Uzunca bir zamandır yaşadıklarımı yazıp içimi dökmek istiyordum ama bi türlü kendime yediremiyordum. Yok canım diyordum kendime... Buraya yazıcak kadar büyük bi derdin de yok. Sen büyütüyorsun sen olaylara farklı bakıyorsundur, sonuçta onlar senin ailen. Bunları söyleye söyleye içimde dertlerim tasalarım o kadar büyüdü ki. Bu saatte yatağımdan kalkıp bunları bana yazdıracak kadar... Çünkü artık sabrım tamamen tükendi. Ailemden kimsenin umrunda değil benim üzgün olmam. Onların davranışları yüzünden gün ve gün eriyorum ama bunu ya görmüyorlar ya da görmezden geliyorlar. Asıl konuya girmem gerekirse de olay başta annem.
Evet annem, ne acı değil mi bir insanı eriyip bitiren derdinin aslında onun için en değerli varlık olan annesinin olması. Hep annemi sevdim ama bir yandan hep uzak kaldım ona. Beni sürekli kendisinden uzaklaştırdı. Hep bir mesafe koydu. Beni kendine rakip gibi gördü. Onun yapamadıklarını yaptığımı gördüğünde beni desteklemek yerine kıskanmayı tercih etti. Mutsuzluklarıma üzülür gibi yaptı ama içinde bi yerlerde mutluluk hissetti. Bir anne nasıl böyle hisseder aklım almıyor. Her zaman üzülme sebebim annem oldu. Başta yanlış anlıyorum dedim ergenlik dönemimdenmiş dedim ama geçti gitti yıllar değişen hiçbir şey olmadı, annemle daha da uzaklaşmamızdan başka. Şimdi anne kız değilde iki yabancıyız sanki. Hep içimden geçirdim annesizlik elbette çok kötü ama yanında annen olup da ona ulaşamamak duvarlar arkasından bakmak daha da iç acıtıcı diye. O kendini sadece erkek kardeşime adadı. O doğduğunda kendimin annesiz kalışını açık ve net izledim ben. Uzun yıllar savaştım bununla olmayan gücümle. Gördüm hep onu severken ona oğlum derken içinin titreyişini. Bana yapmadığı anneliği, göstermediği ilgiyi ve sevgiyi ona nasıl da güzel gösterdiğini gördüm. Onun hep bir oğlu oldu sadece. Haddime düşmez ama peki onun oğluna verdiği değeri oğlu ona gösteriyor mu derseniz de hayır. Tam tersi o bunu kullanıyor. Onu çok sevip her dediğini yapan annesi var ya güya işte onu hizmetçisi gibi kullanıp emirler verip duruyor gözümün önünde. Ki daha kardeşim 14 yaşında olduğu halde büyük bir güç var elinde. Her istediği olan üzerine titrenilen bir prens adeta evde.
Evimizde bile diyemiyorum çünkü artık evim olarak bile göremiyorum. Manevi sevgiden umudumu çoktaan kestim artık ben. Nasıl oldu bilmiyorum bu ama artık manevi birşeyler elde edemiyceğimi anlayıp sanırım kendimi maddi açıdan tatmin etmeye başladım. Ama öyle bir duruma geldik ki artık bütün maddi olanaklar da ona çevrildi. Üniversite okuyan ben olamama rağmen ve hatta genç kız olamam rağmen sürekli tutumlu olmam söyleniyor kendime bir üst aldığımda aylarca başka birşey aldırılmıyor ama her hafta prenslerine son moda kıyafetler alınıyor. Merak ediyorum ona harcanan bu para bana gelince neden yok oluyor. Bana gelince paramız az borcumuz çok diyip vicdanen kendilerini acındırıyorlar ama oğullarına gelince hiç lafı olmadan herşey pat diye alınıyor. İşte manevi ayrımcılıktan sonra maddi ayrımcılığı da gördüğümde artık sabrım tükendi. Ama bu hiçbir şeyi de değiştirmiyor elbette. Babam da annemin yaptıklarını görmezden gelip sanki çok mutlu bir ailemiz var gibi davranıyor. Sorunlarımla zerre kadar ilgilenmiyor. Evde hiçbir rolü yok yani para kazanmak dışında. Ama en azından babam ayrımcılık yapmıyor herkesi eşit seviyor. Bu yüzden az da olsa tek dayanağım babam.
