• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

insanlardaki hadsizlik beni çıldırtıyor

Liona Esposito

Guru
Anneler Kulübü
Kayıtlı Üye
8 Kasım 2014
4.858
10.575
408
konu yine eş ailesi. birilerine anlatmazsam sinirim geçmeyecek. geçenlerde eşimin köyüne gittik uzun zamandır gitmiyoruz diye 5 gün kaldık. ama 5 gün mü 5 sene mi bana sorun. bu insanların hadsizliği gerçekten beni artık çıldırtıyor. ben anlayamıyorum bu "gelinlik yapmak" ne demek? yeni bi meslek türü mü çıktı haberim mi yok? gelinlik diye bi sey var mı ya :) adamın biriyle evlendim diye neden geriye kalan tüm ailesine karşı sorumluluğum olsun ki? sülalecek mi evleniliyor bu ataerkil ailelerde anlamıyorum, bi kızın kaç tane kocası oluyor da hepsi kendisine karşı bi sorumluluğum olduğunu düşünüyor :)

o nikah defterine imza atınca devlet bizi, eşimizin ailesinin evine hizmetçi olarak mı atıyor? ve artık insanlarda utanma duygusu da kalmamış, hani bi insanın hakkında konuşacaksan o insanın duymayacağı zamanı seçersin değil mi? ama yok eşimin ailesi kulağımız duya duya hakkımızda konuşuyor resmen. sanki benim cevap vermemi istedikleri için bilerek yapıyolar gibi, kavga çıksın ben suçlu durumuna düşeyim saygısıza çıksın adım diye heralde.

kahvaltı sofrasındayız, herkes yedi bi köşeye çekildi ben hala oğluma yediriyorum çok yavaş yer uzun sürer doyması.
ki zaten çayı da tekrar ısıttık ben oğlumla sofradayım ama herkes zaten etrafımda oturuyor çay içip konuşuyorlar.

birdenbire eşimin abisi kalktı kahvaltı tepsisini pat diye önümden kaldırdı, sofra 2 saat beklemezmiş. öylece kalakaldım orda. ve yapılan terbiyesizliğe çok şaşırdım. eşim de beni suçlar gibi ne 2 saattir oturuyosun orda sofra beklemez orayı toplarsın gider mutfakta yedirirsin vs laf saydı. ben siz de zaten oturuyosunuz çay içiyosunuz ne zararı var sofranın size, sizinle oturuyorum işte dedim. oturma mutfakta yedir dedi. ben de olur bidaha oturmam dedim mutfağa gittim.

nerden laf açıldıysa kv konuşmaya başladı duyduğumu bile bile. neymiş biz beş para etmezmişiz, bi iş yapmıyomuşuz, yediğimiz yemeğin bulaşığını yıkamaya korkuyomuşuz. (bunu deme sebebi de, bi gün önce oğlum kahvaltıda hiçbişey yemedi sofrayı topladıktan sonra bulaşığı yıkamadım ona muz yedirmeye çalıştım yalvar yakar, görümcem gitti bi sinirle yıkadı, onu kastediyorlar bulaşık yıkamaktan korkuyomuşum, çocuğum aç aç dolaşırken ben bulaşık derdine düşecektim sanki ! aman dakikasına yıkansın onlar ! bulaşık beklemez ama çocuk aç aç bekleyebilir sorun yok !)

neymiş eşim benden özür diliyomuş bizim gibi beş para etmez avratları varmış ama üstümüze düşüyolarmış yine de. (avrat kelimesinin altını çizmek istiyorum en sevmediğim kelimedir ne iğrenç bi ifadedir o öyle)
bunu deme sebebi de, eşim bi gün öncesi haksız yere bana ters davrandı ben de alındım sonra gönlümü aldı, sorun ettiği şey de bu. resmen eşim bana kötü davransın istiyor çok net belli etti zaten. bir anne neden oğlunun, eşine iyi davranmasını gönlünü almasını istemez rahatsızlık duyar ki? tam tersi normal bi insan sevinir araları iyi oluyor diye.

