Kayıp Gül - Serdar Özkan

Allegra

Rüya'm gerçek oldu :)
Kayıtlı Üye
13 Temmuz 2009
758
14
96
İzmir
Kızlar bu kitap yeni çıkmış ve uluslararası bestseller'mış şu an. 29 dile çevrilmiş ve 40tan fazla ülkede satılmış. Masal tadında çok güzel bir kitap olduğu söyleniyor, Türkler'in Küçük Prens'i diye anılıyor... Okuyanınız var mı? Ben daha dün aldım, haftasonu okumaya başlayacağım çok merak ediyorum. :1rolleyes:
 
Şimdi netten bir araştırma yaptım; işte size kitap hakkında biraz daha detaylı bilgi:

Bütün Dünya Bir Türk Romanını Konuşuyor
Genç Türk Romancı Serdar Özkan'ın ilk romanı Kayıp Gül bugüne kadar 29 dile çevrildi, 40'tan fazla ülkede basıldı. Kanada'dan Japonya'ya, Brezilya'dan Endonezya'ya, dünyanın dört bir yanında okurların büyük ilgi ve beğenisini kazanan Kayıp Gül, birçok ülkede haftalarca bestseller listelerinde yer aldı.
Tüm zamanların en çok okunan ve sevilen kitaplarından St. Exupéry'nin Küçük Prens'i, Richard Bach'ın Martı'sı, Hesse'nin Siddarta'sı ve Paulo Coelho'nun Simyacı'sına denk tutulan Kayıp Gül, özgün bir 'kendini keşfetme' romanı.
Değişik kültür ve felsefeleri günümüzün modern yaşantısıyla iç içe sunan Kayıp Gül, Doğu'yla Batı arasında bir köprü eser niteliğinde. Sanki bu yönüyle, hem tarihsel hem de coğrafi anlamda Doğu ile Batı arasında bir köprü olan kültürümüzün çağdaş edebiyata akseden bir yansıması.
Kayıp Gül'ün kahramanı Diana'nın peşine takılan okur, başta Türk kültürüne olmak üzere, Yunan mitolojisinden Yunus Emre'ye; William Blake'ten Sokrates'e; doğu mistisizminden Küçük Prens'e; Meryem Ana'dan Nasrettin Hoca'ya; modern yaşantıdan metafiziğe; gerçek dünyadan düşlerin dünyasına ve San Francisco'dan İstanbul'a uzanan bir yolculuğa çıkıyor.
Eserlerinde doğu ve batı motiflerine eşit derecede yer veren Serdar Özkan bir röportaj sırasında kendisine yöneltilen, 'Siz, batı hakkında yazan doğulu bir yazar mısınız, yoksa doğu hakkında yazan batılı bir yazar mısınız?' sorusuna 'Ben bir insanım' diye cevap verecek kadar insanın evrenselliğini ve birleştiğimiz noktaları ön plana çıkaran bir yazar.
Kayıp Gül, evrensel mesajları ve kültürleri buluşturan, Doğuyla-Batıyı birleştiren yönüyle, özellikle kültür çatışmalarının giderek arttığı dünyamızda ümit veren bir eser. Kanada televizyonunda, Kayıp Gül'ün hayatında okuduğu en güzel öykülerden biri olduğunu belirten kitap eleştirmeni Christine Michaud, Kayıp Gül'ün bu yönüne özellikle dikkat çekiyor. Kayıp Gül için 'Bu kitabın bizi birleştirmeye gücü var,' diyen Michaud, kitaptaki öykünün her
insana hitap ettiğini söylüyor.
Serdar Özkan romanlarında, farklılıklarımızdan çok ortak yönlerimize vurgu yapıyor. Yazar, degişik kültürlerden gelen insanların farklılıklarını kabul etmekle birlikte, yine de insan olarak benzerliklerimizin daha önemli olduğunu savunuyor. Üniversite eğitimi için gittiği Amerika'da dört sene yaşayan Özkan, bu düşüncelerinin orada, tamamen farklı bir kültürde yaşarken şekillendiğini söylüyor. Zaten Kayıp Gül de ikiz kız kardeşini aramak üzere
İstanbul'a gelen Amerikalı Diana'nın öyküsünü anlatıyor.
Kayıp Gül aynı zamanda, başkalarının beğenisini ve takdirini kazanmak uğruna düşlerinden ve kendinden ödün veren genç bir kızın öyküsü. 'Başkaları benim hakkımda ne düşünür?' kaygısıyla hayallerini ve 'kendi olmayı' terk eden ve bu yüzden sonunda dibe vuran Diana'nın kendini geri kazanma savaşının öyküsü. Bu savaşında ona St.Exupéry'nin Küçük Prens'i, Küçük Prens'in gülü ve İstanbul'un gülleri eşlik ediyor.
 
KAYIP GÜL HAKKINDA DÜNYA BASININDAN:
'Türklerin Küçük Prens'i tüm dünyayı büyülüyor.' Helsinki Sanomat - FıNLANDıYA
'Muhteşem bir öykü. Bu romanın yaptığı muhteşem. Denilebilir ki, bu romanın bizi birleştirmeye gücü var.' TVA Televizyonu - KANADA
'Büyük bir global başarı. Simyacı, Küçük Prens ve Martı'yı sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.' Air Beletrina - SLOVENYA
'Gerçek mutluluğu aramak üzerine ilham verici harikulade bir öykü.' Magazin 2000plus - ALMANYA
'Masalsı bir çıkış.' Boek - HOLLANDA
'Kayıp Gül Doğu ile Batı arasında bir köprü.' Vijesti - SIRBıSTAN ve KARADAĞ
'Serdar Özkan çağdaş Türk Edebiyatının en önemli temsilcilerinden.' Moleskine City - ıTALYA
'Kayıp Gül hayatımda okuduğum en güzel öykülerden biri. Kitabı bitirdiğiniz zaman, kendinizi bir hediye almış gibi hissediyorsunuz. Ben öyle hissettim.'
Christine Michaud, TVA Televizyonu - KANADA
'Çağdas bir fabl, derin ve bilgece - St. Exupéry'nin başyapıtı Küçük Prens'in tadında.' DPA - ALMANYA
'Bu kitaba bayıldım, çok sevdim. Yazarının insan doğasına dair gözlem ve tespitleri mükemmel.' Gino Chouinard, Salut Bonjour Weekend - KANADA
'Simyacı, Küçük Prens gibi kitapları seviyorsanız, çok hoşunuza gidecek.' Time Out
KAYIP GÜL HAKKINDA TÜRKıYE'DEN:
"Serdar Özkan genç ve yetenekli bir romancı, onun adını önümüzdeki yıllarda sık sık duyacağınıza sizi temin edebilirim." ıskender Pala – 27.11.2003
"Çok başarılı, masalsı bir roman." Prof. Talât Sait Halman - Bilkent Üni. Edebiyat Fakültesi Dekanı
"Adına hikmet denen altın cevherine ve geleneğin epik değerlerine bir yer açılması ne kadar sıra dışı... Sıra dışı olduğu için şaşırtıcı, heyecan verici, sevindirici... Rehberi hikmet olan 'Kayıp Gül'deki arayışçı, bizi bir kez ardına taktığında, hem eğitici hem haz verici bir serüvenin ortağı konumuna ulaşıp zengin kavramlar elde ediyoruz." Ayşe Şasa – Yazar
 

canım çok özür bunu görmeden bende bununla ilgili yeni konu açtım
mükemmel bir kitap sanırım okumussundur zaten
uzun zamandır elime aldığım kitap kalıyordu ama bu öyle bir sürüklüyor ki ne detaya grmiş ne havada kalmış acayip bişey
 
ben de bu kitabı yeni bitirdim 2 günde bitti .,gerçekten çok sürükleyici ve masal tadında bir roman.bir genç kızın başkaları için değil kendi için yaşamayı öğrenme yolunda başından geçenleri anlatıyor.kitabın yarısında bi gerçeği öğrendiğinizde şaşıp kalıyosunuz ve yazar nasıl da güzel sonuca bağlamış diosunz.bence çok fazla ders çıkarılması ve mutlaka okunması gereken bir kitap!boşuna uluslararası bestseller olmamış dimii:)
 
