- Konu Sahibi Yagmurun_kizi
- #14.501
Sıradan bir günde, face de 2 kişi eklemiş beni. Tekini reddettim, tekinde ise tereddütte kaldım. Tanımıyordum, yine de çok hoş bir profil fotoğrafıyla dikkatimi çekti. Hemen profilini açıp incelemeye aldım. Benim okulumdanmış B. Tam tipim diyebileceğim kadar yakışıklı, çekici. Kirli sakalları vardı ve de çok şeker bir gülüşü. Ve dee bir sevgilisi!
Neyse, kabul ettim. Ben face de oyun oynarken, yazdı beyimiz.
-Selam.
-Mrb:)
.... (klasik muhabbetler)
-Beni nasıl buldun?
-Face önerilerinde vardın.
Konuşurken fotolarını hatim ettim neredeyse. Küba, Fransa bilmem ne yerlerinde çekilmiş fotoları vardı. Hemen kendimi de onunla yurt dışında geziyorken hayal ettim, sonra okulda ikimizi elele. Sonra onu arkadaşlarımla tanıştırdığımı ve sınıftakilerin bahçede bizi sarmaş dolaş görünce imrenerek baktığını. Artık hayatımın farklı yöne kayacağını. Oydu işte hayal ettiğim adam, kendi ayaklarıyla gelmişti bana, canımdı.
İki gün falan konuştuk sanırım, o arada ben Ankaraya döndüm. Bu arada B. bana 'ben bu hafta akşamları okulun kütüphanesinde olacağım, sen de gelsene' dedi. İki nazlandım yalancıktan sonra olur dedim :ecrin_bebek:
Çok uzatmayayım face de 3 gün konuştuktan sonra (bu arada ne msnini ekledim ne numarasını aldım) akşam kütüphaneye gitmeye karar verdim. Aslında o gün 7 ye kadar onun face ini açmasını ve randevulaşmamızı bekledim ama açmadı. Ben de bastım gittim nasılsa bulurum diye. Vardım kütüphaneye, öğretim görevlililerinin park ettiği otoparka binbir rica girdim (kütüphaneye yakın da) ve girdim içeri. Bakındım iki.. (zaten bi kaç katlı bi yer) baktım herkes arkadaşıyla oturmuş ders çalışıyo onu da göremedim anaa sap gibi kaldım kafamçokkarıştı napsam napsam dedim, hemen kuzenimi aradım. Dedim gir benim face e bul şu çocuğu. Allahtan ordaymış. Ben gibi konuş dedim.
-Ben kütüphanedeyim
-Aaaa niye bana haber vermeden gittim katzecim canım
-Burda buluşacaktık ya
-Püff ben daha yeni kalktım yemek yicem
-Ne zaman gelirsin çok vaktim yok {ofluyorum pofluyorum içimden sövüp sayıyorum}
-O zaman şöyle yapalım bi yerlerde yemek yiyelim ne dersin?
-Olur kızılaydan alayım seni.
-Aa arabayla mı geldin o zaman bahçeli yapalım.
-Tamam çıkmak zorundayım {kuzen de delirdi tel-face-ben gibi konuşmak onu da sıktı}
-Durr numaramı al. xxxxxxx çaldır beni
-Tamam bye.
Gittim kızılaya. Mesaj da attım ona. Hemen geri aradı. Buluştuk sonra. Tam fotodaki gibiydi, yani beklediğim gibi. Gayet düzgün bir konuşması vardı. Çok ama çok tatlıydı....
Yemek yedik tunalıda. Gayet hoş sohbetti. Ben de susmadım hiç. Sevgili olmasakta iyi arkadaş olabileceğimizi düşünmüştüm. Ta ki döndüğümüzde benimle soğuk soğuk konuşana kadar. Artık bir şey de yazmıyor. Hayallerim bir kez daha duvara tosluyor.
Tanrının tuhaf bir eğlence anlayışı var.
Bir adamı çıkarıyor hiç bilmediğim sokakta karşıma...
Aşık oluyorum, mutlu oluyorum, hatta çok çok mutlu oluyorum,
İki sokak elimi tutuyor; sonra ortadan kayboluyor!!!
Bazen kızıyorum kendisine,
Benimle oynaması yorsa da beni,
Biliyorum o iyi biri... {şiir alıntıdır}
Neyse, kabul ettim. Ben face de oyun oynarken, yazdı beyimiz.
-Selam.
-Mrb:)
.... (klasik muhabbetler)
-Beni nasıl buldun?
-Face önerilerinde vardın.
Konuşurken fotolarını hatim ettim neredeyse. Küba, Fransa bilmem ne yerlerinde çekilmiş fotoları vardı. Hemen kendimi de onunla yurt dışında geziyorken hayal ettim, sonra okulda ikimizi elele. Sonra onu arkadaşlarımla tanıştırdığımı ve sınıftakilerin bahçede bizi sarmaş dolaş görünce imrenerek baktığını. Artık hayatımın farklı yöne kayacağını. Oydu işte hayal ettiğim adam, kendi ayaklarıyla gelmişti bana, canımdı.
İki gün falan konuştuk sanırım, o arada ben Ankaraya döndüm. Bu arada B. bana 'ben bu hafta akşamları okulun kütüphanesinde olacağım, sen de gelsene' dedi. İki nazlandım yalancıktan sonra olur dedim :ecrin_bebek:
Çok uzatmayayım face de 3 gün konuştuktan sonra (bu arada ne msnini ekledim ne numarasını aldım) akşam kütüphaneye gitmeye karar verdim. Aslında o gün 7 ye kadar onun face ini açmasını ve randevulaşmamızı bekledim ama açmadı. Ben de bastım gittim nasılsa bulurum diye. Vardım kütüphaneye, öğretim görevlililerinin park ettiği otoparka binbir rica girdim (kütüphaneye yakın da) ve girdim içeri. Bakındım iki.. (zaten bi kaç katlı bi yer) baktım herkes arkadaşıyla oturmuş ders çalışıyo onu da göremedim anaa sap gibi kaldım kafamçokkarıştı napsam napsam dedim, hemen kuzenimi aradım. Dedim gir benim face e bul şu çocuğu. Allahtan ordaymış. Ben gibi konuş dedim.
-Ben kütüphanedeyim
-Aaaa niye bana haber vermeden gittim katzecim canım
-Burda buluşacaktık ya
-Püff ben daha yeni kalktım yemek yicem
-Ne zaman gelirsin çok vaktim yok {ofluyorum pofluyorum içimden sövüp sayıyorum}
-O zaman şöyle yapalım bi yerlerde yemek yiyelim ne dersin?
-Olur kızılaydan alayım seni.
-Aa arabayla mı geldin o zaman bahçeli yapalım.
-Tamam çıkmak zorundayım {kuzen de delirdi tel-face-ben gibi konuşmak onu da sıktı}
-Durr numaramı al. xxxxxxx çaldır beni
-Tamam bye.
Gittim kızılaya. Mesaj da attım ona. Hemen geri aradı. Buluştuk sonra. Tam fotodaki gibiydi, yani beklediğim gibi. Gayet düzgün bir konuşması vardı. Çok ama çok tatlıydı....
Yemek yedik tunalıda. Gayet hoş sohbetti. Ben de susmadım hiç. Sevgili olmasakta iyi arkadaş olabileceğimizi düşünmüştüm. Ta ki döndüğümüzde benimle soğuk soğuk konuşana kadar. Artık bir şey de yazmıyor. Hayallerim bir kez daha duvara tosluyor.
Tanrının tuhaf bir eğlence anlayışı var.
Bir adamı çıkarıyor hiç bilmediğim sokakta karşıma...
Aşık oluyorum, mutlu oluyorum, hatta çok çok mutlu oluyorum,
İki sokak elimi tutuyor; sonra ortadan kayboluyor!!!
Bazen kızıyorum kendisine,
Benimle oynaması yorsa da beni,
Biliyorum o iyi biri... {şiir alıntıdır}
Son düzenleme: