- 16 Ağustos 2010
- 293.035
- 602.906
- 43
Gündüz zinde olmak, vücudunuzun tam kapasite ile çalışması için uzmanlar uyarıyor: Gece uykunuza, uyku saatlerinize ve karanlıkta uyumaya dikkat edin.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi kalp damar cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Gölbaşı, sağlıklı ve mutlu toplum oluşturmanın en önemli koşulunun karanlık düşüncelerden uzak, karanlık odalarda uyumaktan geçtiğini söyledi.
VÜCUDUMUZDAKİ HÜCRELER FABRİKA
Vücudumuzda yer alan hücrelerin her birinde bir fabrikada yer alan sistemlerin hepsinin bulunduğunu, gündüz ve gece iki vardiya halinde sürekli çalıştığını aktaran Prof. Dr. Gölbaşı, "Gündüz vardiyasında tam kapasite ile çalışırken, gece vardiyasında daha düşük kapasite ile çalışılmakta. Esas olarak gündüz vardiyası için hazırlık yapılmaktadır. Gece vardiyasında üretimin yanı sıra, gündüz ortamda biriken atıkların fabrikadan uzaklaştırılması ve bütün makinelerin gündüz tam kapasite ile çalışabilecek bakımlarının yapılması sağlanmaktadır. Bu işlemler yapılmadığı takdirde fabrika gündüz tam kapasite ile çalışamaz ve üretim düşmektedir" diye konuştu.
AYDINLIK ORTAMDA UYUYAN YORGUN, BİTKİN, SİNİRLİ OLUR
Prof. Dr. Gölbaşı, "Bizim fabrikada gece vardiyası genellikle saat 23.00’te başlamakta, gün ağarırken 05.00’te son bulmaktadır. Ancak yine de mesainin başlama ve bitişini belirleyen en önemli unsur, gecenin karanlığıdır. Karanlığa hassas sokak lambaları misali, ortam yeterince karanlık olduğunda gece mesaisi başlamaktadır. Eğer gecenin geç saatlerinde dahi ortam aydınlıksa mesai başlamamaktadır. Aydınlık ortamda uyuyan bir kişi için ertesi güne gerekli hazırlıklar yapılmamıştır. Yorgunluk, bitkinlik, sinirlilik durumları gelişecektir" diye konuştu.
VÜCUDUN GECE MÜDÜRÜ MELATONİN
Her fabrikada olduğu gibi vücutta da vardiyadaki temizlikten ertesi günkü hazırlığa kadar her türlü durumu koordine eden gece müdürü bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Gölbaşı, "Bunlar karanlıkta ortaya çıkan yıldızlar misali, saat geç olsa da hava kararmadıkça gece mesaisine başlamazlar ve çalışanlara başlatmazlar. Hava kararınca gece boyunca ortamın temizlik ve ertesi güne hazırlık işlemlerini sabahın erken saatlerine kadar devam ettirirler. Sabaha doğru ise sporcuların ısınma hareketlerine benzer etki yaratmak amacıyla, kan şekerimiz, kan basıncımız ve vücut ısımızın yükselmesini koordine ederek bizi güne hazır hale getirirler. Bütün geceyi koordine eden bu çalışkan müdür melatonin olarak bilinmektedir" diye konuştu.
MELATONİN KARANLIKTA BEYİNDE DOĞAR
Yıldızların gecenin en karanlık anında en parlak hallerini almaları gibi, melatoninin de gecenin en karanlık anında beynimizde doğduğunu ve bedene ışık gibi yayıldığını kaydeden Prof. Dr. Gölbaşı, "Bunun için saat 24.00’ten önce karanlık odada uyumaya başlamamız gerekmektedir. Melatoninin en önemli görevi hücrelerdeki zararlı atık kimyasal maddeleri etkisiz hale getirerek ortamdan uzaklaştırılmasını organize etmektir. Vücudun savunma sistemlerini güçlendirmekte, kontrolden çıkarak bireysel hareket etmeye çalışan kanser hücrelerine izin vermemektedir. Yapılan çalışmalarda kanser gelişen kimselerde, özellikle meme kanserlerinde melatonin salınımının düşük düzeylerde olduğu gösterilmiştir" diye konuştu.
ZİNDE VE MUTLU BİR GÜNÜN KOŞULU
Prof. Dr. Gölbaşı, sabah dinlenmiş, zinde ve mutlu olarak güne başlamanın koşulunun, gece karanlık odada yatarak melatonin etkisinden faydalanmaya bağlı olduğunu aktardı. Prof. Dr. Gölbaşı, şöyle konuştu:
"Eğer geç saatlere kadar televizyon, bilgisayar karşısında vakit geçirmişsek veya ışıklı ortamda uyumuşsak melatoninin bu olumlu etkilerinden yeterli fayda sağlayamayız. Bu ışıklı ortamlardan en olumsuz etkilisi mavi ışık yayan bilgisayar, tablet, telefon ve floresan lambalardır. Bu da bizi yorgun, sinirli ve depresif hale sokacaktır. Eğer ortamda ışık kaynağı kullanmamız gerekirse, kırmızı veya yeşil ışık tercih edilmelidir. Melatoninin olumlu etkilerinden yararlanmak için başta çocuklarımız olmak üzere karanlık ortamda uyumak faydalı olacaktır. Böylece enfeksiyona, kansere, stresli ortamlara ve obeziteye daha dirençli, daha mutlu bireyler haline gelinecektir. Sonuç olarak, sağlıklı ve mutlu toplum oluşturmanın en önemli koşulu karanlık düşüncelerden uzak, karanlık odalarda uyumaktan geçmektedir."
