• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kara sevdaya düşenler için, Aşk acısına Elektroşok...Tedavi görmesi gereken aşıklar

Halikarnas

DÖNDÜM
Kayıtlı Üye
24 Kasım 2008
14.247
37
208
İstanbul
Modern pskiyatri, dayanılmaz aşk acıları çekenleri elektroşokla tedavi ediyor. Kesin çözüm veren bu yöntemle âşıklar birkaç günde yeniden eskisi gibi gülüp eğlenen, hayat dolu insanlara dönüşüyor.

İnsanoğluna dağlar deldiren, ordular seferber ettiren, ülke ülke gezdirip perişan eden, şiirlere, şarkılara, romanlara esin kaynağı olan, efsaneler büyüten aşk acısına modern pskiyatri çözüm üretti. Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi uzman doktorlarından Oğuz Tan, aşk acısının kimyevi ilaç ve elektroşokla tarihe karıştığını söylüyor.
Uzman doktor Oğuz Tan, aşk acısı, âşıkların psikolojisi ve aşkın çeşitli kişiliklerde nasıl yansıdığını ortaya koyan araştırmalar yapıyor. Aşk acısı yaşayan kişinin kendisini değersiz, yetersiz, önemsiz, çirkin ve aptal hissedebileceğini ve zihninin sürekli olumsuz düşüncelerle meşgul olacağına dikkat çeken Tan, aşk acısı çekenlerin eskiden hoşlandığı şeylerden zevk almaz hale geldiklerini söylüyor. Oğuz Tan şöyle konuşuyor: "Aşk acısı çekenler hiçbir şeye istek duymazlar. Aşırı derecede halsiz ve yorgun olurlar. 'Aşktan yatağa düştü' dedikleri durum, depresyona giren kişinin isteksizlik ve bitkinlik sebebiyle asgari günlük faaliyetlerini bile yerine getirememesi halidir."

Uyku kaçar, iştah azalır

"Depresif âşığın genelde uykuları kaçar, iştahı azalır, zayıflar, erir. Bazıları ise bütün gün uyur, uyandığı zaman ise buzdolabına koşar" diyen Dr. Tan, geceyi gündüz gündüzü ise gece yapmış âşıklara sık rastladıklarını ifade ediyor. Aşk acısı çekenlerin arasında yatağa düşen âşıkların yanı sıra şiddetli huzursuzluk sebebiyle yerinde duramayan, sürekli dolaşan, oturduğu yerde bile her yeri kıpır kıpır oynayan, sürekli sigara içen, bıyıklarını yiyen, parmak çıtlatan âşıkların da var olduğunu söyleyen Tan'a göre depresyona girmiş âşıkta dikkat, hafıza ve konsantrasyon bozuluyor. Bu âşık öğrenciyse dersleri inişe geçiyor, çalışıyorsa iş performansı düşüyor.

Egosu güçlü olan kazanıyor!

Kişilik yapısının insanların aşkı ve aşk acısını yaşama biçimlerini etkilediğini söyleyen Oğuz Tan, ego gücü yeterli, problem çözme becerileri gelişmiş, savunma mekanizmaları olgun kişilerin aşk acısını nispeten az hasarla atlattığını, hatta bu acıyı kazanıma dönüştürebildiklerini ifade ediyor. Tan'a göre hayata uyum sağlamak yerine tam tersine daha da uyumsuz hale gelenler ise aşk acısını kendine ve insanlara güvensizliğe, öfkeliliğe, alkol ve madde kullanımına, intihar düşüncelerine ve hatta intihara dönüştürüyor.
Uzm.Dr.Oğuz Tan aşk acısı çekenlerin neler yapması gerektiğini ise şöyle anlatıyor: "Klasik tıp metinlerinde bu derin acıya çare olarak hoş sohbet ve bilge kişilerle bulunmak, satranç oynamak, spor yapmak, ibadetle meşgul olmak, müzik dinlemek tavsiye ediliyor. Ancak, aşk acısı depresyona dönüştüyse, bu artık tıbbi bir durum kabul edilmeli ve tıbbi yöntemlerle tedavi edilmelidir. Aşk yüzünden intihar teşebbüsünde bulunan bir kişi, ilaçlarla veya elektroşok gibi diğer biyolojik yöntemlerle birkaç hafta içinde tekrar gülen, şaka yapan, enerjik ve verimli biri haline gelebilir. Büyük aşkların kimyevi maddeler veya elektrik akımı karşısında böylesine dayanıksız olması insanlara tuhaf gelebilir. Vurgulayalım, biyolojik yöntemlerle tedavi edilen aşk, depresyona dönüşmüş, yani 'marazi' hal almış aşktır."

KARA SEVDAYA DÜŞENLER İÇİN

Psikiyatriste veya psikoloğa gitme imkanı olmayanlara ise, şifayı 'nevrotik olmayan' edebiyat eserlerinde aramalarını öneren Tan, Romeo ve Juliet'i evlendirip sonrada dalga geçen 'Bir Tarla Kuşuydu Jülyet' adlı oyun gibi eserleri izlemelerini tavsiye ediyor.Tan'ın aşk acısı çekenlere önerdiği diğer yazarlar ise şunlar: Divan Edebiyatı şairi Nedim, Kemalettin Kamu, Attila İlhan ve Tasavvuf edebiyatından Şeyh Galip. Yakup Kadri'nin en az bilinen romanı; 'Hep O Şarkı'. Reşat Nuri'den 'Damga'. Pınar Kür'ün 'Bitmeyen Aşk'ı. Leyla Erbil'in son 25 yılın en iyi 20 romanı arasında gösterilen 'Mektup Aşkları.' Tan, Münir Nurettin'in az bilinen, ama çok güzel bir Nihavent şarkısını da aşk acısı çeken herkesin bulup dinlemesini hararetle tavsiye ediyor; "Gezerken yağmurda rüzgarda karda, Ben bir şimşek gibi çakar giderim, Bana gülmese de hayatın yüzü, Ben ona gülerek bakar geçerim."

Tedavi görmesi gereken âşıklar

ŞÜPHECİ ÂŞIK
Çok kıskançtır, sudan sebeplerle aldatıldığı şüphesine kapılır, zihni hep ihanete uğrayacağı düşüncesiyle meşguldür. Ketumdur, duygu ve düşüncelerini paylaşmaz. Söylenenlerin ve görünenlerin arkasında başka şeyler olduğunu düşünür. Çok alıngandır.

YALANCI ÂŞIK
Toplum kurallarına uymaz, kanunla başı derde girer. Kız kaçıranlar, tecavüz edenler, acımasızca kadın dövenler genellikle bunlar arasından çıkar. Sorumsuzdur. Belli bir işte sebat edemez. Mali yükümlülüklerini yerine getirmez. Pişmanlık duygusu yaşamaz.

KENDİNE ÂŞIK OLAN ÂŞIK
Çok önemli biri olduğunu düşünür. Başarı ve yeteneklerini abartır. Özel ve biricik olduğuna inanır. İnsanları sömürür, kendi çıkarları için başkalarını kullanmaktan çekinmez.

OYUNCU ÂŞIK
İlgi odağı olmadığı durumlarda rahatsızdır. Duyguları yüzeyseldir, sığdır, hızla değişir. Dikkat çekmek için dış görünüşünü kullanır. Üslubunda ayrıntılara yer vermez. Anlattıklarında dış görünüşler hakimdir. Hal ve hareketleri abartılıdır.

İSTİKRARSIZ ÂŞIK
Bir gün sevdiğine aşırı değer verir, ertesi gün yerin dibine batırır. Bazı kişiler yücenin yücesi, bazıları aşağının aşağısıdır. Ani hareketleri vardır. Aşırı para harcayabilir. Sinirini kontrol edemez.

BAĞIMLI ÂŞIK
Günlük kararlarını bile başkalarına danışmadan, bol miktarda nasihat ve güvence almadan veremez. Hayatının önemli alanlarına ait sorumlulukları başkalarının yüklenmesini bekler. Bir ilişkisi bittiğinde acilen başka bir ilişki arayışına girer.Yalnız kalmaktan aşırı derecede korkar.

KURALCI ÂŞIK
Zihni ayrıntılarla, kurallarla, listelerle, düzenle, organizasyonla, şemalarla sürekli meşguldür. Mükemmeliyetçidir. Hedeflediği standartlar hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği için, projelerini bir türlü bitiremez. Kendisine işe ve verimli olmaya adamıştır.

ÇEKİNGEN ÂŞIK
Çekingen insanlar genellikle sevgili bulamazlar. Bunların arasından büyük platonik âşıklar çıkar. Dolayısıyla çekingen âşık çoğu zaman karşımızdaki kişi veya bizi terkeden sevgili değil, tanımadığımız gizli hayranımızdır.


ALINTI
 
ŞÜPHECı ÂŞIK
Çok kıskançtır, sudan sebeplerle aldatıldığı şüphesine kapılır, zihni hep ihanete uğrayacağı düşüncesiyle meşguldür. Ketumdur, duygu ve düşüncelerini paylaşmaz. Söylenenlerin ve görünenlerin arkasında başka şeyler olduğunu düşünür. Çok alıngandır.

sanırım ben bu oluorum =(( şimdi benim nasıl tedavi görmem gerekiyormuş ben anlamadım =S
ama o elektro şoktan bende isterdim..ozaman gösterirdim benim oduna gününü =)
 
Nöropsikiyatri uzmanı Dr. Oğuz Tan, ilaçla ve psikoterapiyle sonuç alınmayan, depresyon vakalarında uygulanan elektroşok tedavisinin, aşk acısı çekenlere de uygulandığını ve başarılı sonuçlar alındığını belirtti. Tan "Aşk acısı önemli bir ölüm sebebidir" dedi

ınsanoğlu var olduğu günden beri aşık olup, acısını çekiyor. Acıdan kurtulmanın yöntemleri de her geçen gün çoğalıyor. Aşk kadar eski bir yöntem olan elektrosok tedavisi aşk acısına çare olmak üzere. Nöropsikiyatri uzmanı Oğuz Tan aşk acısını elektroşok tedavisi ile engellediklerini ve yüzde 90 oranında başarı sağladıklarını belirtti.
Depresyon tedavisinde 1930'lu yıllardan beri uygulanan elektroşokun, her iki şakak bölgesinin ön tarafına düşük voltajlı (50-70 mili volt) elektrik akımı verilmesiyle gerçekleştiğini kaydetti.
Bilinen depresyon vakalarının yanında aşk acısı çekenlere de elektroşok tedavisi uyguladıklarını kaydeden Tan, aşk acısının, depresyona ve hatta intihara bağlı ölümlerin sebepleri arasında olduğunu söyledi. Tan, ''Aşk acısı çektiği için intiharın eşiğine gelen kişilere elektroşok uyguluyoruz. Yani aşk acısı şarkılara, şiirlere konu olmanın ötesinde, önemli bir ölüm sebebidir'' dedi.
ORTALAMA 7 SEANSTA GEÇER

Aşk acısı nedeniyle depresyona girenlere öncelikle psikoterapi ve daha sonra ilaç tedavisi düşünüldüğünü ifade eden Tan şunları söyledi: ''Ortada böyle ağır depresyon ve intihar gibi bir tehlike varsa, tetikleyicisi ne olursa olsun (ister aşk acısı, ister sevilen bir kişinin ölümü, ister iş kaybı) elektroşok uygulanır. Depresyonun sebebi ne olursa olsun elektroşok uygulanabilir. Önemli olan depresyonun sebebi değil, ilaç ve psikoterapiyle düzelip düzelmediği ve hastanın intihar riski taşıyıp taşımadığıdır. Biz de elektroşoku bu gibi hallerde uyguluyoruz, Türkiye'deki diğer klinikler de, dünya da. Elektroşok ortalama 7 seans uygulanır.

Seansların sıklığı genellikle gün aşırıdır. (yani haftada 3 seans kadar) Bu 7 seans ortalaması azalabilir de, artabilir de. Sayı, kişinin çektiği acıya değil, tedaviye verdiği cevaba bağlıdır. Hızlı düzelen birinde mesela 4 seansta kesilebilir, düzelmeyen de 10 seansın üstüne çıkılabilir.''
TEDAViDEN SONRA FIKRA ANLATIR


Elektroşok uygulansa da, ilaç tedavisine devam edildiğini belirten Tan, elektroşokun depresyonun en etkili tedavisi olduğu halde, ilaçla desteklenmemesi durumunda tekrarlama riskinin yüksek olduğunu kaydetti. Tan sözlerine şöyle devam etti: ''Aşk acısıyla bize başvuran hasta sayısı sayılamayacak kadar çok. Elektroşok bunların sadece küçük bir bölümüne uygulanmıştır. Yani, problemin aşk acısı olmaktan çıkıp ağır depresyona dönüştüğü, psikoterapi ve ilaçla düzelmeyen veya intihar riski taşıyan vakalar. Çoğu kişide psikoterapi ve ilaç tedavisi yeterli olur. Elektroşokun başarı oranı yüzde 90 civarındadır. Bu yöntemin diğer tedavilerle düzelmeyen, dirençli, ağır vakalara uygulandığı düşünülürse, başarı oranı oldukça yüksek kabul edilebilir. Yani elektroşokla, aşk acısı çektiği için ölmek isteyen bir hasta 1-2 hafta†içinde, yüzde 90 ihtimalle, fıkra anlatıp şarkı söylemeye başlar.


bende bunu buldumm..ay resmen elektrik şok uyguluyorlar kafaya =))
 
eğer aşk ayrılıktan sebep çok acı verirse bu yöntemi anaztesi yaparak uyguluyorlar.....

zaten öyle doktora gidip "ben çok aşk acısı çekiyorum bana elektroşok yapın" demekle yapmıyorlar bu tedaviyi...uzmanlar karar veriyor.

ayrılık ya da bir ölüm bana çok acı verirse bu tedavi yolunu hiç düşünmeden kabul ederim.
 
elektroşok uygulamasını çok ileri dercedeki ağır psikolojik bozuklukları olan hastalara uyguluyorlar.
2 tanıdığıma bu tedavi uygulandı, tedaviden sonra geçmişte yaşadıklarını hatırlamıyorlar ama tavır ve hareketleri yavaşlıyor,ağırlaşıyor, bakışları soğuk ve donuk oluyor.
 
elektroşok uygulamasını çok ileri dercedeki ağır psikolojik bozuklukları olan hastalara uyguluyorlar.
2 tanıdığıma bu tedavi uygulandı, tedaviden sonra geçmişte yaşadıklarını hatırlamıyorlar ama tavır ve hareketleri yavaşlıyor,ağırlaşıyor, bakışları soğuk ve donuk oluyor.


korkunç bir şey o zaman...

zaten intihar riski olanlara uyguluyorlarmış...100 hastaneden 1 veya 2 si oluyormuş bu rakam...

yaşayan ölü gibi olmaktansa ağlaya zırlaya anıra bağıra acı çekerek unutmak en güzeli derim...

dayım kalp krizi geçirmişti ve acil kapısında kalbi durduğu zaman elektroşok la hayata döndürdüler...dayımın bakışları bir hoş oldu...tuhaf tuhaf bakıyor, acaba öylemi oldular...ki şok kalbine göğsüne uygulandı:bbo:
 
en ıyı ılaç zaman ve çivi çiviyi söker yeni bi aşk yeni bi heyecan :delphin:
doktor es_se nin reçetesi
 
süpheci,yalancı ve istikrarsız erkek arkadasıma ve ona asık olan bana uygulanmalı mı ne...
 
Benim erkek arkadsımda süpheci ve istikrarsız.. onunda tedavi görmesi gerekiyo asırı kilo kaybetti:(( hemde çok fazla 2 beden düştü diyebilirim:( kesinlikle doktora psikiyatrise gitmezsenağlama napıcam ben:( bende süpheci aşık oluyorum:(
 


bende sanal aşk yaşadım ....4 yıl oldu...kısaca şöyLe tanımlayım kendimi..iştahım hiç yok...önemdeki yemkLer bana bakar ben onLara...bazen iştahım yerine gelince arkadaşdan öğrendim : iki lokma almışım ve sol tarafa bakmış bırakmmışım sormuş, neden bıraktın ye sene diye..Sevdiğim kişi yesin orda demişim...düşünün kendimden geçmiş halde yapıyorum..Bir yıl boyunca sabah ezanlarına kadar aglardım 7 de okula gider ders dinlemezdim...eşyalara zarar verirdim...şimdidde 2-3 lere kadar nette taklıyorum belki geLır diye...Hergün aglıyorum...aglamadımda içime atıyorum neşem yok zaten hlee böyle hiç olmuyor etrafımı tersliyorum erkenden yatıyorum.ne yaptıgıma aklım ermiyor.Geceleri onun için dua ediyorum.Yasin okuyorum onun iiçin..namaza başladım ( bi aydır ameliyt yüsünden kılamıyorum ama) her namaz sonrası onunda kılması için,onunn günahlarınn bana gecmesi içn dua ediyorum. alamıyorum kendimi ondan.Peşimden gelir gibi sanki.Bazen okula giderken mezarlıgın ynndan gecip çok bggrdımm siz bedenen ben ruhen öldümm hangimiz gercegiz diye.. suan bile sesler geLıyo.." eda ben hep brdayım diye" gülüş sesleri geliyo.onun gibi ihssediyorum kendimi..sacımı tararken onn sacları var gibi görüyorum aynada kndimi.gözlermi acıp kapatıyorum gitmiyor..mutluluk rolü yaparken güldüğümde ellerime dudklarıma dokunuyorum onun agzımı diye arkadaşlar kızıyor hayır sne o deilsin alış diye.annemle babamın...hatta yeni evlencek olan abimin bile yengemle ynyana geldiğinde göslerimn doluyo....Tanrım affetsin ama dilimin ALLAH demesi gerekirken onnn adını sayklıyorum...

hiç unutmam bikeresinde yine yorgun düştüm okuldan geldim direk yattım..ismini syıklıyorum yine..uyumuşm bi takım sesler geliyo " yine onsuzluktan yorgun düştü..dayaanamıyor ne acı cekiyor ysından büyük" diye iki kişi konusuyrdu anlatıyodu digerine...uydurma değil bunlar yaşadıklarım....
evet ask böyle bişy...bir saniye de binlerce soru sorar...sizi mahveder...aglarınız..tanrıya isyan etmez ama yalvarrsınız...yeminler edersiniz..en önemlisi....KAYBEDERSıNıZ ::gitme::gitme:
 
bende sanal aşk yaşadım ....4 yıl oldu...kısaca şöyLe tanımlayım kendimi..iştahım hiç yok...önemdeki yemkLer bana bakar ben onLara...bazen iştahım yerine gelince arkadaşdan öğrendim : iki lokma almışım ve sol tarafa bakmış bırakmmışım sormuş, neden bıraktın ye sene diye..Sevdiğim kişi yesin orda demişim...düşünün kendimden geçmiş halde yapıyorum..Bir yıl boyunca sabah ezanlarına kadar aglardım 7 de okula gider ders dinlemezdim...eşyalara zarar verirdim...şimdidde 2-3 lere kadar nette taklıyorum belki geLİr diye...Hergün aglıyorum...aglamadımda içime atıyorum neşem yok zaten hlee böyle hiç olmuyor etrafımı tersliyorum erkenden yatıyorum.ne yaptıgıma aklım ermiyor.Geceleri onun için dua ediyorum.Yasin okuyorum onun iiçin..namaza başladım ( bi aydır ameliyt yüsünden kılamıyorum ama) her namaz sonrası onunda kılması için,onunn günahlarınn bana gecmesi içn dua ediyorum. alamıyorum kendimi ondan.Peşimden gelir gibi sanki.Bazen okula giderken mezarlıgın ynndan gecip çok bggrdımm siz bedenen ben ruhen öldümm hangimiz gercegiz diye.. suan bile sesler geLİyo.." eda ben hep brdayım diye" gülüş sesleri geliyo.onun gibi ihssediyorum kendimi..sacımı tararken onn sacları var gibi görüyorum aynada kndimi.gözlermi acıp kapatıyorum gitmiyor..mutluluk rolü yaparken güldüğümde ellerime dudklarıma dokunuyorum onun agzımı diye arkadaşlar kızıyor hayır sne o deilsin alış diye.annemle babamın...hatta yeni evlencek olan abimin bile yengemle ynyana geldiğinde göslerimn doluyo....Tanrım affetsin ama dilimin ALLAH demesi gerekirken onnn adını sayklıyorum...