ŞU konuya da değinmeden edemiycem ben ders konusunda hep ailenin gururu oldum hep dereceler yaptım bulunduğum şehirde. Ama kardeşim tabi ki bu kadar rahat bir aileden dolayı hiç ders çalışmayan tembelin teki. Geçen gün babam veli toplantısına gitmiş de söylenen kötü şeyler üzerine yarıda bırakmış çıkmış gelmiş. Hepsinin ağzında aynı söz oğlunuz çok tembel hiç çalışmıyor. Ee çocuk nasıl çalışsın tabi anne babasının parasını yemekle, gününü gün etmekle meşgul bütün gün. Bense hem paramız gitmesin hem de ailem beni sevsin diye senelerce kendime hiç vakit ayırmadan ders çalıştım. Hata sizde sürekli şımartıyosunuz çocuğa ders çalış diye hiç bir yaptırımda bulunmuyorsunuz diyorum, cevap bile veremiyorlar. Çünkü haklıyım. Uzun lafın kısası sırf o ERKEK diye onun pohpohlanması benimse çoğu yönden ondan çok ilerde olmama rağmen eziliyor olmam canıma tak etti.
Gene bir gün bankada sıra beklerken yanımdaki arkadaşıma annemin ona yaptığı ayrımcılıkları anlatıyordum. Yanımızda oturan bayan da kulak misafiri olmuş. Kusura bakmayın ama dediklerinizi duydum ve o kadar haklısınız ki dedi. Aynısını o da yaşamış, sırf o kız diye ailesi ezmiş onu sürekli. Anne annedir bütün çocuklarını eşit sever diye bir şey yok dedi. O gün daha da iyi anladım yaşadıklarım gerçekti. Bir yanlış anlamadan ibaret olabilceğine inandım hep ama değildi. Annem kardeşimi erkek diye daha çok seviyordu. O derslerinde kötü olursa olsundu. Yeter ki o mutlu olsundu. Ama ben küçükken biraz düşük bir not alsam hemen döverlerdi. Anneannem de hep dayımı kayırmış. Hep dayıma ayrımcılık yapmış annemi ezmiş. Ben onun bu anlattığı hikayelerle büyüdüm ve hala daha anlatır. Ki anneanneme sorsanız hayatta böyle bir şey yapmamış. Ama gerçek şu ki anneannem de dayımı hep ayrımcılık yaparak bir dediğini iki etmeyerek ve annemi ikinci plana atarak büyütmüş. Bazen acaba annem benden bunun intikamını mı çıkarıyor diye merak ediyorum. Ama bunları birebir yaşayan acı çeken biri nasıl kızına aynısını yaşatır ya. Aklım almıyor diyecek söz bulamıyorum.
Sırf bu yüzden erkek çocuklara düşman oldum. Çünkü öyle bi acı büyüdü ki içimde bir kız bir erkek çocuğum olursa istemeden de olsa oğluma kötü davranıp kızıma iyi davranıcam. O yüzden bir tane kızım olsun istiyorum oğlan çocuk istemiyorum bile. Çok hastalıklı bir düşünce bu biliyorum ama bazen öyle bir duruma geliyor ki insan gözü hiçbir şey göremiyor. Bu olaylardan o kadar bunaldım ki artık sabahtan akşama kadar aklımdan çıkmıyor. Düşünüp ağlayıp duruyorum. Annemle çok az konuşuyoruz. Ailem var ama yok. Çok sahipsiz hissediyorum kendimi. Arkadaşlarım bile anlıyor artık hep mutsuzsun diye. Evet hep mutsuzum. Beni hiçbir şey mutlu edemiyor artık. Ruhumda açılan bu derin yara beni her gün eritiyor. Umarım bu yazım birilerinin yanlışını anlayıp birilerini mutlu etmesine sebep olur. Kendimi umutsuz vaka olarak görüyorum ama yorumlarınızı da bekliyorum. Belki bir mucize olur ve ben mutlu olurum kim bilir. Allah daha büyük dert vermesin elbette, sabredip dayanmaya çalışıyorum işte hala... Şimdiden teşekkür ederim yardımcı olan herkese.SİZ SİZ OLUN ÇOCUKLARINIZA EŞİT İLGİ VE DEĞERİ GÖSTERİN.
