ilişki kurmakta zorlanıyorum

Wurstria

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
3 Ocak 2015
14.178
25.547
hanımlar selam, herkese şimdiden iyi bayramlar :)

bi iç dökme olsun diye konu açmak istedim, uzun zamandır ilişkiler hakkında, gönül işleri hakkında konu açmıyordum. önce biraz kendimden bahsedeyim, 29 yaşında bekar, çalışan genç bir kadınım, ailemle yaşıyorum. geçmişte de öyle uzun süren, ciddi (ciddiden kastım gerçek bir sevgi bağı olan hatta evlenmeyi düşündürecek kadar ciddi) bir ilişkim olmadı. en uzunu 1-2 sene anca sürmüştür. aslına bakarsanız uzun zamandır da yalnızım. pandemi sayesinde aşırı asosyalleştik zaten hepimiz. işyeri de evden çalışma düzenine geçince ben insanlardan iyice uzaklaşıp koptum. zaten yapı olarak da kalabalığı seven biri değilimdir. sessizlik, sakinlik, az insan çok huzur kafasında oldum her zaman. uzun zamandır yalnız olmak bana geçen seneye kadar hiç dokunmamıştı, keyfim aşırı yerindeydi, kafam çok rahattı, kalbim de boştu. geçen yaz biriyle tanışıp kısa süreli duygusal bir yakınlaşma ve beraberindeki hayal kırıklıklarım sonrası yine yalnız kaldım fakat bu defa yalnız olmayı biraz kafama takar oldum. hal böyle olunca sosyal medyadan, oradan buradan yeni insanlarla tanışmaya başladım. gerçekten çok büyük bir kısmı sadece bir kahve içip bir daha görüşmediğim buluşmalar oldu. bu süre zarfında yenilere şans versem de arada bir o yazın tanışıp hüsrana uğradığım kişiyi stalklamaktan vazgeçmedim. ara ara baktım, hiç konuşmasak da. o kişi hayatımdan tamamen çıkalı 5-6 ay olmuştur.

bu konularda bilinçlenmek adına kendi bağlanma stilimi araştırdığımda, kaçıngan bağlanmaya çok yakın olduğumu farkettim. uzun uzadıya açıklamayayım araştıranlar ya da bilenler vardır illa ki, o bağlanma stilinin özellikleri %80-90 bende var. ve bu konuyu kafama taktım yani ben neden ilişki kuramıyorum, neden en ufak anlaşmazlıkta kesip atıyorum, neden sadece bir buluşmada kalıp ilerisi gelmiyor, nerede hata yapıyorum diye düşündüm. önce, yazın tanıştığım kişinin yaşattığı hüsran biraz özgüvenimi zedeledi, acaba sevilmeye layık değil miyim diye düşündüm. ama tanıştığım insanlar beni beğeniyorlardı, bunu dile getiriyorlardı, tanımak istediklerini, flört etmek istediklerini hem sözle hem de ilgileriyle belli ediyorlardı. hal böyle olunca o konudaki özgüvensizliği tamir etmeye başladım. kaçıngan bağlanan kişilere verilen en önemli tavsiye, öyle ya da böyle bir ilişkiye başlayın, çok yoğun hissetmeseniz de ilişki kurdukça bişeyler düzelecektir tarzında. ben de bunu uygulamak için kendimi insanlarla flört etmeye, ilişki kurmaya zorlamaya başladım. yani çabalıyorum bu konuda. ama o kadar zorlanıyorum ki anlatamam. diyeceksiniz ki zor olan ne, hemen anlatayım.

ben mi böylelerini çekiyorum bilmiyorum ama genelde çok çabuk bağlanan, kendini kaptıran, aşırı ilgi gösteren (hesap sorma ve kıskançlık da dahil bu davranışlara) sürekli ama sürekli iletişimde olmak isteyen kişiler çıkıyor karşıma. hani bi taraf daha çok çabalar ya, aynen öyle, karşımdakiler çabalıyor benim için. evet bu kötü bişey değil ama kızlar ben aşırı sıkılıyorum. sıkılmaktan ziyade boğuluyorum. her şeyi haber vermem isteniyor, telefonu açmama lüksüm yok açmamışsam illa sorun çıkarıyorlar, ayırdığım vakit asla karşımdakilere yetmiyor, eğer yazmamışsam sorun ediyorlar. bu tarz olan kişilerle görüşmeyi daha önce sonlandırdım ama yine aynı senaryo içindeyim, yine biriyle görüşüyorum ve yine aynı şeyleri yaşıyorum. çalışıyorum gün içinde, zır zır arıyor. açmadıysam sorun ediyor. neymiş, 5 dk bile olsa açabilirmişim. sürekli yazıyor. geç cevap verse neden geç yazdın diyor. çalışıyorum diyorum trip yiyorum. şu an görüştüğüm insan mı anlayışsız yoksa bende mi sorun var ben anlamıyorum. bu kadar kısa sürede bu ne hız? ama bir değil iki değil kaç kişi denk geldi böyle. kaçıngan olduğum için bi şekilde, iyi kötü ilişkiye zorluyorum kendimi ama bu davranışlar beni çok itiyor. boğuluyorum. arkadaşlarıma söylüyorum, sevgilim senin yaptığını yapsa ayrılırım diyorlar :KK70:

acaba ben ilişki kurmaya uygun bir insan mı değilim, kova burcuyum merak eden varsa ve o telefonu niye açmadın sorusunu gördüğüm an sanki hayatımın iplerini karşımdakine verecekmişim gibi hissedip sinir küpüne dönüyorum. karşımdakinin kalbini kırmamak için kendimi tutuyorum çünkü sesini duymak istiyorum, özlüyorum gibi cevaplar alıyorum. bir insan bir insanı bu kadar kısa süre içinde benimseyebilir mi ya? sanırım bu tip şeyler bana samimiyetsiz geliyor. ben hayatımın merkezine almak zorunda mıyım o insanı? sırf sevgilim diye her saniye onunla mı konuşmam lazım? ya da tüm bu davranışlarımın altında yatan neden aslında karşımdaki kişiye yoğun hislerimin olmaması mı? ne diyorsunuz, dertleşsek mi biraz sizinle :)
 
bu arada eklemeyi unuttum epey de uzun yazmışım ama kusura bakmayın artık :KK70: bu "kaçan" davranışlarım yüzünden çok eleştiri alıyorum bu flörtlerden. beni önemsemiyorsun falan diyorlar. şimdiki de böyle mesela. onun istediği bişeyi ben istemiyorsam sen neden hep böyle yapıyorsun, işi yokuşa sürüyorsun, neden bu kadar zorsun gibi eleştiriler alıyorum ve ilişki içinde eleştiri benim hoşuma giden bişey değil. bence insanlar birbirini olduğu gibi kabul etmeli kimse değişmez ki sonradan. alıp karşıma konuşmaya çalışıyorum mesela, benim yapım böyle, önemsememek değil sadece aşırı ilgiye pek gelemiyorum falan diyorum ama inanılmaz yanlış anlaşılıyorum. felaket bir alınganlıkla karşılaşıyorum.
 
"Sevgiyle bağlandığım ilişki olmadı" kısmı bana uymuyor sadece ama diğer cümlelerini okurken acaba ben mi yazdım da unutmuşum yazdığımı diye düşündüm gerçekten. Demem o ki çok zor işler bunlar. Hatta dünyadaki en zor mesele dengine uygun bir karşıcins bulmak, içten sevebilmek. Yapabileceğin başka bir şey olduğunu düşünmüyorum.zorla sevecek değilsin ya olmuyorsa zorlayarak olmaz.bu arada aynı detten müzdaribiz. Ben de öyle aşırı aranan, sorulan, devamlı gırüşülen ilişkileri hiç sevmem.yürütemem.hayatım bitirilen bu tarz ilişkilerle dolu.seviyorsam bile yürütemiyorum bu şekimde.arada en az 3, 4 gün olmalı.
 
Kendinizi bu kadar zorlamak yine kendi psikolojinizden ters bir cevap almanıza yol açabilir. Üstelik kendinize bağlanmayla ilgili teşhis koymayın, bırakın işin uzmanı koysun eminim çok daha doğru olur.