neymiş tuvaleti yıkar gibi yapıyomuşuz bi çamaşır suyu döküp yıkamış gibi yapıp çıkıyormuşuz. (halbuki hiç alakası yok zaten o lafından sonra bi daha elimi sürmedim)

oğlu yanımızda yokken saatlerce söylenip duruyor bağıra bağıra, inanın onun yerine ben utanıyorum, geberesiceler diyor, beş para etmezsiniz, ne avratlar var siz nesiniz diyor. daha neler saydı da aklıma gelmiyor sinirden.

görümcem deseniz hep bi yönetme çabaları, herşeye karışmalar, çocuğuma içirdiğim meyve suyuna kadar yorum yapmalar, hesap sormalar...

eşime oraya gitmek istemediğimi söylüyorum, e orası benim ailemin evi napalım mecbur gidicez torunlarını görüyolar çocuk büyüsün sen gelmezsin ben oğlumla gider gelirim ama şimdi mümkün değil diyor. beni onlara karşı savunduğu için vicdanı rahat onun, benim orda nasıl rahatsız olduğumu anlamıyor hiç.


iş meselesine gelirsek, sonuçta orda ben de yediğim içtiğim için, yemek yapmak, salata yapmak, bulaşık yıkamak, sofra kurmak bunları zaten yapıyorum, çocuğumu ihmal etmeyecek şekilde tabi. ama onlara yetmiyor. hadi dedim tuvaleti de kullanıyorum o kadar, yıkayayım. onu da yaptım. daha napacağım ben onların evine anlamıyorum, sanki orası benim evim sanki oranın işleri benim sorumluluğumda.

görümcem zaten ya hep hastadır ya ders çalışıyodur odasına kapanır bi işe elini sürmez.

sonuç olarak ben artık bu insanlardan da, bana yaşattıkları bu saçmalıklardan da çok sıkıldım. evine gelen insana böyle davrananı, böyle konuşanı ne gördüm ne duydum bugüne kadar. ilk kez bu ailede gördüm.
bütün bunlar düpedüz terbiyesizlik başka bişey değil.

bunları da içimi döküp rahatlamak amacıyla anlattım. çünkü çözüm yok, onların değişip düzelebileceğine inanmıyorum, tek çarem mesafeli olmak. öyleyim de zaten. ama arada sırada da olsa gidince can sıkıyolar yine.
 
konu yine eş ailesi. birilerine anlatmazsam sinirim geçmeyecek. geçenlerde eşimin köyüne gittik uzun zamandır gitmiyoruz diye 5 gün kaldık. ama 5 gün mü 5 sene mi bana sorun. bu insanların hadsizliği gerçekten beni artık çıldırtıyor. ben anlayamıyorum bu "gelinlik yapmak" ne demek? yeni bi meslek türü mü çıktı haberim mi yok? gelinlik diye bi sey var mı ya :) adamın biriyle evlendim diye neden geriye kalan tüm ailesine karşı sorumluluğum olsun ki? sülalecek mi evleniliyor bu ataerkil ailelerde anlamıyorum, bi kızın kaç tane kocası oluyor da hepsi kendisine karşı bi sorumluluğum olduğunu düşünüyor :)

o nikah defterine imza atınca devlet bizi, eşimizin ailesinin evine hizmetçi olarak mı atıyor? ve artık insanlarda utanma duygusu da kalmamış, hani bi insanın hakkında konuşacaksan o insanın duymayacağı zamanı seçersin değil mi? ama yok eşimin ailesi kulağımız duya duya hakkımızda konuşuyor resmen. sanki benim cevap vermemi istedikleri için bilerek yapıyolar gibi, kavga çıksın ben suçlu durumuna düşeyim saygısıza çıksın adım diye heralde.

kahvaltı sofrasındayız, herkes yedi bi köşeye çekildi ben hala oğluma yediriyorum çok yavaş yer uzun sürer doyması.
ki zaten çayı da tekrar ısıttık ben oğlumla sofradayım ama herkes zaten etrafımda oturuyor çay içip konuşuyorlar.