Evet annem, ne acı değil mi bir insanı eriyip bitiren derdinin aslında onun için en değerli varlık olan annesinin olması. Hep annemi sevdim ama bir yandan hep uzak kaldım ona. Beni sürekli kendisinden uzaklaştırdı. Hep bir mesafe koydu. Beni kendine rakip gibi gördü. Onun yapamadıklarını yaptığımı gördüğünde beni desteklemek yerine kıskanmayı tercih etti. Mutsuzluklarıma üzülür gibi yaptı ama içinde bi yerlerde mutluluk hissetti. Bir anne nasıl böyle hisseder aklım almıyor. Her zaman üzülme sebebim annem oldu. Başta yanlış anlıyorum dedim ergenlik dönemimdenmiş dedim ama geçti gitti yıllar değişen hiçbir şey olmadı, annemle daha da uzaklaşmamızdan başka. Şimdi anne kız değilde iki yabancıyız sanki. Hep içimden geçirdim annesizlik elbette çok kötü ama yanında annen olup da ona ulaşamamak duvarlar arkasından bakmak daha da iç acıtıcı diye. O kendini sadece erkek kardeşime adadı. O doğduğunda kendimin annesiz kalışını açık ve net izledim ben. Uzun yıllar savaştım bununla olmayan gücümle. Gördüm hep onu severken ona oğlum derken içinin titreyişini. Bana yapmadığı anneliği, göstermediği ilgiyi ve sevgiyi ona nasıl da güzel gösterdiğini gördüm. Onun hep bir oğlu oldu sadece. Haddime düşmez ama peki onun oğluna verdiği değeri oğlu ona gösteriyor mu derseniz de hayır. Tam tersi o bunu kullanıyor. Onu çok sevip her dediğini yapan annesi var ya güya işte onu hizmetçisi gibi kullanıp emirler verip duruyor gözümün önünde. Ki daha kardeşim 14 yaşında olduğu halde büyük bir güç var elinde. Her istediği olan üzerine titrenilen bir prens adeta evde.
Evimizde bile diyemiyorum çünkü artık evim olarak bile göremiyorum. Manevi sevgiden umudumu çoktaan kestim artık ben. Nasıl oldu bilmiyorum bu ama artık manevi birşeyler elde edemiyceğimi anlayıp sanırım kendimi maddi açıdan tatmin etmeye başladım. Ama öyle bir duruma geldik ki artık bütün maddi olanaklar da ona çevrildi. Üniversite okuyan ben olamama rağmen ve hatta genç kız olamam rağmen sürekli tutumlu olmam söyleniyor kendime bir üst aldığımda aylarca başka birşey aldırılmıyor ama her hafta prenslerine son moda kıyafetler alınıyor. Merak ediyorum ona harcanan bu para bana gelince neden yok oluyor. Bana gelince paramız az borcumuz çok diyip vicdanen kendilerini acındırıyorlar ama oğullarına gelince hiç lafı olmadan herşey pat diye alınıyor. İşte manevi ayrımcılıktan sonra maddi ayrımcılığı da gördüğümde artık sabrım tükendi. Ama bu hiçbir şeyi de değiştirmiyor elbette. Babam da annemin yaptıklarını görmezden gelip sanki çok mutlu bir ailemiz var gibi davranıyor. Sorunlarımla zerre kadar ilgilenmiyor. Evde hiçbir rolü yok yani para kazanmak dışında. Ama en azından babam ayrımcılık yapmıyor herkesi eşit seviyor. Bu yüzden az da olsa tek dayanağım babam.
ŞU konuya da değinmeden edemiycem ben ders konusunda hep ailenin gururu oldum hep dereceler yaptım bulunduğum şehirde. Ama kardeşim tabi ki bu kadar rahat bir aileden dolayı hiç ders çalışmayan tembelin teki. Geçen gün babam veli toplantısına gitmiş de söylenen kötü şeyler üzerine yarıda bırakmış çıkmış gelmiş. Hepsinin ağzında aynı söz oğlunuz çok tembel hiç çalışmıyor. Ee çocuk nasıl çalışsın tabi anne babasının parasını yemekle, gününü gün etmekle meşgul bütün gün. Bense hem paramız gitmesin hem de ailem beni sevsin diye senelerce kendime hiç vakit ayırmadan ders çalıştım. Hata sizde sürekli şımartıyosunuz çocuğa ders çalış diye hiç bir yaptırımda bulunmuyorsunuz diyorum, cevap bile veremiyorlar. Çünkü haklıyım. Uzun lafın kısası sırf o ERKEK diye onun pohpohlanması benimse çoğu yönden ondan çok ilerde olmama rağmen eziliyor olmam canıma tak etti.
Gene bir gün bankada sıra beklerken yanımdaki arkadaşıma annemin ona yaptığı ayrımcılıkları anlatıyordum. Yanımızda oturan bayan da kulak misafiri olmuş. Kusura bakmayın ama dediklerinizi duydum ve o kadar haklısınız ki dedi. Aynısını o da yaşamış, sırf o kız diye ailesi ezmiş onu sürekli. Anne annedir bütün çocuklarını eşit sever diye bir şey yok dedi. O gün daha da iyi anladım yaşadıklarım gerçekti. Bir yanlış anlamadan ibaret olabilceğine inandım hep ama değildi. Annem kardeşimi erkek diye daha çok seviyordu. O derslerinde kötü olursa olsundu. Yeter ki o mutlu olsundu. Ama ben küçükken biraz düşük bir not alsam hemen döverlerdi. Anneannem de hep dayımı kayırmış. Hep dayıma ayrımcılık yapmış annemi ezmiş. Ben onun bu anlattığı hikayelerle büyüdüm ve hala daha anlatır. Ki anneanneme sorsanız hayatta böyle bir şey yapmamış. Ama gerçek şu ki anneannem de dayımı hep ayrımcılık yaparak bir dediğini iki etmeyerek ve annemi ikinci plana atarak büyütmüş. Bazen acaba annem benden bunun intikamını mı çıkarıyor diye merak ediyorum. Ama bunları birebir yaşayan acı çeken biri nasıl kızına aynısını yaşatır ya. Aklım almıyor diyecek söz bulamıyorum.
Sırf bu yüzden erkek çocuklara düşman oldum. Çünkü öyle bi acı büyüdü ki içimde bir kız bir erkek çocuğum olursa istemeden de olsa oğluma kötü davranıp kızıma iyi davranıcam. O yüzden bir tane kızım olsun istiyorum oğlan çocuk istemiyorum bile. Çok hastalıklı bir düşünce bu biliyorum ama bazen öyle bir duruma geliyor ki insan gözü hiçbir şey göremiyor. Bu olaylardan o kadar bunaldım ki artık sabahtan akşama kadar aklımdan çıkmıyor. Düşünüp ağlayıp duruyorum. Annemle çok az konuşuyoruz. Ailem var ama yok. Çok sahipsiz hissediyorum kendimi. Arkadaşlarım bile anlıyor artık hep mutsuzsun diye. Evet hep mutsuzum. Beni hiçbir şey mutlu edemiyor artık. Ruhumda açılan bu derin yara beni her gün eritiyor. Umarım bu yazım birilerinin yanlışını anlayıp birilerini mutlu etmesine sebep olur. Kendimi umutsuz vaka olarak görüyorum ama yorumlarınızı da bekliyorum. Belki bir mucize olur ve ben mutlu olurum kim bilir. Allah daha büyük dert vermesin elbette, sabredip dayanmaya çalışıyorum işte hala... Şimdiden teşekkür ederim yardımcı olan herkese.SİZ SİZ OLUN ÇOCUKLARINIZA EŞİT İLGİ VE DEĞERİ GÖSTERİN.
Son düzenleme: