Merhabalar.
Ben kendi memleketine atanmış bir psikologum. İki buçuk yıldır bir bakanlığa bağlı olarak çalışıyorum. Evliyim ve çocuğum yok. 27 yaşımdayım. Eşim çalışmıyor. Atama bekliyor. İkimizin de kendi memleketi bu arada.
Benim derdim ise, işim. Tükenmişliğin zirvesini yaşıyorum. İki farklı birimden sorumluyum ve insanüstü şartlarda çalışıyorum.
Alanlarım kadın ve çocuk. Çocuk alanında deprem nedeniyle bir yoğunluk var. Ve kurumum beş ilçeden sorumlu, yani bazı günler yüz km uzaklığa inceleme için gidip geliyorum.
Sorumluluklarım çok fazla. Gün içinde hiç konuşmuyorsam en az elli kez telefonla görüşüyorum. Telefonum hep açık olmak zorunda. Sürekli bir kriz meydana geliyor ve sürekli bir kriz çözmem gerekiyor. İşime büyük bir coşkuyla ve hevesle başladım ancak devam edemeyecek gibi hissediyorum. Meslektaşlarım bilirler ikincil travma dediğimiz şey bende katlanarak artıyor.
Psikiyatrik destek almaya başladım ancak odaklanmakta zorluk yaşıyorum.
Alacağım kararlar büyük sorumluluklar getirdiği için her zaman tetikte olmam ve doğru kararlar vermem lazım.
Bir müracaatçım eşi tarafından öldürüldü, sorumluluğum yoktu ama daha farklı olabilirdi hissi o günden beri peşimde. Bu nedenle işimde pimpirikli, aşırı detaycı ve mükemmeliyetçi oldum. Eksik bir şey yapmak korkusu beni uyutmuyor.
Tüm bu nedenlerle devam edemeyeceğimi düşünüyorum. Hata yapmaktan korkuyorum.
Sürekli birilerine laf anlatmam ve sürekli bir şeyleri koordine etmem gerekiyor. Birilerine hesap vermem gerekiyor.
Hepsinin altında eziliyor gibi hissediyorum. Bir hafta kadar izin alayım dedim ama en erken nisanın ikinci haftası biraz boşa çıkıyorum.
Deprem bölgesine depremin olduğu ilk gün gittim, görevlendirmeyle. Döndüğümden bu yana bu duygularla baş etmeye çalışıyorum.
Eşim çalışmadığı için şu an ayrılma gibi bir lüksüm yok tabi. Ama ben nereye kadar bunu sürdüreceğim? Uyuduğum uyku değil. Kendime bile vaktim kalmıyor.
Alternatif olarak yüksek lisans yapıyorum tez dönemindeyim. Danışman hocam il değiştirdi, yeni başladığı üniversitede anabilim dalı başkanı oldu. Tezimi bitirirsem öğretim görevliliği ve doktora için beni beklediğini söyledi. Yeterli puanım var.
Deli gönül diyor bırak her şeyi tezi bitir haziranda savun, çek git üniversitede çalış. Farklı ilde ve memleketten uzakta, tüm düzenimi değiştirmem gerekecek. Bir de kocam var tabi.
Fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim.
Mutsuz, uykusuz, sürekli yorgun ve kaygılı biri olmak istemiyorum artık. Yerimde olsaydınız ne yapardınız?