birdenbire eşimin abisi kalktı kahvaltı tepsisini pat diye önümden kaldırdı, sofra 2 saat beklemezmiş. öylece kalakaldım orda. ve yapılan terbiyesizliğe çok şaşırdım. eşim de beni suçlar gibi ne 2 saattir oturuyosun orda sofra beklemez orayı toplarsın gider mutfakta yedirirsin vs laf saydı. ben siz de zaten oturuyosunuz çay içiyosunuz ne zararı var sofranın size, sizinle oturuyorum işte dedim. oturma mutfakta yedir dedi. ben de olur bidaha oturmam dedim mutfağa gittim.

nerden laf açıldıysa kv konuşmaya başladı duyduğumu bile bile. neymiş biz beş para etmezmişiz, bi iş yapmıyomuşuz, yediğimiz yemeğin bulaşığını yıkamaya korkuyomuşuz. (bunu deme sebebi de, bi gün önce oğlum kahvaltıda hiçbişey yemedi sofrayı topladıktan sonra bulaşığı yıkamadım ona muz yedirmeye çalıştım yalvar yakar, görümcem gitti bi sinirle yıkadı, onu kastediyorlar bulaşık yıkamaktan korkuyomuşum, çocuğum aç aç dolaşırken ben bulaşık derdine düşecektim sanki ! aman dakikasına yıkansın onlar ! bulaşık beklemez ama çocuk aç aç bekleyebilir sorun yok !)

neymiş eşim benden özür diliyomuş bizim gibi beş para etmez avratları varmış ama üstümüze düşüyolarmış yine de. (avrat kelimesinin altını çizmek istiyorum en sevmediğim kelimedir ne iğrenç bi ifadedir o öyle)
bunu deme sebebi de, eşim bi gün öncesi haksız yere bana ters davrandı ben de alındım sonra gönlümü aldı, sorun ettiği şey de bu. resmen eşim bana kötü davransın istiyor çok net belli etti zaten. bir anne neden oğlunun, eşine iyi davranmasını gönlünü almasını istemez rahatsızlık duyar ki? tam tersi normal bi insan sevinir araları iyi oluyor diye.

neymiş tuvaleti yıkar gibi yapıyomuşuz bi çamaşır suyu döküp yıkamış gibi yapıp çıkıyormuşuz. (halbuki hiç alakası yok zaten o lafından sonra bi daha elimi sürmedim)

oğlu yanımızda yokken saatlerce söylenip duruyor bağıra bağıra, inanın onun yerine ben utanıyorum, geberesiceler diyor, beş para etmezsiniz, ne avratlar var siz nesiniz diyor. daha neler saydı da aklıma gelmiyor sinirden.

görümcem deseniz hep bi yönetme çabaları, herşeye karışmalar, çocuğuma içirdiğim meyve suyuna kadar yorum yapmalar, hesap sormalar...

eşime oraya gitmek istemediğimi söylüyorum, e orası benim ailemin evi napalım mecbur gidicez torunlarını görüyolar çocuk büyüsün sen gelmezsin ben oğlumla gider gelirim ama şimdi mümkün değil diyor. beni onlara karşı savunduğu için vicdanı rahat onun, benim orda nasıl rahatsız olduğumu anlamıyor hiç.


iş meselesine gelirsek, sonuçta orda ben de yediğim içtiğim için, yemek yapmak, salata yapmak, bulaşık yıkamak, sofra kurmak bunları zaten yapıyorum, çocuğumu ihmal etmeyecek şekilde tabi. ama onlara yetmiyor. hadi dedim tuvaleti de kullanıyorum o kadar, yıkayayım. onu da yaptım. daha napacağım ben onların evine anlamıyorum, sanki orası benim evim sanki oranın işleri benim sorumluluğumda.

görümcem zaten ya hep hastadır ya ders çalışıyodur odasına kapanır bi işe elini sürmez.

