- 8 Kasım 2016
- 1
- 0
- 43
Herkese merhaba!
Öncelikle bu benim Kadınlar Kulübünde ilk mesajım!
Son bir yıldır kullandığım deodorantlar konusunda içim hiç rahat değildi. Çünkü birçok doktorun söylediklerini dinleyince meme kanserininin bu kadar artmasında antiperspirantları özellikle çok suçluyorlardı. Basit bir matematik yapınca son 10 senede yükselen kanser miktarı o dönemlerde patlama yapan antiperspirantları karşılaştırınca ilişkilendirebildiğini düşünüyordum insanın ama sonra alınan kitlelerin vs. içinden biopsilerde antiperspirant ve geleneksel deodorantlarda kullanılan alüminyumun çıktığını duyunca artık iyice uzaklaştım deodorantlardan.
Ama tabii bir toplum içinde yaşıyoruz ve deodorant da bir güzellik ürünü değil, kozmetik değil, kişisel bakım, hijyen ürünü!
O dönem sıkça adını duymaya başladığım kristalli, kaya tuzlu alternatiflere yöneldim. Bu ürünler ilk başta sorunumu çözdü çünkü mantık çok basit aslında. Balığı da kokmasın diye tuzlarsınız. Ama ıslaklık sorununa çok çözüm olmadı bir de koltukaltı derisi çok hassas ve tahrişe açık. Tuz feci kuruttuğu için 1-2 ay kullandıktan sonra verdiği zararı bepantenle falan giderebildim.
O günlerde klasik deodoranta geri mi döneceğim diye düşünürken sağlıklı seçimlerine çok güvendiğim ve sadece kendi bakımında değil köpeğimin sağlık konularında da harika öneriler veren bir arkadaşım karbonat kullan dedi.
Neden olmasın? Çünkü karbonat nasıl suyu alkali yapıp asiditesini dengeliyorsa koltuk altında oluşan toksik atıklarla da öyle ilgilenebilir diye düşündüm. Tabii alıp sadece karbonatı sürmek yeterli olur mu? Islaklık ne olacak, tutucuğulu nasıldır vs. vs. düşünürken ve araştırırken karbonatlı vegan deodorantlarla tanıştım. Meğerse Amerika'da artık çok popülermiş. Karbonat ile toksinlerle savaşıp koku işini hallediyor. İçindeki nişasta da bitkisel bir pudra gibi koltuk altının kuru kalmasını sağlıyor.
Bu ürünlerden Türkiye'de Schmidts Deodorant diye bir marka satılıyor. Ödüllü ve vegan sertifikalı bir formül. Amerikalı doktorların özellikle meme ve lenf kanseri geçirmiş hastalarına önerdikleri bir ürün.
Yani ben de hem kendimi hem de ailemi bu ürünle (bu arada erkeklerde ilk defa bu son yıllarda meme kanseri çıkması da rastlantı olamaz) kanserden olabildiğince korumaya başladım. Türk websitesi schmidts-turkiye.com'da terlemenin neden sağlıklı olduğu, neden geleneksel deodorant kullanmamalıyız, gözeneklerimiz tıkanırsa ne olur vs. güzel anlatan bir blog da var.
Size de sağlık için göz atmanızı öneririm. Bu konuyu aslında Meme Kanseri Bilinçlenme Ayı olan Ekim yani geçen ay yazacaktım. Ama maalesef yetişemedim. Gecikme için kusura bakmayın lütfen.
Umarım bu not birilerinin arayışına da cevap olabilir. Bir yardım olur. Çünkü yakınlarımda kanser geçirmiş insalardan, arkadaşlarımdan duyduğum tedavi sonrası içinde kimyasal ve toksik madde olmayan ürünler kullanmak zorunda oldukları için deodorant bulamadıklarıydı.
Herkese sağlıklı,mutlu günler dilerim.
çağla
Öncelikle bu benim Kadınlar Kulübünde ilk mesajım!
Son bir yıldır kullandığım deodorantlar konusunda içim hiç rahat değildi. Çünkü birçok doktorun söylediklerini dinleyince meme kanserininin bu kadar artmasında antiperspirantları özellikle çok suçluyorlardı. Basit bir matematik yapınca son 10 senede yükselen kanser miktarı o dönemlerde patlama yapan antiperspirantları karşılaştırınca ilişkilendirebildiğini düşünüyordum insanın ama sonra alınan kitlelerin vs. içinden biopsilerde antiperspirant ve geleneksel deodorantlarda kullanılan alüminyumun çıktığını duyunca artık iyice uzaklaştım deodorantlardan.
Ama tabii bir toplum içinde yaşıyoruz ve deodorant da bir güzellik ürünü değil, kozmetik değil, kişisel bakım, hijyen ürünü!
O dönem sıkça adını duymaya başladığım kristalli, kaya tuzlu alternatiflere yöneldim. Bu ürünler ilk başta sorunumu çözdü çünkü mantık çok basit aslında. Balığı da kokmasın diye tuzlarsınız. Ama ıslaklık sorununa çok çözüm olmadı bir de koltukaltı derisi çok hassas ve tahrişe açık. Tuz feci kuruttuğu için 1-2 ay kullandıktan sonra verdiği zararı bepantenle falan giderebildim.
O günlerde klasik deodoranta geri mi döneceğim diye düşünürken sağlıklı seçimlerine çok güvendiğim ve sadece kendi bakımında değil köpeğimin sağlık konularında da harika öneriler veren bir arkadaşım karbonat kullan dedi.
Neden olmasın? Çünkü karbonat nasıl suyu alkali yapıp asiditesini dengeliyorsa koltuk altında oluşan toksik atıklarla da öyle ilgilenebilir diye düşündüm. Tabii alıp sadece karbonatı sürmek yeterli olur mu? Islaklık ne olacak, tutucuğulu nasıldır vs. vs. düşünürken ve araştırırken karbonatlı vegan deodorantlarla tanıştım. Meğerse Amerika'da artık çok popülermiş. Karbonat ile toksinlerle savaşıp koku işini hallediyor. İçindeki nişasta da bitkisel bir pudra gibi koltuk altının kuru kalmasını sağlıyor.
Bu ürünlerden Türkiye'de Schmidts Deodorant diye bir marka satılıyor. Ödüllü ve vegan sertifikalı bir formül. Amerikalı doktorların özellikle meme ve lenf kanseri geçirmiş hastalarına önerdikleri bir ürün.
Yani ben de hem kendimi hem de ailemi bu ürünle (bu arada erkeklerde ilk defa bu son yıllarda meme kanseri çıkması da rastlantı olamaz) kanserden olabildiğince korumaya başladım. Türk websitesi schmidts-turkiye.com'da terlemenin neden sağlıklı olduğu, neden geleneksel deodorant kullanmamalıyız, gözeneklerimiz tıkanırsa ne olur vs. güzel anlatan bir blog da var.
Size de sağlık için göz atmanızı öneririm. Bu konuyu aslında Meme Kanseri Bilinçlenme Ayı olan Ekim yani geçen ay yazacaktım. Ama maalesef yetişemedim. Gecikme için kusura bakmayın lütfen.
Umarım bu not birilerinin arayışına da cevap olabilir. Bir yardım olur. Çünkü yakınlarımda kanser geçirmiş insalardan, arkadaşlarımdan duyduğum tedavi sonrası içinde kimyasal ve toksik madde olmayan ürünler kullanmak zorunda oldukları için deodorant bulamadıklarıydı.
Herkese sağlıklı,mutlu günler dilerim.
çağla