Kesinlikle sistemin suçu ben de bunu savunuyorum zaten,eğitim fakültesi dışındakilerin öğretmen olarak atanması büyük yanlış,o 1 ile 1.5 yıllık eğitim dediğiniz olaya çok güzel şahit oldum haberim var etrafımda olup bitenlerden,uygulama yapmadan sıkıştırılmış bir programla(ben 4 sene de eğitim derslerini alırken siz 1 senelik bir zamandan bahsediyorsunuz) ne denli bir eğitimciden bahsedilebilir acaba?Ben de 1 senelik bir eğitimle gidip ebe olayım ya da hemşire ne kadar sağlıklı olur?Tezatlık işin burasında işte.
Ben de kendi şahit olduklarımdan bahsedeyim, benim haftada 28 saat dersim varken lisansta; formasyonların 16 saat dersi var.
Buna rağmen başlarını kaşıyacak vakitleri yok, ben gezmeye vakit bulabilirken, onlar uyku uyuyamıyorlar.
Her gün yaklaşık 4-5 okuma bitirip, derse geliyorlar.
6 ay, haftanın 5 günü, sabah 9 akşam 5 staj yapıyorlar.
Bir eğitim fakültesinde 'eğitim' ile alakalı ne kadar ders varsa, hepsi bu yüksek lisansın içindedir zaten.
Sizin 4 senede aldığınız 10 15 eğitim dersi, 1.5 seneye yayıldığında ve sadece 'eğitim' dersi olarak belirlendiğinde, tahmin edersiniz herhalde denklendiğini.
Bahsettiğiniz hemşirelik olayı bambaşka, örneklem kümeniz bir kere yanlış.
Teknikerle, mühendisi karşılaştırabilirsiniz ama öğretmenlik ile hemşireliği karşılaştıramazsınız.
Çünkü yineliyorum, lisans döneminde zaten, 'öğreticisi' olacakları konunun bütün detaylarını öğreniyorlar.
Sizin örneğinizle ele alırsam, hemşire ve belki doktor kıyaslanabilir ki o da bir ihtimal yine eğitim farkılığından havada kalır.
Ayrıca kendi mesleğimden bir örnek vereyim, hem de sizin bakış açınızla.
Ben 4 senede, 60 ders, evet tam tamına 60 ders 'medya' eğitimi alırken, bunun denkliği 3-5 ders midir?
Hangi öğretmen gelirse gelsin, en iyi eğitimci olsun, isterse 20 ders alsın ama benim kadar hakim olamaz konuya.
Ama sizden farkım olan sadece 'eğitim' derslerini 1.5 yıl gibi bir sürede tamamlamam ve bu konuda 'öğretici' niteliği taşıyan kişi benim olmam mıdır mantıklı olan?
Ki ayrıca, yine kendi lisansım adına konuşuyorum, birçok ders aldım.
Bunlara psikoloji, sosyal psikoloji, çocuk gelişimi ve psikolojisi ve bilimum 'insan ve davranış' a yönelik, anlamlandırmayı amaçlayan dersler de dahildir.
Kimse kusuruma bakmasın ama, bencillik etmeye gerek yok, hele de bu konuda hiç mütevazi olamayacağım...
Bir sosyal bilgiler öğretmeni benimle denk görülüyorsa, ben haydi haydi denk hatta daha da üstün görürüm kendimi 'bahsettiğim ders öğretmenliği' konusunda...
Bizlerin ilkokul hocaları öğretmen lisesi çıkışlıydı da ne oldu?
Bugüne kadar 'eğitim' fakülteleri mezunları öğretmen oldu da ne oldu?
Her şey mükemmeldi de, formasyon alıp öğretici olan kimseler mi eğitim-öğretimi bu hale getirdi?
Onlar mı yanlış eğitiyor çocuklarımızı?
Formasyonla öğretmen olanlar, %2-3 lük dilimi kapsarken, geri kalan %97 yi iyileştirmek adına bir çabada bulunmayıp da, o küçücük oran mı fazla ve kötü geliyor göze?
Saçma...