sonuç olarak ben artık bu insanlardan da, bana yaşattıkları bu saçmalıklardan da çok sıkıldım. evine gelen insana böyle davrananı, böyle konuşanı ne gördüm ne duydum bugüne kadar. ilk kez bu ailede gördüm.
bütün bunlar düpedüz terbiyesizlik başka bişey değil.

bunları da içimi döküp rahatlamak amacıyla anlattım. çünkü çözüm yok, onların değişip düzelebileceğine inanmıyorum, tek çarem mesafeli olmak. öyleyim de zaten. ama arada sırada da olsa gidince can sıkıyolar yine.
aslında bukadar uzun bosuna yazmıssınız kelımelerınıze harflerınıze yazık
bız oyle ınsanlara dupeduz ahlaksız terbıyesız dıyoruz
bu aıle evlendıkten sonra mı yuzlerını gosterdı ? nısanlılık surecınız olmadı mı nasıl evlenebıldınız boyle degısık ınsanlara akraba oldunuz nasıl gostermedıler karanlık pis yuzlerını sıze
 
aslında bukadar uzun bosuna yazmıssınız kelımelerınıze harflerınıze yazık
bız oyle ınsanlara dupeduz ahlaksız terbıyesız dıyoruz
bu aıle evlendıkten sonra mı yuzlerını gosterdı ? nısanlılık surecınız olmadı mı nasıl evlenebıldınız boyle degısık ınsanlara akraba oldunuz nasıl gostermedıler karanlık pis yuzlerını sıze

kesinlikle harflerime parmaklarıma yazık ama çok doldum içimi dökmek istedim. yoksa şöyle yaptı şöyle dedi diye uzun uzun anlatmaya lüzum yoktu. nişanlıyken evlerinde 1 kere yatılı kaldım hiç böyle yapmamışlardı. böyle huyları olduğunu hiç tahmin edemedim.

Eski konularınızdan bildiğim kadarıyla eşinizinde ailesinden bir farkı yok.
Üzüldüm sadece sizin adınıza.


ne bicim bi kocaniz var......


sonuçta onların yetiştirdiği insan işte çok bi beklentim yok ondan da. ama inanın bu düzelmiş hali. ayda bi kere gidip 2 gün kalıyoruz. bu sefer 2 aydır gitmiyoruz diye 5 gün kalmak istedi. düzelmemiş hali nasıl olurdu derseniz, şuan zaten bi işi olmadığından, eğer bu düzelmiş hali olmasaydı biz zaten hep ailesinde kalıyo olurduk. bi de bana lütfeder gibi bak senin için ayda bir gidip 2 gün kalıp geliyoruz yoksa ben daha çok gitmek isterim diyor.
 
konu yine eş ailesi. birilerine anlatmazsam sinirim geçmeyecek. geçenlerde eşimin köyüne gittik uzun zamandır gitmiyoruz diye 5 gün kaldık. ama 5 gün mü 5 sene mi bana sorun. bu insanların hadsizliği gerçekten beni artık çıldırtıyor. ben anlayamıyorum bu "gelinlik yapmak" ne demek? yeni bi meslek türü mü çıktı haberim mi yok? gelinlik diye bi sey var mı ya :) adamın biriyle evlendim diye neden geriye kalan tüm ailesine karşı sorumluluğum olsun ki? sülalecek mi evleniliyor bu ataerkil ailelerde anlamıyorum, bi kızın kaç tane kocası oluyor da hepsi kendisine karşı bi sorumluluğum olduğunu düşünüyor :)

o nikah defterine imza atınca devlet bizi, eşimizin ailesinin evine hizmetçi olarak mı atıyor? ve artık insanlarda utanma duygusu da kalmamış, hani bi insanın hakkında konuşacaksan o insanın duymayacağı zamanı seçersin değil mi? ama yok eşimin ailesi kulağımız duya duya hakkımızda konuşuyor resmen. sanki benim cevap vermemi istedikleri için bilerek yapıyolar gibi, kavga çıksın ben suçlu durumuna düşeyim saygısıza çıksın adım diye heralde.

kahvaltı sofrasındayız, herkes yedi bi köşeye çekildi ben hala oğluma yediriyorum çok yavaş yer uzun sürer doyması.
ki zaten çayı da tekrar ısıttık ben oğlumla sofradayım ama herkes zaten etrafımda oturuyor çay içip konuşuyorlar.

birdenbire eşimin abisi kalktı kahvaltı tepsisini pat diye önümden kaldırdı, sofra 2 saat beklemezmiş. öylece kalakaldım orda. ve yapılan terbiyesizliğe çok şaşırdım. eşim de beni suçlar gibi ne 2 saattir oturuyosun orda sofra beklemez orayı toplarsın gider mutfakta yedirirsin vs laf saydı. ben siz de zaten oturuyosunuz çay içiyosunuz ne zararı var sofranın size, sizinle oturuyorum işte dedim. oturma mutfakta yedir dedi. ben de olur bidaha oturmam dedim mutfağa gittim.

nerden laf açıldıysa kv konuşmaya başladı duyduğumu bile bile. neymiş biz beş para etmezmişiz, bi iş yapmıyomuşuz, yediğimiz yemeğin bulaşığını yıkamaya korkuyomuşuz. (bunu deme sebebi de, bi gün önce oğlum kahvaltıda hiçbişey yemedi sofrayı topladıktan sonra bulaşığı yıkamadım ona muz yedirmeye çalıştım yalvar yakar, görümcem gitti bi sinirle yıkadı, onu kastediyorlar bulaşık yıkamaktan korkuyomuşum, çocuğum aç aç dolaşırken ben bulaşık derdine düşecektim sanki ! aman dakikasına yıkansın onlar ! bulaşık beklemez ama çocuk aç aç bekleyebilir sorun yok !)

neymiş eşim benden özür diliyomuş bizim gibi beş para etmez avratları varmış ama üstümüze düşüyolarmış yine de. (avrat kelimesinin altını çizmek istiyorum en sevmediğim kelimedir ne iğrenç bi ifadedir o öyle)
bunu deme sebebi de, eşim bi gün öncesi haksız yere bana ters davrandı ben de alındım sonra gönlümü aldı, sorun ettiği şey de bu. resmen eşim bana kötü davransın istiyor çok net belli etti zaten. bir anne neden oğlunun, eşine iyi davranmasını gönlünü almasını istemez rahatsızlık duyar ki? tam tersi normal bi insan sevinir araları iyi oluyor diye.

neymiş tuvaleti yıkar gibi yapıyomuşuz bi çamaşır suyu döküp yıkamış gibi yapıp çıkıyormuşuz. (halbuki hiç alakası yok zaten o lafından sonra bi daha elimi sürmedim)

oğlu yanımızda yokken saatlerce söylenip duruyor bağıra bağıra, inanın onun yerine ben utanıyorum, geberesiceler diyor, beş para etmezsiniz, ne avratlar var siz nesiniz diyor. daha neler saydı da aklıma gelmiyor sinirden.

görümcem deseniz hep bi yönetme çabaları, herşeye karışmalar, çocuğuma içirdiğim meyve suyuna kadar yorum yapmalar, hesap sormalar...

eşime oraya gitmek istemediğimi söylüyorum, e orası benim ailemin evi napalım mecbur gidicez torunlarını görüyolar çocuk büyüsün sen gelmezsin ben oğlumla gider gelirim ama şimdi mümkün değil diyor. beni onlara karşı savunduğu için vicdanı rahat onun, benim orda nasıl rahatsız olduğumu anlamıyor hiç.


iş meselesine gelirsek, sonuçta orda ben de yediğim içtiğim için, yemek yapmak, salata yapmak, bulaşık yıkamak, sofra kurmak bunları zaten yapıyorum, çocuğumu ihmal etmeyecek şekilde tabi. ama onlara yetmiyor. hadi dedim tuvaleti de kullanıyorum o kadar, yıkayayım. onu da yaptım. daha napacağım ben onların evine anlamıyorum, sanki orası benim evim sanki oranın işleri benim sorumluluğumda.

görümcem zaten ya hep hastadır ya ders çalışıyodur odasına kapanır bi işe elini sürmez.

sonuç olarak ben artık bu insanlardan da, bana yaşattıkları bu saçmalıklardan da çok sıkıldım. evine gelen insana böyle davrananı, böyle konuşanı ne gördüm ne duydum bugüne kadar. ilk kez bu ailede gördüm.
bütün bunlar düpedüz terbiyesizlik başka bişey değil.

bunları da içimi döküp rahatlamak amacıyla anlattım. çünkü çözüm yok, onların değişip düzelebileceğine inanmıyorum, tek çarem mesafeli olmak. öyleyim de zaten. ama arada sırada da olsa gidince can sıkıyolar yine.
Aslinda bu hadsizligi onlara veren esiniz gibi gorunuyor okuyunca.tepsi onunuzden hizla cekiliyor ve esiniz bunu destekleyip ailesinin icinde git mutfakta yedir diyor.
Bence olaya once bu kismindan bakin
 
Her şeye eyvallah okey ama eşinizin tavrı anahtar nokta. O da onlara uyup hak veriyorsa iş hepten b.k oluyor.
şöyle ki, benle konuşurken beni haksız bularak konuştu. sen de bişey yapmıyorsun odaya çekiliyorsun vs diyerek beni suçladı. ama annesiyle konuşurken de beni savunduğunu duydum, yapmak zorunda değil böyle yaparsanız sizi tabi sevmem vs dediğini duydum. eşim sanırım kendi aklınca iki tarafa da yüz vermemeye çalışıyor.
 
Aslinda bu hadsizligi onlara veren esiniz gibi gorunuyor okuyunca.tepsi onunuzden hizla cekiliyor ve esiniz bunu destekleyip ailesinin icinde git mutfakta yedir diyor.
Bence olaya once bu kismindan bakin
eşime zaten çok kızgınım bu konularda. benim ailemin evinde tutacaklar da hala yemek yiyen eşimin önünden tepsiyi çekecekler orda onu yeri izler vaziyette bırakacaklar öyle mi? ben olsam pişman ederim bu hareketi yaptıklarına. hoş benim ailem terbiyeli, evine gelen insana nasıl davranacağını bilen insanlardır, asla öyle bi saygısızlık yapmazlar zaten.
 
eşim de beni suçlar gibi ne 2 saattir oturuyosun orda sofra beklemez orayı toplarsın gider mutfakta yedirirsin vs laf saydı.

beni onlara karşı savunduğu için vicdanı rahat onun, benim orda nasıl rahatsız olduğumu anlamıyor hiç.

Şey pardo ya eşinizin sizi koruduğu kısımdan bir daha alabilir miyiz? Ben anlayamadım..

Bence korumak "abi ne yapıyorsun sen?" demekle oluyor da..
 
Hadsizlerin en başına eşin geliyor.
eşim aklınca beni savunduğunu falan zannediyor bir de. demekki savunmasa ne olurmuş. annesi bi akrabalarını anlatıyor, gelinini dövmüş parmağını kırmış kadın ama yine de hala görüşüyolarmış. lafa bak. gidip boynuna sarılasım geldi çok teşekkür ederim parmağımı kırmadığınız için diye. te allahım.
 
bi an acaba ben mi yazdim bunu dedim hersey mi ayni olur bu cehaletten midem bulaniyor ismimiz gelin diye bize karisma haklari var zannetmeleri benim ailem koyde yasiyor hic cikmamislar koyden 2 tane gelinleri var biri rus yengemin nerdeyse abimin kucagina oturur annem benim evimde kimse is yapmak icin gelmiyor der babam kizsa bile tavirlarina asla belli etmez herkes hatasini kendi gorsun der bu kadar zor mu yani anlayisli olmak sadece anlayis.
 
Back
X