Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Zevkle tükettiğimiz kızartmalar ve hamur işleri, kanserin en büyük nedenleri arasında yer alıyor. 1. Sosisli sandviç
Zira içinde çok fazla nitrat vardır. Kanser koruma koalisyonu, çocukların ayda 12 adetten fazla sosisli sandviç yememelerini önermektedir. Sosisli sandviçsiz yapamıyorsanız, sodyum nitratsız yapılan cinsini satın alın.
2. İşlenmiş et ve pastırma
Sosisli sandviçte, domuz pastırmasında ve diğer işlenmiş etlerde bulunan aynı yüksek sodyum nitrat aynı şekilde kalp hastalığı riskini yükseltir. Domuz pastırmasında doymuş yağın aynı şekilde kanserde payı olur.
3. Yağda kızarmış şekerli çörek veya lokma
Lokmalar kansere yol açan çiftli dertlerdir. Birincisi, bunlar beyaz undan, şekerden ve hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar, belki de kanser riskini arttırmak için yiyebileceğiniz en kötü yiyecektir.
4. Kızarmış patates
Lokmalar gibi, kızarmış patates de hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar ayrıca, kızarma işlemi sırasında ortaya çıkan ve kansere neden olan akrilamid maddesini de içerir. Bunlara “patates kızartması” yerine “kanser kızartması” desek daha doğru olur.
5. Cips, kraker, kurabiye, bisküvi
Tümü genellikle beyaz un ve şekerden yapılır. Etiketinde “trans yağlar içermez” yazılı olsa bile, genellikle az miktarda trans yağ vardır.
Köri baharatında bulunan bir maddenin, kanser hücrelerini öldürebildiği belirtildi. Cork Kanser Araştırma Merkezi bilimcileri, köri yapımında kullanılan zerdaçalın etken maddesi “kurkumin”in laboratuvar ortamında yemek borusu kanseri hücrelerini öldürdüğünü saptadı.
Dr. Sharon McKenna ve ekibi, kurkuminin kanser hücrelerini 24 saatte öldürmeye başladığını gördü. Uzun zamandır kurkumin maddesinin iyileştirici etkisi bulunduğu düşünülüyordu. Kanser uzmanları, British Journal of Cancer dergisinde yayımlanan araştırmanın, doktorların yeni tedaviler bulmalarına yardımcı olacağını belirtti.
Birleşik Krallık Kanser Araştırma kurumundan Dr. Lesley Walker, bu araştırmanın, zerdaçalda (hint safranı) bulunan doğal kimyasalların özafagus (yemek borusu) kanserinde yeni tedaviler için kullanılması olanağı sağlayacağını söyledi.
Walker, özafagus kanseri oranının 1970’lerden bu yana yarı yarıya arttığını, bunun obezite, alkol tüketimi ve reflü hastalığındaki artıştan kaynaklanıyor olabileceğini bildirdi.
Kansere yakalanmayla yeme alışkanlığı arasındaki ilişki kuvvetli... Kanserin oluşumunda sigara içmek kadar beslenme alışkanlıklarının da etkisi büyük. Oysa Besinleri doğru seçerek kanser riskini önlemek çok da zor değil.
Dünyada en önemli ölüm nedenlerinden biri kanser hastalığı. Sebebi sanıldığı gibi sadece genetik faktörler değil. Aynı zamanda sigara tüketimi ve yanlış beslenme de kansere yol açabiliyor. Hatta uzmanlar tüm kanserlerin yüzde 35 oranında besinler ve akciğer kanserinin yüzde 80-90’ının sigaradan oluştuğunu söylüyor. O halde kanserden korunmanın birinci yolu sigarayı bırakmak, ikincisi ise doğru ve dengeli beslenmek. Beslenmenin risk oluşturduğu kanser türleri yemek borusu, mide, kolon ve rektum, karaciğer, pankreas, böbrek, meme ve prostat.
Acıbadem Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatoş Özcan “Kansere yakalanmayla yeme alışkanlığı arasındaki ilişki kuvvetli” diyor ve ekliyor: “ınsanın yediklerini kontrol etmesi, kansere yakalanma riskini azaltabilir. Gençliğinde sadece doyma amacıyla beslenenler, genellikle 35-40 yaşından sonra hatalı beslenmenin cezasını çekmeye başlar. “Yaşamak için yemeli” ilkesi gerektiği kadar enerji, protein, vitamin ve minerallerin alınması anlamına gelir.”
Besinler ve Kanser
Peki yediklerimiz kansere nasıl neden olabiliyor? Besinler sindirilmek için bir dizi reaksiyona uğruyor. Bu sırada “serbest radikaller” adı verilen ve hücreyi oksidasyonla hasara uğratan oksidanlar oluşuyor. Sonrasını Fatoş Özcan şöyle anlatıyor: “Vücudun bu zararlı maddelere karşı savunma sistemi (bir anlamda “bedenin silahlı kuvvetleri” vardır ve bu sistem enzimlerdir. Enzimlerin etkinliğini sağlayan maddelerse “antioksidant” olarak bilinir ve antioksidanlar vücuda doğal olarak besinlerle alınır. Besinlerdeki A, C, E, B2, B6 vitamininin yanı sıra folik asit, selenyum, çinko, mangan ve bazı proteinler gibi vitamin olmayan antioksidanlar da enzim sistemlerinin etkisini arttırır. Bu grup antioksidantlar yeterli ve dengeli beslenme çerçevesinde alınırlarsa yararlı olurlar. Tuzun iyotlu olması önerilir. Ayrıca flavonoidler, kükürtlü maddeler, koku ve tat veren maddeler, protez engelleyiciler, kanserden koruyan zel maddelerdir. En çok sebze, meyve, kurubaklagil ve soğan, sarımsak ve kuruyemişlerde bulunur. Tüm antioksidantlar ve çok posalı gıdalar kanser riskini azaltırken, yağlı ve posasız besinler bu riski arttırır. Yağın kanser riskini arttırması yağ alınmayacağı anlamına gelmez. Anti-kanser grupta bulunan vitaminlerin vücuda alınması ve gerekli hormon yapımı için yemek ve salatalarda mutlaka zeytinyağı, soya, mısırözü gib yağ karışımları kullanılmalıdır.”
Katkı Maddeleri Zararları
Yaşam tarzlarının değişmesine bağlı olarak hazır gıdaların daha çok tüketildiği bir gerçek. Bu gıdalarda kullanılan katkı maddelerinin uzun vadede ne gibi sonuçlar doğuracağı ise henüz bilinmiyor. Katkı maddeleriyle ilgili dikkat çekilen önemli noktalar var: Buna göre örneğin katkı maddelerinin en çok kullanıldığı gıda yağlar olarak tanımlanıyor. Acımayı önlemek için E vitamini ve BHT, renk verici olarak da karotenoidler kullanılıyor. Hazır çorba, et-tavuk suyu içine katılan M.S.glutamat adlı madde bebekler ve tuzu az alması gerekenler için sakıncalıdır. Renk ve dayanıklılık için et ürünlerine nitrat, küflenmeyi önlemek için meyve sularına sorbat tuzları eklenyor. C vitamininden zengin doğal besinlerle birlikte, işlenmiş besinleri daha az ve seyrek tüketirsek katkı maddelerinden korunmaya gerek yoktur.
Kanser Riskini Azaltan Anti Oksidanlar >>>
Alkol ve alkollü içecekler özellikle sigara ile birlikte içildiğinde ağız, baş, boyun ve kolorektal kanser türleri riskini artırıyor. Yağlı ve yaşlı hayvan etlerinde, tuzlanmış veya tütsülenmiş ya da nitrit ve nitrat eklenmiş etlerde, salam, sosis, sucuk ve hamburger gibi hazır gıdalarda kanser yapıcı kimyasallar daha çok biriktiğinden kanser oluşma riski daha fazla. Kanserden korunmak için içlerinde mineral, vitamin, posa ve antioksidant barındıran sebze, kurubaklagiller, meyve, kuru yemiş, yumurta ve yağı azaltılmış süt, peynir ve yoğurdu daha çok tüketmek gerekiyor.
Bunların besin değerini korumak için ise bazı kurallara uymak gerekiyor. Örneğin sebzeler suda bekletilmeden önce, vitamin kaybını engellemek için yıkanıp sonra doğranmalı ve yağda kızartılmamalı. Kurubaklagiller iyice yıkandıktan sonra haşlama suları dökülmemeli. Taze meyveler iyice yıkanmalı, kesildikten sonra bekletilmemeli. Etler, hafif sıcaklıkta uzun sürede pişirilmeli. Besinler nemli ortamda saklanmamalı.
Kanser Riskini Azaltan Anti Oksidanlar
1. Avitamini ve Karotenoidler 2. B Vitaminleri 3. C Vitamini 4. E Vitamini 5. D Vitamini
Kaynağı
1. Yeşil sarı meyveler, karaciğer, süt yağı, yumurta sarısı, havuç, kayısı, bal kabağı, domates, protakal, greyfurt
2. Tahıl ürünleri, bulgur, maya, karaciğer, et, yumurta, süt ve ürünleri, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler
3. Taze sebze ve meyveler (Kuşburnu, maydanoz, tere, roka, karnabahar, turunçgil, portakal, greyfurt, mandalina, limon, diğer yeşil yapraklı sebzeler, domates, çilek, patates)
4. Bitkisel yağlar, yeşil yapraklı, sebzeler, fındık, fıstık, ceviz gibi kuru baklagiller, et, süt, yumurta
5. Balık yağı, karaciğer, yumurta sarısı, süt, düzenli güneşle temas
Yararları
1. Solunum ve yemek borusu, idrar yolları, mide, prostat, akciğer ve kolerektal kanser riskini azaltır. Reaktif türleri etkisizleştirerek kanser oluşum riskini azaltırlar.
2. Yeterli düzeyde alımı vücudun savunma sistemlerini iyi çalıştırır. Böylece mikropları etkisiz hale getirir. Ayrıca yeni oluşmuş kanser hücrelerinin çabuk tahriş olmasını sağlar.
3. Solunum, yemek borusu, mide, kolektara kanserleri önler. Vücuda giren kimyasal kanserojeni etkisiz hale getirir.
3. Sigara içenler günlük C vitamini gereksiniminden daha fazlasını alırlarsa kanser riski azalır.
4. Toksik maddelere fazla teması olanlar, sigara içenler gereksiniminden fazla E Vitamini alabilirler.
Günlük beslenme ile D vitamini ihtiyacı karşılanmaz. Yeterli kalsiyum alımı ile düzenli güneşlenme önerilir. Derinin aşırı ve bir seferde güneşte yanması, D vitamini etksinin kaybolmasına ve deri kanseri riskinin artmasına neden olur.