Kendi başınıza bunun altından kalkmak zorunda değilsiniz, bir terapiste görünseniz çok daha kolay olacaktır.
 
amir levine bağlanma adlı kitabında 4 tür için de testler var. oradan rahatlıkla bulabilirsiniz.
Bu tip testleri kişinin yaşam öyküsü, travmaları, dönüm noktası dediğimiz yaşadıkları hatta kan tahlili sonuçları da dikkate alınarak uzman kişiler uygular ve en doğru değerlendirme o şekilde olur. Bir bütün olarak ve bir kaç farklı testlerin uygulandığı seanslarla değerlendirmeler sonucu sağlıklı bir sonuca varılır. İnsanın kendini değerlendirmesi oldukça zor ve karmaşık olabilir çünkü kişi kendini olduğundan farklı da algılayabilir.
 
Kendinizi bu kadar zorlamak yine kendi psikolojinizden ters bir cevap almanıza yol açabilir. Üstelik kendinize bağlanmayla ilgili teşhis koymayın, bırakın işin uzmanı koysun eminim çok daha doğru olur.

Kendi başınıza bunun altından kalkmak zorunda değilsiniz, bir terapiste görünseniz çok daha kolay olacaktır.
yok teşhis koymadım sadece araştırınca ona yakın olduğumu düşündüm, merak ettim çünkü.
 
"Sevgiyle bağlandığım ilişki olmadı" kısmı bana uymuyor sadece ama diğer cümlelerini okurken acaba ben mi yazdım da unutmuşum yazdığımı diye düşündüm gerçekten. Demem o ki çok zor işler bunlar. Hatta dünyadaki en zor mesele dengine uygun bir karşıcins bulmak, içten sevebilmek. Yapabileceğin başka bir şey olduğunu düşünmüyorum.zorla sevecek değilsin ya olmuyorsa zorlayarak olmaz.bu arada aynı detten müzdaribiz. Ben de öyle aşırı aranan, sorulan, devamlı gırüşülen ilişkileri hiç sevmem.yürütemem.hayatım bitirilen bu tarz ilişkilerle dolu.seviyorsam bile yürütemiyorum bu şekimde.arada en az 3, 4 gün olmalı.
diyorum kş acaba sevgi duymakla mı alakalı. çünkü ben içimden geldiği zaman yapıyorum aslında, yaptım. o bahsettiğim kişiye karşı yaptım, tabii o aşırı aşırı ilgi gösteren biri değildi sadece başlangıçta biraz yoğun ilgi göstermişti, ben zaman içinde onu tanıdıkça ona karşı bişeyler hissetmeye başladım. sonra aramızda birtakım sorunlar oldu, benim yanlış anlaşılmamdan kaynaklı ve ben düzeltmek için de çok uğraştım. hatta düzeltmek için ayağına kadar gittim iki kez öyle burnundan kıl aldırmayan birisi değilimdir. ha düzelmedi o ayrı konu.
 
Bu tip testleri kişinin yaşam öyküsü, travmaları, dönüm noktası dediğimiz yaşadıkları dikkate alınarak uzman kişiler uygular ve en doğru değerlendirme o şekilde olur. Bir bütün olarak ve bir kaç farklı testlerin uygulandığı seanslarla değerlendirmeler sonucu sağlıklı bir sonuca varılır. İnsanın kendini değerlendirmesi oldukça zor ve karmaşık olabilir çünkü kişi kendini olduğundan farklı da algılayabilir.
elbetteki uzmanlık alanım değil fakat kısa youtube videolarındansa bir kaç psiyatristin uzun yıllar çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış, neden-sonuç bağlantıları ve çözüm yollarının bir çok vaka kapsamında detaylıca anlatıldığı bir kitap, terapiye gidemeyen ve öğrenmek isteyenler için pek tabii ki de önerilebilir düşüncesindeyim.
 
elbetteki uzmanlık alanım değil fakat kısa youtube videolarındansa bir kaç psiyatristin uzun yıllar çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış, neden-sonuç bağlantıları ve çözüm yollarının bir çok vaka kapsamında detaylıca anlatıldığı bir kitap, terapiye gidemeyen ve öğrenmek isteyenler için pek tabii ki de önerilebilir düşüncesindeyim.
PsikolojisiBozukPsikolog PsikolojisiBozukPsikolog insan kendine çok çok yakından baktığı için elbette kendisine teşhis koyması çok yanlış bir hareket. sadece ben merak edip araştırdığımda buna yakın olduğumu gördüm açıkçası.
 
