Bi akrabamız (erkek) nişanlıyken genç yaşında trafik kazası geçirdi. Çoook kötü bi kazaydı ve sol kolu felçli kaldı. Kalbinde de pil benzeri bir cihazla yaşıyo. Pilin her sene yenilenmesi gerekiyor vs. Felçli kolu da simsiyah kaza nedeniyle.
Kazadan sonra nişanlısı ben sakat adamla evlenmem ona bakarak mı ömür geçircem diyerek yüzüğü attı. Demediğini de bırakmadı engeliyle ilgili.
Sonra köyden başka bir kızı istediler. Kız da bizim yarın ne olacağımız belli değil. Dürüst adamdır çolakta olsa ekmeğini taştan çıkarır diyerek evlenmeyi kabul etti. Ailesi de adamı tanıdığı için güvenerek verdiler kızlarını.
Abimizin o zaman maddi durumu iyi değildi. Evlendikten sonra Almanyaya gitti çok iyi bir iş kurdu. Maddi olarak durumları çok çok iyi. Eşiyle 2 çocukları oldu ve abimiz eşine her zaman minnetle bakar eşi de ona şevkat ve sevgiyle. Yaklaşık 20 senedir evliler.
İlahi adalet demişken, nişanı atan kız bi kaç sene sonra başka biriyle evleniyo. Tahmin edersiniz ki fiziken engeli bulunmayan biriyle.
Yaklaşık 5 sene sonra kocası bir kaza geçiriyo ve tamamen felç kalıyo. Kadın iki çocuğu ve felçli kocasına tek başına bakıyo senelerdir.
İncinmiş bi yüreğin acısı böyle çıkıyo demekki..
selamlar..
ben inanıyorum ilahi adalete sonuna kadar, bir örnek vereyim ilk aklıma geleni.. o kadar çok var ki, aklıma geldikce yine yazarım buraya.
3-4 sene önce, 3 senelik ilişkim bitmişti ama biz hala bi sekilde konusuyorduk 3 senenin verdiği alışkanlıkla bir anda kopamadık, (detayları önceki konularımda fazlasıyla anlatmıştım kabak tadı vermemek için girmiyorum ayrılık kısmına) o dönem abim askere yeni gitmişti ve acemi birliği dağıtımından sonra 12 aylığına gideceği yer belli olmuştu, Hakkari. ben abisine deli gibi aşık bi kardeş olarak üzüntüden kahroluyorum tabi. bu ayrıldığım erkek arkadaşımın da iki amcası da kurmay ve dolayısıyla bizimki torpil yaptıracağına söz vermişti, ki ben istememiştim kendi talebiydi.
torpilin halledileceği gece ben ondan telefon bekliyorum yüreğim ağzımda ama aramıyor, arıyorum açmıyor. gecenin köründe aradı körkütük sarhoş. torpil filan yapmamış amcayla konusmamış, bana dedi ki doğuda askerlik yapmak gibisi var mı ben olsam sevinirdim. K... dedim, inşallah askerliğini Şırnak'ta yaparsın ve o amcacıkların hiçbir sey yapamazlar.
aradan 2 sene geçti, bu 2 sene içinde her Allah'ın günü bana ona dönmem için yalvardı, kendi ayrı ailesi ayrı. (bunun için de ayrı dualar etmiştim) yine sabahında bi ton mesaj döşeyip bin kez aradığı bir günün akşamı telefonuma mesaj geldi. askerlik yerim belli oldu, ŞIRNAK. inanmadım tabi, üff yine duygu sömürüsü, sırf üzülüp aramam için yapıyor dedim ama yine de merak ettim. tsk dan bakabilmem için şifresini istedim. girdim baktım kocaman harflerle ŞIRNAK. o iki kurmay amca hiçbir sey yapamamış, elleri kolları bağlanmış..
o ah ettiğim dönemden sonra geçen 2 senede aslında artık o kadar da umrumda değildi ben ondan vazgeçmiştim. geri dönüşü ondan tamamen vazgeçtiğim zamanda gerçekleşti. istediğin şey sen onu istemekten vazgeçtiğin zaman gerçekleşir ya, öyle oldu.
ama bana dönmesi için çok dua ettim. hayatımda ilk kez bir adamdan resmen aşk dilendim. telefonlarda ağlamalar, son bir kez görüşelim demeler.. dua ettim benim ona yalvardığım gibi bana yalvararak dönsün, aynı cümlelerle bana gelsin. yemin ediyorum son bir kez göreyim diye telefonda ağladığı gün o kadarına ben bile inanamadım.
sürekli bunu düşünme, sen eğer gerçekten haklıysan ve çok yürekten istemişsen bir gün mutlaka olacaktır, sen artık unutmuş olsan bile Allah hatırlatıyor.
bi laf var çok severim; ''Kalbinizde olup da hiç kimseye anlatamadığınız, dile getirilmesi imkansız bir şey var ya; İşte Allah onu biliyor, üzülmeyin.''
Baştan aşağı tüm tüylerim diken diken oldu, bacaklarım titredi bir an.
Teşekkür ederim gelen ilk yorumunuz için...
Evet ben inanirim...
bundan yaklasik 6 sene önce o zamanlar coook sevdigim biri vardi hayatimda.. ilk sevgilimdi, cok baglanmistim ve cokta güveniyordum ona. Ama o beni kuzenimle aldatti, kiz kardesim gibi sevdigim biriyle. Tabi ki ikisiylede iliskim kalmadi. Canim cok cok yanmisti, bu olayi atlatmam ayriyeten 2 senemi aldi.
Baska sehire yerlestim ve yepyeni bir hayat kurdum, ve o sehirde sözlümle tanistim. o kadar cok deger veriyor ki, o kadar seviyor ki beni, mutluluktan aglayabilirim o derece ve o kötü anlar, hepsi geride kaldi..
Daha dün ögrendim, cocuk cok kötü yola düsmüs, madde bagimlisi olmus ve tüm cevresi onunla iliskiyi kesmis, sevdigi ve birlikte oldugu bir kiz vardi o kiz da onu birakmis. Yani tüm hayati alt üst oldu. Hak ettigini buldu. Yinede biraz acidim cocuga. Bir zamanlar benim icin o kadar degerliyken, hic bisey hissetmemek sadece az olsa ona acimak cok tuhaf bir duygu.
Kuzenime gelince, ilahi adalet daha onda islemedi, ama bekliyorum. elbet o da bir gün hak ettigini bulacak.
O çocuğu geçtim de, kuzenine yazıklar olsun . Dilerim ALLAHın daha büyük bir planı vardır da, kuzenini ondan sona saklamıştır.
Olur ya her insan yapabilir. Kendi iyiliğini düşündüğün için başkasına zarar verebilirsin, ya da vermeyi düşünebilirsin. Haksızken birini üzebilirsin ama gururuna yediremediğinden özür dilemezsin vs.. Ne zaman böyle şeyler yaptığımı düşünsem aklıma bu gelir. Küçük bi kuşun bile hakkına gircek olsam yuvasını bozsam bunun benden çıkacağını düşünüyorum.
Bende terkedildim. Hemde çok fena bi şekilde yaşadığım 1 senenin koca bi yalan olduğunu öğrenerek. 2 sene boyunca resmen kıvrandım acıdan. Ne için? Beni aldatan kandıran bi şerefsiz için. 2 sene mi koca bi hiç için üzülerek geçirdim. Sonra karşıma bi adam çıktı ve aşık oldum.Nişanlandım 3 ay sonra düğünüm var. Ama bu sefer karşımda ki adamı iyi tanıdım iyi gözlemledim. Allah yanıltmasın beni sevgisine saygısına inandım.
Bir hiç uğruna her gece ağlayarak geçirdiğim 2 yılı geçmiş günahlarımın kefareti sayıyorum. Yaşanmalıydı ve yaşandı. Belki çok şey götürdü o 2 sene benden ama çok şey de kattı. Yaşadıklarından ders alıyosan eğer. Yaşadığın her şeyi hayrına çevirebilirsin bence.
Bi yerde bir şey okumuştum kısaca özetleyeyim;
'Allah tarafından 2 melek çağrılmış ve her ikisine de bir görev verilmiş.
1. meleğe dünya hayatını iyilikle güzellikle dürüstlükle imanla geçirmiş bi adam verilmiş. Adam ölüm döşeğinde. Ve eşinden canının çok istediği bir yemeği istiyor. Meleğin göreviyse yemeğin dökülerek ve ya başka bir şekilde adamın yemesini engellemek.
2. meleğe ise dünya hayatında vicdandan güzellikten nasibini almamış bi adam verilmiş. Bu adamda ölüm döşeğinde ve ölmeden önce son kez yemek istediği bir şey var. Fakat bulamıyor. Meleğin göreviyse bunun olmasını sağlamak.
2 melekte kendilerine verilen görevi yapıyorlar ama içlerinde bi ukte. İyi bir adama kötülük edip kötü birine neden yardım ettiklerini merak ediyorlar. Huzura çıkıyorlar ve soruyorlar.Şöyle bir açıklama geliyor;
İyi olan adamın kefaretini ödemesi gereken bir günahı varmış. Bunun acısını ahiret hayatına kalmadan dünyada çekmesi istenmiş. Öyle ki ahiret gününde karşıda tertemiz durabilsin.
Kötü olan adamınsa ettiği iyiliklerin mükafatı dünyada verilmiş. Ahirette ettiği iyilik için mükafat beklemesin diye.'
Boşver kötü seviniyosa sevinsin mutlaka çıkar acısı. Haklı olan da varsın üzülsün vardır bir günahı öte dünyaya kalmadan burda çıkıyodur belki acısı..
Aşırı dinci ya da bağnaz bi insan değilim kesinlikle. Ama İlahi adalete inancım sonsuz. Varsa bi sıkıntın havale etmen gereken tek bir yer var bence. Kimsenin hakkı kimsede kalmaz..
ALLAH seni sevdiğinle ve ondan sahip olacağın çocuklarınla , ailelerinizle sonsuza dek mutlu etsin canım.
Ne güzel bir hikayeydi böyle... Kaydettim bilgisayarıma ...
İnşallah bu konum kapanmaz. Ne güzel şeyler paylaşıyorsunuz böyle.
Benim annem babam yok. Çocukluğumdan bu yana amcamdan çok kötü muamele gördüm küçükken çok şiddet gördüm .yıllar önce şöyle bir duam olmuştu.'Allahım bana yaptığı eziyetleri görüyorsun sen onun başına öyle birşey getirki yaşadıklarının sonunda 'dilaraya bu yaptıklarımdan dolayı, dilara bana beddua ettide ben böyle oldum 'dedirt diye dua etmiştim . Ama duamın sonunda da yine çocukları var diye üzüldüğüm için kendimce 'öyle birşey gelsin başınaki sadece ona ders olsun ama ölmesin dediğimi bilirim:) ilahi adalet işte . Duamın üzerinden aylar geçti ve amcam ağaçtan metrelerde yüksekten düştü bacağı kırıldı ayağı resmen bacağından ayrıldı bağırdı yardım edin diye feryatlar etti çok acılar çekti. Protez takıldı bacağına. Ve bana geldi dediki 'sen bana beddua mı ettin ?sen kesin bana beddua etinde ben böyle oldum. 'O an donup kalmıştım. Ha o an yinede yaptığım o dua beddua için pişman olmuştum ağlamıştım hatta çünkü nolursa olsun ben vicdansız bir insan değildm ben insandım. O zamandan sonra nolduysa hep daha seviyeli davranır bana. İlahi adalet işte
1331 ilk okul numaram.
O size yapılan kötülük çok kötü bir şey. Annemin de annesi babası öldüğünde 5 yaşlarındaymış.
Yengesinin ve amcasının etmediği kötülük kalmamış. Annemler daha bebekken korksunlar diye, annemin yatağına ölü kanlı tavşanlar filan koyarlarmış düşünün.
Şimdi çok kötü durumdalarmış.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?