hiç unutmam bikeresinde yine yorgun düştüm okuldan geldim direk yattım..ismini syıklıyorum yine..uyumuşm bi takım sesler geliyo " yine onsuzluktan yorgun düştü..dayaanamıyor ne acı cekiyor ysından büyük" diye iki kişi konusuyrdu anlatıyodu digerine...uydurma değil bunlar yaşadıklarım....
evet ask böyle bişy...bir saniye de binlerce soru sorar...sizi mahveder...aglarınız..tanrıya isyan etmez ama yalvarrsınız...yeminler edersiniz..en önemlisi....KAYBEDERSİNİZ ::gitme::gitme:

tüylerim diken diken dehşet içinde okudum hikayeni...

canım ya hiç uzmana gittin mi?...

gitmediysen de neden gitmedin?
 
tüylerim diken diken dehşet içinde okudum hikayeni...

canım ya hiç uzmana gittin mi?...

gitmediysen de neden gitmedin?

hayır gitmedim..nedeni aiLeme acıkLamak zorunda kaLcam ve aiLem böyLe birşeye saygı duyup götürmeyi bıraK,okuLdan biLe aLabiLİr..hem aiLem götürse biLe nasıL bir boşLuk içinde yuvarLanacağımı ben biLİrim...biçok yaşca büyük insanLarLa konuştum hani derLer ya onLardan fikir aL diye hepsi sonunda sen yine biLdğini okuyosun deip ümidi kestiLer :utangac: diğer biLenLer ise yaşca oLgunsun atLatırsn deip gectiLer tbi onlar içimdeki frtınaLarı biLmiyo o ayrı tşkler okuduun için :)
 
hayır gitmedim..nedeni aiLeme acıkLamak zorunda kaLcam ve aiLem böyLe birşeye saygı duyup götürmeyi bıraK,okuLdan biLe aLabiLİr..hem aiLem götürse biLe nasıL bir boşLuk içinde yuvarLanacağımı ben biLİrim...biçok yaşca büyük insanLarLa konuştum hani derLer ya onLardan fikir aL diye hepsi sonunda sen yine biLdğini okuyosun deip ümidi kestiLer :utangac: diğer biLenLer ise yaşca oLgunsun atLatırsn deip gectiLer tbi onlar içimdeki frtınaLarı biLmiyo o ayrı tşkler okuduun için :)


18 yaşından gün aldıysan ailene haber vermeden bir uzmana git...

derdinin dermanı varken bunları yaşama:olmaz:
 
ılk aşkım (aşk değilmiş aslında ama ilk özel hissettiğim erkek diyebilirim) vefat ettiğinde çok büyük psikolojik sorunlar yaşamıştım.. Çok fazla kilo kaybetmiştim.. Sürekli uyumaya başlamıştım.. Rüyayla gerçeği ayırt edemez duruma gelmiştim.. Rüyamda gördüklerimi gerçekten oldu zannetmeye başlamıştım.. Ailem hemen psikoloğa götürdü beni.. Konuşa konuşa yendim.. Şimdi hala aklıma geldiğinde içim cız eder, üzülürüm.. Ama bir Fatiha okuyup geçmesini öğrendim.. Psikolojik yardım almasaydım üstesinden gelebilir miydim bilmiyorum..
 


bende sanal aşk yaşadım ....4 yıl oldu...kısaca şöyLe tanımlayım kendimi..iştahım hiç yok...önemdeki yemkLer bana bakar ben onLara...bazen iştahım yerine gelince arkadaşdan öğrendim : iki lokma almışım ve sol tarafa bakmış bırakmmışım sormuş, neden bıraktın ye sene diye..Sevdiğim kişi yesin orda demişim...düşünün kendimden geçmiş halde yapıyorum..Bir yıl boyunca sabah ezanlarına kadar aglardım 7 de okula gider ders dinlemezdim...eşyalara zarar verirdim...şimdidde 2-3 lere kadar nette taklıyorum belki geLır diye...Hergün aglıyorum...aglamadımda içime atıyorum neşem yok zaten hlee böyle hiç olmuyor etrafımı tersliyorum erkenden yatıyorum.ne yaptıgıma aklım ermiyor.Geceleri onun için dua ediyorum.Yasin okuyorum onun iiçin..namaza başladım ( bi aydır ameliyt yüsünden kılamıyorum ama) her namaz sonrası onunda kılması için,onunn günahlarınn bana gecmesi içn dua ediyorum. alamıyorum kendimi ondan.Peşimden gelir gibi sanki.Bazen okula giderken mezarlıgın ynndan gecip çok bggrdımm siz bedenen ben ruhen öldümm hangimiz gercegiz diye.. suan bile sesler geLıyo.." eda ben hep brdayım diye" gülüş sesleri geliyo.onun gibi ihssediyorum kendimi..sacımı tararken onn sacları var gibi görüyorum aynada kndimi.gözlermi acıp kapatıyorum gitmiyor..mutluluk rolü yaparken güldüğümde ellerime dudklarıma dokunuyorum onun agzımı diye arkadaşlar kızıyor hayır sne o deilsin alış diye.annemle babamın...hatta yeni evlencek olan abimin bile yengemle ynyana geldiğinde göslerimn doluyo....Tanrım affetsin ama dilimin ALLAH demesi gerekirken onnn adını sayklıyorum...

hiç unutmam bikeresinde yine yorgun düştüm okuldan geldim direk yattım..ismini syıklıyorum yine..uyumuşm bi takım sesler geliyo " yine onsuzluktan yorgun düştü..dayaanamıyor ne acı cekiyor ysından büyük" diye iki kişi konusuyrdu anlatıyodu digerine...uydurma değil bunlar yaşadıklarım....
evet ask böyle bişy...bir saniye de binlerce soru sorar...sizi mahveder...aglarınız..tanrıya isyan etmez ama yalvarrsınız...yeminler edersiniz..en önemlisi....KAYBEDERSıNıZ ::gitme::gitme:


16 yaşında bu kadar şeyakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehirakannehir
 
Nöropsikiyatri uzmanı Dr. Oğuz Tan, ilaçla ve psikoterapiyle sonuç alınmayan, depresyon vakalarında uygulanan elektroşok tedavisinin, aşk acısı çekenlere de uygulandığını ve başarılı sonuçlar alındığını belirtti. Tan "Aşk acısı önemli bir ölüm sebebidir" dedi

İnsanoğlu var olduğu günden beri aşık olup, acısını çekiyor. Acıdan kurtulmanın yöntemleri de her geçen gün çoğalıyor. Aşk kadar eski bir yöntem olan elektrosok tedavisi aşk acısına çare olmak üzere. Nöropsikiyatri uzmanı Oğuz Tan aşk acısını elektroşok tedavisi ile engellediklerini ve yüzde 90 oranında başarı sağladıklarını belirtti.
Depresyon tedavisinde 1930'lu yıllardan beri uygulanan elektroşokun, her iki şakak bölgesinin ön tarafına düşük voltajlı (50-70 mili volt) elektrik akımı verilmesiyle gerçekleştiğini kaydetti.
Bilinen depresyon vakalarının yanında aşk acısı çekenlere de elektroşok tedavisi uyguladıklarını kaydeden Tan, aşk acısının, depresyona ve hatta intihara bağlı ölümlerin sebepleri arasında olduğunu söyledi. Tan, ''Aşk acısı çektiği için intiharın eşiğine gelen kişilere elektroşok uyguluyoruz. Yani aşk acısı şarkılara, şiirlere konu olmanın ötesinde, önemli bir ölüm sebebidir'' dedi.
ORTALAMA 7 SEANSTA GEÇER

Aşk acısı nedeniyle depresyona girenlere öncelikle psikoterapi ve daha sonra ilaç tedavisi düşünüldüğünü ifade eden Tan şunları söyledi: ''Ortada böyle ağır depresyon ve intihar gibi bir tehlike varsa, tetikleyicisi ne olursa olsun (ister aşk acısı, ister sevilen bir kişinin ölümü, ister iş kaybı) elektroşok uygulanır. Depresyonun sebebi ne olursa olsun elektroşok uygulanabilir. Önemli olan depresyonun sebebi değil, ilaç ve psikoterapiyle düzelip düzelmediği ve hastanın intihar riski taşıyıp taşımadığıdır. Biz de elektroşoku bu gibi hallerde uyguluyoruz, Türkiye'deki diğer klinikler de, dünya da. Elektroşok ortalama 7 seans uygulanır.

Seansların sıklığı genellikle gün aşırıdır. (yani haftada 3 seans kadar) Bu 7 seans ortalaması azalabilir de, artabilir de. Sayı, kişinin çektiği acıya değil, tedaviye verdiği cevaba bağlıdır. Hızlı düzelen birinde mesela 4 seansta kesilebilir, düzelmeyen de 10 seansın üstüne çıkılabilir.''
TEDAViDEN SONRA FIKRA ANLATIR


Elektroşok uygulansa da, ilaç tedavisine devam edildiğini belirten Tan, elektroşokun depresyonun en etkili tedavisi olduğu halde, ilaçla desteklenmemesi durumunda tekrarlama riskinin yüksek olduğunu kaydetti. Tan sözlerine şöyle devam etti: ''Aşk acısıyla bize başvuran hasta sayısı sayılamayacak kadar çok. Elektroşok bunların sadece küçük bir bölümüne uygulanmıştır. Yani, problemin aşk acısı olmaktan çıkıp ağır depresyona dönüştüğü, psikoterapi ve ilaçla düzelmeyen veya intihar riski taşıyan vakalar. Çoğu kişide psikoterapi ve ilaç tedavisi yeterli olur. Elektroşokun başarı oranı yüzde 90 civarındadır. Bu yöntemin diğer tedavilerle düzelmeyen, dirençli, ağır vakalara uygulandığı düşünülürse, başarı oranı oldukça yüksek kabul edilebilir. Yani elektroşokla, aşk acısı çektiği için ölmek isteyen bir hasta 1-2 hafta†içinde, yüzde 90 ihtimalle, fıkra anlatıp şarkı söylemeye başlar.


bende bunu buldumm..ay resmen elektrik şok uyguluyorlar kafaya =))



evet acı ama gerçek
 
Ben şu devirde Kara Sevda diye bir hastalığa inanmıyorum, hiç kimse kimseyi ölümüne kendi hayatından feragat edecek kadar sevmez, birini sevdiğimiz zaman karşılık bekleriz, yanımızda olsun isteriz öyle mutlu oluruz yani seviyorsak kendimizi mutlu etmek için severiz, yaptığımız fedakarlıkların karşılığını sevgi olarak almak isteriz, kara sevda diye tanımlanan durumlar olsa olsa ileri derecede saplantıdan ileri gelen obsesif bozukluklar bana göre
 
Ben şu devirde Kara Sevda diye bir hastalığa inanmıyorum, hiç kimse kimseyi ölümüne kendi hayatından feragat edecek kadar sevmez, birini sevdiğimiz zaman karşılık bekleriz, yanımızda olsun isteriz öyle mutlu oluruz yani seviyorsak kendimizi mutlu etmek için severiz, yaptığımız fedakarlıkların karşılığını sevgi olarak almak isteriz, kara sevda diye tanımlanan durumlar olsa olsa ileri derecede saplantıdan ileri gelen obsesif bozukluklar bana göre

maalesef aşırı derece sevenler olduğuna inanıyorum[/FONTkaydirigubbakcemile5]
 
Back