Kaynak:Hürriyet
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi kalp damar cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Gölbaşı, sağlıklı ve mutlu toplum oluşturmanın en önemli koşulunun karanlık düşüncelerden uzak, karanlık odalarda uyumaktan geçtiğini söyledi.
Vücudumuzda yer alan hücrelerin her birinde bir fabrikada yer alan sistemlerin hepsinin bulunduğunu, gündüz ve gece iki vardiya halinde sürekli çalıştığını aktaran Prof. Dr. Gölbaşı, "Gündüz vardiyasında tam kapasite ile çalışırken, gece vardiyasında daha düşük kapasite ile çalışılmakta. Esas olarak gündüz vardiyası için hazırlık yapılmaktadır. Gece vardiyasında üretimin yanı sıra, gündüz ortamda biriken atıkların fabrikadan uzaklaştırılması ve bütün makinelerin gündüz tam kapasite ile çalışabilecek bakımlarının yapılması sağlanmaktadır. Bu işlemler yapılmadığı takdirde fabrika gündüz tam kapasite ile çalışamaz ve üretim düşmektedir" diye konuştu.
AYDINLIK ORTAMDA UYUYAN YORGUN, BİTKİN, SİNİRLİ OLUR
Prof. Dr. Gölbaşı, "Bizim fabrikada gece vardiyası genellikle saat 23.00’te başlamakta, gün ağarırken 05.00’te son bulmaktadır. Ancak yine de mesainin başlama ve bitişini belirleyen en önemli unsur, gecenin karanlığıdır. Karanlığa hassas sokak lambaları misali, ortam yeterince karanlık olduğunda gece mesaisi başlamaktadır. Eğer gecenin geç saatlerinde dahi ortam aydınlıksa mesai başlamamaktadır. Aydınlık ortamda uyuyan bir kişi için ertesi güne gerekli hazırlıklar yapılmamıştır. Yorgunluk, bitkinlik, sinirlilik durumları gelişecektir" diye konuştu.
VÜCUDUN GECE MÜDÜRÜ MELATONİN
Her fabrikada olduğu gibi vücutta da vardiyadaki temizlikten ertesi günkü hazırlığa kadar her türlü durumu koordine eden gece müdürü bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Gölbaşı, "Bunlar karanlıkta ortaya çıkan yıldızlar misali, saat geç olsa da hava kararmadıkça gece mesaisine başlamazlar ve çalışanlara başlatmazlar. Hava kararınca gece boyunca ortamın temizlik ve ertesi güne hazırlık işlemlerini sabahın erken saatlerine kadar devam ettirirler. Sabaha doğru ise sporcuların ısınma hareketlerine benzer etki yaratmak amacıyla, kan şekerimiz, kan basıncımız ve vücut ısımızın yükselmesini koordine ederek bizi güne hazır hale getirirler. Bütün geceyi koordine eden bu çalışkan müdür melatonin olarak bilinmektedir" diye konuştu.
MELATONİN KARANLIKTA BEYİNDE DOĞAR
Yıldızların gecenin en karanlık anında en parlak hallerini almaları gibi, melatoninin de gecenin en karanlık anında beynimizde doğduğunu ve bedene ışık gibi yayıldığını kaydeden Prof. Dr. Gölbaşı, "Bunun için saat 24.00’ten önce karanlık odada uyumaya başlamamız gerekmektedir. Melatoninin en önemli görevi hücrelerdeki zararlı atık kimyasal maddeleri etkisiz hale getirerek ortamdan uzaklaştırılmasını organize etmektir. Vücudun savunma sistemlerini güçlendirmekte, kontrolden çıkarak bireysel hareket etmeye çalışan kanser hücrelerine izin vermemektedir. Yapılan çalışmalarda kanser gelişen kimselerde, özellikle meme kanserlerinde melatonin salınımının düşük düzeylerde olduğu gösterilmiştir" diye konuştu.
ZİNDE VE MUTLU BİR GÜNÜN KOŞULU
Prof. Dr. Gölbaşı, sabah dinlenmiş, zinde ve mutlu olarak güne başlamanın koşulunun, gece karanlık odada yatarak melatonin etkisinden faydalanmaya bağlı olduğunu aktardı. Prof. Dr. Gölbaşı, şöyle konuştu:
"Eğer geç saatlere kadar televizyon, bilgisayar karşısında vakit geçirmişsek veya ışıklı ortamda uyumuşsak melatoninin bu olumlu etkilerinden yeterli fayda sağlayamayız. Bu ışıklı ortamlardan en olumsuz etkilisi mavi ışık yayan bilgisayar, tablet, telefon ve floresan lambalardır. Bu da bizi yorgun, sinirli ve depresif hale sokacaktır. Eğer ortamda ışık kaynağı kullanmamız gerekirse, kırmızı veya yeşil ışık tercih edilmelidir. Melatoninin olumlu etkilerinden yararlanmak için başta çocuklarımız olmak üzere karanlık ortamda uyumak faydalı olacaktır. Böylece enfeksiyona, kansere, stresli ortamlara ve obeziteye daha dirençli, daha mutlu bireyler haline gelinecektir. Sonuç olarak, sağlıklı ve mutlu toplum oluşturmanın en önemli koşulu karanlık düşüncelerden uzak, karanlık odalarda uyumaktan geçmektedir."
Kaynak:Hürriyet