Bu bazı öğretmenlerin
‘Biz sizin evde başa çıkamadığınız çocuklarınızla okulda başa çıkıyoruz’ kıyaslamasını çok üzücü ve onun da ötesinde yanlış buluyorum. Üzücü buluyorum, çünkü
demek ki benim çocuğuma başa çıkılması gereken bir sorun olarak bakıyorsunuz. Yanlış buluyorum, çünkü o öyle değil.
Değil, çünkü annelerin ve öğretmenlerin fonksiyonları farklı. Evet, birçok çocuk öğretmenine çok yakından bağlanıyor (ve öğretmenleriyle bu bağı kurabilen çocuklar çok şanslılar) ancak -başka anneler adına konuşamam ama- kendi adıma şunu söyleyebilirim ki benim çocuğumu okula gönderme amacım evde başa çıkamadığım çocuğumu öğretmenine paslamak değil. (Her ne kadar günün sonunda böyle bir fayda olsa da!)
Öğretmenliğin ne olduğunu öğretmenlere anlatacak değilim, ancak içlerinde anne olanlar bilirler ki annelikle aynı şey değil. Öyle olsa bütün annelerin herhangi bir eğitim almadan öğretmenlik yapmaları mümkün olurdu. Bu noktada bu bazı öğretmenlerin yaptıkları mukayese hatasını yapıp annelik şöyle zor ama işte siz işinizi işte bırakıp eve gidiyorsunuz (ki evinizde de sizi annelik üzerinden işler bekliyor olabilir) diyecek de değilim. Diyeceğim şu: Bir öğretmenin,
‘Artık tatil bitsin okullar açılsın’ diyen bir anneye
‘Sizin başa çıkamadığınız çocuklarınızla biz başa çıkıyoruz’ demesi, bir doktorun, çocuğunun ameliyat olması gereken bir anneye
‘Sizin iyileştiremediğiniz çocuğunuzu biz iyileştiriyoruz’ demesiyle aynı bence…
Evet, elbette çocuğun okulda olması (okulun güvenli, sevgi dolu, eğitici, öğretici, eğlenceli bir ortam olduğunu varsayarsak) benim işime geliyor. Ve evet, ister yaz tatili olsun ister kar tatili, normalde okula giden çocukların evde olması, çalışan anneye ayrı, çalışmayan anneye ayrı zorluk yaratıyor. Ya çocuğu yaz okuluna göndermek (ve bunun için organizasyon yapmak ve para ayırmak), ya evde bakıcı için ayarlama yapmak ya da evdeki düzeninizi değiştirmek, işlerinizi ertelemek/askıya almak zorunda kalıyorsunuz.
Ben en çok yaz tatilini yazlıkta geçirebilen annelere imreniyorum ama onlar bile (ki benim annem onlardan biriydi)
‘Tatil bitsin okullar açılsın’ dediğinde (annem derdi)
‘Ama siz de yazlıkta çocuklarınızla başa çıkamıyorsunuz, biz şehirde n’apalım?’ demek aklıma gelmiyor.
Öğretmen değilim (ve olmadığıma çok pişmanım) ve ne kadar zor bir meslek olduğunu ancak tahmin edebiliyorum, hele de bizim gibi emeğin kıymetinin bilinmediği bir ülkede… Öte yandan öğretmenliğin, hele de öğretmenler tarafından annelikle kıyaslanmasını ve yorulduğunu ifade eden annelere bunun üzerinden ayar verilmesini çok içerliyorum. Bunu duyduğum zaman ‘umarım çocuklarımın bu bakış açısına sahip öğretmenleri olmaz’ diyorum.
Öğretmenlerin okulda çok yorulduklarını da, herkes gibi tatili hak ettiklerini de biliyorum. Hiçbir öğretmenin ‘tatil bitmesin’ feryadı bana aykırı gelmiyor, tatili kim sevmez? Sorun ‘tatil bitsin’ diyen annelerin anneliklerini yargılayarak ‘Bir (iki, neyse) çocukla başa çıkamıyorsunuz’ demek. Ne münasebet? Nereden biliyorsunuz ki benim çocuğumla nasıl vakit geçirdiğimi? Sorun benim onunla başa çıkamamam da öte, onunla başa çıkmaya çalışırken yorulmam.
Son olarak, 6 küsur senedir veliyim, birçok tatilde ‘okullar açılsın’ veryansınında bulundum, bir kere bile ben böyle dedim diye okulların erken açıldığını görmedim. MEB’in öyle bir uygulaması yok merak etmeyin. Kaldı ki bu veryansınımın böyle bir beklentisi de yok. Küçükken bir haylazlık yaptığımızdababaannem
‘Allah sizi büyütsün!’ derdi. O öyle dedi diye biz ertesi gün büyümedik, zamanla oldu her şey… Bu da onun gibi…
Ciddiye alıp kimseye parmak sallamaya, olayı o annelerin çocuklarına acımak kadar ileriye götürmeye değmez yani…
http://blogcuanne.com/2015/08/13/annelik-ogretmenlik-kiyasi/