okumayı düşünüyordum hürriyet gazetesinde bu kitapla ilgili yazıyı okuyunca vazgeçtim.kitap aslında yurtdışında bestseller olmamış.bu şekilde yalan bir reklamla kitabı satmaları hoşuma gitmedi bende kitabı almaktan vazgeçtim.kitabı okuyup beğenenler olabilir ben okumadığımdam bu konuda yorum yapamam.hürriyet gazetesinden ezgi başaran'ın yazdığı yazı ise aşağıda yazılı;

''Bir Bestseller nasıl yoktan var edilir


Çok ama çok ilginç bir olayla karşı karşıyayım. Bu olayın adını muhteviyatını anlattıktan sonra gelin birlikte koyalım isterseniz.

Remzi Kitabevi’nde, D&R’da ve Kabalcı Kitabevi’nde çok satanlar rafının baş köşesinde duran Kayıp Gül adlı romanı elime aldım. Yazarı daha önce adını hiç duymadığım Robert Kolej mezunu Serdar Özkan. Benim adını hiç duymamış olmam bir kriter değil; incelemeye devam ediyorum. Ön kapağın tepesinde “Uluslararası Bestseller” ibaresi var. Vay be, galiba satın alacağım! Sol alt köşede de Slovenya’dan Air Beletrina’nın “Büyük bir global başarı. Simyacı, Küçük Prens ve Martı’yı sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap” yorumu. Air Beletrina nedir bilmiyorum ama kitabı Küçük Prens ve Simyacı’yla aynı kefeye koyuyor, kesinlikle alıyorum!
Aldım ve okudum. Kabaca, kayıp ikizini arayan Diana adlı bir kadının hikayesini anlatıyor. Bana göre sırtını Doğu kültürüne ve mistisizmine dayamış, Doğu’yu afili bir pakete sarıp Batı’ya satma eğiliminde, oryantalizm kokan, en insaflı deyişle ortalama bir kitap. Böyle kitap yazmak suç mu? Hiç değil. Fakat böyle kitaba “40 ülkede 28 farklı dile çevrildi” bandı takmak, uluslararası bestseller tabelası çakmak, Küçük Prens’le bir tutmak neyin nesi? Kıllandım ve araştırmaya başladım.

HABER 7 SıTESı VE UFO DERGıSı

Yazarın, birkaç röportajında Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Elif Şafak’la karşılaştırıldığından bahsettiğini de okuyunca, demek ki dedim, edebi bir kaygısı da var. Öyleyse ilk baskısı 2003’te yapılmış bu kitap, ne gibi önemli eleştirmenlerden, ne gibi tepkiler almış bakayım. Kitabın arka kapağına ve web sitesine övgü dolu yorumlar yazanlar kim? Mesela Ayşe Olgun. Haber 7 sitesinde yazan bir gazeteci. Mesela Kanada’da kabloludan yayın yapan TVA kanalından Christine Michaud. “ıçinizdeki iyiliği keşfedin” tarzında konferanslar veren, ev hanımlarına “kendine güven” atölyeleri düzenleyen bir TV figürü. “Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk’tan sonra romanı en fazla yabancı dile çevrilen Türk yazar” ibaresini kullanan Moleskine City nedir peki? Prestijli bir defter markası olan Moleskine’in web sitesinde dünya metropolleriyle ilgili bilgiler içeren bir bölümün adı. Yazar Özkan’la ıstanbul’un neresi güzeldir mantığına oturtulmuş 3 soruluk bir röportaj yapılmış. Sözkonusu ibare de kimin yaptığı belli olmayan bu röportajın başına eklenen 5 satırlık giriş kısmında yer alıyor. Durun daha bitmedi: “Gerçek mutluluğu aramak üzerine ilham verici harikularde bir öykü” yorumunu yapan Magazin2000 Plus ise yayın çizgisini doğaüstü olaylara, özellikle UFO’larla temas eden kişilerin öykülerine adayan bir Alman dergisi.
ımdiii... Gelelim çok satma mevzusuna...

KISACA YÜZBıNLERLE ıFADE EDıYORUZ

Önce kitabın Türkiye’deki yayınevi Timaş’ı arayıp ne kadar sattığını sordum: 55 bin adet. Peki dedim yurtdışında, yayınlandığı 40 ülkede ne kadar sattı? Yüzbinlerle ifade ediyoruz dediler. O ne demek?
Yazar Serdar Özkan’ı aradığımda da bana kesin bir rakam veremeyeceğini çünkü yabancı ülkelerdeki kesin satış rakamlarının onu temsil eden ajansa ancak bir yıl sonra ulaştığını söyledi. E iyi de o zaman neye göre Uluslararası Bestseller diye kitabın üstüne yazıyorsunuz? “Çünkü” dedi, “Çeşitli ülkelerde bestseller listelerine girmişti.” Öyleyse bana o listelerin bir kopyasını gönderebilir misiniz? Ben bu listelerin en saygın olanı New York Times Bestseller’da rastlayamadım?!
Bu isteğime aynen şu yanıtı verdi: “Takdir edersiniz ki yabancı dillerdeki listeleri takip etmek son derece zor. Ben şahsi çabamla 4-5 adet listeyi saklamıştım ama sizin sorgulama biçiminizden pek iyi niyetli bir gazeteci olmadığınızı düşündüğümden bu listeleri de sizinle paylaşmam.” Yazarın bu sözleri durumu yeterince açık şekilde gözler önüne serse de araştırmaya devam etme kararı aldım ve Serdar Özkan’ı uluslararası platformda temsil eden ajans Baror’la irtibata geçtim. Baror’dan Heather Hanım’a Kayıp Gül’ün uluslararası satış rakamını sordum. Bana son derece şen ve tanıdık bir cevap verdi: “Çok iyi. Yüzbinler civarında!” ıyi ama Heather Hanım böyle bir laf olabilir mi, kaç yüz binler? 200 bin mi, 400 bin mi, 800 bin mi? Küsuratında değilim ama yaklaşık bir rakam söyleyin Allahaşkına! “Yok öyle bir rakam veremiyoruz. Yüzbinler civarı...”
Üşenmedim Özkan’ın web sitesinde adını verdiği yabancı yayınevlerine ulaşmaya çalıştım. Yayınevlerinin çoğu çok küçük olduğundan ulaşmak ve karşıda yetkili birini bulmak son derece zor oldu. Örneğin kitabın Japonya’daki baskısını yapan Village Books’u bir türlü bulamadım. Washington’daki Village Books yayınevi belki dağıtımını yapıyordur diye onlarla irtibata geçtim. Bana “Böyle bir yazarları olmadığını, başka bir Village Books yayınevinin varlığından da haberdar olmadıklarını” söylediler. Onlar haberdar olmayabilir, Japonya’da mutlaka böyle bir yayınevi ya da dağıtıcı vardır, herhalde ben ulaşamadım. Bu arada kitabı Fransa’da basan Presses du Chatelet’den bir satış rakamı elde etmeyi başardım. Yayınevinden Sandrine Robinet aynen şu yanıtı verdi: “Bu kitaptan 6 bin adet satmışız.”

BıRAZ MANTIK, BıRAZ MATEMATıKLE ÇÖZELıM

Şimdi gelin, birlikte biraz matematik, biraz mantık kullanarak Kayıp Gül’ün sadece kapağında yer alan iddiaların doğruluğu konusunda karar verelim:
ıddia: Küçük Prens ve Simyacı’dan sonra mutlaka okunması gereken bir kitap! Bunu söyleyen saygın bir edebi figür mü? Hayır Slovenya’dan herhangi bir haber sitesi.
ıddia: Uluslararası Bestseller! Neye göre? Bana yabancı ülkelerdeki satış rakamını veremiyorsunuz, Türkiye’deki ve Fransa’daki satışı ortada. Yazarın internetten topladığı 4-5 tane ne idüğü belirsiz bestseller listesine dayanarak kitabın kapağına “Uluslararası Bestseller” yazmak etik mi?
Ben bir gazeteci olarak, daha da önemlisi bir tüketici olarak bu soruları soruyorum diye kitabın yazarı tarafından hemen “kötü niyetli” yaftası yedim. Öyleyse bunca soruşturmadan sonra ben de bu yapılanın bir kitap pazarlamanın ötesinde kandırmaca olduğunu söylersem peşin hükümlü davranmış olmam, değil mi?
Serdar Özkan’ın, tek amacı adını yazar olarak duyurmak isteyen iyi bir insan olduğuna şüphem yok ama bu hikaye bana, hayal ettiği kişinin yerine geçmek için her şeyi göze alan bir adamı anlatan Patricia Highsmith’in “Yetenekli Bay Ripley” romanını hatırlatıyor. Ama sanıyorsanız ki, “Edebiyatın Yetenekli Bay Özkan’ı” diye bir laf söyleyeceğim, yanılıyorsunuz. Söylersem gerçekten kötü niyetli olurum.''
 
ben ourudm canım ve sonunda çok duygulans-dım insanın kendi için yaşaması gibisi varmı kendini başkaları ne der demeden kendine sunması...
 

Çok enteresanmış gerçekten çok şaşırdım. Buarada bi heves konuyu açmıştım zamanında buraya ama beklediğim hazı alamadım kitaptan, belki Elif Şafak'ın Aşk'ından sonra okuduğumdan belki gözümde çok büyüttüğümden benim için biraz hayal kırıklığı oldu bu kitap...
 
ben de bir heves aldım kitabı. hala okumadım. bu köşe yazısını da okumuştum daha önce. annem benden önce okudu kitabı ona sordum - ki kitap zevkine çok güvenirim- okunabilir bir kitap olduğunu ama kapakta yazılan gibi ne simyacı en de küçük prensle kesinlikle kapışamayacağını söyledi. çok güzel bir kitap değilmiş sadece boş vaktin varsa oku kendini oyalamak için dedi. CADIARZU
 
benim de bugün aldığım 2. kitap. aslında hiç aklımda yoktu almak ...kitapcının tavsiyesi üzerine aldım ama buradaki yorumlar özellikle köşe yazısı şaşırttı beni...neyse aldık arık ,okuyalım bakalım.........
 
Bende okuyorum....düzenli okuma firsatim olmuyor ama aralikli olarak devam ediyorum!

Simdilik iyi gidiyor!
 
Genelkurmay Cumhuriyeti
Gültekin Avcı yazmış enteresan günümüzde yaşananlara ışık tutuyor henüz bitirmedim...ordunun devletimi devletin ordusumu enteresan değilmi
bu kitap bitsin sonra onuda alıp bir göz atayım sanırım bunun üstüne tatlı yemiş gibi olur sanırım.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
başladım okumaya .ama bana biraz özenti hissi verdi niyeyse...cok zevkli okuduğumu söylemem..
 
ben de okudum dediklerinize katılıyorum. akıcıydı ama kitap bittiğinde biraz hayal kırıklığı oldu bende. benzer kitaplar oldukça fazla ama olay kurgusunu güzel yapmış mistik ögeler farklılık katmıştı yine de abartıldığı gibi bir kitap değildi.
 
bende hkkında güzel şeyler söylenmiş o kadar dile çevrilmiş güzeldir herhalde diye okudum. ama boşuna zaman kaybıydı.
Gerçkten çok abartmşlar kitabı.
 
başlangıçta hikayesi çok güzeldi,daha sonra masallaştı.
ayrıca hangi anne kızına ölmeden önce böyle bir yalan atar ki?
ortada ikiz kardeş mardeş yok.
ya annesinin hediye ettiği 4 siyah gül motifli çerçevinin içindeki gizli bölmeyi bulmayıp,aslında ikiz kardeşi olmadığını,itiraf ettiği yazıyı bulmasaydı?
garibim,mary intihar etti sanıp ömür boyu üzülecekti...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…