• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

ilişkide tutku hissetmemek

Ve bazen o kadar çok şey oluyorki hayatımda, bir sürü yorucu riskli kararlar, olaylar, insanlar, ve ben bazen sadece yönetilmek istiyorum. 'şunu yap' 'bunu seç' gibi... O derece yoruluyorum kimsem olmamasından ötürü sorunlarım varken.


Hatta belkide asıl konuya gelirsek, onun bana her şeyi sorması kendi yemeğini bile seçmemesi bana bu yüzden bu kadar ağır geliyordu. Kibar değil, düşünceli değil ağır
 
Ebeveyinlerim tarafından sevildiğimi düşündüm sanki hep. bekli küçükken annem tarafından değil ama bu benim daha çok iş yaşantımı etkiliyor diye düşünmüştüm. Genelde kadınlar için ilişkiler alanında baba ile ilgili bir sorun olduğunda eksiklikleri ararlar ve tamamlama içgüdüsünde olurlar diye okumuştum. Oysaki benim babam ben küçükkende büyüdüğümde de dünya iyisiydi. Herkes özenirdi ilişkimize.
Ama ben bilmiyorum neden, ilişkilerde iyi değilim. Kendimi suçlayacak bir nokta mutlaka buluyorum. Ve hatalarım var bence. Çekingenlik. Konuşamama. Korkular. Güvensizlikler. Hissizlikler. Beklentiler.. Ama aşamıyorum.
Onu takıntı haline getirmekten korkuyorum. Başkasıyla görürüm diye de ödüm kopuyor. Nedenini bilmiyorum. Sanki ayrılsakta bana ait olsun istiyorum. Her ilişkimde ve flörtümde de bir süre bunu hissettim..

Bu arada burayı iyice uzun uzun dertleşme yerine çevirdim, ama gurbetteyim, hemen hemen hiç arkadaşım kalmadı (kendi ülkelerine döndüler, sevgili edindiler, başka yerlerde iş buldular taşındılar falan). %100 yalnızım. Ve türkiyedekilerden de bunca yıl sonra koptum biraz. Ağlarken yada mutluyken sarılacak, anlatacak, fikir alacak, destek alacak kimsem yok. Ailem üzülmesin diye sadece güzel şeyleri paylaşıyorum. Ama dertler sadece burada:)
ailemiz tarafından çok sevilsek bile şemalarımız olabiliyor, bunlar aslında bizim duygularımız değil, yeni dünyaya gelmiş bir bebek düşün ham halimiz o; biz bu hissleri birilerinden satın almış oluyoruz. Böyle durumlarda kendine şunu hatırlat 'bunu ben bir yerden satın aldım bu aslında bana ait değil..' ben de çok sevildiğim halde annem hemşireydi 2 günde bir nöbete kalırdı bu bende ayrılık şemasına neden olmuş olabilir yani tam olarak açıklayabildim mi bilmiyorum; bize ilk bakım veren kişilerin isteyerek/istemeyerek bilinçli/biliçsiz tavır davranışlarını kopyalıyoruz.Bunlar ilerki yaşamımızda bizim hayatı algılayışımızı ve şemalarımızı oluşturuyor, bu konuyla ilgili güzel kitaplar var tavsiye ederim. Ayrıca beni ekleyebilirsin sosyal medyadan ya da burdan özelden sohbet edebiliriz sorun değil :)
 
Aynen hep if li cümleler ama şöyle 'if you wanna meet today let me know' 'if you are not so late today let me know to meet' ..... O da değil de. Sanırım aylar aylardır böyle konuştuğuna göre ve çizgi hiç bozulmadığına göre tarzı böyle.
Ama özel günlerde, mesela bi kaç haftalık seyahatten döndüğüm gün, beni görmek istemesini, heyecanını göstermesini, özel ve düşünceli bir şey yapmasını beklerdim. (mesela bugün yoldan geldin evde yemek yoktur seni yemeğe götüreyim; ya da bugün yorgunsundur ama görmek istiyorum seni sana geleyim dışardan bişeyler söyleriz; yardıma ihtiyacın var mı gibi... sade ve ince şeyler. Öyle büyük ya da maddi beklentiler değil) Oysaki o 'çok yorgun olmazsan haber ver görüşürüz' dedi o gün... Aslında bu beklentilerimi onunla paylaşmadım. Ama tabi ki paylaşmam. Bunu da ben söylersem, ve sonrasında o da uygularsa ne anlamı kalır? Kendimi daha iyi hissettirmezdi bu bana..

Mesela sevgililer gününde 'istersen, yorgun olmazsan, işin uzun sürmezse haber ver bügün görüşürüz' ne be? Bari o gün 'geçte olsa görüşelim, yorgunsanda ben sana gelirim' de ve görüşelim. Normal günlerde ki bu hali canımı o kadar sıkmazken. en azından özel günlerde birşeyler gösterir umudum vardı.. O günler gelip içten içe beklediğim şeyleri göremeyince, çok çok kırıldım.. Öyle bir beklentiye girmişim ki hatta anlatamıyorum bile size kırgınlık seviyemi.. Çok uzun süreler ağladım o günlerde..

Çok mu beklentiye girip, mutlu olmamayı bilememişim bilmiyorum :/..

Pazar gün ki o konuşmamızda, herşeye aynı şekilde karşılık verirken 'asıl sen bana kötü hissettirdin, ben değil asıl sen bana öyle davrandın, ama sende bana böyle dedin, ama sende bunu yapmadın' gibi karşılıklar alırken herşeye.. Konuşmanın sonunda, üzgünüm Aurora ben senle mutluydum sorunum yoktu, ama sen böyle istiyorsan tamam' dedi .?????? Hah anlamadım o da benimleyken yalnız hissettiyse değersiz hissettiyse, benim soğuk olduğumu hissettiyse, günlerce kötü geçirdiyse.. Nasıl mutlu olmayı da aynı zamanda başarabildi??
Ama sen böyle istiyorsan tamam mı ahahahahha orda bile if:li cümle kurmuş. Ay bacım boşver bundan bir yol olmazdı. Hayır yani buluşmak yüz yüze konuşmak için kırk takla attın adam bana mısın demedi hep kaçtı. Şimdi de asıl sen bana kötü hissettirdin. Yok ya.
 
