- 20 Aralık 2017
- 6
- 1
- 44
.
Tilkinin ZIYAFETI-ALEV INAN
Bir kadın ne zaman tilkilesir?
İçinizdeki tilkileşmiş kadının ruhu, keşfedilmek üzere orada bekliyor!
Daha önce mitolojik karakterleri ve öykülerini günümüze uyarlayan, bazen de kendi mitolojisini yaratan tarzı ile farklı bir kulvarda ön plana çıkan yazar Alev İnan, bu defa Japon mitolojisinin en ilginç karakterlerinden biri olan Tilki Ninko’yu tilkileşen bir kadının hikayesinde başkahraman olarak günümüze farklı bir şekilde, geleneksek kalıplardan uzak bir şekilde uyarlıyor.
Tilkinin Ziyafetiadlı romanında Alev İnan, bir kadının kayıplar yaşadığı hayatının travmatik bir döneminde, duygularını, özel hayatını, geçmişini, her şeyi ve herkesi sorguladığı karanlık bir yolculuğa adım atışını anlatıyor. Bu engebeli yolun rehberi, ölen annesinin dolabında keşfettiği müstesna birTilki. Yolculuğun finali ve öykünün doruk noktası ise bir arkadaş toplantısı…
Yazar kitabında “güya” dostlukları yakın mercek altına alırken, “görünürdeki” samimiyetlerin ve toplumun bireyden beklentilerinin başkahramanı nasıl bir varoluş mücadelesi içine sürüklediğini, bunun sonucundaki dönüşümünü ve değişimini kendine özgü sıra dışı bir anlatımla dile getiriyor.
Kitabın kahramanı Karmen, hayatla olan kavgasında benliğinin iyileşmemiş yaralarına
son bir kez tuz basarken, ‘başkalarını’ da kendi gerçekleriyle yüzleştiriyor
BIR HARP GELINI-NERMIN BEZMEN
Kuyuya hapsedilmiş altmış yıllık sır yukarıya yükselmiş, o kadar sene fısıltıyla bile dillenmemenin acısını çıkarır gibi, çığlığa dönüşmüştü.
İkinci Dünya Harbi’nin sınırlarımıza dayandığı, harbe girmeden harbin yokluğunun, yoksunluğunun yaşandığı günler...
Birbirine âşık ama geçmişleri, dünya kültürleri, hikâyeleri çok farklı bir karıkoca ile onların her şeyiyle birbirine zıt iki kızı. Kızlardan biri babasının gözdesi, diğeri annesinin kanatları altında... ve bu ailenin 1940’ların Türkiyesi’nden 2000’lere saklanan sırrı...
Bu sırdan yıllar sonra, bir zamanlar babasının bir tanesi, şimdi seksen yedi yaşında olan Benan ve büyük bir yalanın gölgesinde ona küs, ölüm döşeğindeki oğlu Hazar. Benan, bunca yıllık sırrını paylaşınca oğluyla barışacak mı, yoksa gerçekler de, yalanlar gibi onları bir kez daha ayıracak mı? Her şey, Benan’ın anı defterine ve tabii ana-oğulun ne kadar ömrünün kaldığına bağlı
KÖRDÜĞÜM
Hayatım, beni cehenneme savuran bir rüzgârla altüst olmuştu, böyle olmasında ne suçum ne de katkım vardı. Etrafımda neler dönüyor, bilmiyordum.
Fakat tuhaf bir şekilde içinde bocaladığım çaresizlik duygusu giderek mücadele ruhuyla yer değiştiriyordu…”
Esrarengiz bir kaza sonucu bellek kaybı yaşayan, bu nedenle “Gizem” adıyla anılan genç kadının tek bir isteği vardır:
kendi gerçeğine ulaşmak…
Bir süre hastanede kaldıktan sonra özel bir kliniğe yatırılan Gizem, bu kapalı ortamda, hayal bile edemeyeceği travmalar yaşamış genç bir kadınla ve onunla özel olarak ilgilenen doktor Orhan’la ilişki kurar. Zamanla kendinde unutuşun o sımsıkı kilitli kapısını aralayacak gücü bulan Gizem, hatırladıklarıyla kumpaslar, entrikalar ve rastlantılarla örülü, Türkiye’de yaşanan bu karmaşık günleri de içine alan esaslı bir kasırgaya kapılmış gitmekte olduğunu görecektir.
Kördüğüm, hayatının hassas bir evresinde, günümüzün acımasız çarkları arasına sıkışmış genç bir kadının yaşadıklarını çarpıcı bir “geri dönüş” hikayesiyle anlatıyor. Ayşe Kulin çok sevilen Kanadı Kırık Kuşlar’da olduğu gibi, ülkesinin çalkantıları ile sarsılan ama tutkularına da sorumluluklarına da sahip çıkan genç bir kadının ayakta kalma mücadelesini gözler önüne seriyor.
Tilkinin ZIYAFETI-ALEV INAN
Bir kadın ne zaman tilkilesir?
İçinizdeki tilkileşmiş kadının ruhu, keşfedilmek üzere orada bekliyor!
Daha önce mitolojik karakterleri ve öykülerini günümüze uyarlayan, bazen de kendi mitolojisini yaratan tarzı ile farklı bir kulvarda ön plana çıkan yazar Alev İnan, bu defa Japon mitolojisinin en ilginç karakterlerinden biri olan Tilki Ninko’yu tilkileşen bir kadının hikayesinde başkahraman olarak günümüze farklı bir şekilde, geleneksek kalıplardan uzak bir şekilde uyarlıyor.
Tilkinin Ziyafetiadlı romanında Alev İnan, bir kadının kayıplar yaşadığı hayatının travmatik bir döneminde, duygularını, özel hayatını, geçmişini, her şeyi ve herkesi sorguladığı karanlık bir yolculuğa adım atışını anlatıyor. Bu engebeli yolun rehberi, ölen annesinin dolabında keşfettiği müstesna birTilki. Yolculuğun finali ve öykünün doruk noktası ise bir arkadaş toplantısı…
Yazar kitabında “güya” dostlukları yakın mercek altına alırken, “görünürdeki” samimiyetlerin ve toplumun bireyden beklentilerinin başkahramanı nasıl bir varoluş mücadelesi içine sürüklediğini, bunun sonucundaki dönüşümünü ve değişimini kendine özgü sıra dışı bir anlatımla dile getiriyor.
Kitabın kahramanı Karmen, hayatla olan kavgasında benliğinin iyileşmemiş yaralarına
son bir kez tuz basarken, ‘başkalarını’ da kendi gerçekleriyle yüzleştiriyor
BIR HARP GELINI-NERMIN BEZMEN
Kuyuya hapsedilmiş altmış yıllık sır yukarıya yükselmiş, o kadar sene fısıltıyla bile dillenmemenin acısını çıkarır gibi, çığlığa dönüşmüştü.
İkinci Dünya Harbi’nin sınırlarımıza dayandığı, harbe girmeden harbin yokluğunun, yoksunluğunun yaşandığı günler...
Birbirine âşık ama geçmişleri, dünya kültürleri, hikâyeleri çok farklı bir karıkoca ile onların her şeyiyle birbirine zıt iki kızı. Kızlardan biri babasının gözdesi, diğeri annesinin kanatları altında... ve bu ailenin 1940’ların Türkiyesi’nden 2000’lere saklanan sırrı...
Bu sırdan yıllar sonra, bir zamanlar babasının bir tanesi, şimdi seksen yedi yaşında olan Benan ve büyük bir yalanın gölgesinde ona küs, ölüm döşeğindeki oğlu Hazar. Benan, bunca yıllık sırrını paylaşınca oğluyla barışacak mı, yoksa gerçekler de, yalanlar gibi onları bir kez daha ayıracak mı? Her şey, Benan’ın anı defterine ve tabii ana-oğulun ne kadar ömrünün kaldığına bağlı
KÖRDÜĞÜM
Hayatım, beni cehenneme savuran bir rüzgârla altüst olmuştu, böyle olmasında ne suçum ne de katkım vardı. Etrafımda neler dönüyor, bilmiyordum.
Fakat tuhaf bir şekilde içinde bocaladığım çaresizlik duygusu giderek mücadele ruhuyla yer değiştiriyordu…”
Esrarengiz bir kaza sonucu bellek kaybı yaşayan, bu nedenle “Gizem” adıyla anılan genç kadının tek bir isteği vardır:
kendi gerçeğine ulaşmak…
Bir süre hastanede kaldıktan sonra özel bir kliniğe yatırılan Gizem, bu kapalı ortamda, hayal bile edemeyeceği travmalar yaşamış genç bir kadınla ve onunla özel olarak ilgilenen doktor Orhan’la ilişki kurar. Zamanla kendinde unutuşun o sımsıkı kilitli kapısını aralayacak gücü bulan Gizem, hatırladıklarıyla kumpaslar, entrikalar ve rastlantılarla örülü, Türkiye’de yaşanan bu karmaşık günleri de içine alan esaslı bir kasırgaya kapılmış gitmekte olduğunu görecektir.
Kördüğüm, hayatının hassas bir evresinde, günümüzün acımasız çarkları arasına sıkışmış genç bir kadının yaşadıklarını çarpıcı bir “geri dönüş” hikayesiyle anlatıyor. Ayşe Kulin çok sevilen Kanadı Kırık Kuşlar’da olduğu gibi, ülkesinin çalkantıları ile sarsılan ama tutkularına da sorumluluklarına da sahip çıkan genç bir kadının ayakta kalma mücadelesini gözler önüne seriyor.
Son düzenleme: