İlköğretim Yorum ve Soruları İlköğretimde Veli Katılımı : Öğretmen , Veli , Psikolojik Danışman Üçgeni...

terlik

İYİLİK MELEĞİ
Kayıtlı Üye
15 Ağustos 2008
2.802
15
Modern okul, endüstri devrimiyle yaşıttır. Modern okul aynı zamanda tıpkı devlet, ordu gibi birtakım modern
kamusal amaçları gerçekleştirmek için yaratılmıştır. Meyer ve Rowan’a göre (1977)
modern okula verimlilik veya ekonominin diğer çağdaş araçlarıyla bakmak mümkün değildir, çünkü
modern okul artık neredeyse sorgulanamaz hale gelmiş bir takım kamusal mitler üzerine oturmaktadır.
Meyer ve Rowan’ın “kurumsallaşmışlık” (institutionalism) olarak adlandırdıkları bu olgu önemlidir: Okul
ne yaparsa yapsın asla ortadan kaldırılamaz çünkü kamunun gözünde yerine konacak başka bir araç
yoktur; bu durum okullara dokunulmazlık kazandırır; bu nedenlerle okulların daha iyi işletilmesi için
modern ekonomi ve işletme bilimlerinin ilkelerinin uygulamaya çalışılması boş çabadır; hükümetler ne
kadar verimsiz olduklarına bakmaksızın okullara bütçeden pay ayırmaya devam edeceklerdir, çünkü
aksini yapmaları bir sonraki seçimi kaybetmeleri anlamına gelecektir.

Bu alternatifsizlik ve dokunulmazlık okulları formal eğitim konusunda bütün toplumlarda tekel
haline getirmiştir. Bunun doğal bir sonucu olarak dünyanın hemen bütün toplumlarının halkları
üzerinde okul çocuklarının eğitimleri konusunda tek ve alternatifsiz otoritedir. Amerika Birleşik
Devletleri gibi eğitime daha yerel unsurlar katan sistemlerde bu tekelciliğin dozu daha hafifken,
Türkiye de dahil hemen bütün kıta Avrupası’nın merkeziyetçi sistemlerinde daha ağırdır.
Modern okulun bu özelliği, velilerin çocuklarının eğitimlerine aktif olarak katılmalarının önündeki
en büyük engellerden birisidir.

Öte yandan, özel okullar daha farklı bir anlayış üzerine oturur. En temelde her ne kadar eğitim
programları ve diğer unsurlar ülkemizde olduğu şekliyle Milli Eğitim otoritesi tarafından denetleniyor
olsa da çocuklarına daha iyi bir eğitim aldırmak isteyen veliler, özel okulları tercih etmektedirler.
Beklenti her ne kadar “daha iyi eğitim” ise de özel okullara çocuklarını gönderen veliler arasında da
“kurumsallaşmışlık” paradigması o kadar yaygındır ki özel okul velilerinin dahi çocuklarının eğitimi
konusunda sorumluluk almak istemedikleri öğretmenler ve okul yöneticileri arasında yaygın bir şikayet
konusudur. Diğer yandan, bu beklentiyi dile getirirken aynı özel okul öğretmen ve yöneticileri okulda
sık sık boy gösteren veliden de çekinmekte, bu durumdan pek hoşnut olmamaktadırlar.
Oysa, okulda yapılan şeylerin evde anne-babalar tarafından desteklenmediği sürece okul
eğitiminde başarıya ulaşmak olası değildir. Okul ve aile iki farklı toplumsal kurumdur ve farklı
beklentiler etrafında şekillenmişlerdir. Bu iki farklı kurumun çocukların eğitimleri konusunda çıkar
birliğine getirilmesi gereklidir. Sorun özellikle formal eğitimin başlangıcı olan ilköğretim birinci sınıflar
için çok daha kritiktir, çünkü en temel çalışma ve öğrenme becerileri bu yılda oluşturulmaktadır.
Bu temel gerekçeden yola çıkarak ilköğretim birinci sınıflar için ıSTEK Vakfı Okulları’nda yeni bir
yaklaşım geliştirmenin gereği üzerine fikir yürütmeye başladık. Sonuçta etkili veli katılımına hizmet
edeceğini düşündüğümüz “öğretmen-veli-psikolojik danışman üçgeni” projesini gündeme getirdik ve
bu proje, ıstanbul’daki sekiz ıSTEK Vakfı Okulu’nda 2001-2002 birinci döneminden itibaren
uygulamaya konuldu.



Projenin Temel Dayanakları
ıyi ve sağlıklı bir eğitim ortamı ancak öğretmen ve aile işbirliği ile sağlanabilir. Aile ve öğretmen
arasında karşılıklı sevgi, saygı, işbirliği, hoşgörü gibi olumlu duygular ve etkin, iyi bir iletişimin varlığı
öğrencinin yeteneklerinin ve becerilerinin tanınmasına, kendi potansiyeli doğrultusunda eğitilmesine
hem akademik hem duygusal hem de sosyal alanlarda başarılı olmasına katkı sağlar (Ataç, 2001).
Olmsted ve Lockhart’a göre (1995) okul ve ailenin amacı aynıdır, bir başka deyişle çocukların
eğitimi söz konusu olduğunda çıkarları ortaktır. Her aile ve öğretmen çocuğa sosyal uyum, ahlaki ve
moral değer sistemlerini vermeye çalışır. Amaç; iyi gelişmiş, sağlıklı kişilikler ve kendini iyi ifade
edebilen insanlar yetiştirmektir. Ancak kullandıkları yöntemler ve öğretme süreçleri çok farklıdır. Aileler
(veliler- anneler/babalar) ve öğretmenler çocuğun günlük yaşamını paylaştığı insanlardır. Bu çıkar
birliğinden yola çıkarak okul ve ailenin aynı yöntemleri kullanarak çocuğa kısa zamanda ulaşmaları
mümkündür. Ayrıca öğretmen ve velinin çocuğa uyguladıkları yöntemleri destekleyen ve bütünleştiren
üçüncü bir kurum da psikolojik danışmanlardır (Stone & Taylor,1976).
Psikolojik danışmanlar, öğretmeni çocuğun kişilik yapısı, aile yapısı, geçmiş yaşamı,
okul öncesi gelişim basamakları, genel yetenek-beceri ve işlevsel davranış motifleri ve gelecekten
beklentisi konusunda bilgilendirme ve yönlendirme yapabilirler. Çocuğun öğretmene ve aileye
anlamsız gelebilecek bazı tepki mekanizmalarını açıklayabilirler.
Psikolojik danışmanlar, çocuğun sergilediği semptomların nereden ve niçin kaynaklandığını, bilinç
altında hangi olaylardan etkilendiklerini aileye ve öğretmene açıklarlar. Ayrıca olaylara ve sorunlara
uzaktan daha gerçekçi, tarafsız, bilimsel yaklaşır ve sorgularlar. Sorunların çözümünde öğrenci, veli ve
öğretmenin güvenebileceği yardımcılardır. Kısacası psikolojik danışmanlar, öğretmen ve veliler
arasındaki iletişimi güçlendirecek bağlantı kurabilecek köprü vazifesini görebilirler.
Eğer öğretmen, öğrencilerini tanır, onların aile yaşamlarını ve ailede nasıl bir eğitim verildiğini
bilirse, öğrencilere nasıl yaklaşması gerektiği konusunda bilgi sahibi olur. Çünkü her çocuğun evinde
aldığı eğitim farklıdır. Ailede okul eğitimindeki gibi formal ve standart bir eğitim süreci yoktur (Ataç ,
2001).
Her ailenin beklentileri, yaşayış biçimleri, çocuklarına uyguladığı eğitim tarzı değişiktir. Bu faktörler
çocuğun kişiliğinin yerleşme aşamasında kültürel, sosyal, ahlaki ve hatta duygusal görüş açısını etkiler
(Wolfendale, 1983). Öğretmen-veli ve psikolojik danışmanlar arası etkin ve olumlu bir iletişim sağlanırsa;
kısaca paydaşlar etkin bir işbirliği içerisinde olursa çocuk kendini iyi ve mutlu hisseder. ılgi ve merak,
keşif alanları, bilim kavramı, ruhsal- duygusal – sosyal denge, özgür düşünebilme, kendini ifade edebilme,
iç disiplin ve yaşama bağlılık duygularını kazanır. Böylelikle öğrencilerin akademik başarıları da artar.

En ideal durum; öğretmen-veli ve psikolojik danışman üçgeninde ismi geçen paydaşların iletişimi
sayesinde çocuğu her haliyle kabul ettiğimizi göstererek onu iyi-kötü, zayıf-güçlü yanlarıyla tanıyabiliriz
ve onda değişmesi gereken davranışları belirleyerek bir takım sorunları iletişim yoluyla azaltabilir ya da
bütünüyle çözebiliriz.

Bütün bu nedenlerle, etkili bir okul öğretimi için ev ve okul çevresinin bir arada olması ve birbirini
tamamlaması, bütünlemesi gereklidir. Bunun yollarından birisi birinci sınıfa başlayan öğrencilerin okulu
sevmeleri ve temel eğitimlerini etkin olarak kazanmaları amacıyla öğretmen-veli-psikolojik
danışmanları işbirliği içine sokmaktır. Bütün bunlar okul ve evdeki çalışma alışkanlıklarının sağlıklı
gelişmesinde bu paydaşların etkileşimleri ve iletişimlerinin birinci sınıf öğrencilerinin ilerideki okul
başarılarını olumlu yönde etkileyeceği varsayımına dayanmaktadır.

Projenin Amaçları
• Birinci sınıfa başlayan öğrencilere okulun sevdirilmesi,
• Veli-öğretmen işbirliği sağlanarak öğrencilerin okula uyumlarının kolaylaştırılması,
• Ailelerin (anne-babalar), çocuklarının eğitim yaşantılarına yardımcı olabilmeleri amacıyla
bilinçlendirilmeleri ve yönlendirilmeleri,
• Okul yönetimi, rehberlik danışma birimleri ve öğretmenler işbirliğiyle okul–aile ilişkilerini
güçlendirerek birinci s ın ıf öğrencilerinin ev ortam ından okul ortam ına geçişlerinin
kolaylaştırılması,
• Okul-veli-öğrenci beklentilerinin doğru şekillendirilmesi, karşılıklı yardımlaşma, bilgi alış-verişi ve
işbirliği anlay ış ının yerleştirilmesi.

Bu amaçları gerçekleştirebilmek konusunda temel sorumluluk okul yöneticilerine ve öğretmenlere
verilmiştir. Bu basit yaklaşımın arkasında aslında çok önemli ve modern okullar açısından yeni bir
anlayış yatmaktadır. Okul sadece çocukların eğitimlerinden sorumlu olmamalıdır; okul aynı zamanda
anne-baba gibi önemli bir okul paydaşının da çocuklarının eğitimlerine katkıda bulunabilecek belirli
konularda eğitilmesinden de sorumludur. Bu sorumluluk hele hele özel okullar için vazgeçilmez bir
öneme sahiptir.

Bu anlamda, proje kapsamında üç önemli guruba sunulabilecek hizmetler konusunda sekiz ıSTEK
Vakfı Okulu’nda birinci sınıf öğretmenleri ile yarım günlük bir beyin fırtınası seansı düzenlenmiştir. Bu
çalışma sonucunda öğrencilere ve velilere ne tür hizmetlerin götürülebileceği konusunda aşağıdaki
görüş ve öneriler ortaya çıkmıştır.

1. Velilere Yönelik Yapılabilecek Çalışmalar
• Okul başlamadan önce, okula yeni başlayan birinci sınıf öğrencileri ve onların velilerine okulu
tanıtıcı ve genel kuralları açıklayan, psikolojik danışmanların, sınıf öğretmenlerinin, velilerin ve
öğrencilerin birbirlerini daha yakından tanımalarını amaçlayan genel bir toplantının yapılması,
• Yıl içinde her ay işlenecek konuların her ayın başında yazılı olarak velilere ulaştırılması,
• Gelecek yıla hazırlık olması anlamında okulun vizyonunu, misyonunu da içeren ve içinde
okulların eğitim ilkelerinin vurgulandığı ve uyulması gereken kuralları kapsayan detaylı bir veli
ve öğrenci el kitabının hazırlanarak kayıt sırasında velilere ve öğrencilere verilmesi,
• Öğrencilerin sınıf içi durumlarının, bilişsel, duyuşsal ve motor gelişimlerinin sınıf öğretmenleri
ve psikolojik danışmanlar tarafından izlenerek yazılı halde saptanması ve bunların daha ileri
sınıf öğretmenleri tarafından kullanılabilecek şekilde dosyalanması; elde edilen bilgilerin ve
ulaşılan sonuçların periyodik olarak velilerle paylaşılması (öğrenci izleme-değerlendirme
dosyalarının tutulması okulun rehberlik birimlerinin sorumluluğunda olmalıdır),
• Velilerin çocuklarıyla iletişimlerini güçlendirmek ve onların okul yaşantılarını yakından
izlemelerine yardımcı olmak amacıyla yönledirici ve bilgilendirici girişimlerde bulunulması
(örneğin, birinci sınıf öğrencileri için her gün “yarım saat TV kapat” girişimi—bu süreyi
anne/babaların çocuklarıyla geçirmeleri ve çocukların “ev çalışmalarına” yardım etmeleri için
kullanmalarının özendirilmesi),
• Velilere anne/baba takvim yöntemi çalışmaları hakkında bilgi verilmesi ve bu takvim sistemini
ev ortamında uygulamalarının özendirilmesi,
• Öğrencilerin verimli ve bilinçli ders çalışma yöntemleri/becerileri kazanmaları için
anne/babalardan yardım istenmesi ve öğrenciler için ilgi çekici/cazip yöntemlerin bulunması
(örneğin çalar saat yöntemiyle öğrencilerde belli bir ders çalışma alışkanlığının yerleştirilmeye
çalışılması),
• 6 yaş çocuğunun özellikleri konusunda bilgili bir psikolojik danışman eşliğinde her sınıf
öğretmeninin Eylül ayının sonuna doğru sınıfındaki her öğrencinin anne/babasıyla (anne/baba
birlikte, tek olması durumunda tercihan anne) bireysel görüşmeler yapılması. Bu görüşmeler
psikolojik danışman ve sınıf öğretmeninin anne/babayı bilgilendirmesini temel almalıdır: 6 yaş
çocuğunun özellikleri, aileden okul ortamına geçişin yarattığı duygusal ve psikolojik değişimler,
çocukların evdeki öğrenme ortamlarının düzenlenmesi, temel çalışma alışkanlıklarının
yerleşmesi konusunda evde anne/babalar tarafından yapılacak şeyler, vb.
• Dönem başı genel toplantı ve yukarıda değinilen Eylül ayı sonu bireysel görüşmelerin yanısıra
her velinin rehberlik birimlerinden ve sınıf öğretmenlerinden randevu alarak çocuklarının okul
yaşantıları konusunda bilgilenmelerinin sağlanması,
• Her dönem en az bir kez olmak koşuluyla öğrencilerin, velilerin, sınıf öğretmenlerinin ve
psikolojik danışmanların okul dışında bir etkinlik (sinema, tiyatro, piknik, vb.) planlayarak
aralarındaki etkileşim ve iletişimin artmasının sağlanması,

2. Öğrencilere Yönelik Yapılabilecek Çalışmalar
• Öğrencilerin verilen ödevlere karş ı korku ve kaygılarını gidermek amac ıyla “ödev” sözcüğü
yerine “ev çalışmas ı” sözcüğünün tercih edilmesi ve yaygınlaşt ır ılmas ı,
• Öğrencileri okuldan soğutmamak ve bıktırmamak için “0 ceza” uygulamasına geçilmesi ve
öğretmenlerin ceza yöntemini kullanmamalar ı konusunda özendirilmesi,
• Öğrencilere evde çalışma ve kitap okuma alışkanlıklarının kazandırılması amacıyla yeni yöntem
ve etkinliklerin bulunmas ı (örneğin; bir ayda 5 kitap okutulmas ı, resimlerin yorumlan ıp
aç ıklanması ya da konuların drama şeklinde anlat ılmas ı, vb.),
• Birinci sınıf öğrencilerinin daha verimli çalışmalarını sağlamak için okulun çalışma koşulları ve
çalışma yerlerinin uygun hale getirilmesi (özellikle oyun odalar ın ın yayg ınlaşt ır ılmas ı, oyun
odalar ında kum saati, satranç ve oyun hamurlarının bulundurulmas ı, rehberlik birimlerine
gereken araçlar ın sağlanmas ı--minder, oyuncaklar vb.),
• Okulun ilk aylarında öğrencilerin sevdiği bir oyuncağı okul çalışma masasında bulundurmalarına
izin verilmesi,
• Öğrencilerin derse olan ilgilerinin artırılması ve okuldan sıkılmalarını önlemek amacıyla
Pazartesi sabah ve Cuma son saat olmak koşuluyla oyun saatlerinin düzenlenmesi,
Projenin Etkili Olarak Gerçekleştirilmesine Yönelik Olarak Okul ıçinde Yapılabilecek Etkinlik ve
Düzenlemeler
• Öğretmenlerin motivasyonlarını arttırarak onların daha verimli ve yaratıcı ortamlarda
öğrencilere ulaşmaları için okul yönetiminin ve psikolojik dan ışmanlar ın öğretmenlere gerekli
yönlendirmeleri yapmas ı,
• Psikolojik danışmanların ve sınıf öğretmenlerin sorumluluklarını bilerek gerekli görevlerini
zamanında ve aksatmadan yerine getirmeleri. Öte yandan, okul yöneticilerin de velilerle
(anne-baba) karş ılıklı iletişim ve diyaloğu güçlendirerek projenin uygulanma aşamas ında
denetleyici bir rol üstlenmesi,
• Kişisel görüşmelerin, (öğretmen-psikolojik danışman-veli) öğrencilerin herbirinin büyüme,
olgunlaşma, yetenek ve ilgilerinin farkl ı olmas ı nedeniyle tek tek ve uygun görüşme odalar ında
yap ılmas ı,
• Bu görüşmelerdeki amaç; öğrencilerin yeteneklerini tanıyarak ev ortamından ilk defa uzaklaşan
çocuklar ın okula mutlu gelip gitmelerini kolaylaşt ırmak, akademik başar ı için gerekli ev-okul
ortam ı işbirliği sağlayarak öğrencilerin kendi ders çal ışma sistemlerini ve yöntemlerini
geliştirmelerinin sağlanması,
• Öğretmen ve psikolojik danışmanların tanıdıkları kadarıyla öğrenciler hakkında küçük ipuçları
vererek velinin güvenini kazanmas ı ve kaygıların ı azaltmas ı,
• Öğrencilerin istediğimiz temel davranışları ve becerileri kazanmaları için gerekli olan psikolojik
ödüllerin devreye sokulmas ı,
Son olarak, daha önce sözü edilen ve dönemin başlarında gerçekleştirilmesi önerilen sınıf
öğretmeni ve psikolojik danışmanın tek tek anne-babayı bilgilendirdikleri bireysel toplantılarda ne tür
konulara odaklanabilecekleri üzerinde durmakta yarar vardır. Bu toplantılar, velilerin daha işin başında
yönlendirilmeleri ve veli-okul arasında sağlıklı bir işbirliğinin başlatılması açısından önemlidir. Dahası,
böylesi özel bir yaklaşım velilerde çocuklarının okula başlamasından kaynaklanan başlangıç
kaygılarını azaltabilir.
• Velilere, genel beklenti mesajlarının verilmesi, öğrencilerin eğitim hayatlarında onların da birer
öğretmen olduklar ın ın vurgulanmas ı, velilerden beklenenleri ve onlar ın da okuldan
beklediklerinin aç ık hale getirilmesi ve karş ılıkl ı bir güven ortam ının sağlanması,Velilere,
çocuklarının eğitim hayatlarında yapmaları ve yapmamaları gereken davranışların neler
olacağ ı konusunda bilgi verilmesi. Ayrıca, çocukları bir tak ım temel becerileri kazan ırken
onlara esnek davran ıp zaman tan ımalar ı gerektiğinin açıklanmas ı,
• Velilere, akademik hedeflerinin neler olduğu, dönem sonunda çocuklarının neler
başarabilecekleri konusunda bilgi verilmesi,
• Velilerden, öğrencilerin ders çalışma çizelgelerini takip etmeleri için yardım istenmesi,
• Velilere, öğrencilerin ev çalışma ortamlarının düzenli olması için bazı yönlendirmelerin
yap ılmas ı, önerilerde bulunulmas ı,
Bu projenin odaklandığı ekseni tekrar vurgulamakta yarar vardır: Unutmamak gerekir ki, herşey
çocuklar içindir. Tek başına ne öğretmen, ne psikolojik danışmanlar ne de velilerin çabası öğrencilerin
iyi yetişmesi, bütün yaşamları boyunca gerekli olan temel beceri ve bilgileri doğru kazanmaları için
yeterli değildir. Bundan dolayı öğrencilerin eğitim hayatlarında önemli rolleri olan öğretmen-veli ve
psikolojik danışman arası iletişimin güçlendirilmesi gerekmektedir. Öğrencileri sınıf öğretmeni, veli ve
psikolojik danışmanlar arasında kurulacak profesyonel bir üçgenin ortasına yerleştirmeden bu
hedefleri başarmak mümkün olmayacaktır.





_alıntı_
 
Çocuğu 1 . ci sınıfa ve anasınıfına başlayacak veli arkadaşlar ne düşünüyorsunuz bu katılım için :uhm: katılacakmısınız?...
 
Bugün 1. dersimizi gördük okulun tanıtımı okulda, serviste, öğretmenlerle ilişkilerde ve öğrenciye öğretilmesi gerekenler hakkında genel bir toplantıydı. Müdürümüz okul aile birliğinden , tüm bölümlere kadar slaytlar eşliğinde projeyi bizlerle paylaştı.
Yarın çocuğumuz hangi gruptaysa bizde o sınıfın 2. ci sınıfına gideceğiz ( çocuğu 1-A sınıfında olan veliler 2-A sınıfına ; 1 - B olanlar , 2-B sınıfına gibi ) ve 2. sınıf öğretmenleri tarafından 2 . dersimizi göreceğiz...

Sizler okulunuzda neler yaptınız bu proje ile ilgili ; :uhm:

Tüm çocuklarımıza başarılar dilerim... kaydirigubbakcemile5
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…