• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Karagüneş

Squirrel06

Guru
Kayıtlı Üye
13 Ocak 2014
2
0
286
34
Karagüneşim, (Sevgi DerKi Online Dergisinden Alınmıştır)
Gençken bir şiir vardı dolabımın kapağına astığım: “Oysa ki özgürlüğü seçmek, başka vücutlar sevmek, Bir şehri tam kalbinden, beyninden, Vurup gitmek var aklımda…” Seninle olmayı seçtiğimde, bu şiiri hatırlamıştım, sanki özgürlüğü seçmiştim. Herşeyden biraz vardı sanki: biraz yakalanma korkusu, biraz sevgi, biraz aşk, biraz tutku, biraz özlem…
Sen ilk defa bana yaklaşmaya çalıştığında azarlamıştım seni, kızmıştım hem de çok. Ne yapmaya çalışıyorsun, sonu uçurum; biz çoluklu çocuklu kişileriz demiştim. Haklısın demiştin, ben dosyalarıma döneyim. İlk o zaman aklıma düşmüştün. Hiç fotoğrafını görmediğim birinden hoşlanabilir miyim diye düşünmüştüm. Hoşlanmıştım da. Belki daha da ötesi sevmiştim seni. Çektiğin acıların kişiliğinde bıraktığı izleri, yaşadığın zorluklara rağmen dimdik ayakta duruşunu sevmiştim. Ailene bağlılığın, olmazsa olmazlarım deyişin, tatlılığın, hepsi iz bırakmıştı bende.
Sonra günlerce gecelerce konuşmuştuk telefonda yazışarak, tutkuyu, özlemi dile getirmiştik, hatta birbirimize aynı anda seni seviyorum demiştik.
Derken buluşma planladık. Buluştuk da, yağmurlu bir günde deplasmanda… Sana hayatımın en muhteşem günüydü demiştim. İnanmamıştın. Oysa içten olmayı konuşmuştuk en başta… Ne hissediyorsak onu yazacaktık, onu söyleyecektik… Ben bunları hissetmiştim. Sen galiba başka şeyler hissettin. Ve bir de sana, kışın bu balkonda oturup sana yazamam, ne yapacağım demiştim. Sen daha çok var demiştin. O zaman şüphelenmiştim, gelip geçici bir heves olduğumdan…
Bir arkadaşım vardı, bana demişti ki, maillerime cevap yazamayacak kadar dolu insanlarla görüşmüyorum. Çünkü mail yazmak 5 dakika, bu önemsenmediğimi gösterir demişti. Ne kadar haklı olduğunu düşünüyorum şimdi. Sırada önemsememe vardı. Konuşamıyorduk, yazışamıyorduk, telefonunda problem vardı, hattında sorun vardı. Onlar olmasa belki başka şeyler olacaktı… Belki bilerek yapıyorduk ikimizde; senin tarafında, belki benden uzaklaşmak isteği vardı, belki sıkılmıştın, belki de sadece içinden gelmiyordu… Ama o karnımızda kelebekler uçuşturan günler artık geride kalmıştı…
Seni Karagüneş olarak kaydetmiştim telefonuma, oysa başkaydı adın. Güneş, çünkü içimi ısıtıyor aydınlatıyorsun demiştim; kara, çünkü sonu kara demiştim. Güneşli günler şimdi geride kaldı. Tıpkı yazın yerini sonbahara bırakması gibi artık güneşli günler yerini kara günlere bırakıyor… Pek yakında, ya telefonda bir kuru veda edeceğiz birbirimize yada onu da yapmadan, sadece hiç olmamış gibi davranacağız. Hayat da böyle değil mi, her şey başlar, olgunlaşır, yaşlanır ve yokolur…
Bilmeni istediklerim var; bu mektubun nedeni bu. Herşeyden önce çok farklıydın, ondan bu kadar çok sevdim seni… Buluştuğumuz gün, saçlarıma çocuklar gibi bakıyordun, o yüz ifadeni, gözlerini galiba hiç unutamayacağım. Sende ne bulduğumu sormuştun ya hani, sende seni bulmuştum sevgilim. Şimdi bir damla yaş aktı gözümden, senin için. Anladın galiba diyeceklerimi, bu veda mektubum… Aslında öyle çok söz var ki söylenebilecek. Ama hepsi güzel, hepsi hoş, hepsi tatlı. Bir insan bu kadar mı hoş izlenimler bırakır, bu kadar mı sıcak, sevgi dolu olur? Demiştin ya hani erken gelmişim diye, hayır sevgilim ben geç kaldım. Oysa, sen beraber yaşlanılacak insandın. İşte gitme nedenim de bu. Kalırsam sana zarar verebilirim. En başta konuştuklarımızı ben bozabilirim. Sana zarar vermektense, susup gitmek en iyisi. Sevgiyle kal Karagüneşim…
 
Back