X.ÜNİTE
TÜRKİYE EKONOMİSİNDE KRİZLER,İSTİKRAR POLİTİKLARI VE KÜRESEL EKONOMİK KRİZ
EKONOMİK KRİZLER VE İSTİKRAR POLİTİKALARI
Dünya piyasalarında yaşanan gelişmeler,ülke içindeki istikrarsızlıklar,arızi gelişmeler veya ülke ekonomisindeki yapısal sorunlara bir de politikacıların bu dalgalanmalara karşı uyguladığı hatalı makroekonomik politikalar ülke içinde büyük çaplı krizlere yol açar.Krizler;büyüme oranı,istihdam ve enflasyon başta olmak üzere bir çok değişkeni olumsuz yönde etkiler ve toplumun refahını azaltır.
Ekonomik istikrarsızlığın nedenleri;
*Dünya ekonomisindeki gelişmeler
*Ülke içinde ortaya çıkan politik istikrarsızlıklar
*Yanlış makroekonomik politikalar
*Arızi gelişmeler
*Ülke ekonomisindeki yapısal sorunlar
REEL SEKTÖR KRİZLERİ FİNANSAL (MALİ )KRİZLER
a-Mal ve hizmet piyasalarında a-Borç krizleri
yaşanan krizler(enf,durgunluk) b-Borsa krizleri
b-Faktör piyasalarında yaşanan c-Bankacılık krizleri
krizler(işsizlik) d-İkiz krizler
e-Para krizleri
Finansal krizlerin ortaya çıkmasında arz ve talepteki dalgalanmalar,sürdürülemeyen büyüme ve belirsizliğin artması,enflasyon ve enflasyonu düşürmeye yönelik yanlış politikalar,firma ve bilançoların bozulması,finansal serbestleşmeye erken geçiş,deregülasyon(Sermaye hareketlerine konulan kısıtlar ile mali piyasaların işleyişini düzenleyen kuralların kaldırılması ya da gevşetilmesi.)aşırı borçlanma,faiz oranlarının yükselmesi,uluslar arası sermaye hareketleri,kurdaki aşırı oynamalar ve yanlış kur politikaları etkilidir.
Borç Krizi;İç ve dış borçların ödenememesi durumudur.
Borsa Krizleri;Menkul kıymet borsalarında görülen aşırı dalgalanmalardır.(En iyi örnek 1929 Dünya Buhranıdır)
Bankacılık Krizleri;Bir ya da birkaç bankada ortaya çıkan yoğun fon çekilişleri şeklinde başlayıp,kısa sürede diğer bankalara da sıçrayan ve sistematik bir hal alan bunalım durumudur.(Son 30 yılda dünyada çok sık meydana gelmiştir.Hem sektörün iç dinamikleriyle hem de sektör dışında gelişen olaylarla ilgilidir.)
İkiz Krizler ;Para ve bankacılık krizlerinden birinin ortaya çıkmasıyla ortaya çıkıp,her iki krizinde birlikte yaşandığı durumdur(1990 ların ortasında görülen Asya Krizi buna en iyi örnektir)
Para Krizleri;Ulusal paranın değerinde ortaya çıkan büyük çaplı dalgalanmaları ifade eder.(Dış ticaret dengesizlikleri,spekülatif davranışlar ve güven problemi krizin temel nedenleridir.)
ORTODOKS VE HETERODOKS İSTİKRAR POLİTİKALARI
Ekonomide istikrarın sağlanmasında temel iki unsur;fiyat istikrarı ve tam istihdamın sağlanmasıdır.
Ortodoks İstikrar Politikaları
*Sıkı para ve maliye politikaları ve sabit kur politikaları uygulanır.
*Sıkı politikalarla kamu harcamalarının,reel ücretlerin,kamu yardımlarının düşürülmesi,para arzının daraltılıp,talebin kontrol altına alınması amaçlanır.
*Bütçe disiplinini sağlar fakat ekonomide durgunluğa sebep olur.
*IMF tarafından desteklenen bu politikalar istihdam ve reel ücret üzerindeki etkileri yüzünden kamuoyu tarafından desteklenmez.
*Nispi fiyat yapısını bozacağı için,fiyat kontrollerine sıcak bakılmaz.