Ama sen böyle istiyorsan tamam mı ahahahahha orda bile if:li cümle kurmuş. Ay bacım boşver bundan bir yol olmazdı. Hayır yani buluşmak yüz yüze konuşmak için kırk takla attın adam bana mısın demedi hep kaçtı. Şimdi de asıl sen bana kötü hissettirdin. Yok ya.
manipülasyon bunlar hep
 
Aurora90 Aurora90 son yorumları okudum. kesinlikle çok haklısın. flörtöz konuşmalar olmayacaksa bu insanın kankalarından ne farkı var ki? insan soğur ve istenmediğini düşünür. özledim, seni istiyorum, görmek istiyorum, keşke şimdi yanımda olsan, şöyle hoşsun böyle tatlısın gibi şeylere bi cevap alınmadığında maksimum iki kez falan daha söyler insan sonra salar. hadi o an aynı karşılığı veremedi, belki kafa başka yerdeydi belki bi sıkıntısı vardı eyvallah da sürekli böyle olması ve artık bu konuşmalardan soğutmuş olması çok itici. bir söylersin iki söylersin, üçüncüde misal ondan beklersin. söylendiğinde karşılık veriyorsa amenna. karşılık veren zaten kendisi de yazar, söyler. çok yeni olsanız şöyle 1-2 aylık falan, daha çok yeni belki kendini açamıyordur henüz tanımıyorsun derdik. ama sen 8-9 ay gibi uzun bir zaman diliminden bahsediyorsun. artık yenisi, çekinmesi, açılamaması falan yok bu işin. hadi o istersen falan dediği if'li cümleleri bi kenara bıraktım kültür dedik tarz dedik hadi ona da eyvallah ama güzel sözlere karşılık vermemek bambaşka bir olay. bunun yabancı olmakla zerre alakası yok.
 
ailemiz tarafından çok sevilsek bile şemalarımız olabiliyor, bunlar aslında bizim duygularımız değil, yeni dünyaya gelmiş bir bebek düşün ham halimiz o; biz bu hissleri birilerinden satın almış oluyoruz. Böyle durumlarda kendine şunu hatırlat 'bunu ben bir yerden satın aldım bu aslında bana ait değil..' ben de çok sevildiğim halde annem hemşireydi 2 günde bir nöbete kalırdı bu bende ayrılık şemasına neden olmuş olabilir yani tam olarak açıklayabildim mi bilmiyorum; bize ilk bakım veren kişilerin isteyerek/istemeyerek bilinçli/biliçsiz tavır davranışlarını kopyalıyoruz.Bunlar ilerki yaşamımızda bizim hayatı algılayışımızı ve şemalarımızı oluşturuyor, bu konuyla ilgili güzel kitaplar var tavsiye ederim. Ayrıca beni ekleyebilirsin sosyal medyadan ya da burdan özelden sohbet edebiliriz sorun değil :)
Cok tesekkur ederim😍
Tavsiyeler için de.. Haklısınız hepsi çok mantıklı. Evet sakinken bazen bende böyle düşünebiliyorum(bazen bazen). Ama sıcağı sıcağına olaylarda, kendimi de suçluyorum çok şeyde.
 
Aurora90 Aurora90 son yorumları okudum. kesinlikle çok haklısın. flörtöz konuşmalar olmayacaksa bu insanın kankalarından ne farkı var ki? insan soğur ve istenmediğini düşünür. özledim, seni istiyorum, görmek istiyorum, keşke şimdi yanımda olsan, şöyle hoşsun böyle tatlısın gibi şeylere bi cevap alınmadığında maksimum iki kez falan daha söyler insan sonra salar. hadi o an aynı karşılığı veremedi, belki kafa başka yerdeydi belki bi sıkıntısı vardı eyvallah da sürekli böyle olması ve artık bu konuşmalardan soğutmuş olması çok itici. bir söylersin iki söylersin, üçüncüde misal ondan beklersin. söylendiğinde karşılık veriyorsa amenna. karşılık veren zaten kendisi de yazar, söyler. çok yeni olsanız şöyle 1-2 aylık falan, daha çok yeni belki kendini açamıyordur henüz tanımıyorsun derdik. ama sen 8-9 ay gibi uzun bir zaman diliminden bahsediyorsun. artık yenisi, çekinmesi, açılamaması falan yok bu işin. hadi o istersen falan dediği if'li cümleleri bi kenara bıraktım kültür dedik tarz dedik hadi ona da eyvallah ama güzel sözlere karşılık vermemek bambaşka bir olay. bunun yabancı olmakla zerre alakası yok.
Evet bi de 8-9 ay hemen hergün görüştüğümüzü ve konuştuğumuzu varsayarsak... Bu sürenin etkisi çok uzun olmalıydı.
Ama haklısınız. belki benim de hatalarım var ona karşı. Ama bu benim. O da o. Sanırım bu yaştan sonra ikimizde değişemeyiz. Asıl o zaman ütopik olur. Ya da bunu bu şekilde devam ettirmeye çalışmak. O yüzden iyi oldu.
Bi de aslında konuşmalarımızda hep karşı atak yapıp, gönül almaktansa, üste çıkma çabası, narsistik kişilik özelliklerinden biri sanırım. Ki bu çok korkutucu
 
Back