korkarsınız. Sanki sokakta aylardır aç, sürekli dayak yiyor arabalar üstünden geçiyor gibi... Bu mu yani? Gözümden sakınıyorum diye mi böyle oluyor? Büyük olan, Fıstık, ilk geldiğinde ishaldi kan geliyordu poposundan. Gençlik hastalığı kesin bu bırakacak beni diye günlerce ağladım. Lapalar ilaçlar fayda etmedi. Kafasu şişip şişip indi. Neyseki düzeltebildim biraz. Şu an daha iyi durumda. Tam normale dönüyoruz kızlarımla çok mutlu olacağız derken küçük kızım Fındık oyun oynarken dekoderi üzerine düşürdü omuriliğini çıkardı. Günlerce şırıngayla besledim kafasını hareket ettiremedi, yine beni bırakacak diye ağlamalar... Neyseki o da düzeldi. Veteriner felç asla doğru düzgün yürüyemez falan demişti ama canavar gibi şimdi. Tam ona sevinirken bugün gene Fıstık... Son noktama geldim artık kızlarım geldiğinden beni ağlamaktan öldüm. Bursum yatmadan veterinere de götüremiyorum... Kafasındaki tüyleri döküldü kanlar aktı kabuklar bağladı... Bu sabah esneye esneye uyandık beraber, okula gittim. 3 saat sonra telefon; "Fıstık hareketsiz yatıyor, ağzından burnundan kan geliyor, çişi kanlı..." eve nasıl geldiğimi bilmiyorum. Bakamadım fıstığıma. Gözleri kıpkırmızı çizgi filmlerdeki yaratıklar gibi...Kafası mosmor şişmiş... Ve ben veterinere götüremedim. Bir yandan da götüreceğim 3 gün sonra ya çok kötü şeyler söylerlerse korkusu var. Ya bu 3 gün önemliyse korkusu... Beni görünce nasıl sevindi hareketlendi kucağıma gelmek için... Kızlar biz ne zaman sağlıklı doğru düzgün bir hayat yaşamaya başlayacağız? O kadar kötüyüm ki artık... Tuvalete gittiğimde aklım onlarda kalıyor. Canın yanıyor mu dünyanın en güzel kedişi diyorum zar zor kaldırıyor patisini göz yaşlarımı siliyor... Hep okuyorum herkesin kedisi çok sağlıklı, neden biz böyleyiz? Daha ne yapabilirim? Onları çok seviyorum kızlar, ya beni erkenden bırakıp giderlerse... Ne olur bir şeyler söyleyin...