*Arz yanlı yeni Ortodoks politikalarında ise temel amaç;üretimin arttırılmasıdır.Nominal döviz kurunun çapa olarak kullanılması önerilmektedir.
Heterodoks İstikrar Politikaları
*Sıkı para ve maliye politikaları ile sabit kur politikalarına ek olarak ;ücret ve fiyat kontrolleri şeklinde uygulanan gelirler politikası uygulaması yer alır.
*Üretim ve istihdam düzeyine zarar vermeden enflasyonla mücadele hedeflenir.
*Ortodoks istikrar programından farklı olarak yüksek enflasyonda şok politikalar savunulur.
*Enflasyonla mücadelede uygulandığı dönemde Ortodoks politikalara oranla daha yüksek başarı sağlansa da orta vadede diğer politika araçlarının desteği de önemli olmuştur.
IMF in Ortodoks Politikaları Uygularken Kullandığı Araçlar
*Sıkı para politikaları *Sıkı gelirler politikası
*Fiyat kontrollerinin kaldırılması *Uluslar arası ticaretin serbestleşmesi
*Devalüasyon *Faiz oranlarının yükseltilmesi
*Sıkı maliye politikaları
Not:Türkiye de ilk devalüasyon 7 Eylül 1946 da olmuştur.
TÜRKİYE EKONOMİSİNDE İSTİKRAR PROGRAMLARI
A-4 AĞUSTOS 1958 İSTİKRAR KARARLARI
İlk kapsamlı istikrar programıdır.1950 de özel sektör ağırlıklı ,hafif sanayi kolları ve tarıma dayalı büyüme hedeflenmiştir.O dönemde iklim koşulları,Marshall yardımları,genişleyen tarım alanları ,atıl fonların ekonomiye katılımı ve kredi koşullarının genişlemesi büyüme oranlarını arttırmıştır.Fakat dış ticarette serbestleşme hareketlerinin kontrol altında yapılmaması ihracattaki artışın ithalatı yakalayamaması dış ticaret açıklarına sebep olmuş,1954 de yardımların kesilmesi ve iklim koşullarının da değişmesi büyüme oranlarını düşürüp,enflasyonu yükseltmiş ve döviz sıkıntı ortaya çıkmıştır.
4 Ağustos 1958 de IMF nin desteğiyle yapılan istikrar programındaki düzenlemeler;
*Döviz alım işlemlerinde 1 dolar başına 6,22 TL vergi alınması ve dolar kurunun 2,8 TL den 9 TL ye çıkarılmasıyla devalüasyon yapılmıştır
*Bütçe dengesinin sağlanması amacıyla kamu harcamaları kısılmış,KİT ürünlerine zam yapılmış ve KİT lerin MB kaynaklarıyla finansmanına sınırlamalar getirilmiştir.
*422 milyon dolar üzerindeki dış borçlar ertelenmiş ve yeni ödeme planına gidilmiştir.Ayrıca IMF,ABD ve Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütünden toplam 359 milyon dolarlık yeni kredi sağlanmıştır.
*Dış ticarette serbestleşmeye gidilmiş,hammadde ve ara malı ithalatına öncelik verilmiş,ihracatta fiyat kontrollerinde işlemlerin hafifletilmesine yönelik düzenlemeler yapılmıştır.
*Emisyon hacmi kısılmıştır.(piyasaya sürülen toplam kağıt para)
İstikrar programı genel olarak açık finansman ve para arzındaki artışları frenleyerek enflasyonla mücadele amacını taşımaktadır.Ancak bir yandan KİT ürünlerinin fiyatına yapılan zamlar,diğer yandan devalüasyonun ekonomide yol açtığı maliyet enflasyonu bu amacın gerçekleştirilmesine büyük ölçüde engel olmuştur.
Bu dönemde 27 Mayıs 1960 darbesiyle siyasi sistemdeki değişiklik orta vadedeki hedeflerin sonuçları hakkında yorum yapma imkanını ortadan kaldırmıştır.