İlişki, adi üstünde hani ilişik olma durumu :)
Karşılıklı olarak beklentilerin oldugu, bir tarafın yönetmesi dayatmasi durumunda işkenceye dönen, boğucu olan orta noktada buluşuldugunda tadından yenmeyen hâl...

Kestirip atmak değil de doğru olan kendini güzelce ifade ederek ilişkiye sekil vermek...
Karşınızdaki insan düzgün ve değer biriyse eğer tatli dille sizin İlişki beklentinizi açıklayın. O bu açıklama karşısında aramalarını, mesajlarını azaltıyorsa size adım atmış demektir.
Şimdi sıra sizde.
Sizde onun için küçük zamanları o istemeden yaratarak ilginizi ve değer verdiğinizi hissettirirseniz ortada buluşabilirsiniz.

Yok ben hiç eğilmem höt höt diyorsanız.
Yalnızlık size uygun olan.
Kimseyi yormaya gerek yok kendinizi de :)
 
Son zamanlarda yakin arkadaşlarım hep bu bahsettiğin erkeklerin tam tersi tiplerle karşılaştıkları için şikayet ediyorlar :)
Aslında bu erkeklerden birine şans verir Flört döneminin uzamasına izin verirsen, bu tiplerin sadece baslarda karşısındaki kadını aşk bombardimanina tuttugunu, ilişki oturmaya başladıktan sonra, tamamen ilgisiz kalabileceklerini bile gorebilirsin. 'Bence' sorun sende değil bu tip erkeklerde. Neden olmuyor, niye böyleyim diye düşünmeyi bırakmaya çalışman bence daha iyi olur.
Bence akışta kalmak, oluruna bırakmak insana istediklerini daha kolay getiriyor.
 
Kova burcuyum merak eden varsa
Her şeyi burçlara bağlamak elbette doğru değil ama kova burcu bir flörtüm olmuştu ve dediğiniz şeylerin aynısını ama aynısını yapıyordu. Ben de biraz size karşı tarafı göstermek için yazıyorum. Belki empati kurmanız için yardımcı olur.

Yazdıkça bunalır geç cevap verirdi. Ben onunla iletişim kurmak için çabaladıkça o kaçardı. Bir gün varsa hayatımda 3 gün yoktu. Bu da bana değer görmediğimi hissettiriyordu. Özgüvenimi inanılmaz zedelediğini söyleyebilirim. Sürekli bana neden değer vermiyor madem değer vermiyor bıraksın gideyim diye düşünür her uzak davrandığında benimle oynuyormuş gibi hisseder, inanılmaz kırılır, sokak otobüs fark etmez ağlardım. Düşünüyorum da benim için kötü zamanlardı.

Ben bunaltan bir tip değildim azami sevgi, ilgi, saygı bekliyordum. Ama ona sorsak herhalde aşırı bunaltan biriyimdir. Sizin de düşünceniz bu yönde karşı tarafı aşırı ilgili bunaltan görüyorsunuz ama muhtemelen o da sevgi ve ilgi bekliyor. Göremeyince bunu zorla almaya çalışıyor. Bir de bu yönden bakın istedim.
 
Üstte ki üyenin yorumuna aşşırı katılıyorum. Bi kez şans verip bu tarz erkeklerin bir tanesi ile muhabbeti uzun soluklu ilişkiye çevirmeye kalktığında, hemen geri çekileceklerini bu baştaki ilgi bombardımanının binde bire falan dönüşeceğini, kendi ve arkadaşlarımın deneyimlerinden yola çıkarak söyleyebilirim. Bu nedenle sorun sende değil onlarda bence. Narsist erkek dolu ortalık. Normali bencede başta biraz daha sakin olmak, evet tutkulu ama hayatının içine o kadar girmeden mümkünse. En başta bu kadar arayıp sormak, hayatında sürekli arayıp mesaj atarak yer edinmek, havada uçuşan güzel sözler, hayaller, çok sağlıksız bence. Bir çok kadın bunlara yelkenler fora olup 1-2 ay sonra tamamı ortadan kaybolunca eşekten düşmüşe dönüyor. Bu genelde onların işe yarayan bir taktiği ama sizde tutmamış neyseki. :)
+
Çözüme gelince bilmiyorum, bende hiç bişeyi uzun ve güzel ilişkiye çeviremiyorum zaten, kelin ilacı olsa.. 😬 O yüzden yorumları okuyor olacağım
 
hanımlar selam, herkese şimdiden iyi bayramlar :)

bi iç dökme olsun diye konu açmak istedim, uzun zamandır ilişkiler hakkında, gönül işleri hakkında konu açmıyordum. önce biraz kendimden bahsedeyim, 29 yaşında bekar, çalışan genç bir kadınım, ailemle yaşıyorum. geçmişte de öyle uzun süren, ciddi (ciddiden kastım gerçek bir sevgi bağı olan hatta evlenmeyi düşündürecek kadar ciddi) bir ilişkim olmadı. en uzunu 1-2 sene anca sürmüştür. aslına bakarsanız uzun zamandır da yalnızım. pandemi sayesinde aşırı asosyalleştik zaten hepimiz. işyeri de evden çalışma düzenine geçince ben insanlardan iyice uzaklaşıp koptum. zaten yapı olarak da kalabalığı seven biri değilimdir. sessizlik, sakinlik, az insan çok huzur kafasında oldum her zaman. uzun zamandır yalnız olmak bana geçen seneye kadar hiç dokunmamıştı, keyfim aşırı yerindeydi, kafam çok rahattı, kalbim de boştu. geçen yaz biriyle tanışıp kısa süreli duygusal bir yakınlaşma ve beraberindeki hayal kırıklıklarım sonrası yine yalnız kaldım fakat bu defa yalnız olmayı biraz kafama takar oldum. hal böyle olunca sosyal medyadan, oradan buradan yeni insanlarla tanışmaya başladım. gerçekten çok büyük bir kısmı sadece bir kahve içip bir daha görüşmediğim buluşmalar oldu. bu süre zarfında yenilere şans versem de arada bir o yazın tanışıp hüsrana uğradığım kişiyi stalklamaktan vazgeçmedim. ara ara baktım, hiç konuşmasak da. o kişi hayatımdan tamamen çıkalı 5-6 ay olmuştur.

bu konularda bilinçlenmek adına kendi bağlanma stilimi araştırdığımda, kaçıngan bağlanmaya çok yakın olduğumu farkettim. uzun uzadıya açıklamayayım araştıranlar ya da bilenler vardır illa ki, o bağlanma stilinin özellikleri %80-90 bende var. ve bu konuyu kafama taktım yani ben neden ilişki kuramıyorum, neden en ufak anlaşmazlıkta kesip atıyorum, neden sadece bir buluşmada kalıp ilerisi gelmiyor, nerede hata yapıyorum diye düşündüm. önce, yazın tanıştığım kişinin yaşattığı hüsran biraz özgüvenimi zedeledi, acaba sevilmeye layık değil miyim diye düşündüm. ama tanıştığım insanlar beni beğeniyorlardı, bunu dile getiriyorlardı, tanımak istediklerini, flört etmek istediklerini hem sözle hem de ilgileriyle belli ediyorlardı. hal böyle olunca o konudaki özgüvensizliği tamir etmeye başladım. kaçıngan bağlanan kişilere verilen en önemli tavsiye, öyle ya da böyle bir ilişkiye başlayın, çok yoğun hissetmeseniz de ilişki kurdukça bişeyler düzelecektir tarzında. ben de bunu uygulamak için kendimi insanlarla flört etmeye, ilişki kurmaya zorlamaya başladım. yani çabalıyorum bu konuda. ama o kadar zorlanıyorum ki anlatamam. diyeceksiniz ki zor olan ne, hemen anlatayım.

ben mi böylelerini çekiyorum bilmiyorum ama genelde çok çabuk bağlanan, kendini kaptıran, aşırı ilgi gösteren (hesap sorma ve kıskançlık da dahil bu davranışlara) sürekli ama sürekli iletişimde olmak isteyen kişiler çıkıyor karşıma. hani bi taraf daha çok çabalar ya, aynen öyle, karşımdakiler çabalıyor benim için. evet bu kötü bişey değil ama kızlar ben aşırı sıkılıyorum. sıkılmaktan ziyade boğuluyorum. her şeyi haber vermem isteniyor, telefonu açmama lüksüm yok açmamışsam illa sorun çıkarıyorlar, ayırdığım vakit asla karşımdakilere yetmiyor, eğer yazmamışsam sorun ediyorlar. bu tarz olan kişilerle görüşmeyi daha önce sonlandırdım ama yine aynı senaryo içindeyim, yine biriyle görüşüyorum ve yine aynı şeyleri yaşıyorum. çalışıyorum gün içinde, zır zır arıyor. açmadıysam sorun ediyor. neymiş, 5 dk bile olsa açabilirmişim. sürekli yazıyor. geç cevap verse neden geç yazdın diyor. çalışıyorum diyorum trip yiyorum. şu an görüştüğüm insan mı anlayışsız yoksa bende mi sorun var ben anlamıyorum. bu kadar kısa sürede bu ne hız? ama bir değil iki değil kaç kişi denk geldi böyle. kaçıngan olduğum için bi şekilde, iyi kötü ilişkiye zorluyorum kendimi ama bu davranışlar beni çok itiyor. boğuluyorum. arkadaşlarıma söylüyorum, sevgilim senin yaptığını yapsa ayrılırım diyorlar :KK70:

acaba ben ilişki kurmaya uygun bir insan mı değilim, kova burcuyum merak eden varsa ve o telefonu niye açmadın sorusunu gördüğüm an sanki hayatımın iplerini karşımdakine verecekmişim gibi hissedip sinir küpüne dönüyorum. karşımdakinin kalbini kırmamak için kendimi tutuyorum çünkü sesini duymak istiyorum, özlüyorum gibi cevaplar alıyorum. bir insan bir insanı bu kadar kısa süre içinde benimseyebilir mi ya? sanırım bu tip şeyler bana samimiyetsiz geliyor. ben hayatımın merkezine almak zorunda mıyım o insanı? sırf sevgilim diye her saniye onunla mı konuşmam lazım? ya da tüm bu davranışlarımın altında yatan neden aslında karşımdaki kişiye yoğun hislerimin olmaması mı? ne diyorsunuz, dertleşsek mi biraz sizinle :)
Konulardaki cevaplarını görüyorum bazen. Kişisel gelişim anlamında farkındalık sahibisin bence çünkü benim bir konumda özdeğer özsevgiyle ilgili şeyler yazmıştın. Her dakika arayıp konuşmak insanlar hayatlarındaki boşluğu doldurmaya çalışıyorlar. Insanın farkındalığı arttıkça kendiyle vakit geçirmeyi seviyor ve uyumsuz olduğu insanlardan uzak duruyor bence. Diger sekilde zaman kaybı çünkü. Ruh eşinle karşılaştığında bu şeyleri yaşamazsın bence.çünkü gercek sevgi insanın hayatında zorluk çıkarmamalı ve kisinin hayatının akışında olacak şekilde girmeli hayatına. Diğer sekilde bıktırıyorsa ne gerek var ki. Ve de gerçekten sevdiğinde ve uyumlu olduğunuzda zaten seni bu kadar sıkan biri olmaz. Müsait olmadığında anlayışla karşılar. Bir yazı okumuştum boşanmak için en uygun zaman evlenmeden öncesidir diye.bu sevgililikte de geçerli bence.uyumsuz durumlar varsa zorlamamak gerek. Enerji uyuşmadıysa uyuşmuyor çünkü
 
Ben de sürekli arayan sürekli mesaj atan kişilere ayar olurum gerçekten çok sinir bozucu bir durum özellikle ilişkinin başında insana saç baş yolduruyor. Benim de şu anki iliskimde başta böyle bir sorun vardı uykum gelince sevgilim trip atıyordu hatta böyle bir konu açmıştım ama şu an kendim özleyip arıyorum yanına gidiyorum yani çok abartı olmadığı müddetçe belki bir alışma süreci olabilir... Yani sahsen ben adama alıştıktan sonra kendim özlemeye ve aramaya başladım. Ama daha en bastan çok abartı trip atanları bence bırakmalısınız.
 
Gerçekten anlattığın gibiyse flörtleştiğin erkekler inanılmaz yapışkan, çevremdekiler bu kadar yapışkan değil açıkçası. Beni de iterdi.

Ancak belki de bağlanma stilinden dolayı sana normal şeyler yapışkanca geliyor olabilir mi? Bunun ayırdına varmakta zor.
 
X