B-10 AĞUSTOS 1970 İSTİKRAR PROGRAMI
1963 yılından itibaren uygulamaya konulan kalkınma planlarında özellikle yatırımların arttırılmasını ve hızlı büyümeyi amaçlamaktadır.İlk iki planda büyüme hedefi %7 olarak belirlenmiş,ilk planda bu hedefe yaklaşılmıştır.1968-1970 liyıllar arasında ithal ikameci sanayileşme politikası sebebiyle büyüme hızı düşmeye ve enflasyon yükselmeye başlamıştır.Bununla birlikte işçi dövizlerinde düşüş,yabancı kredilerde azalma ve TL deki aşırı değerlenme ekonomide ciddi bir sıkıntı yaratmıştır.Hükümet bu durumun üzerine 10 Ağustos 1970 de istikrar kararlarını açıklamıştır.Buna göre;
*%67 oranında devalüasyon yapılmıştır,dolar kuru 15 Tl olarak belirlenmiştir.
*Mali disiplin kapsamında vergiler yükseltilmiş,maaş ve ücretler dondurulmuş,KİT ürünlerine zam yapılmıştır.
*Ekonomideki arz daralmasını dindirmek amacıyla ithalatta teminat oranları düşürülmüş,miktar kısıtlamaları da azaltılmıştır.
Bu tedbirlerin ardından dış kaynak konusunda önemli gelişmeler sağlanmıştır.IMF den alınan krediler,artan işçi döviz gelirleri,hammadde ve mamul ihracatında artış ve kısa vadeli borçlar sayesinde 1973 yılında ilk kez ödemeler dengesi fazla vermiştir.Ne var ki bu defa da arka arkaya yaşanan petrol şokları,petrol ithalatının oranını arttırmış ,döviz sıkıntısını genişletmiş ve kısa vadeli borç artışını da beraberinde getirmiştir.Bu dönemdeki Kıbrıs Barış Harekatını maliyetleri sorası ABD nin uyguladığı ambargo da ekonomiyi derinden etkilemiştir.
C-24 OCAK 1980 KARARLARI
24 Ocak kararlarının diğer istikrar tedbirlerinden önemli bir farkı vardır.Bu kararlar ile iç piyasaya yönelik üretimin yapıldığı ithal ikameci sanayileşme politikası terk edilerek,yerine piyasa ekonomisine dayalı,dışa açık ve ihracata dayalı büyüme politikaları benimsenmiştir.
24 Ocak kararları ve 17 Haziranda eklenen ek kararlar genel hatlarıyla şu şekildedir.
*%48,6 lık bir devalüasyon yapılmış,1Mayıs 1980 den itibaren günlük kur uygulamasına geçilmiş,1984 te döviz alım satımı serbest bırakılmıştır.
*Fiyatların piyasa koşullarında belirlenmesi hedefi doğrultusunda Fiyat saptama-Kontrol koordinasyon komitesi kaldırılmıştır.
*Kredi ve mevduat faiz oranları serbest bırakılmıştır.1983 yılında ise faiz oranlarını belirleme yetkisi MB na verilmiştir.
*Kamu sektörünü küçültmek amacıyla özelleştirmelere gidilmiştir.
*Tarım ürünlerinde destekleme alımları sınırlandırılmış,KİT lerin kendi ürünlerinin fiyatlarını belirlemesine izin verilmiştir.
*Dış ticarette serbestleşme hedefine bağlı olarak ihracat artışını sağlamak üzere teşvikler,sübvansyonlar vergi indirimleri yapılmıştır.İthaline izin verilmeyen ürünler listesi belirlenmiştir.
*Yabancı sermayeyi teşvik için düzenlemeler yapılmış hatta yabancı sermaye girişleri için Başbakanlığa bağlı Yabancı Sermaye Dairesi görevlendirilmiştir.
D-5 NİSAN 1994 KARARLARI
1990-1993 tarihlerinde ekonomi %6 büyüse de istikrarsız bir seyir izlemiştir.Bu dönemde büyümenin en büyük sebepleri;sermaye artışları,kamu harcamalarını arttırıcı ve açık finansman sistemine dayalı bütçe politikası ve bankacılık sisteminin iç piyasaya yönelik açmış olduğu kredilerdeki yüksek reel artışlardır.Sağlam temelleri olmayan bu süreç orta vadede sıkıntıya yol açmış,kamu açıkları iç borç ve MB den para alınarak kapatılmaya çalışılmış,yükselen iç faiz oranları ülkeye sıcak para girişini arttırmış,TL nin aşırı değer kazanmasına yol açmıştır.Bu durum bir taraftan ihracatta rekabet gücünün azalmasına ve ithalatın yükselmesine neden olarak reel sektörü olumsuz etkilerken ,bir yandan da dış ticaret açığını arttırmıştır.Bankaların açık pozisyonlarının artması,bankaların kredi sağlama amacında uzaklaşması,piyasaya döviz sürülmesi,körfez krizi,1994 seçimleri,dünya ekonomisindeki genel durgunluk,Türkiyenin kredi notunun düşmesi kriz ortamını oluşturmuştur.
5Nisan 1994 de ki programın kısa vadeli hedefi ,döviz piyasası ve dış dengede istikrarın sağlanmasıdır.Alınan kararlara göre yapılan düzenlemeler;
*Kamu kesimi borçlanma gereği ve enflasyonu düşürmeye yönelik olarak kamu harcamalarının azaltılması ve gelirlerin arttırılması
*Finans piyasalarına yönelik olarak 6 Mayıs 1994 ten itibaren mevduatların tamamı güvence altına yapılmıştır.Hazinenin MB den kısa vadeli kredi almasına sınırlama getirilmiştir.
*Yapısal sorunların çözümüne yönelik olarak KİTlerin yapısının yeniden düzenlenmesi,özelleştirme politikasının etkin şekilde uygulanması,sosyal güvenlik reformu,tarımsal destekleme politikasında düzenlemesine yönelik kararlar alınmıştır.
5Nisan kararları hem ortodoks ve heterodoks özellikler taşımaktadır.Programdaki hedefler tam olarak gerçekleştirilememiştir.En yüksek enflasyon oranı ve hazine borçlanmalarında ödenen en yüksek cari faiz oranı bu dönemde olmuştur.
E-1995-1999 DÖNEMİNDE EKONOMİK GELİŞMELER VE İSTİKRAR TEDBİRLERİ
6 Mart 1995 te imzalanıp,01 Ocak 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması dış ticarette yeni bir dönem başlatmıştır.1997 de küreselleşme ve finansal serbestleşme süreci iktisadi anlamda yapısal değişimlere neden olmaktadır.Küreselleşme ülke ekonomileri birbirine bağımlı hale getirmektedir.1997 yılında Tayland da başlayan kriz ,Güneydoğu Asya ülkelerine oradan da Rusya ve Latin Amerika ülkelerine sıçramıştır.Küresel krizin temel nedenleri;
*Söz konusu ülkelerde spekülatif hareketler
*Eksik yasal düzenlemeler
*Yüksek sıcak para hareketliliği sonucu finans piyasalarında yaşanan dalgalanmalar
*Yüksek dış borç oranlarıdır.
Kriz Rusyaya sıçradıktan sonra Türkiye de etkilenmiş,Rusyanın borçlarını ödeyemeyeceğini açıklaması ile Rusya dan yüksek miktarsa sıcak para çıkışı yaşanmıştır.Bu durum IMKB endeksinin değer kaybetmesine yol açmıştır.1998 de Gümrük Birliğinin sağladığı olumlu hava geçmiş,hem ihracat hem ithalatta gerileme yaşanmıştır.1997 yılında Hazinenin MB den kredi kullanmasına son verilmiş,mali milat(bankadaki paraların nereden geldiğinin hesabı sorulmadan kayıt altına alınması)ve vergisel düzenlemeler oluşturulmuş fakat;yine de kamu kesimi borçlanma gereği sürekli artmıştır.Bu dönemde yürürlüğe konan istikrar programın tedbirleri;
*1997 Ağustos ve Eylül aylarında hükümet para piyasaları ile ilgili acil tedbirleri hayata geçirilerek uluslar arası krizin Türkiyeye sıçramasına ani olmuş,ancak ihracattaki azalma reel sektörü etkilemiştir.
*26 Haziran 1998 de IMF ile üçer aylık dönemlerin incelenmesi konusuyla ilgili olarak Yakın İzleme Anlaşması imzalanmıştır.
*11 Aralık 1998 tarihinde ithalatı azaltma ve ihracatın arttırılmasına yönelik önlem paketleri oluşturulmuştur.Ayrıca 1999 depremi de kamu harcamalarını artmasına neden olmuştur.
9 Aralık 1999 da 2000-2002 dönemini kapsayan Enflasyonla Mücadele Programı yürürlüğe konmuştur.
Bu programın 3 temel unsuru vardır;
*Faiz dışı fazlanın arttırılmasına yönelik sıkı maliye politikası
*Enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası
*Uzun dönemli beklentileri iyileştirmeyi ve bu şekilde reel faizlerin düşürülmesini sağlayacak para ve kur politikaları
Ancak bu programda beklenen başarıyı sağlamamıştır.
F-KASIM 2000,ŞUBAT 2001 KRİZLERİ VE İSTİKRAR PROGRAMLARI
2000 yılında bankaların likidite ihtiyaçlarının iyice artması,faiz oranlarını yükseltmiş,döviz talebi artmış ve bir panik havası oluşmuştur.Bankalar arası piyasada çözülemeyen likidite sıkıntısına yönelik Merkez Bankasın da ciddi bir tedbir almayınca bunalımın derinleşmesi,bazı bankaların iflası ve bunun bir kriz haline gelmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.Gelişmeler sonrası bankalar arası gecelik faiz oranları %873 e kadar yükselmiş,önemli miktarda sermaye çıkışı olmuştur.
2001 Nisan ayında yeni MB kanunu çıkarılarak ;MBnin en önemli görevi fiyat istikrarıdır.14 Nisan 2001 tarihinde Güçlü Ekonomiye Geçiş Programının temel amacı;kur rejiminin terk edilmesi nedeniyle ortaya çıkan güven bunalımı ve istikrarsızlığı süratle ortadan kaldırmak ve eş anlı olarak bu duruma bir daha geri dönülmeyecek şekilde kamu yönetiminin ve ekonominin yeniden yapılandırılmasına yönelik alt yapı çalışmaları oluşturulmaktadır.
GEGP çerçevesinde15 Mayıs 2001 tarihinde Bankacılık Sektörü yeniden yapılandırma programı açıklandı.Bu programın temel amaçları;
*Kamu bankalarını mali sistem içindeki bir istikrarsızlık unsuru olmaktan çıkarmak
*TMSF deki bankaların sorunlarını en kısa sürede çözüme kavuşturmak
*Krizden olumsuz yönde etkilenen özel bankaların sağlıklı bir yapıya kavuşmalarını sağlayacak düzenlemeleri gerçekleştirmektir.
Program iki ana unsurdan oluşmaktadır.
*Bankacılık sektöründe mali ve operasyonel yeniden yapılandırma
*Gözetim ve denetim çerçevesini güçlendirici,sektörde etkinlik ve rekabet gücünü arttırıcı yasal ve kurumsal düzenlemeler.
G-2008 KÜRESEL EKONOMİK KRİZ SEBEPLERİ VE SONUÇLARI
Belirtileri;
2008 de yaşana küresel krizin belirtileri ana hatlarıyla;
*Küresel ekonomide büyümenin hızla düşmesi
*Gelişmekte olan ekonomilere yönelik sermaye hareketlerinin yavaşlaması
*Büyük ülkelerin dünya çapındaki büyük bankalarının büyük kayıplar ve zararlar yazmaya başlaması ve krize doğru büyük sorunlar yaşaması
*Menkul kıymetler borsalarında ciddi düşüşlerin yaşanmaya başlaması
*2000 li yılların başından beri uluslar arası para piyasalarında aşırı bollaşan likiditenin küresel çapta kurumaya başlaması
Dünya 2009 yılında ;Büyük buhrandan yana 1970 li yıllardaki petrol krizleri de dahil son yılların en büyük ekonomik daralmasını yaşamıştır.Bankaların ve sigorta şirketlerinin dünya çapında zarar ve kayıpları 1,3 trilyona ulaşmıştır.Menkul kıymetler piyasasında düşüşler yaşanmıştır.
Krizin temel dinamikleri;
Temel dinamikleri 4 ana grupta toplanabilir.
*Menkul kıymetleştirme *
Asimetrik bilgi
*Derecelendirme kurumlarının rolü *Makroekonomik arka plan (para politikası)
Menkul kıymetleştirme:Menkul kıymetler çıkartılarak gerçekleştirilen borçlanmaların borç verenle borç alan arasında özel olarak yapılan banka kredileri gibi karşılıklı görüşmelere dayalı kredilerin yerine geçmesidir.Avantajları;Konut kredilerinin banka bilançosundan çıkarılması,varlıkların likiditesinin artması,riskin farklılaşmasıdır.Dezavantajları;İşletmelerin paket satışlara yönelmesinin şeffaflığı giderek zayıflatması ve mali güvenilirliğin (kredi itibarının )gözden geçirilmesini azaltmasıdır.(mortgage)
Uluslar arası derecelendirme kurumlarının rolü:a)Temerrüt durumlarını tahminde kullanılacak katsayıların ve modellerin eksikliği ve belirsizliği. b)Konut fiyatlarındaki düşüş ihtimalinin göz ardı edilmesi. c)Varlığa dayalı menkul kıymetleştirme düzenleyicileri ile derecelendirme kuruluşlarının arasında menfaat işbirliğinin oluşması
d)Varlığa ve ipotekli gayrimenkul kredisine dayalı menkul kıymetlerin derecelendirme kuruluşları için önemli bir gelir kaynağı haline gelmesi ve bunların derecelendirmelerinin kendileri için giderek zorlaşması e)ABD başta olmak üzere,küresel ekonomide belirleyici role sahip ülkelerin merkez bankalarını ve diğer düzenleyici kuruluşlarını yönetenlerin bir kısmının supprime (geri odeme gucu ve tarihcesi zayif, dolayisiyla kredi riski yuksek kisi ve gruplara verilen mortgagelara ve bu mortgagelarin alinip satildigi piyasaya verilen isim )piyasada meydana gelen sorunların finansal sektörün tamamını ve ekonominin diğer sektörlerini ciddi olarak etkilemeyeceğine inanmaları
Asimetrik bilgi:Alacaklı ve borçlu taraflardan birinin diğerine göre daha fazla bilgiye sahip olması ve bundan karşı tarafı haberdar etmemesidir.Subprime mortgage kredilerinin kıymetleştirilmesinde anahtar oyunculara ve arızalara bakıldığında ortaya çıkacak aksaklıklar;
-yağmacı kredilendirme(borç alanın itibari kontrol edilmemektedir.)
-mortgage hilesi (düzenleyiciye kredinin kalitesi konusunda tam bilgi verilmemektedir)
-ters seçim(düzenleyici daha çok bilgiye sahiptir)
-ahlaki tehlike(istismar riski)(krediyi oluşturan anapara ve faizi tam olarak ödemez)
-ahlaki tehlike(istismar riski)(hizmeti sunan katlandığı maliyeti abartır)
-sahip-yönetici sorunu(aktif yöneticisi riskli yatırımları seçebilir
-model hatası(kredi derecelendirme kuruluşunun notu,yukarı doğru sapmalıdır.)
Merkez bankalarının uyguladıkları para politikalarının yol açtığı makro ekonomik arka plan
Küresel Krizin Dünya Ekonomisindeki Etkileri
*Sanayi üretimin endekslerinde ciddi düşüşler yaşanmıştır.
*2009 yılı başında negatif büyüme rakamları kaydedilmiştir.
*avroya olan güven azalmıştır.
*Küresel ticaret 2008 in ikinci çeyreğinden 2009 un ilk çeyreğine kadar azalmış,2009 un ikinci çeyreğinde ise artmaya başlamıştır.
*Makroekonomik dengeleri gelişmekte olan ülkelerin lehine asimetrik şekilde değiştirmiştir.
*İşsizlik oranları artma eğilimine girmiştir.
*Kamu gelir ve harcamaları azalmıştır.
Küresel Krizin Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri
*Borsada ciddi düşüşler yaşanmıştır.
*TL ,avro ve dolar karşısında 2008 in başına kadar değer kazanmış,2008 nisan ve 2009 nisan da değer kayıplar yaşamıştır
*Vadeli mevduat faiz oranları 2008 yılı sonundan itibaren önemli derecede düşmüştür.( Aynı zamanda Küresel Krize Karşı Türkiye de alınan Para Politikası Tedbiridir.)
*Konut kredilerinde ve takipteki kredilerde artış olmuştur
.